Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2020/291 E. 2020/218 K. 14.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM 6. HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA ASLİYE … TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : …
NUMARASI : … Esas … Karar

DAVACI : … PVC Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti.
VEKİLİ : Av. … – …

DAVALILAR : 1- … (T.C Kimlik No: …)
VEKİLİ : Av. …- …
: 2- … (T.C Kimlik No: …)

DAVA : Menfi Tespit

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : …
YAZIM TARİHİ : …
Davacı tarafından davalılar aleyhine Konya Asliye … TİCARET Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyası ile açılan menfi tespit davasında … tarihinde tesis edilen davanın reddine ilişkin karara karşı davacının istinaf kanun yoluna başvurması üzerine dava dosyasının dairemize geldiği anlaşılmakla üye hakimin görüşleri alındıktan sonra, dosya incelendiğinde;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin 20/07/2009 tarihinde …, … ve davalı … tarafından eşit hisselerle kurulduğunu, bazı anlaşmazlıklar nedeniyle …’ın hisselerini diğer ortaklara devrederek ortaklıktan ayrıldığını, 18/11/2013 tarihli şirket genel kurulunda da kalan ortaklar mevcut son ortak ve yönetici olan … ile davalı …’un şirketi birlikte/müştereken yöneteceklerine dair karar aldıklarını, aralarında ibraname de düzenlediklerini, adı geçen ortakların eşit hisselere sahip olduklarını, davalı …’un müşterek temsil için imza sirküsü çıkarmaya yanaşmaması ve kendisine çekilen ihtarnameye olumsuz cevap vermesi üzerine diğer ortak … ‘ün 11/02/2014 tarihinde İstanbul Anadolu … Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası üzerinden haklı nedenlerle şirket feshi davası açtığını, mahkemenin ara kararı ile … isimli kişiyi şirkete yönetici kayyım olarak atadığını, yargılama sırasında ortaklar arasında çeşitli pazarlık ve uzlaşma zeminlerinin oluştuğunu, neticeten davayı açan ortak … ‘ün şirket feshi davasından feragat etmesi kaydıyla davalı … ‘un şirketteki tüm hisselerini aralarında yaptıkları 04/06/2014 tarihli protokol ve Kadıköy … Noterliğinin 05/06/2014 tarih … yevmiye sayılı işlemi ile 1.150.000,00 TL bedel karşılığı …’e devrederek adı geçen davalının şirket ortaklığından ayrıldığını, 14/03/2014 tarihli sayım tutanağı düzenlendiğini, davalı … ‘un işbu sayım tutanağında şirket adına düzenlenmiş tüm kambiyo evraklarını gösterdiğini ancak davaya konu ettikleri 4 adet toplam 675.000,00 TL bedelli bonoların sayım tutanağında gösterilmediğini, müvekkili şirketin eski yöneticisi olan ve ortaklıktan ayrılan davalı … ‘un ortaklıktan ayrıldıktan ve şirketle ilişkisi tamamen kesildikten sonra tamamen kötü niyetli olarak ve yönetici olduğu döneme isabet edecek şekilde bonolara tanzim tarihi atarak (kısacası eski yöneticinin geçmiş tarihli bonolar düzenleyerek) borçluları müvekkili şirket ve kendisi olacak şekilde (daha doğrusu kendisi borçlusu olacak şekilde, avalisti davacı şirket olacak şekilde), lehtarı diğer davalı … olacak şekilde 16/02/2012 tanzim 30/12/2014 vade tarihli 250.000,00 TL bedelli, 12/03/2013 tanzim 15/03/2014 vade tarihli 180.000,00 TL bedelli, 05/06/2013 tanzim 05/01/2014 vade tarihli 85.000,00 TL bedelli ve 05/06/2013 tanzim 05/06/2014 vade tarihli 160.000,00 TL bedelli 4 adet bonoyu kötü niyetli olarak düzenleyerek diğer davalıya verdiğini, Konya … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası üzerinden icra takibine konu ettiğini, davalı … ‘un da neredeyse tüm