Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2020/363 E. 2020/264 K. 20.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM 6. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: … – …
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA ASLİYE … TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : …
NUMARASI : … Esas – … Karar

DAVACILAR : 1- … – (T.C. Kimlik No: …)
2- … -(T.C Kimlik No: …)
3- … – (T.C. Kimlik No: …)
4- … – (T.C. Kimlik No: …)
5- … – (T.C. Kimlik No: …)
6- … – (T.C. Kimlik No: …)
VEKİLİ : Av. … – …

DAVALI : Konya … Müdürlüğü – …
DAVA : Şirketin İhyası

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : …
YAZIM TARİHİ : …
Davacılar tarafından, davalı aleyhine Konya Asliye … TİCARET Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile açılan şirketin ihyası davasında … tarihinde tesis edilen davanın usulden reddine ilişkin karara karşı davacıların istinaf kanun yoluna başvurması üzerine, üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendiğinde;
DAVA: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile ihya talebinde bulunulan … İnşaat ve Ticaret Anonim Şirketi arasında Konya …Sulh Hukuk Mahkemesinde Kat Mülkiyeti Tesisi ile Ortaklığın Giderilmesi davasının görüldüğünü, davanın temyiz aşamasında olduğunu, ilgili şirketin sicil kaydının TTK’nın geçici 7.madde kapsamında 02.09.2013 tarihinde re’sen Ticaret Sicilinden silindiğinin, Yargıtay 20.Hukuk Dairesi tarafından tarihinde verilen karar ve Konya …Sulh Hukuk Mahkemesi’nin … Esas, … Karar sayılı dosyası ile gönderilen muhtıra gereğince … İnşaat ve Ticaret A.Ş.’nin ihyasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu … İnşaat ve Ticaret Anonim Şirketi’nin sicil kaydının TTK’nın Geçici 7.maddesi kapsamında 02.09.2013 tarihi itibariyle re’sen terkin edildiğini, her ne kadar 5174 Sayılı Kanunun 10 ve 32. maddelerine göre adreslerinin ve durumlarının tespit edilememesi nedeniyle oda kaydı sicil kaydı silinmek üzere bildirilmesi gerekçesiyle TTK’nın Geçici 7.madde kapsamında 02.09.2013 tarihi itibariyle re’sen terkin edilmiş ise de; şirketin aynı zamanda sermayesini anonim şirketler için asgari kanuni sermaye sınırı olan 50.000,00 TL’ye yükseltmediğinden kanuni münfesih şirketlerden sayıldığını, dava konusu … İnşaat ve Ticaret Anonim Şirketi’nin sermayesinin halen 20.000,00 TL olup adı geçen şirketin, sermayesinin 6103 Sayılı Kanunun 20/1. maddesinde belirtilen süre içinde 6102 sayılı Kanunun 332. maddesinde belirtilen kanuni asgari sermaye haddine yükseltilmediğinden de münfesih şirketlerden sayıldığını, davacı tarafın terkin olduğu için ihyasını istediği şirketin, tasfiye kararı alacağı genel kurul tescili dışında hiçbir genel kurul işleminin tescil edilmesine yasal olarak imkan bulunmadığını, şirketin 6103 Sayılı Kanunun 20.maddesinin 1.fıkrasında belirtilen süre içinde sermayesini kanuni asgari sınıra yükseltmediğinden ihyasından sonra alacağı bir kararla sermayesini artırıp faaliyetine devam edebilme imkan ve kabiliyetine sahip olmadığından davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “… davanın hak düşürücü sürenin geçmesi nedeniyle usulden reddine” karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; taraflarına 30 günlük kesin süre içerisinde şirketin ihyasının teminini ve buna ilişkin evrakların mahkemeye sunulması için yetki ve süre verildiğini, süresi içinde işbu dava ile şirketin ihyası davası açıldığını, yerel mahkemece verilen kararın eksik inceleme sonucunda verildiğini, söz konusu şirketin ihyasının teminin Yargıtay 20. Hukuk Dairesi tarafından verildiğini, dolayısıyla ilgili şirketin ihyasına karar vermesi gerekirken davanın usulden reddine karar vermesinin kararın kaldırılma sebebi olduğunu beyan ederek yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; şirketin ihyasına ilişkindir.
