Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2020/420 E. 2022/2050 K. 02.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA BAM … HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
… HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 13/11/2019
NUMARASI : … Esas … Karar

ASIL DAVADA
İSTİNAF EDEN DAVACI : … (T.C. Kimlik No: …)
VEKİLLERİ : Av. … – Av. … – …

İSTİNAF EDEN DAVALI : …
VEKİLİ : Av. …

BİRLEŞEN KONYA … ATM … E. SAYILI DOSYASINDA
İSTİNAF EDEN DAVACI : … (T.C. Kimlik No: …)
VEKİLLERİ : Av. … – Av. … – …

DAVALI : …
VEKİLİ : Av. …

ASIL VE BİRLEŞEN DAVA : Genel Kurul Kararının İptali
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 02/12/2022
YAZIM TARİHİ : 06/12/2022
Davacı tarafından davalı aleyhine Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile açılan genel kurul kararının iptali davasında 13/11/2019 tarihinde tesis edilen davanın kabulüne ilişkin karara karşı tarafların istinaf kanun yoluna başvurması üzerine, üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendiğinde;
DAVA: Davacı vekili asıl dava dilekçesinde özetle; görme engelli olan müvekkilinin davalı kooperatifin üyesi/ortağı olduğunu, Konya … Noterliğinin 10/07/2018 tarih … yevmiye sayılı ihtarnamesi ile müvekkilinin kooperatif üyeliğinden ihraç edildiğinin müvekkiline 12/07/2018 tarihinde tebliğ edildiğini, ihtarname ekinde herhangi bir yönetim kurulu kararı vs. eklenmediği gibi yönetim kurulunun ihraç kararının tarih ve sayısından da bahsedilmediğini, ihraç ihtarnamesinde yönetim kurulunun 15/03/2017 tarihinde yaptığı inceleme sonucu 28/02/2017 tarihi itibariyle müvekkilinin 63.800,00 TL asıl alacak ve 6.380,00 TL gecikme zammı olmak üzere toplam 70.180,00 TL borcunun olduğundan söz edildiğini oysa müvekkilinin davalı kooperatife herhangi bir borcunun olmadığını, davalı kooperatife daire karşılığı mutfak dolabı işi yapan … nın üyeliğini 05/10/2009 tarihinde 67.000,00 TL ödemek suretiyle müvekkilinin üyeliği devraldığını, müvekkilinin aidat ödeme sorumlusu olmadığını, tercihli üye niteliğinde olduğunu, 2009 yılından beri müvekkilinden herhangi bir aidat vs. istenilmediğini, ihraç ihtarnamesinde borcun dayanağının ve dökümünün gösterilmediğini, müvekkilinin peşin ödeme dışında sadece erken oturma kira bedeli sorumlusu olup 2014-2015 yıllarında 4.800,00 TL erken oturma kira bedeli ödediğini, müvekkilinin herhangi bir borcunun olmadığını, önceki üyenin de zaten herhangi bir borcunun olmadığının kooperatif kayıtlarında açık olduğunu, müvekkilinin üyeliği devraldığı tarihten beri dairesinde oturduğunu, daireye pek çok masraf yaptığını, ihraç ihtarnamesinin kötü niyet ürünü olduğunu, ortada alınmış bir ihraç kararı varsa hukuka uygun olmadığını, istenilen faizlerin tüm ortaklar için uygulanıp uygulanmadığının ve eşitlik ilkesine uyulup uyulmadığının denetlenmesi gerektiğini, birinci haklı ihtarname ile ikinci haklı ihtarnamenin arasının 1 yılı aşkın olduğunu, haklı ihtarnamelerin samimi olmadığı gibi iyi niyetten uzak olduklarını, ikinci ihtarnamede bir ay yerine 30 gün ödeme süresi tanınmasının usul ve yasaya aykırı olduğundan bahisle kooperatif yönetim kurulunun müvekkili hakkında verdiği ihraç kararının iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili asıl davaya cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde belirtilen bir kısım açıklamaların dava ile ilgisi olmayan açıklamalar olduğunu, müvekkili kooperatifin herhangi bir