Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2020/471 E. 2022/131 K. 08.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM 6. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: … – …
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : …
NUMARASI : … Esas … Karar

ASIL DAVADA
İSTİNAF EDEN DAVACI : … – (T.C Kimlik No: … )
VEKİLİ : Av. … – …

İSTİNAF EDEN DAVALI : … Dayanıklı Tüketim Malz. San. ve Tic. A.Ş
VEKİLLERİ : Av. … & Av. … – …

BİRLEŞEN KONYA …ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN
… ESAS … KARAR SAYILI DOSYASINDA

İSTİNAF EDEN DAVACI : … – (T.C Kimlik No: … )
VEKİLİ : Av. … – …

DAVALI : … Dayanıklı Tüketim Malz. San. ve Tic. A.Ş
VEKİLLERİ : Av. … & Av. … – …
ASIL VE BİRLEŞEN DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ :08/02/2022
YAZIM TARİHİ :11/02/2022
Asıl ve birleşen dosya davacısı tarafından asıl ve birleşen dava davalısı Konya … ASLİYE Ticaret Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyası ile açılan menfi tespit davasında … tarihinde tesis edilen karara karşı tarafların istinaf kanun yoluna başvurması üzerine üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendiğinde;
ASIL DAVADA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin, davalı alacaklı şirketin Uşak’taki bayisi olduğunu, müvekkili ile davalı alacaklı arasında 05.10.2017 tarihli “ibraname” başlıklı antlaşmayla borç yapılandırılması ve yeni anlaşma yapıldığını, davalı şirket temsilcisi …’nin imzalamış olduğu bu antlaşmaya göre müvekkilinin 05.10.2016 tarihinden önceki çek ve senetlerin müvekkiline iadesinin gerektiğini, kaldı ki bu antlaşmadan daha önce de müvekkiline toplam bir milyon TL meblağlı senet ve çeklerin iade edileceğine dair başka bir belge daha verildiğini, davalı şirketin vermiş olduğu yazılı belgelere rağmen müvekkiline iade etmesi gereken bonolarla icra takibi başlattığını, bu nedenle de işbu davayı açma zorunluluğu doğduğunu belirterek; öncelikle Konya … İcra Müdürlüğü … E. Sayılı dosya takibinin tedbiren durdurulmasına, icra takibinin iptaline, icra takip miktarının %20’sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet ve icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı şirket üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili davacı ile … arasında “Rengarenk” marka ürünlerin pazarlanması için 25/02/2013 tarihinde imza tarihinden itibaren 5 yıl süre ile geçerli olmak üzere “Bayilik Sözleşmesi” akdedildiğini ve her sayfa davacı tarafça imzalanarak sözleşmenin şartları karşılıklı olarak kabul edildiğini, davacı tarafça gösterilen ibraname başlıklı antlaşmayı şirketin bağlayıcı imza ve taahhütte bulunma yetkisi olmayan …’nin imzaladığını, bahse konu ibranamenin kabulünün mümkün olmadığını, …’nin şirketi bağlayıcı herhangi bir evraka imza atarak şirketi borçlandırmaya yetkisinin bulunmadığını, şirketi bağlayıcı imza atma yetkisinin şirketin imza sirkülerinde belirtilen yetkililer tarafından yapıldığını, söz konusu ibranameye müvekkili şirket onayının bulunmadığını, bu nedenle müvekkilini bağlayıcılığının bulunmadığını, ayrıca bu derece büyük bir hata yaptığı ve yetkisi olmayan evraka imza attığından …’nin müvekkili şirketle ilişiğinin kesildiğini, söz konusu ibranamede bahsedilen bedelin borç bakiyesi olduğunu, bu hususun müvekkilinin ticari defterlerinde kayıtlı olduğunu, davacının iddia ettiği şekilde bir milyon TL meblağlı çek/senet iade edileceğine ilişkin yazıya rağmen icra takibi yapıldığı iddiası tamamen hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, davacı tarafça iptali istenen davacı borçlunun Uşak İcra Müdürlüğüne vermiş olduğu taahhüdünün bulunduğunu, söz konusu icra takibine yasal süresinde itiraz etmediğini, davacının söz konusu taahhüdüne rağmen hiçbir ödeme yapmadığını, müvekkilinin alacağını sürüncemede bırakarak süreci uzatmak için haksız ve kötü niyetli olarak dava açtığını belirterek; davanın reddine, %20’den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