İstinaf incelemesi HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve resen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır.
Davacının, dava dışı … İnşaat ve Ticaret A.Ş. ile Konya … Sulh Hukuk Mahkemesinde görülmekte olan kat mülkiyeti tesisi ile ortaklığın giderilmesi davası olduğunu, davanın temyiz aşamasında olduğu, ancak Konya … Müdürlüğünden gelen yazı cevabına göre 02/09/2013 tarihinde anılan şirketin 6102 sayılı TTK’nın Geçici 7. maddesi doğrultusunda ticaret sicilinden re’sen kaydının silindiğinin belirtildiğini, mahkemece kendisine ihya davası açmak üzere süre verildiğini belirterek şirketin ihyasını talep etmiştir.
Türk Ticaret Kanunu’nun Geçici 7. maddesinin 15. bendine göre, “Ticaret sicilinden kaydı silinen şirket veya kooperatifin alacaklıları ile hukuki menfaatleri bulunanlar haklı sebeplere dayanarak silinme tarihinden itibaren beş yıl içinde mahkemeye başvurarak şirket veya kooperatifin ihyasını isteyebilir.” Davacının kaydı terkin edilen … İnşaat ve Tic. A.Ş. ile Konya … Sulh Hukuk Mahkemesinin görülmekte olan kat mülkiyeti tesisi suretiyle ortaklığın giderilmesi davası olduğu, davanın temyiz aşamasında olduğu, Yargıtay 20. Hukuk Dairesince verilen karar gereğince Konya … Sulh Hukuk Mahkemesi tarafından davacıya şirketin ihyasının temini için süre verildiği anlaşıldığından, işbu davayı açmakta hukuki yararı mevcuttur.
Somut uyuşmazlıkta şirketin 6102 sayılı TTK’nın geçici 7. maddesi kapsamında kaldığından bahisle davalı sicil müdürlüğünce ihtarname hazırlandığı ve ihtarnamenin … Gazetesi’nin 29 Mayıs 2013 tarihinde yayınlandığı, ancak ihyası istenen şirkete veya şirket temsilcisine tebligat yapıldığına ilişkin herhangi bir bilgi belgenin veya tebligatın dosyaya sunulmadığı, bu hale göre şirket temsilcilerine tebligat yapılmadığı dosya kapsamından anlaşılmaktadır. 6102 sayılı TTK’nın geçici 7.maddesinin 1-4.a ve 11.bentleri uyarınca terkin işlemi öncesinde yapılması öngörülen ihtarın öncelikle şirkete ya da yetkilerine tebliğ edilmeksizin doğrudan … Gazetesinde ilan suretiyle yapılan ihtar usule aykırıdır. Bu nedenle dava konusu ihyası istenen şirketin terkin işleminin hukuka uygun olmadığı açıktır.
Öte yandan 5174 Sayılı Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği İle Odalar Ve Borsalar Kanunun 10/3.maddesinde; “Oda yönetim kurulu kararını takip eden yılbaşından itibaren iki yıl içinde, ilgilinin üyesi bulunduğu odaya müracaatla adres ve durumunu bildirmemesi halinde, oda yönetim kurulunun teklifi ve meclis kararıyla … kaydının re’sen silinmesi için … memurluğuna ihbarda bulunulur. İhbarı takip eden ayın ilk günü itibarıyla oda kaydı silinmiş sayılır. Bu süre içerisinde durumunu bildiren üyelerin aidat tahakkukları başlatılır. Ancak bu durumda olanlar tüm aidat borçlarını ödemedikçe seçmen listelerine tekrar kaydedilemeyeceği, hükmünü içermektedir.