borç, kusur ve sorumluluğunun bulunmadığını, davacının tercihli üye olmadığını, normal üyeler gibi tüm aidatlardan sorumlu bir üye olduğunu, dava dışı ve davacı ile halefiyet ilişkisi olmayan bir kısım kişilerin müvekkili kooperatife yaptığı ödemelerin davacıya veya … ya izafe edilemeyeceğini, davacının yapılan ödemeleri ispatlaması gerektiğini, davacının 24/05/2014 tarihli genel kurulda aidat miktarları vs. hakkında genel kurula teklif sunduğunu, teklif sunmasının kendisinin tercihli üye olduğunu gösterdiğini, dava konusu ihraç kararının 18/08/2018 tarihli genel kurul toplantısında ele alındığını, genel kurulda ihraca karar verildiğini, artık ihracın genel kurul ihraç kararına dönüştüğünü, davacının genel kurul kararının iptali için herhangi bir dava açmadığından bahisle eldeki yönetim kurulunun ihraç kararının iptali davasının reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Asıl ve birleşen davacı birleşen Konya … ATM … E. Sayılı dosyasına sunduğu dava dilekçesinde özetle; asıl davaya sunduğu dilekçesini tekrar ederek ve ayrıca davalı kooperatifin yönetim kurulunun herhangi bir ihraç kararının olmadığının o dava dosyasında anlaşıldığını, ayrıca 17/08/2018 tarihinde yönetim kurulunun ihraç kararının iptali davasından 1 gün sonra 18/08/2018 tarihinde toplanan şirket genel kurulunun 6. gündem maddesinde müvekkili … ve dava dışı başka bir kişinin ihraçlarına karar verildiğini, ilk dava dilekçesinde belirttikleri nedenlerle genel kurulun aldığı ihraç kararının yok hükmünde olduğundan bahisle genel kurul ihraç kararının yok hükmünde olduğunun tespitine ve iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince; “… Tüm dosya kapsamı ile davacı … in davalı kooperatifin üyesi olduğu hususu taraflar arasında çekişmesizdir. Taraflar arasındaki çekişme; davacının aidat ödeme sorumlusu olup olmadığı diğer ifade ile tercihli üye olup olmadığı ve davalının davacıya gönderdiği mali sorumlulukların yerine getirilmesine ilişkin ihtarnamelerin ve ihraç işlemlerinin usul ve yasaya uygun olup olmadığı noktalarındadır.
Kooperatif eski üyesi olan … ve davacı … in imzalarını taşıyan 05/10/2019 tarihli sözleşme gereğince … üyelik haklarını davacıya 67.000,00 TL bedel karşılığı devretmiştir. Davacı … ve ona devir yapan … nın aidat ödeme yükümlüsü olmadıklarına diğer bir ifade ile tercihli üye olduklarına ilişkin davalı kooperatifin genel kurulundan geçmiş ve orada kabul görmüş bir karar olmadığından sözü geçen üyelik devrindeki aidat ödememesi vs. içeren kısımları davalı kooperatifi bağlamayacağından davacının normal üye olduğunun kabulü gerekmiştir. Davalı kooperatif yönetim kurulunun dahi davacının veya bayiinin tercihli üye olduğu hakkında bir kararı olsaydı bile genel kurul tarafından verilmiş bir yetki veya onama kararı olmadığından yönetim kurulu kararı da yok hükmünde olacaktı.
Davalı kooperatif yönetim kurulunun 13/07/2008 tarih … sayılı kararına göre davacıya devir yapan … normal üye olarak üyeliğe kabul edilmiştir.
Davalı kooperatif yönetim kurulunun 25/11/2009 tarih … sayılı kararına göre … nın üyelik devir talebinin kabulü ile davacı … in üyeliğe kabulüne karar verildiği ve karara göre gerek davacıya devir yapan … gerekse devir alan davacımız normal üye olarak işlem görmüşlerdir.
2013 yılında davalının davacıya gönderdiği bilgilendirme mektubu ile Ekim 2013 ayına kadar davacıdan bakiye 4.400,00 TL aidat borcunun ödenmesinin istenildiği anlaşılmıştır.
Konya … Noterliğinin 24/03/2015 tarih … sayılı ihtarnamesi ile davalı kooperatif davacıdan bakiye 27.000,00 TL aidat vs. borçlarının bir ay içerisinde ödenilmesini istediği ve işbu ihtarnamenin 01/06/2015 tarihinde davacıya tebliğ edildiği anlaşılmıştır.

Davalı kooperatif yönetim kurulunun 09/02/2017 tarih … sayılı kararı ile aidat tutarlarını ödemeyen … ve dava dışı … hakkında borç tutarları hesaplanarak haklarında ihtarname çekilmesine karar verildiği anlaşılmıştır.
Davalı kooperatif yönetim kurulunun 15/03/2017 tarih … sayılı kararı ile 08/02/2017 tarihi itibariyle davacının 63.800,00 TL asıl aidat borcu ile 6.380,00 TL gecikme zammı olmak üzere toplam 70.180,00 TL borcunun bulunduğu, bu haliyle kendisine ihtarname çekilmesine karar verildiği anlaşılmıştır.
Konya … Noterliğinin 17/03/2017 tarih … sayılı ihtarnamesi ile davalı kooperatif davacıdan 28/02/2017 tarihi itibariyle toplam 70.180,00 TL aidat ve gecikme zammının 10 gün içerisinde ödenilmesini istediği ve işbu ihtarnamenin 21/03/2017 tarihinde davacıya tebliğ edildiği anlaşılmıştır.
Davalı kooperatif yönetim kurulunun 23/04/2018 tarih … sayılı kararı ile Konya … Noterliğinin ihtarnamesinin tebliğine rağmen davacının ödemelerini yapmadığı anlaşıldığından ana sözleşmeye göre en kısa sürede ikinci ihtarın çekilmesine karar verildiği anlaşılmıştır.
Konya … Noterliğinin 22/05/2018 tarih … sayılı ihtarnamesi ile davalı kooperatif davacıdan 28/02/2017 tarihi itibariyle toplam 70.180,00 TL aidat ve gecikme zammının 30 gün içerisinde ödenilmesini istediği ve işbu ihtarnamenin 25/05/2018 tarihinde davacıya tebliğ edildiği anlaşılmıştır.
Davalı kooperatif yönetim kurulunun 30/05/2018 tarih … sayılı kararı ile Konya … Noterliğinin ihtarnamelerinin tebliğlerine rağmen davacının ödemelerini yapmadığı ancak ödeme süresinin de henüz dolmadığı anlaşıldığından ödeme süresinin dolmasının beklenilmesine karar verildiği anlaşılmıştır.
Konya … Noterliğinin 10/07/2018 tarih … sayılı ihtarnamesi ile davalı kooperatif 28/02/2017 tarihi itibariyle toplam 70.180,00 TL aidat ve gecikme zammını ödemeyen davacıya gönderilen yukarıda sözü geçen 10 gün ve 30 gün ödeme süresi içeren ihtarnamelerinin davacıya tebliğine rağmen belirtilen borcunu ödemediğinden bahisle kooperatif üyeliğinden ihracının yapıldığının davacıya bildirildiği ve işbu ihtarnamenin 12/07/2018 tarihinde davacıya tebliğ edildiği anlaşılmıştır.
Konya … Noterliğinin 10/07/2018 tarih … sayılı ihtarnamesinin 12/07/2018 tarihinde davacıya tebliği üzerine davacının bir aylık süre geçmeden 17/08/2018 tarihinde işbu … Esas sayılı dosyamızdaki yönetim kurulunun ihraç kararının iptali davasını açtığı anlaşılmıştır.
Davalı kooperatif yönetim kurulunun 17/07/2018 tarih … sayılı kararı ile kooperatifin 18/08/2018 tarihinde genel kurul toplantısının yapılması yönünde karar alındığı, işbu çağrı kararının 6. gündem maddesinde davacı … ile dava dışı … nin ihracı hakkında genel kurulca karar verilmesinin gündeme alındığı anlaşılmıştır.