malvarlığı değerlerini icra takibinden hemen bir hafta önce güvendiği kişiler üzerine kaçırdığını, Konya … İcra Hukuk Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası üzerinden aynı iddialara dayalı olarak açtıkları takibin iptali davasının dar yetkili olan icra mahkemesince incelenemeyeceğinden bahisle reddedildiğini, davalılar hakkında dolandırıcılık ve sahte senet düzenlemek suçlarından Konya CBS … soruşturma sayılı dosyası üzerinden yaptıkları şikayetin takipsizlikle sonuçlandığını, icra takibine konu toplam 675.000,00 TL bedelli 4 adet bonodan dolayı müvekkilinin davalılara borçlu olmadığının tespitine ve davalıların %20 oranında kötüniyet tazminatı ödemesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin tacir olmaması nedeniyle davanın görevsiz ticaret mahkemesinde açıldığını, davacının iddialarının faraziye olduğu gibi davacının kötü niyetli bir şekilde bu davayı açtığını, müvekkilinin bonoların borçlularından alacaklı olduğunu, davada tanık dinlenmesine rızalarının da olmadığından bahisle davanın reddi ile alacağın %20 sinden az olmamak üzere davacının kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … cevap dilekçesi vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…mahkememizin 17/10/2018 tarih ve … Esas … Karar sayılı kararında belirtilen nedenlerle Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesinin davalı … hakkındaki davanın usulden reddedilemeyeceğine ilişkin gerekçesi karşısında her iki davalıya karşı dava açılmasında hukuki bir eksiklik veya fazlalık yoktur. Yukarıda belirtilen mahkememizin 17/10/2018 tarih ve … Esas … Karar sayılı kararında ve hemen yukarıda belirtilen nedenlerle her iki davalıya karşı açılan davada, davacı davalıların kötü niyetli olduklarını ve bonoların geçmiş tarihli düzenlendiklerini ve davacı şirketin kötü niyetli olarak avalist gösterildiğini ispatlayamamıştır. Bu nedenlerle TTK’nın 702. maddesi ve emsal içtihattaki koşulların gerçekleşmediği anlaşılmıştır. Soruşturma dosyaları davacının aleyhine sonuçlanmış olduklarından davacı lehine bir delil ve karar da yoktur. Görüldüğü üzere davacının dava konusu ettiği hususlar ilk kararımızdaki gibi yasal dayanaktan yoksundur. Davacının ihtiyati tedbir talebini yaklaşık ispat derecesinde dahi ispatlayamadığı da anlaşıldığından davacının ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmesi gerekmiştir. Tüm bu durumlar karşısında davacının davasının reddine karar verilmesi gerekmiştir…” şeklindeki gerekçesiyle davacının davasının davalılar yönünden ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesinin … esas … karar 17/10/2018 tarihli kararının istinafı sonucunda Konya BAM 6.HD … esas … karar 14/02/2019 tarihli kararı ile kaldırıldığını, ilk derece mahkemesinin kaldırma gerekçesine uymadığını, taraf delillerini değerlendirmediğini ve bilhassa … un “temsilcinin kendi kendisiyle işlem yapma yasağı” kuralı olmasına rağmen kendisinin keşideci olduğu bonoyu şirketi temsilen aval vererek şirketin durumunu ve içeriğini çok iyi bilen …’e vermesi hususunu bilen tanıkların dinlenmediğini, İstanbul …ATM … esas sayılı ihalenin feshi davasında şirketin alacak ve borçlarının kayyum tarafından tespit edildiğini, davaya konu 675.000,00 TL miktarında bir borcun kayıtlarda olmadığını, bu durumun yerel mahkemece dikkate alınmadığını, davalı …’un bu büyüklükte bir borcu kayyuma bildirmediğini, kaldı ki davalı … un diğer davalı …’e gerçekten de 675.000,00 TL borcu olduğu kabul edilse bile temsilcinin kendisiyle