Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2020/472 E. 2022/474 K. 01.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA BAM .. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No:
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
.. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO :
KARAR NO :

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA .. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 05/12/2019
NUMARASI : …. Esas …. Karar

İSTİNAF EDEN DAVACI :
VEKİLİ :

DAVALI :
VEKİLİ :

DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 01/04/2022
YAZIM TARİHİ : 05/04/2022
Davacı tarafından, davalı aleyhine Konya .. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …. sayılı dosyası ile açılan tazminat davasında 05/12/2019 tarihinde tesis edilen davanın kısmen kabul kısmen reddine ilişkin karara karşı davacının istinaf kanun yoluna başvurması üzerine, üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendiğinde;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili kuruma ait kasko sigortalı …. plakalı 2011 model …. marka aracın 05/02/2018 tarihinde hasta nakil amacıyla hastaneye gitmekte iken çukura düşmesi sonucu arka kısmının tamamen çöktüğünü ve arka amortisör körüklerinin zarar gördüğünü, meydana gelen olay nedeniyle davalı sigorta şirketine başvuru sonucunda ekspertiz işlemleri yaptırılarak …. tarafından 5.395,19 TL üzerinden onarıma başlandığını, ambulansın hasar onarımına ilişkin olarak davalı sigorta şirketi tarafından 663,81 TL ödeme yapıldığını, kalan miktar olan 4.731,38 TL’nin tahsili amacıyla davalıya defalarca sözlü ve yazılı başvuru yapılmasına rağmen görüşmelerden bir sonuç alınamadığını beyan ederek araçta oluşan zarar bedeli olan 4.731,38 TL’nin olayın meydana geldiği tarihten itibaren işletilecek reeskont faiziyle birlikte davalı sigorta şirketinden tazminine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
CEVAP: Davalı sigorta şirketi vekili cevap dilekçesiyle özetle; dava konusu hasar için Konya İl Sağlık Müdürlüğü hesabına 16/03/2018 tarihinde 663,81 TL ödeme yapıldığını, hasar nedeniyle uzman raporuna istinaden meydana gelen diğer hasarın kaza ile bağlantısı olmaması sebebiyle ödeme yapılmasının mümkün olmadığını, herhangi bir sorumluluklarının bulunmadığını, talep edilen hasar bedelinin maddi zarar kapsamı dışında bulunduğunu, davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte dava konusu tazminatın ancak dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte talep edilebileceğini beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Dava tazminat davası olup, davacı maliki olduğu …. plakalı aracın 05/02/2018 tarihinde meydana gelen olay neticesinde arızalandığını, davalının, aracın KASKO sigortacısı olduğunu, yapılan başvuruya rağmen zararın karşılanmadığı iddia ederek 4.731,38 TL’nin olay tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte tahsilini istemiş, davalı ise araçta oluşan hasar ile ihbar edilen olayın uyumlu olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Kasko sigorta poliçesinin incelenmesinde; poliçenin 01/01/2018 tarihinde tanzim edildiği ve poliçe ile davacıya ait …. plakalı araçta oluşacak hasarların teminat altına alındığı anlaşılmıştır. Davaya konu zararlandırıcı olay 05/02/2018 tarihinde meydana gelmiş olup, olay poliçenin vadesi içinde gerçekleşmiştir.
Taraflar arasındaki ihtilaf; araçta oluşan hasarın iddia edilen trafik kazası nedeniyle oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.
18/10/2019 tarihli bilirkişi raporu ile; meydana gelen kazanın oluş şekline göre yol üzerindeki çukurların araç lastiklerini patlatmadan, araçta süspansiyon görevi gören körüklerin, araca gelen darbe neticesinde artan yük şiddeti miktarına göre patlayabileceği, somut olayda da araçtaki körüklerin patlamasının bu şekilde gerçekleştiğini tespit ederek araçta oluşan hasar tutarının toplam 5.395,20 TL olduğu belirlenmiştir.
Dava tarihinden önce 16/03/2018 tarihinde dava konu olay nedeniyle davacıya 663,81 TL tutarında ödeme yapılmış olup, bu ödemenin güncellenmiş değeri ile birlikte toplam zarardan mahsup edilmesi gerekmektedir. Mahkememizce bu yönde yapılan hesaplama neticesinde toplam hasar (5.395,20) – ödeme (663,81) – faiz (101,48) = 4.629,91 TL tutarında davacının bakiye zararının bulunduğu sonucuna ulaşılmıştır.
KASKO Genel şartlarının B.3.3.4.1. Maddesine göre;Sigortacı hasar ihbarı üzerine talep ettiği belgelerin kendisine eksiksiz olarak verilmesi ve zararın eksper vasıtasıyla tespiti kararlaştırılmış ise eksper raporunun tesliminden itibaren en geç 10 işgünü içinde Genel ve Özel Şartlar kapsamında gerekli incelemeleri tamamlamak ve ödemeye engel bir durumun bulunmaması halinde tazminat miktarını tespit edip sigortalıya ödemek zorundadır. Tazminat ödeme borcu her halde hasarın ihbarından itibaren 45 gün sonra muaccel olur.
Somut olayda her ne kadar olay tarihinden itibaren faiz isteminde bulunulmuş ise de dosya kapsamında hasar ihbarının hangi tarihte yapıldığı tespit edilemediğinden faizin kısmi ödeme tarihi olan 16/03/2018 tarihinden itibaren işletilmesine karar verilmiştir…” denilerek davanın kısmen kabulü ile 4.629,91 TL’nin kısmi ödeme tarihi olan 16/03/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalı tarafından müvekkili kuruma yapılan 663,81 TL’lik kısmın mahsup edilirken güncellenmiş değer adı altında bu kısma faiz işletilerek mahsup edilmesinin haksız olduğunu, bilirkişi raporunda da davacının toplam hasar miktarının 5.395,20 TL olduğu, davalının 663,81 TL ödemede bulunduğu, davalının kalan miktar olan 4.731,39 TL kadar ödemede bulunması gerektiği hususunun tespit edildiğini, mahkemece hasar ihbarının hangi tarihte yapıldığı tespit edilemediğinden faizin kısmi ödeme tarihi olan 16/03/2018 tarihinden itibaren işletilmesine ilişkin verilen kararın da hukuka aykırı olduğunu, faiz başlangıç tarihinin olayın oluştuğu tarih olan 05/02/2018 tarihi olması gerektiğini beyan ederek yerel mahkeme kararının kaldırılarak davanın tam kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava, KASKO sigorta poliçesinden kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir.