Resmi gazetede 30/12/2012 gün ve 28513 sayıyla yayınlanan “Münfesih olmasına veya sayılmasına rağmen tasfiye edilmemiş Anonim ve Limited Şirketler ile Kooperatiflerin Tasfiyelerine ve Ticaret Sicili Kayıtlarının Silinmesine İlişkin” Tebliğ’in 1. maddesinin “d” bendinde; “18/5/2004 tarihli ve 5174 sayılı Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile Odalar ve Borsalar Kanununun 10 ve 32 nci maddelerine göre adreslerinin ve durumlarının tespit edilememesi nedeniyle ilgili odadaki üyelikleri askıya alınan ve oda yönetim kurulu kararını takip eden yılbaşından itibaren iki yıl sonunda oda kaydı silinerek, sicil kaydı silinmek üzere Müdürlüklere bildirilen şirketler ve kooperatifler.” ifadesi ile kanunda olmayan bir hali tebliğ ile düzenlemiştir.
Türk Ticaret Kanunu’nun geçici 7. maddesinde; “01/07/2015 tarihine kadar aşağıdaki hâlleri tespit edilen ya da bildirilen anonim ve limited şirketler ile kooperatiflerin tasfiyeleri ve ticaret sicilinden kayıtlarının silinmesi, ilgili kanunlardaki tasfiye usulüne uyulmaksızın bu madde uyarınca yapılır” denilmek sureti ile ancak kanun metninde sayılan halleri tespit edilen şirketin tasfiyesi TTK hükümlerine uyulmaksızın anılan maddedeki usule göre tasfiye edileceği belirtilmiştir. Diğer bir anlatımla bu madde belirtilen sınırlı hallere münhasıran özel bir tasfiye yöntemi getirilmiştir. Bu nedenle tahdadi nitelikteki (numerus clausus) bu haller dışındaki durumlarda geçici 7. maddeye göre değil TTK veya ilgili kanunlardaki tasfiye usulünü uygun tasfiye yapılacaktır. Maddenin geçici ve istisnai oluşu göz önüne alındığında anılan maddedeki sayılan hallerin tadadi olduğu ve genişletilmeye tabi tutulamayacağı veya genişletici yorumda bulunulamayacağı açıktır. Kanunun istisnai tasfiye usulüne (geçici 7. Maddeye göre) tabi olacağını belirtmediği bir hal ikincil bir düzenleme ile de olsa geçici 7. madde kapsamına alınamaz. Hukuk Genel Kurulu’nun 14/06/2017 tarih ve 2017/4-1358 esas 2017/1193 karar sayılı kararında; “…Diğer taraftan normlar hiyerarşisi dikkate alındığında daha alt basamakta yer alan ve tamamen idarenin düzenleyici tasarrufu niteliğinde olan yönetmelikle, daha üst basamakta bulunan ve yasama organı tarafından objektif, soyut ve genel nitelikte bir yasama tasarrufu niteliğinde bulunan kanuna aykırı düzenleme getirilmesi mümkün değildir. Yönetmelik kaynağını kanundan alır ve ancak kanunun uygulanmasını gösterir. Kanunda bulunmayan bir düzenlemenin, yönetmelikle ihdası ve bu yolla kanunun önüne geçen bir uygulamanın benimsenmesi hukukun genel teorisine de aykırıdır” denilmek sureti ile yönetmeliğin kanunla çelişen hükümlerinin değil kanun hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiştir.
Özetle ikincil düzenlemeler dayandıkları kanun maddelerine aykırı olamaz ve çelişen hallerde ikincil düzenleme hükümleri dikkate alınmaz ve kanun hükümleri uygulanır.