Davalı kooperatif 18/08/2018 tarihinde genel kurul toplantısı yaparak genel kurulun 6. gündem maddesi ile davacı … ile dava dışı … nin oybirliği ile ihraçlarına karar verildiği anlaşılmıştır.
Davalı kooperatif yönetim kurulunun 25/09/2018 tarih bila sayılı kararı ile 18/08/2018 tarihli genel kurul kararı ile ihracına karar verilen davacıya ihraç kararının ve genel kurul kararının ticaret sicilinde ilanını müteakip genel kurul kararının davacıya tebliğine karar verildiği anlaşılmıştır.
18/08/2018 tarihli genel kurul kararlarının 11/09/2018 tarihinde ticaret siciline tescil edildiği ve 20/09/2018 tarih ve … sayılı Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde ilan edildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizin işbu … Esas sayılı dosyasındaki dava 17/08/2018 tarihinde açıldıktan sonra yargılaması devam ederken sözü geçen 18/08/2018 tarihli genel kurul kararından haberdar olan davacı vekili 04/01/2019 tarihinde birleşen dava dosyasındaki genel kurulun verdiği ihraç kararının iptali yönünde dava açtığı anlaşılmıştır.
Mahkememizin … esas sayılı dosyasında yönetim kurulunun ihraç kararının iptali davası görülüyor ve ortada yönetim kurulu karar defterinde bir ihraç kararı yok ise de 10/07/2018 tarih … yevmiye sayılı ihracın tebliğine ilişkin noter ihtarnamesi ihraç kararı yönünden açık olmadığından ve ihtarname yönetim kurulu kararı cümlesinden sayılması gerektiğinden ve davadan sonra kooperatif genel kurulu tarafından 18/08/2018 tarihinde genel kurulca davacının ihracına karar verildiğinden eldeki dava genel kurul ihraç kararının iptali davasına dönüşmüştür. Yönetim kurulunun ihraç ihtarnamesi, davacıyı dava açmaya veya genel kurula itiraz etme hakkını kullanmaya yönlendirmiştir. İyi niyetli davacı da dava açma seçeneğini kullanmıştır. Eldeki davamız artık genel kurul kararının iptali davası niteliğindedir.
Eldeki dava genel kurul ihraç kararının iptali hüviyetine büründüğünden artık davacının yeni bir genel kurul kararının iptali davası açmasına gerek yoktur. Açtığı derdest bir dava varken birleşen davayı açması dava şartlarına aykırıdır. HMK nun 114 ve 115. maddeleri gereğince derdest bir dava varken yeni bir dava açılamayacağından birleşen davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmesi gerekmiştir.
Mahkememiz kök … Esas sayılı dosyasındaki dava yönünden ise;
Davalı kooperatif tarafından 17/03/2017 tarihli birinci ve 22/05/2018 tarihli ikinci haklı ihtarlar davacıya gönderilip tebliğ edilmiştir. Her iki ihtarnamenin arası 14 aydan fazladır. Aradaki 14 aylık aşırı uzun süre ihtarnameleri samimi olmaktan çıkarmıştır. Samimi olmayan ihtarnamelere dayalı olarak ihraç kararı verilmesi hukuki dayanaktan yoksundur.
Davacı 2009 yılından beri kooperatif üyesi olup o tarihten beri kendisine tahsis olunan meskende oturmaktadır. Davacıdan 2013 ve 2015 yıllarında aidat istenilmiştir. Bu istekler davacıdan uzun süre aidat istenilmediği ve bu nedenle davacının tercihli üye olduğu hususunu ve iddiasını ortadan kaldırıcı niteliktedir. Sözün özü davacı tercihli üye sayılamaz ve zaten hukuki durumu da normal üye olduğunu göstermektedir.
22/05/2018 tarihli ihtarnamede davacıya aidat borçlarını 30 gün içerisinde ödemesi ihtar edilmiştir. Yasa gereği bu süre 30 gün değil bir aydır. İhtarname 25/05/2018 tarihinde tebliğ edildiğinden ve Mayıs ayı 31 gün olduğundan davacının aleyhine 1 günlük kısıtlama yapılması usul ve yasaya aykırıdır. Yasaya aykırı ikinci ihtarnameye dayalı olarak ihraç kararı verilmesi hukuki dayanaktan yoksundur.