BİRLEŞEN DAVADA: Davacı vekili dava dilekçesinde özet olarak; müvekkilinin davalı şirketle bayilik anlaşması yaparak ürünlerini Uşak ilinde pazarladığını, piyasa şartlarının kötü gitmesi nedeniyle de davalı ile görüşmeler yaparak sorunları birlikte çözmek için görüşmeler ve anlaşmalar yaptıklarını, ancak davalı şirketin elinde bulunan ve vadesi gelmemiş bonolarla icra takibine geçtiğini, davalı şirkete ihtar gönderildiğini ancak davalı şirketin ihtara cevap vermeyip ihtar gönderdiğini, müvekkili ile davalı şirket temsilcisi … arasında 05/10/2016 tarihinde hesap görüldüğünü, borç dökümü çıkarıldığını ve bayiliğin bu ibraname anlaşmasına göre devam etmesine ve borcun yapılandırılmasına karar verildiğini, müvekkilinin de bu kapsamda icra takibinde muacceliyet sözleşmesinde gösterilen 12 adet bonoyu verdiğini, bunlardan vadesi gelmemiş 8 adet bonoların dava konusu takibe konu edildiğini, ayrıca 2.639,13TL’lik bononun icra dökümünde görünmesine karşın böyle bir bono olmadığını, maddi hata olduğunu düşündüklerini muacceliyet sözleşmesinde böyle bir bono olmadığını, davalının gönderdiği ihtarda Ocak 2017 tarihinde 65.484,86TL bakiye borç kaldığının beyan edildiğini, ibranameye göre Ocak 2017’de müvekkilinin borcu olmadığını, yapılandırıldığını ve yeni bonolar verilerek mal alımı yapıldığını, takibe konu bonolardan birine 26/04/2017 tarihinde 6.000,00TL olarak banka havalesi olarak ödeme yapıldığını, dava dilekçelerinde kalem kalem belirttikleri miktarların takipten düşülmesi gerektiğini, çekilen ihtarda bayilik sözleşmesinin 5 yıl olduğunu ve yapılan bir takım destekleri talep ettiklerini, ancak bayilik sözleşmesinin 3 yıllık olduğunu ve Ocak 2017 de borçları olmadığını, var olan borcun 05/10/2016 tarihinde yapılandırıldığını, davalı şirketin son dönemde diğer bayilere yaptığı kampanyalardan müvekkilini faydalandırmadığını, mağazayı devralacaklarının içindeki malları bakiye borçtan düşeceklerini söylemelerine rağmen zaten zor durumda olan müvekkilinin icra takibine gererek daha da zor durumda bıraktıklarını, tüm bu nedenlerle öncelikle Konya …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takibin durdurulmasın karar verilmesini, icra takibini itiraz ettikleri 62.499,00TL lik kısmının iptalini, müvekkilinin davalının kusuru sonucu uğradığı maddi zararının giderilmesi için şimdilik 1.000,00TL’nin davalı şirketten tahsilini, iptal edilecek miktar itibariyle %20 den aşağı olmamak üzere kötüniyet ve icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davalıya yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı arasında “Rengarenk” marka ürünlerin pazarlanması için 25/02/2013 tarihinde 5 yıl geçerli bayilik sözleşmesi düzenlendiğini her sayfanın davacı tarafından imzalanarak karşılıklı olarak kabul edildiğini , sözleşmenin 3.madde de görüleceği gibi 3 yıllık değil 5 yıllık olduğunu, davacının 2016 yılından bu yana ürün bedellerini süresinde ödemeyerek her cari hesap döneminde borç bakiyesi bıraktığını, 2017 Ocak ayından itibaren ise 65.484,86TL borcun ödenmediğinin tespit edildiğini, müvekkili şirketçe sözleşmenin devamlılığının sağlanması için kolaylaştırılmış ödeme planı sunulmasına rağmen yapılan bu ödeme planına da davacının riayet etmediğini, bayilik sözleşmesinin haklı nedenle feshine ilişkin Konya …Noterliği’nden 19/07/2017 tarih … yevmiye nolu