Doktrinde de bu çelişkiye dikkat çekilerek tebliğdeki düzenlemenin kanuni dayanağının bulunmadığı ve kanundaki sayımın sınırlı olduğu vurgulanmıştır. (Murat Kaderoğlu Anonim Şirketlerin İnfisahı, sayfa 350-351, dipnot 251 atfı Çalışkan s. 200; Şengül Al Kılıç, Anonim Şirketlerde Tasfiyeden Dönme, sayfa 168 dipnot 418-aynı yöndeki atıf Karaman Coşgun s.316,)
Özetlenen süreçte davalı sicil müdürlüğünün terkin işlemleri sırasında kanunda olmayan bir hali esas alarak TTK geçici 7. madde uygulamak sureti ile terkin işlemin gerçekleştirmesi normlar hiyerarşisine aykırı olduğu gibi; yukarıda belirtildiği üzere davalı sicil müdürlüğünün terkinden önceki ihtar ve ilan prosedürünü uygulamadan terkin işlemini gerçekleştirdiği, davacı tarafça ihyası talep edilen şirketin dava dosyalarının kesinleşmediği, böylece şirketin taraf olduğu davalar var iken şirketin … kaydının silinmesinin 6102 sayılı Kanunun geçici 7. maddesine aykırı olduğu, bu nedenle hak düşürücü sürenin söz konusu olmadığı, … müdürlüğünce şirketin kaydının 5174 Sayılı Kanunun 10 ve 32. maddelerine göre adreslerinin ve durumlarının tespit edilememesi nedeniyle oda kaydı silinerek sicil kaydı silinmek üzere bildirildiğinden bahisle silindiği, bu nedenle şirketin sermayesine 6102 Sayılı Kanunun 332. maddesinde belirtilen kanuni asgari sermaye haddine yükseltilmediğinden de münfesih şirketlerden sayılması hususunun incelenemeyeceği, ihyası istenilen şirketin terkin sebebinin münfesihlik durumunu gerektirmeyen oda kaydı silinmesi olması ve sadece Konya … Sulh Hukuk Mahkemesinin … Esas … Karar sayılı dosyasında yapılacak işlemler yönünden ihyasına karar verilmesi ve ihyasına karar verilen şirkete tasfiye memuru atanmasına gerek bulunmadığı, (Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 15/11/2018 tarih 2018/4965 Esas 2018/7120 Karar sayılı ilamı, 22/05/2019 tarih 2019/1992 Esas 2019/4024 Karar sayılı ilamı ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesinin 11/09/2019 tarih 2019/768 Esas 2019/1003 Karar sayılı ilamı), ayrıca açıklanan gerekçelerle davalı Konya Ticaret Odasının yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulması gerekirken davanın hak düşürücü sürenin geçmiş olması nedeniyle usulden reddine karar verilmesi usul ve yasaya uygun bulunmadığından, davacıların istinaf taleplerinin kabulü ile; ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, HMK’nın 353/1.b.2 maddesi gereğince davacıların talebi hakkında yeniden hüküm kurulması gerektiğine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A) Davacıların istinaf başvuru taleplerinin KABULÜ ile; Konya Asliye … TİCARET Mahkemesi’nin … tarih … Esas … Karar sayılı KARARIN KALDIRILMASINA,
1- İstinaf başvurusunda bulunan davacılar tarafından yatırılan 54,40 TL istinaf karar harcının talep halinde davacılara iadesine,
2- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından taraflara ücreti vekalet taktirine yer olmadığına,
3- İstinaf başvurusunda bulunan davacılar tarafından yatırılan 148,60 TL istinaf yoluna başvuru harcının davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
B) Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b.2 maddesi gereğince davacı talebi ile ilgili YENİDEN HÜKÜM KURULMASINA,
1-Davanın kabulü ile; Konya … Sicili’nin … sicil numarasında kayıtlı … İnşaat ve Ticaret A.Ş.’nin İHYASINA.
2- Alınması gereken 54,40 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 10,00 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına, davacılar tarafından peşin yatırılan 44,40 TL harcın davalıdan tahsili ile davacılara verilmesine,
3- Davacılar davada kendilerini vekil sıfatı ile temsil ettirdiklerinden karar tarihinde yürürlükte olan A.A.Ü.T gereğince 3.400,00 TL ücret-i vekaletin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
4- Davacılar tarafından yapılan 87,00 TL posta ve tebligat giderinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
5- Hükmün kesinleşmesinden sonra HMK’nın 333 ve HMKGAT’nin 5/1. maddeleri gereğince yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının gider avansını yatıran tarafa iadesine
C) Karar tebliğ işleminin HMK’nın 359/son cümlesi gereğince dairemizce yapılmasına,
D) Kararın temyiz edilmeden kesinleşmesi halinde; dava dosyasının ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
Dair; tarafların yokluğunda, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda verilen kararın HMK’nın 361/1 maddesi gereğince; taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde dairemize, temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi’ne veya ilk derece mahkemesine verilecek dilekçe ile temyiz kanun yoluna başvurma talebinde bulunulabileceğine … tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır