Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2020/461 E. 2022/382 K. 15.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM .. HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
.. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO :
KARAR NO :

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA .. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 23/12/2019
NUMARASI : … Esas … Karar

İSTİNAF EDEN DAVACI :
VEKİLİ : Av. … –

DAVALI :
VEKİLİ : Av. … –

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 15/03/2022
YAZIM TARİHİ : 18/03/2022
Davacı tarafından, davalı aleyhine Konya .. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … sayılı dosyası ile açılan itirazın iptali davasında 23/12/2019 tarihinde tesis edilen davanın reddine ilişkin karara karşı davacının istinaf kanun yoluna başvurması üzerine, üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendiğinde;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin Konya ilinde hazır beton imalatı ve inşaat işleri alanında faaliyet gösteren bir firma olduğunu, davalı şirket ise inşaat yapım işleri imalatı ile şirket ana sözleşmesinde yazılı olan işler ile ilgili faaliyet göstermekte olduğunu, müvekkili ile davalı şirket arasında davacı şirket tarafından üretilen hazır betonların satışı konusunda yazılı bir bağlamtı sözleşmesi yapıldığını ve akabinde de yapılan ticari balğantıya istinaden 2017 yılı mart ayında taraflar arasında ticari ilişki başladığını, taraflar arasındaki ticari ilişkinin konusunun ise davacı şirket tarafından üretilen hazır betonların davalı şirkete satışı olduğunu, taraflar arasındaki ticari ilişkinin 2018 yılı haziran ayına kadar devam ettiğini, ticari ilişkinin devamı boyunca, davacı şirket davalı şirkete sattığı tüm malları ilişkin olarak faturlaarını tanzim etmiş ve davalı şirkete teslim etmiş ayrıca ticari defter ve belgelerine de bu hususları yansıttığını, bu hususta davacı şirket bünyesindeki muhasebe kayıtlarında davalı şirkete ait olmak üzere de cari hesap oluşturulduğunu, davalı şirketin davacı şirkete cari hesaptan kaynaklanan bakiye alacağını ödemediğini, bu husustaki şifai görüşmelerinde sonuç vermediğini, davalı şirket hakkında icra takibi başlatıldığını, davalı şirketin takibe yaptığı itiraz üzerine takibin durduğunu ancak, itirazın haksız olduğunu beyan ederek, davalının Konya … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı takibine yaptığı itirazın iptali ile takibin devamına ve davalının %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı şirket ve müvekkili ile aralarında 17/03/2017 tarihinde sözleşme imzalandığını, davacıdan hazır beton alımı için sözleşme yapıldığını, sözleşme tutarının 140.000,00 TL. tutarındaki her biri 10.000,00 TL. bedelli ve ilk senedin vadesi 05/06/2017 tarihinde başlamak üzere her ayın 5’inde ödenecek toplam 14 adet sıralı senetle davalı tarafından peşin olarak tahsilat makbuzu ile davacıya ödendiğini beyanla, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddini, davacı haksız ve kötü niyetli olmakla % 20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatı ödemeye mahkum edilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasını istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “….davacının Konya ilinde hazır beton imalatı ve inşaat işleri alanında faaliyet gösteren bir firma olduğunu, davalı şirket ise inşaat yapım işleri imalatı ile şirket ana sözleşmesinde yazılı olan işler ile ilgili faaliyet göstermekte olduğunu, müvekkili ile davalı şirket arasında davacı şirket tarafından üretilen hazır betonların satışı konusunda yazılı bir bağlamtı sözleşmesi yapıldığını ve akabinde de yapılan ticari balğantıya istinaden 2017 yılı mart ayında taraflar arasında ticari ilişki başladığını, taraflar arasındaki ticari ilişkinin konusunun ise davacı şirket tarafından üretilen hazır betonların davalı şirkete satışı olduğunu, taraflar arasındaki ticari ilişkinin 2018 yılı haziran ayına kadar devam ettiğini, ticari ilişkinin devamı boyunca, davacı şirket davalı şirkete sattığı tüm malları ilişkin olarak faturlaarını tanzim etmiş ve davalı şirkete teslim etmiş ayrıca ticari defter ve belgelerine de bu hususları yansıttığını, bu hususta davacı şirket bünyesindeki muhasebe kayıtlarında davalı şirkete ait olmak üzere de cari hesap oluşturulduğunu, davalı şirketin davacı şirkete cari hesaptan kaynaklanan bakiye alacağını ödemediğini, bu husustaki şifai görüşmelerinde sonuç vermediğini, davalı şirket hakkında icra takibi başlatıldığını, davalı şirketin takibe yaptığı itiraz üzerine takibin durduğunu ancak, itirazın haksız olduğunu beyan ederek, davalının Konya … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı takibine yaptığı itirazın iptali ile takibin devamına ve davalının %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ettiği görülmekle davanın yasal dayanağını oluşturan İİK.67. maddesinde; “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir. Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.” şeklinde düzenlenmiştir. Dosya kapsamına uygun görülerek her iki tarafın ticari defterlerinde inceleme yapan bilirkişinin raporu ayrıntılı ve denetime açık olması nedeniyle hükme esas alındığı, ispat edilemeyen davanın reddine karar vermek gerekmiş ve oluşan vicdani kanaat ile aşağıdaki şekilde hüküm kurulumuştur.” gerekçesiyle davacının davasının reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mahkeme kararı doyurucu olmayıp itirazlarının karşılanmadan eksik araştırmaya dayalı olarak karar verildiğini, yerel mahkeme kısa kararı ve gerekçeli kararında, davanın neden reddolduğuna dair hukuki bir gerekçe bulunmadığını, ispatlanamayan davanın niye ispatlanmadığı itirazlarının neden karşılanmadığına dair tek satır gerekçe olmadığını, bilirkişi raporuna karşı itirazlarının hiçbir şekilde karşılanmadan hüküm kurulduğunu, tarafların ticari defter ve belgelerinde 13.03.2018 tarihli …nolu “fark iadesi” açıklaması ve 14.897 TL (KDV dahil) fatura olmadığını tarafların defterlerinde olmayan bir fatura nasıl davacı tarafından kesilmiş olacağını ve nasıl defterlerinde kayıt olacağını bu husus bilirkişi tarafından açıklanmaya muhtaç olduğunu, yine bilirkişi raporuna göre tarafların düzenlediği Ba/Bs formlarında 2017 eylül ve 2018 mart aylarında farklılıklar olduğu belirtilmiş ancak bu farklılığının sebebi ya da neden kaynaklandığı konusuna girilmediğini, sonuç itibariyle bilirkişi incelemesine yaptıkları tüm itirazlarının tamamen teknik olup herhangi bir şekilde karşılanmadan ve ayrıntılı olarak incelenmeden hüküm kurulmasını uygun görmediklerini, davalı taraf sözleşme ilişkisini kabul etmesi nedeniyle ispat yükü yer değiştirdiğini, davalı taraf başta 10.09.2018 tarihli cevap dilekçesi olmak üzere davacı şirket ile arasındaki ticari ilişkiyi (beton alım satımını) açıkça kabul ettiğini, dolayısıyla davalarına dayanak olan sözleşmeden kaynaklı alacak isteminde ispat yükü yer değiştirdiğini, ticari defter ve belgeler ve bilirkişi raporları tamamen lehlerine bulunduğunu, davacı tarafın ticari defter ve belgelerini usulüne uygun bulundurduğunu, takip likit olup icra ve inkar tazminatı verilmesi gerektiğini, eldeki davalarında takip dayanağı sözleşmeye dayalı cari hesaba dayandığını, sonrasında ise bu miktarı davalıdan tahsili için icraya koyduğunu, gerek somut olayın gelişimi gerekse cevap dilekçesi içeriğinden davanın tüm aşamalardan haberdar olduğunun aşikar olduğunu, belirtilen nedenlerle ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava; faturalı mal satımından kaynaklı alacak nedeniyle yapılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine, ilişkindir.
İstinaf incelemesi HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve resen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır.
Davacı Konya, … İcra Müdürlüğü’nün … E.sayılı dosyasından 9.672,82 TL asıl alacak üzerinden, “cari hesaptan kaynaklanan bakiye borç miktarı” açıklaması ile davalı hakkında icra takibi başlattığı, takip talebi ekinde 06/01/2018 tarih, … sıra nolu 10.570,44 TL miktarlı fatura, 28/02/2018 tarih, … sıra nolu 11.391,72 TL miktarlı fatura, 24/02/2018 tarih, … sıra nolu 849,60 TL miktarlı fatura ve 06/02/2018 tarih, …sıra nolu 10.308,48 TL miktarlı fatura suretleri ile cari hesap ekstresi bulunduğu, borçlu itiraz dilekçesinde, borcunun olmadığı aksine alacaklı olduğunu bildirerek vaki itirazı üzerine, davacı tarafça eldeki itirazın iptali davası açıldığı, davalı cevap dilekçesinde davacı ile aralarında 17/03/2017 tarihli sözleşme imzaladıklarını, buna göre C20 cinsi hazır betonun metreküpünün 90,00 TL , gro cinsi hazır betonun metreküpünün 88,50 TL olarak kararlaştırıldığı, davacının sözleşmenin 4.maddesi: “ödemesi yapılmamış mal ile ilgili ham madde (çimento) fiyatlarındaki artışlar fiyatlara yansıtılır” hükmünü bahane ederek sözleşmede belirlenen birim fiyatlardan yüksek fiyat talep ettiği, yüksek birim fiyatına göre düzenlenmiş faturalara bedelleri ile sözleşmede belirlenen birim fiyatları dikkate alınarak arada ki 14.897,50 TL fark yönünden 13/03/2018 tarih ve …. sıra nolu iade faturasının davacıya Konya … Noterliği’nin 13/03/2018 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ekinde gönderildiği, savunmasında bulunduğu, mahkemece taraf defterleri ile vergi dairesinden tarafların beyanen sundukları BA – BS formları getirtilerek, yaptırılan bilirkişi incelemesi yaptırıldığı, Mali müşavir bilirkişisinin 17/07/2019 tarihli bilirkişi raporunda, tarafların ticari defterleri ve BA-BS formları üzerinden inceleme yapılarak, ticari defterlerin usulüne uygun tutulduğu, taraf lehine delil teşkil edeceği, tespiti ile davacı tarafın ticari defter kayıtlarına göre takip tarihi itibariyle davalı taraftan 9.672,82 TL alacaklı olduğu, davalı tarafın ticari defter kayıtlarına göre, takip tarihi itibariyle davacı taraftan 16.485,78 TL alacaklı olduğu, davalı tarafından davacı adına (hatalı olarak davacı tarafından davalı adına yazılmıştır) 13/03/2018 tarih ve 777102 sıra nolu “Fark İadesi” açıklaması ile KDV dahil 14.897,50 TL tutarlı faturanın tanzim edilmiş olduğu, bu faturanın davacı ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı, “tarafların 2017 ve2018 yılı ticari defter kayıtlarına göre; davacı tarafından davalı adına 149.526,61 TL hazır betan faturası düzenlendiği, 274,36 TL senet protesto masrafı yansıtıldığı, 140.128,15 TL tahsilat yapıldığı, durumda davacının, davalı taraftan 9.672,82 TL tutarında alacaklı olduğu, 14.897,50 TL tutarlı iade faturası dikkate alındığında ise davacının davalı tarafa 5.224,68 TL tutarında borçlu olacağı, davalı tarafın 21/02/2019 evrak giriş tarihli dilekçesinde araştırılmasını istediği konulara ilişkin raporun 12.bölümünde detaylı olarak açıklandığı üzere davalı tarafın davacı taraftan 2.942,86 TL alacaklı olacağına” ilişkin görüş ve kanaat bildirdiği, görülmüştür.
Somut olayda; taraflar arasında 2017-2018 yılları kapsayan dönemde hazır beton satışından kaynaklı ticari ilişki bulunduğu, davacı tarafça kesilen faturaların davalı ticari defterlerinde yer aldığı ve faturaya konu malların davalıya teslim edildiği, davalı tarafından yapılan ödemelerin bilirkişi raporuyla tespit edildiği, bu hususların taraflara arasında uyuşmazlık konusu olmadığı, esas itibariyle uyuşmazlığın, davalının kestiği 13/03/2018 tarih ve … sıra nolu 14.897,50 TL miktarlı Fark İadesi faturasından kaynaklandığı, anlaşılmaktadır. Davalı taraf cevap dilekçesinde, davacının kestiği faturalardaki bedellerin aralarında yapılan 17/03/2017 tarihli satış sözleşmesinde belirlenen birim fiyatlarından fazla olduğu savunmasında bulunmuştur. Bu nedenle 17/03/2017 tarihli satış sözleşmesinin irdelenmesi gerekmektedir. Sözleşmenin 4.maddesinde “Ödemesi yapılmamış mal ile ilgili, hammadde (çimento) fiyatlarındaki artışlar birim fiyatlara yansıtılır.” hükmü mevcuttur. Taraflar ticari şirket olmaları nedeniyle kanun gereği tacir olarak kabul edileceğinden, sözleşmenin ilgili hükmünün davalı yönünden geçerli olacağından şüphe yoktur. Sözleşmenin 4.maddesinde ödemesi yapılmamış olan mallar hakkında hammadde fiyatlarındaki artışların yansıtılacağı ifade edildiği, yine sözleşme eki tahsilat makbuzu ve bilirkişi raporuna göre ödemelerin vadeli bonolara bağlandığı, dolayısıyla fiyat artışı yansıtılan mallara ilişkin teslim tarihlerinde ödeme olmadığının sabit olduğu, kaldı ki davalının aksine de bir iddiası bulunmadığı, aksine cevap dilekçesinde ödemenin vadeli bonolarla yapıldığının kabul edildiği, ancak davalının verdiği bonoların peşin ödeme olarak kabul edilmesi gerektiği savunmasında bulunduğu, davalının verdiği bonoların 17/03/2017 tarihli satış sözleşmesi ile davacı tarafından verilecek hazır beton nedeniyle henüz hazır beton alınmadan davacıya teslim edildiği, toplam 140.000,00 TL bedelli olduğu, davacı tarafından ilk hazır beton teslimin sözleşme tarihinden üç ay sonrası olan 16/06/2017 tarihli olduğu, bu tarihten sonra inşaatta ihtiyaç oldukça peyderpey ve en sonuncusu 31/12/2018 tarihi olmak üzere fatura kesilerek sözleşme konusu hazır betonun teslim edildiği, dolayısıyla hazır beton teslim tarihleri itibariyle bono bedellerinin tamamen ödendiğinin söylenemeyeceği, 17/03/2017 tarihli satış sözleşmenin 4.maddesi gereğince, davalıya ham madde fiyatlarındaki artışların yansıtılabileceği anlatılan nedenlerle davanın reddine dair verilen ilk derece mahkemesi kararının doğru olmadığı, davacının istinaf talebinin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak HMK’nın 353/1.b.2 maddesi gereğince davanın KABULÜNE, alacağın likit olması nedeniyle, davalının Konya … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına yaptığı itirazı haksız olduğundan asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatı talebinin kabulüne dair yeniden karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatiyle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A) Davacının istinaf talebinin KABULÜ ile; Konya .. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 23/12/2019 tarih … Esas – …. Karar sayılı ilamının KALDIRILMASINA,
1-İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yatırılan 54,40 TL istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine,
2- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından taraflara ücreti vekalet taktirine yer olmadığına,
3-İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yatırılan 148,60 TL istinaf yoluna başvuru harcı ile 5,50 TL posta ve tebligat gideri olmak üzere toplam 154,10 TL istinaf yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
B) Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b.2 maddesi gereğince davacı talebi ile ilgili YENİDEN HÜKÜM KURULMASINA,
1-Davanın KABULÜNE,
– Davalının Konya … İcra Dairesinin … E. Sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın İPTALİ ile takibin 9.672,82 TL üzerinden, yasal faizi ile birlikte DEVAMINA,
– Alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Karar tarihi itibariyle alınması gereken 660,75 TL harçtan peşin alınan 116,83 TL harcın mahsubu ile bakiye 543,92 karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Davacı davada kendisini vekil sıfatı ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan A.A.Ü.T gereğince 5.100,00 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 116,83 TL peşin harç, 35,90 TL başvuru harcı, 700,00 TL bilirkişi ücreti, 76,70 TL posta ve tebligat gideri olmak üzere toplam 929,43 TL yargılama giderlerinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-HMK’nın 333 ve HMKGAT’nin 5/1. maddeleri gereğince yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının gider avansını yatıran tarafa iadesine
C) Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/4. maddesi gereğince kararın ilk derece mahkemesi tarafından tebliğe çıkarılmasına,
D) Dava dosyasının ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 15/03/2022 tarihinde oybirliği ile HMK’nun 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır

M.Y.