ihtarnamenin gönderildiğini, 05/10/2016 tarihli ibranamenin … tarafından imzalandığını ancak …’nin hiçbir şeklide imza yetkisi ve taahhütte bulunma yetkisi olmadığını, muacceliyet sözleşmesine konu ödeme planına riayet edilmediği için cari hesap borç bakiyesine ilişkin Konya …İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını dava dilekçesinde bildirilen takibin tedbiren durdurulmasının istenildiği dosya ile herhangi bir ilgisi bulunmadığını, talebin reddinin gerektiğini, yapılan kısmi ödemelerin düşüldüğünü, tüm bu nedenlerle işbu davanın reddini, icra takibinin %20 sinden aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davacı üzerinde bırakılmasını beyan ve talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “….davalı şirket ticari defterlerinde Konya …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında takip konusu edilen toplam bedeli 75.000,00TL olan 6 adet bono yer almakta olup Konya …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında takip tarihi itibariyle davacı …’ın davalı şirkete takip konusu bonolardan dolayı takip tarihi itibariyle 65.572,56TL tutarında borcu bulunduğu, Konya …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında takip tarihi itibariyle davacı …’ın davalı şirkete takip konusu bonolardan dolayı takip tarihi itibariyle 114.798,31TL tutarında borcu bulunduğu, bilirkişi … tarafından düzenlenen bilirkişi raporunun denetime elverişli, gerekçeli, usul ve yasaya uygun olduğu değerlendirilmekle hükme esas alınması suretiyle asıl dava yönünden; davanın kısmen kabulü ile; davacının Konya …İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasında takip konusu asıl alacak 75.000,00 TL nin 9.427,44 TL sinden borçlu olmadığının tespitine, fazlaya ilişkin istemin reddine, kabul edilen likit ve hesaplanabilir nitelikteki 9.427,44 TL lik alacak miktarı üzerinden %20 oranından takdir ve tayin edilen 1.849,48 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kötüniyet tazminat talebinin reddine, Birleşen (önceki …-… E.-K. sayılı) dava yönünden; davanın reddine; davacının maddi tazminat talebinin reddine, tarafların icra inkar ve kötüniyet tazminat taleplerinin reddine dair karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” gerekçesiyle asıl dava yönünden; davanın kısmen kabulü ile; davacının Konya …İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasında takip konusu asıl alacak 75.000,00 TL nin 9.427,44 TL sinden borçlu olmadığının tespitine, fazlaya ilişkin istemin reddine, kabul edilen 9.427,44 TL’lik alacak miktarı üzerinden %20 oranından takdir ve tayin edilen 1.849,48 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kötüniyet tazminat talebinin reddine, birleşen dava yönünden; davanın reddine; davacının maddi tazminat talebinin reddine, tarafların icra inkar ve kötüniyet tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemenin hukuki değerlendirmede hataya düştüğünü, bu belge içerik olarak bir ibra olmaktan çok borç yapılandırması olduğunu, bu borç yapılandırmasına göre de davalı şirket çalışanı Levent Bilinçi müvekkilinden yeniden bonolar aldığını, müvekkilinden bu antlaşmaya göre alınan bonolar icraya konulurken antlaşma davalı şirket açısından geçerli kabul edildiğini, antlaşmaya göre eldeki iadesi gereken bonolara geldiğinde antlaşmanın geçersiz denildiğini, bu durumun usul ve yasaya aykırı olduğunu, birleşen dava yönüyle ise davalı şirket müvekkili bir anlamda yanılttığını, müvekkili davadan bir yıl önce şirket yetkilileriyle görüşerek mağazayı kapatmak istediğini ekonomik şartlarının bu mağazayı açık tutmasına ve çalıştırmasına el vermediğini, dükkan kirasını ödeyemediğini ve dükkanın yenilenmesi gerektiğini izah ettiğini, buna karşı davalı şirket yetkilileri müvekkilinden çok memnun olduklarını bu zor günlerin muhakkak gideceğini ve müvekkilin zor günlerinde yanında yer alarak onu destekleyeceklerini bu nedenle de mağazayı kapatmasına lüzum olmadığını dükkan kirası ve mağazanın yenilenmesine destek vererek ürünlerde kendisine özel imkanlar sağlayacaklarını vadettiklerini, bu vaat nedeniyle müvekkili mağazayı bir yıl daha çalıştırdığını, davalı şirket yetkililerinin verdikleri sözleri tutmaması nedeniyle müvekkilinin zararı katlandığını ve nihayetinde bayilik sözleşmesinin feshedildiğini, bu nedenlerle ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılarak davalarının tümden kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; asıl dava yönünden de davacının talebinin tümüyle reddi gerekirken kısmen kabulüne yönelik kısım yönünden usul ve yasaya aykırılık teşkil ettiğini, ancak hem asıl dava hem de birleşen dava yönünden davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuşsa da davacı tarafın istinaf dilekçesi hukuki dayanaktan oldukça uzak olduğunu, öyle ki davacı taraf istinaf dilekçesinde anlaşılabilir tek bir sebep dahi göstermiş olmadığını, kaldı ki asıl davaya konu Konya … İcra Müdürlüğü … Esas sayılı dosya üzerinden talimat yoluyla 07.07.2017 tarihinde taahhüt vererek dosya borcunu tüm ferileri de dahil kabul etmişken 15/08/2017 tarihinde iş bu davayı açtığını yani anlaşılan davacı dosya borcundan kurtulmaya çalışmak için yöntem aradığını, açılan davanın da söz konusu kararın kanun yoluna taşınması da açıkça göstermektedir ki davacı tarafın amacı yalnızca mevcut ve haklı birtakım alacakların tahsilinin önüne geçmek olduğunu, HMK’nın uyarınca hukuk yargılamasında talep ve sebeple bağlılık ilkesi geçerli olduğunu, Hukuk Mahkemeleri kamu düzeninden doğan davalar hariç olmak üzere resen araştırma yetkisine haiz olmadığını, davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde kayda değer hiçbir sebep ileri süremediğini, yalnızca ibraname ve borç yapılandırılması gibi hususlardan bahsetmekle yetinen davacı bu kavramların altını dahi doldurmadığını, kaldı ki davacının ileri sürdüğü işlemlerin yetkisiz kişi tarafından yapılmış olması karşısında bir an bu iddiaların anlamlı olduğu kabul edilse bile yine hukuki bir sonucu olmayacağını, bu nedenlerle davacı vekilinin istinaf başvuru talebinin esastan reddi ile yerel mahkemece verilen kısmen kabul kararının kaldırılarak davanın tümden reddini, aksi takdirde yerel mahkeme kararının onanmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava ve Birleşen dosyada dava; İcra takibi sonrası menfi tespit istemine ilişkindir.
İstinaf incelemesi HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve resen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır.
Asıl davada, Konya … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında takibe konu 21/07/2015 düzenleme tarihli, 30/04/2016 vadeli 10.000,00 TL, 30/05/2016 vadeli 10.000,00 TL, 30/06/2016 vadeli 15.000,00 TL, 30/07/2016 vadeli 15.000,00 TL, 30/08/2016 vadeli 15.000,00 TL ve 30/09/2016 vadeli 10.000,00 TL bedelli bonolara istinaden, Birleşen dosyada, Konya … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında takibe konu 05/10/2016 düzenleme tarihli, 30/04/2017 vadeli 16.000,00 TL, 30/05/2017 vadeli 16.000,00 TL, 30/07/2017 vadeli 16.000,00 TL, 30/08/2017 vadeli 16.000,00 TL, 30/08/2017 vadeli 16.000,00 TL, 30/09/2017 vadeli 16.000,00 TL, 30/10/2017 vadeli 16.000,00 TL, 30/11/2017 vadeli 16.000,00 TL ve 30/12/2017 vadeli 16.000,00 TL bedelli bonolara istinaden, kambiyo senetlerine özgü icra takibi bulunmaktadır.
Davacı ile davalı şirket arasında yetkili bayilik anlaşması olduğu, asıl davada, davaya ve takibe konu bonolar hakkında 05/10/2016 tarihli İbraname başlıklı belge ile borç yapılandırması yapıldığı, buna göre belge tarihi itibariyle davacı borçlarının 110.775,00 TL olduğu konusunda mutabakata varılarak, borcun belgede belirtildiği şekilde ödenmesinin kararlaştırıldığı, ödemelerin birleşen dosyada dava konusu edilen bonolara bağlandığı, (bu bonolar daha sonra birleşen dosyada dava konusu Konya … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından takibe konulmuştur) borç yenilendiği için Konya … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına konu bonolar nedeniyle borçlu olmadığı, birleşen dosyaya konu alacak yönünden ise davalı şirketin yetkili bayisi olduğu, işlerin iyi gitmediği, kendisinin kampanyalardan faydalandırılmadığı, kendisine vadedilen yardımların yapılmadığı, bu nedenle takip borcunun 63.499,00 TL si ile borçlu olmadığının tespitini talep ettiği, davalı vekili cevap dilekçesinde, iddia olunan İbraname başlıklı belgenin şirketi bağlamayacağı, belgenin imza ve taahhütte bulunma yetkisi olmayan şirkette pazarlama temsilci olan … tarafından imzalandığı, ibraname başlıklı belgede belirtilen borç tutarının 30/09/2016 tarihi itibariyle borç bakiyesi olduğu, ancak davacının 04/10/2016 tarihli 10.000,00 TL bedelli bonoyu ödemediği, 05/10/2016 tarih 30.000,00 TL bedelli çekinin karşılıksız çıktığı, bu nedenle ibranamede 110.775,00 TL olarak belirtilen borç bakiyesinin 150.775,00 TL olduğu, davacıya ait 880.000,00 TL bononun ticari defterlerinde iade şeklinde kayıtlı olduğu, bunlarla ilgili işlem yapılmadığı, istenildiğinde fiziken de iade edilebileceği, asıl dava dosyasına konu Konya … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında borca itiraz etmediği, bu borç nedeniyle icra dosyasında taahhütte bulunduğu, taahhüdünü de yerine getirmediği, savunmasında bulunduğu, mahkemece taraf defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi ara kararı kurulduğu, bu kapsamda davalı şirketin 2013-2014-2015-2016-2017 dönemi ticari defterleri üzerinde S.M. Mali Müşavir Bilirkişi … tarafından yapılan inceleme sonucunda 04/05/2018 UYAP kayıt tarihli raporun sunulduğu, davalı ticari defterleri çerçevesinde hazırlanan raporda, faturaların, davacı ödemelerinin, takiplere konu bonoların, ibraname başlıklı belgede belirtilen bonoların ve davalı şirketin davacı yetkili bayiye yapacağı destek taahhütlerinin incelenerek değerlendirmeler yapıldığı, buna göre asıl dava konusu Konya … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından dolayı davacının 65.572,56 TL, birleşen dosyada dava konusu Konya … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyasından dolayı davacının 114.798,31 TL borcu bulunduğunun tespitinin yapıldığı, mahkemece rapor hükme esas alınarak, asıl davada davanın kısmen kabulü ile davacının 9.427,44 TL yönünden borçlu olmadığının tespitine, bu miktar üzerinden %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davalının kötüniyet tazminatı talebinin reddine; birleşen dosya davanın reddine, davacının maddi tazminat talebinin ve davalının kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verildiği, anlaşılmıştır.
İDM kararının, davacı vekilince asıl davada İbraname başlıklı belgenin, borç yapılandırması olduğu, şirket çalışanı tarafından imzalanan belgenin davalı şirket açısından da geçerli kabul edilmesi gerektiği, birleşen dosyadaki davada davalının kendisini yanılttığı, ekonomik şartların mağazayı açık tutmasına el vermediği, dükkan kirasını ödeyemediği, mağazanın yenilenmesi gerektiği, bu kapsamda iş yerinin açık tutulması, kira desteği, mağaza yenilenmesi hususunda davalının kendisine vadettiği nakdi ve ayni yardımları yerine getirmediği gerekçesiyle; davalı vekilince asıl davada reddedilen kısım yönünden davacının Konya … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosya borunu kabul ettiği, icra dosyasında taahhüt verdiği, asıl davanın da tümden reddi gerektiği gerekçesiyle istinaf ettikleri görülmüştür.
Somut olayda, taraflar arasında ortaya çıkan uyuşmazlığın çözümü için, mahkemece ön inceleme duruşmasında (09/02/2018) tarafların ticari defterlerinin incelenerek rapor tanzimi için ara karar kurulduğu, davalı ticari defterleri üzerinden yapılacak bilirkişi incelemesi için 1.000,00 TL, davacıya ait ticari defterlerin incelemesi için talimatla alınacak bilirkişi raporunun tanzimi için 1.000,00 TL bilirkişi ücretinin taktir edildiği, davacı tarafça 23/02/2018 tarihinde 2.000,00 TL gider avansının yatırıldığı ve aynı tarihli beyan dilekçesi ile ticari defterlerinin bulunduğu yerin bildirildiği, bilirkişi tarafından sadece davalı defterleri üzerinden inceleme yapılarak rapor tanzim edildiği, davacı ticari defterleri yönünden kurulan ara karar gereğinin yerine getirilmediği, bunun sebebinin gerek duruşma zabıtlarında gerekse de gerekçeli kararda açıklanmadığı, S.M. Mali Müşavir Bilirkişi …’ın 04/05/2018 UYAP kayıt tarihli raporun davalı vekiline duruşmada tebliğ edildiği, rapora karşı itiraz dilekçesi sunulmadığı, davacı vekilince bilirkişi raporuna karşı süresinde itiraz dilekçesi sunulduğu, mahkemece davacı vekilinin itirazlarına yönelik bir değerlendirme yapılmadığı, bilirkişi raporunun gerek mahkeme ara kararı hilafına davacı ticari defterlerinin incelenmeden ve değerlendirme yapılmadan hazırlanmış olması gerekse, davalı tarafından davacıya yapılan mal teslimleri, miktarı, bedeli, davacı ödemeleri, konusunda yeterli açıklama ve hesaplama içermemesi nedeniyle hükme esas alınamaz.
Davacı tarafça, birleşen dosyada taraf ticari defterlerine dayanılmış olması, uyuşmazlığın çözümünün ancak taraflara ait ticari kayıtların incelenmesi ile çözüme kavuşabileceği, davacı vekilinin rapora karşı itiraz dilekçesi ve itiraz nedenleri de dikkate alınarak, mahkemece 09/02/2018 tarihli ara kararı gereğince davacının uyuşmazlık dönemine ilişkin ticari defter ve kayıtları üzerinden inceleme yapılarak rapor tanzimi için mahal mahkemesine talimat yazılması, raporun sunulması, taraf vekillerine tebliği, varsa itirazların değerlendirilmesi sonucu, 04/05/2018 tarihli raporu hazırlayan bilirkişiden, davacı taraf ticari defterlerinin incelendiği ve değerlendirme yapıldığı rapor ve davalı şirketçe davacıya teslim edilen mallar, bedelleri, davacı ödeme ve iadeleri, bayilik sözleşmesinin ek şartlar başlığı altında düzenlenen yükümlülükler de dikkate alınarak; takiplere konu bonoların, (05/10/2016 tarihli “İbraname” başlıklı belgede belirtilen bonoların davalı tarafından Konya … İcra Müdürlüğü’nün … E.sayılı dosyasında takibe konu edilmeleri nedeniyle, 05/10/2016 tarihli belgenin davalı tarafından benimsenmiş olduğu da gözetilerek) davalının mal satımından kaynaklı bakiye alacağı ile örtüşüp örtüşmediğini, davalının takip tarihleri itibariyle mevcut alacağını, açıklayıcı, denetime elverişli tespit eder şekilde ek rapor alınması gerekirken, eksik inceleme ile asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen dosyada davanın reddine dair karar verilmesi usul ve yasaya uygun bulunmadığından, bu nedenlerle şimdilik davalının istinaf nedenleri incelenmeksizin, davacının istinaf talebinin kabulü ile HMK 353/1-a.6 maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, dava dosyasının, taraflar arasındaki ihtilaf ile ilgili esasa ilişkin delillerin toplanması ve değerlendirilmesi sonucunda karar verilmek üzere ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Tarafların istinaf taleplerinin KABULÜ ile Konya … ASLİYE Ticaret Mahkemesi’nin … tarih … Esas … Karar sayılı KARARININ KALDIRILMASINA,
2-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-a maddesi gereğince dosyanın ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yatırılan 88,80 TL istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine,
4-İstinaf başvurusunda bulunan davalı tarafından yatırılan 161,00 TL istinaf karar harcının talep halinde davalıya iadesine,
5-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
6-İstinaf başvurusunda bulunan taraflar tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
7-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/4. maddesi gereğince; kararın tebliğ işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 08/02/2022 tarihinde oybirliği ile HMK’nın 353/1-a maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır

M.Y