Yine iki haklı ihtarnamede 63.800,00 TL asıl aidat borcu ve 6.380,00 TL gecikme zammı olmak üzere toplam 70.180,00 TL nin davacı tarafından ödenilmesi istenilmiştir. Gerek asıl alacak gerekse gecikme zamlarının döküm ve detayı belirsizdir. Belirsiz içerikteki ihtarnamelere dayalı olarak ihraç kararı verilmesi hukuki dayanaktan yoksundur.
Yine iki haklı ihtarnamede 63.800,00 TL alacağa direkt olarak %10 oranında gecikme zammı uygulanmış gözükmekte olup her bir ayın aidatına dönem sonundan itibaren ve yasal sınırlar aşılmaksızın gecikme zammı uygulanması gerekirken buna da uyulmaması ihtarnamelerdeki borç miktarını geçersiz hale getirdiğinden bu içerikteki ihtarnamelere dayalı olarak ihraç kararı verilmesi hukuki dayanaktan yoksundur.
Tüm bu durumlar karşısında kök dava dosyamız olan … Esas sayılı dosyamızdaki genel kurul ihraç kararının iptaline dönüşen işbu davanın kabulüne ….” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Asıl ve birleşen davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece taraflar arasındaki çekişmenin davacının aidat ödeme sorumlusu olup olmadığı noktasında toplandığı belirtilmiş ise de gerçekte kooperatifin müvekkil adına yapılacak ödemelerini müvekkilinin devraldığı kooperatife mobilya işini yapan kişilerden tahsil etmeyi kabul ettiğini, müvekkilinin devraldığı kişilerin dava dilekçelerinde açıkça belirtilen ödemelerin gerçekte müvekkili adına yapıldığını ifade ettiğini, mahkemece bu durumun araştırılmamış olduğunu, müvekkiline gönderilen yönetim kurulu ihtarnanesi ve alınan genel kurul kararının usuli sebeplerle zaten açıkça kanuna aykırı olduğunu, mahkemece sadece bu sebepten ötürü davanın kabulü halinde bilirkişi incelemesi yaptırılmayan diğer hususlarda herhangi bir inceleme olmamasına rağmen ileride taraflar arasında muhtemelen açılacak olan tapu iptal ve tescil gibi davalar açısından kesin hüküm oluşturulabilecek hususlara gerekçe yer verilmesinde usul ve yasaya uygunluk bulunmadığını, kooperatif tarafından daireye ilişkin borç olması halinde müvekkilinden istenmeyeceği kabul edilerek bu şekilde davranılmasına rağmen, aniden afaki bir miktarla müvekkilden para istenilmesinin açıkça kötüniyetli bir davranış olduğunu, üstelik iddia edilen miktarda borç olması mümkün olmadığını, 09/10/2019 tarihli duruşmadan bir gün önce davalı temsilcilerinin mahkemeye vermiş olduğu dilekçedeki aleyhe hiç bir hususun müvekkili tarafından kabul edilmediğini, kooperatifin tamamen kötüniyetli olarak dava dilekçesinde belirttikleri ödeme belgelerini almasına rağmen, müvekkilinin ödemesi olarak muhtemelen defterine geçirmemiş vaziyette olup, bu noktada mahkemenin olayı sadece tercihli üye olup olmadığı noktasında eksik inceleme ile değerlendirmesinin hukuka uygun olmadığını, ana davanın yönetim kurulu üyelerinin gönderdiği ihtarname uyarınca süresi içerisinde haklı olarak açıldığını, müvekkiline yönetim kurulu üyelerinin yönetim kurulunun ihraç kararı aldığı şeklinde bir ihtar göndermiş ise de dava aşamasında mahkemenin de kabulünde olduğu üzere gerçekte gönderilen ihtarnameye rağmen bir yönetim kurulu kararı olmadığı ortaya çıktığını, yine asla aleyhe kabul anlamına gelmemek kaydı ile bir yönetim kurulu kararı olsa idi dahi iki ihtarname arasındaki geçen süre, ihtarnamede verilen sürenin 1 ay değil 30 gün olması ihtarnamenin belirsizliği v.s. faiz gibi hususlar sebebi ile müvekkilinin açtığı ana davanın kabulü gerektiğinin sabit olduğunu, dava açıldıktan sonra bir genel kurul kararı alınmış olup, genel kurul kararının mahkemenin de kabulünde olduğu üzere müvekkile tebliğ edilmediğini, her iki davanın da kabulünün gerektiğini, ilk deada yönetim kurulu olmadığı dava aşamasında ortaya çıkmış ise de yönetim kurulunun müvekkilinin ihraç edildiğini belirtir şekilde ihtarname keşide etmiş olup, müvekkili tarafından dava açılmak zorunda kalındığını, kooperatifin müvekkilinin dava açmasına sebebiyet verdiğini, yargılama giderleri ile ücreti vekaletten sorumlu olduğunu birleşen davanın ana dava açıldıktan sonra alınan genel kurul kararı üzerine müvekkili tarafından hak kaybına sebebiyet verilmemek adına açılmak zorunda kalınmış olup, mahkemenin kabulüne göre dahi müvekkilinin aleyhine yargılama gideri, vekalet ücreti hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek istinaf talep etmiştir.
Asıl ve Birleşen davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacının kooperatif hissesini devir aldığı tarihten itibaren çok cüzzi bir ödeme dışında hiçbir aidat tutarını ödemediğini açıklıkla beyan ikrar ve kabul etmiş olduğunu, davacının davanın tarafı olmayan …’e yine davanın tarafı olmayan … tarafından yapıldığını iddia ettiği ödemelerin vaki dava kapsamında tartışılmasının hukuken olanaklı olmadığını, davanın tarafı olmayan … Şti’nin bir kısım bonodan kaynaklı ödemelerinin bu davaya ilişkin ödendiği iddialarının da ispatlanmasının mümkün olmayıp vaki dava ile irtibatının olmadığını, davacının bir kısım dava dışı kişilerin kendi yararına ve borcuna karşılık yaptığı ödeme iddialarının geçerli olmadığını, 2009 yılında kooperatif hissesi satın aldığını beyan eden davacının iddiasına göre dava dışı üçüncü kişilerce iddia ettiği sözleşmeye göre tüm kooperatif borçlarını dava dışı kişilerce ödeneceğini beyan ettiğini, iddiasına göre hisseyi satın aldığı tarihten sonra hiçbir borcu olmadığını ifade ettiği genel kurula katılarak kooperatifin aidat tutarları konusunda tekliflerde bulunmasının, kendi açısından iddiaları kapsamında hayatın olağan akışına uygun olup olmadığının takdirini mahkemeye bıraktıklarını, ihraç kararının 18/08/2018 tardihli genel kurul toplantısında ele alınmış olup, yönetim kurulu kararı olmaktan çıkmış genel kurul kararına dönüşmüş olduğunu, davacının genel kurula itiraz hakkını kullanmadan davayı açmış olduğunu belirterek istinaf talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Asıl dosyada ve birleşen dosyada dava; genel kurulun aldığı ihraç kararının iptali istemine ilişkindir.
İstinaf incelemesi HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve resen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır.
Davacının, kooperatif eski üyesi olan …’dan kooperatif üyeliğini 05/10/2019 tarihli sözleşme gereğince 67.000,00 TL bedel ile devraldığı, Konya … Noterliğinin 24/03/2015 tarih …sayılı ihtarnamesi ile davalı kooperatif davacıdan bakiye 27.000,00 TL aidat vs. borçlarının bir ay içerisinde ödenilmesini istediği ve işbu ihtarnamenin 01/06/2015 tarihinde davacıya tebliğ edildiği, Konya … Noterliğinin 17/03/2017 tarih … sayılı ihtarnamesi ile davalı kooperatif davacıdan 28/02/2017 tarihi itibariyle toplam 70.180,00 TL aidat ve gecikme zammının 10 gün içerisinde ödenilmesini istediği ve işbu ihtarnamenin 21/03/2017 tarihinde davacıya tebliğ edildiği, Konya … Noterliğinin 22/05/2018 tarih … sayılı ihtarnamesi ile davalı kooperatif davacıdan 28/02/2017 tarihi itibariyle toplam 70.180,00 TL aidat ve gecikme zammının 30 gün içerisinde ödenilmesini istediği ve işbu ihtarnamenin 25/05/2018 tarihinde davacıya tebliğ edildiği, Konya … Noterliğinin 10/07/2018 tarih … sayılı ihtarnamesi ile davalı kooperatif 28/02/2017 tarihi itibariyle toplam 70.180,00 TL aidat ve gecikme zammını ödemeyen davacıya gönderilen yukarıda sözü geçen 10 gün ve 30 gün ödeme süresi içeren ihtarnamelerinin davacıya tebliğine rağmen belirtilen borcunu ödemediğinden bahisle kooperatif üyeliğinden ihracının yapıldığının davacıya bildirildiği ve işbu ihtarnamenin 12/07/2018 tarihinde davacıya tebliğ edildiği, davacının bir aylık süre geçmeden 17/08/2018 tarihinde asıl dava ile yönetim kurulunun ihraç kararının iptali davasını açtığı, davadan sonra davalı kooperatifin 18/08/2018 tarihinde yapılan genel kurul toplantısında, genel kurulun 6. gündem maddesi ile davacının oybirliği ile ihraçlarına karar verildiği, genel kurul kararından haberdar olan davacının 04/01/2019 tarihinde (birleşen) Konya … ASTM’nin … E.sayılı dosyasında açtığı dava ile genel kurulun verdiği ihraç kararının iptalini talep ettiği anlaşılmıştır.
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda asıl davanın kabulüne, birleşen dosyada davanın derdestlik nedeniyle, dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir.
İlk derece mahkemesi kararına karşı, davacı tarafından asıl davada, mahkemenin karar gerekçesinde davacının normal üye olduğu, tercihli üye olmadığı tespitinin yerinde olmadığı, gerekçede yapılan bu tespitin ileride açılacak davalarda kesin hüküm teşkil edeceği, birleşen dosyada ise aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesinin yerinde olmadığı sebeplerine dayalı olarak: davalı vekilince davacının aidat borcunun bulunduğu, ihraç kararının usulüne uygun alındığı, asıl davanın kabulüne dair kararın yerinde olmadığı sebebine dayalı olarak istinaf isteminde bulunulduğu görülmüştür.
1163 Sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 16/Son maddesinde. 6.10.1988 tarihli ve 3476 Sayılı Kanunla yapılan değişikliğe ve anasözleşmenin 14/son maddesi hükmüne göre, ihraç kararının kesinleşmesine kadar, ortağın hak ve yükümlülükleri devam eder. Somut olayda davacı hakkında alınan ihraca dair yönetim kurulu kararından sonra açılan asıl davanın yargılaması esnasında davacı hakkında alınan ihraç kararı, genel kurulda onaylanarak genel kurul kararı haline gelmiştir. Bu nedenle, ilk derece mahkemesince, yönetim kurulunun ihraç ihtarnamesi ile davacının dava açma veya genel kurula itiraz etme haklarından dava açma seçeneğini kullanmış olduğu, asıl davanın artık genel kurul kararının iptali davası niteliğine büründüğü, bu durumda birleşen dosyada genel kurul kararının iptaline ilişin davanın asıl dava ile tarafları ve konusu aynı mahiyette olduğu, birleşen davanın derdestlik nedeniyle usulden reddine dair verilen kararında bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 27. Maddesinde parasal yükümlülüklerini yerine getirmeyen kooperatif üyelerinin ihracı prosedürü düzenlenmiş olup, bu tür davalarda, mahkemece öncelikle, aidat borcunun ödenmesi için üyeye iki ihtarın gönderilip gönderilmediği ve bu ihtarların usulüne uygun olarak tebliğ edilip edilmediği, ilk ihtarnamenin ödemesi 30 gün geciktirilmiş borcu içerip içermediği, böyle bir borcun ödenmesi için birinci ihtarda 10 gün, ikinci ihtarda 1 aylık sürenin verilip verilmediği, bu süre içerisinde ödememe halinde müeyyidenin ne olduğunun ve ödenmesi istenen borcun miktarının ve neye ilişkin olduğunun açık ve anlaşılır olarak belirtilip belirtilmediği, her iki ihtarnamede de bildirilen borç miktarının aynı olup olmadığı, tespit edilmelidir. Tüm bu aşamalarda bir eksiklik bulunmaması halinde ihtarlarda istenen borcun gerçek borç olup olmadığının belirlenmesi gerekmektedir. (Y. 15.HD 2021/653 E.- 2021/1007 K. Sayılı ilamı)