İstinaf incelemesi HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve resen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır.
Davacı bakanlığa ait …. plakalı ambulansın 05/02/2018 tarihinde çukura düşmesi sonucu hasarlandığı, hasara ilişkin davalı sigorta şirketi ile yapılan …. nolu Kosko Sigorta poliçesine istinaden 07/02/2018 tarihinde davalı sigortacıya yapılan ihbar üzerine ….numaralı hasar dosyası açıldığı, aynı tarihte ekspertiz görevlendirildiği, davadan önce davalı sigortacı tarafından 663,81 TL ödeme yapıldığı, ödenmeyen 4.731,38 TL hasar bedeli için eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Öncelikle davacının kısmen reddedilen kısma yönelik istinaf başvurusu yönünden yapılan değerlendirmede, talebin 4.731,38 TL’ye yönelik olduğu, mahkemece 4.629,91 TL’ye hükmedildiği, böylece 101,47 TL yönünden davanın reddine karar verildiği, reddedilen miktarın kesinlik sınırı altında kaldığı gözetildiğinde, bu talebe yönelik istinaf başvurusunun reddi gerekmiştir.
Davacı vekilinin, faizin başlangıç tarihine yönelik istinaf başvurusuna yönelik yapılan değerlendirmede;
Kaza tarihinde yürürlükte olan Kasko Genel Şartlarının B.3.3.4.1. maddesi “Sigortacı hasar ihbarı üzerine talep ettiği belgelerin kendisine eksiksiz olarak verilmesi ve zararın eksper vasıtasıyla tespiti kararlaştırılmış ise eksper raporunun tesliminden itibaren en geç 10 işgünü içinde Genel ve Özel Şartlar kapsamında gerekli incelemeleri tamamlamak ve ödemeye engel bir durumun bulunmaması halinde tazminat miktarını tespit edip sigortalıya ödemek zorundadır. Tazminat ödeme borcu her halde hasarın ihbarından itibaren 45 gün sonra muaccel olur” düzenlemesini getirmiştir. Somut olayda ekspertiz raporuna göre 07/02/2018 tarihinde riziko sigortacıya ihbar edildiği, tazminat ödemesinin 24/03/2018 tarihinde muaccel hale geleceği, ilk derece mahkemesince kısmi ödeme tarihi olan 16/03/2018 tarihinden itibaren faize hükmedilmiş ise de bu tarihin muacceliyet tarihi olan 24/03/2018 tarihinden önce olması nedeniyle, davacı vekilinin faiz başlangıç tarihine yönelik istinaf talebinin reddi gerekmiştir.
Davacı vekilinin, faizin türüne yönelik istinaf başvurusuna yönelik yapılan değerlendirmede;
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, sigorta sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Bu tür sözleşmeler, Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesi hükmü uyarınca, tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın, mutlak ticari işlerden olduğuna ve ticari nitelikte faiz istenebileceğine göre, (Y. 17. HD 2021/2341 E.-2021/2722 K. Sayılı ilamı) davacı vekilinin dava dilekçesinde reeskont faiz talep etmiş olmasına göre reeskont faizene hükmedilmesi gerekirken yasal faize karar verilmesi, doğru değildir. Bu nedenle davacı vekilinin ,istinaf başvurusunun kabulüne, HMK’nın 353/1.b.2.maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak, kabul edilen tazminatın reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline dair yeniden karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatiyle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A) Davacı vekilinin istinaf talebinin KABULÜ ile; Konya .. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 05/12/2019 tarih …. Esas – …. Karar sayılı ilamının KALDIRILMASINA,
1-Davacı kurum harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,
2- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından taraflara ücreti vekalet taktirine yer olmadığına,
3-İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yapılan 19,00 TL posta ve tebligat ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
B) Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b.2 maddesi gereğince davacı talebi ile ilgili YENİDEN HÜKÜM KURULMASINA,
1-Davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile 4.629,91 TL’nin 16/03/2018 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Karar tarihi itibariyle alınması gereken 316,26 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Davacı davada kendisini vekil sıfatı ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan A.A.Ü.T gereğince 2.725,00 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 400,00 TL bilirkişi ücreti ile 180,50 TL posta ve tebligat gideri olmak üzere toplam 580,50 TL yargılama giderinin kabul oranına göre 568,05 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5- Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-HMK’nın 333 ve HMKGAT’nin 5/1. maddeleri gereğince yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının gider avansını yatıran tarafa iadesine
C) İlk derece mahkemesince 11/02/2020 tarihinde yazılan harç tahsil müzekkeresinin bila ikmal iadesinin ilk derece mahkemesince istenmesine,
D) Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/4. maddesi gereğince kararın ilk derece mahkemesi tarafından tebliğe çıkarılmasına,
E) Dava dosyasının ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 01/04/2022 tarihinde oybirliği ile HMK’nun 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.

Başkan
e-imzalıdır

Üye
e-imzalıdır

Üye
e-imzalıdır

Katip
e-imzalıdır

M.Y.