Buna göre, davalı kooperatifçe davacıya iki ihtar gönderildiği 17.03.2017 tarihli ihtarnamede 10 günlük süre tanındığı, aidat borcu ve gecikme zammının 70.180,00 TL olduğunun belirtildiği, 22.05.2018 tarihli ikinci ihtarname de aynı borç miktarı belirtilerek ödeme için 30 günlük süre tanındığı görülmüş ise de yasa hükmü gereği 1 aylık süre tanınması gerektiği, ihtarnamenin çekildiği ayın 31 gün çekiyor olması nedeniyle 30 gün süre verilmiş olmasının yasanın emredici hükmüne uyun olmadığı, yine ihtarnamelerde borcun aidat ve gecikme zammından kaynaklandığı ifade edilmiş ise de, hangi dönemlere ilişkin aidat borcu olduğu ve buna göre gecikme zammının açıkça belirtilmediği, bu durumda borcun neye ilişkin olduğunun açık ve anlaşılır olarak belirtildiğinin kabul edilmeyeceği, bu gerekçelerle ilk derece mahkemesince asıl davanın kabulüne dair verilen kararda bir isabetsizlik bulunmadığı,
Davacının, asıl davanın kabulü kararına karşı istinaf isteminde hukuki yararı bulunmadığı, mahkeme gerekçesinde, davacının normal üye olduğu, tercihli üye olmadığı tespitinin, mahkemece, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 27. Maddesi düzenlemesine aykırı olarak ihraç kararı verilmiş olması, yani ihraç kararın tebliğinde şekli eksiklikten kaynaklı olarak davanın kabulüne karar verilmiş olması nedeniyle, davacının üyeliğinin niteliğinin açılacak başka davalarda kesin hüküm yada kuvvetli delil oluşturmayacağı, yukarıda ifade edildiği üzere, yönetim kurulu kararının iptali için davacının dava açmak yada genel kurula itirazda bulunmak hakkı bulunduğu, davacının dava açmak suretiyle seçimini yaptığı, davadan sonra ihraç kararının genel kurul kararı haline dönüşmesi nedeniyle aynı mahiyette ve taleple ikinci bir dava açmasında kusurunun olmadığından bahisle aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücreti hükmedilemeyeceğine yönelik itirazının da yerinde olmadığı,
Bu nedenlerle; ilk derece mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı kanaatine varılarak, tarafların istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereği ayrı ayrı esas yönünden reddine karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatiyle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Tarafların istinaf başvuru talebinin ESASTAN REDDİNE,
2- Asıl dava yönünden davacıdan alınması gereken 80,70 TL harçtan peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 26,30 TL karar ve ilam harcının davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3- Birleşen dava yönünden davacıdan alınması gereken 80,70 TL harçtan peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 26,30 TL karar ve ilam harcının davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4- Birleşen dava yönünden davalıdan alınması gereken 80,70 TL harçtan peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 26,30 TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
5- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
6- İstinafa başvuranlar tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
7- Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/4. maddesi gereğince kararın dairemiz tarafından tebliğe çıkarılmasına,
8- Dava dosyasının temyiz edilmeden kesinleşmesi halinde ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda verilen kararın HMK’nın 361/1 maddesi gereğince; taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde dairemize, temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi’ne veya ilk derece mahkemesine verilecek dilekçe ile temyiz kanun yoluna başvurma talebinde bulunulabileceğine 02/12/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır

M.Y.