işlem yapma yasağını bilerek ihlal ettiğini, bu durumu kayyuma bildirmeyerek bu borçla uzaktan yakından ilgisi olmayan müvekkili şirketi borçlu duruma soktuğunu, 18/12/2018 tarihli istinaf dilekçesinde belirttikleri hususlarında tekrar ederek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, davanın kabulü ile Konya …İcra Müd. … sayılı icra dosyasına dava sonuna kadar tedbir konulmasını (müvekkilinin gayrimenkulleri 11/02/2020 tarihinde satılacağını) istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; dava ve takibe konu tanzim borçlusu davalı … avalisti (kefil) davacı … San. Tic. Ltd. Şti. ve lehtar alacaklısı davalı … olan 16/02/2012 tanzim tarihli 30/12/2014 ödeme tarihli 250.000,00 TL bedelli, 05/06/2013 tanzim tarihli 05/06/2014 ödeme tarihli 160.000,00 TL bedelli, 12/03/2013 tanzim tarihli 15/03/2014 ödeme tarihli 180.000,00 TL bedelli, 05/04/2013 tanzim tarihli 05/01/2014 ödeme tarihli 85.000,00 TL bedelli bonoların davacı tanzim borçlusu şirketi eski yöneticisi davalı … tarafından yöneticilikten ayrıldıktan sonra bonolara eski tanzim tarihi atmak suretiyle düzenlendiğinden ve davalı keşidecinin davacı şirketi kefil (aval) yapamayacağından temsilcinin kendisi ile sözleşme yasağı olduğunu, 3.şahıs durumunda olan lehtar alacaklı … in iyiniyetli olduğundan bahsedilemeyeceği, icra takibinin tedbiren durdurulması, davalıların %20 kötüniyet tazminatı ödemesine karar verilmesi istemine ilişkindir.
İstinaf incelemesi; Kamu düzenini ilgilendiren konularda resen, diğer yönlerden HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılmıştır.
Davacı bono avalist borçlusu şirketin 02/06/2010 tarihli ve … sayılı kararı ile şirket müdürlüğüne 10 yıl süreli olarak münferiden yetkili kılınarak davalı …’un atandığı, müdürlük yetkisinin 18/11/2013 tarihli …. nolu ortaklar kurulu kararına kadar devam ettiği, 02/06/2010 tarihinden 17/11/2013 tarihine kadar davalı …’un münferit imzası ile yetkili olduğu anlaşılmıştır.
Davacı tarafın sahtelik iddialarına ilişkin alınan Tübitak 07/08/2015 tarihli … sayılı yazı cevabının “kağıt resmi evrak üzerindeki imza, rakam ve yazıların mürekkep yaşlarının dolaylı ve doğrudan tayini yapılamamaktadır” şeklinde olduğu,
Emniyet Genel Müdürlüğü Ankara Krimal Polis Laboratuvar Müdürlüğü 18/08/2015 tarihli … sayılı yazı ve ekindeki belge inceleme uzmanı … tarafından düzenlenen 18/08/2015 tarihli uzman görüşünün “Mürekkep yaşı tayini ile ilgili olarak tükenmez kalem mürekkebinin içerisindeki reçine ve çözücünün kimyasal özelliklerine bağlı olarak çeşitli çalışmaların yapıldığı ve bu çalışmalarla sınırlı 1 yıla kadar yazılmış yazılar için tespitlere ulaşılabildiği bilinmektedir. Bu konuda deneysel çalışmaların devam ettiği bilinmekle birlikte henüz bu çalışmaların doğruluğu kanıtlanmış metodlara dayalı olarak laboratuvarda yürütülebilmesi mümkün olmamaktadır” şeklinde olduğu,
Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi 02/09/2015 tarihli … sayılı yazı cevabının “yazı, yazı tayinine yarayan ve halen kullanılagelen bilimsel bir metod bulunmadığı” şeklinde olduğu,
İstanbul …ATM … talimat sayılı bilirkişiler kimyager … , Dr. …, Prof. Dr. … tarafından düzenlenen 13/05/2016 tarihli rapor sonuç bölümünün “16/02/2012 düzenlenme tarihli senedin imza kısmından alınan mürekkebin kimyasal incelemesinde mürekkebin çözücüsü olan fenoksietanolün tablodaki değerlerde tespit edildiği, fenoksietanolün %V değerinin 36 olarak hesaplandığı ve buradan yola çıkılarak senetteki imzadan örnek alma tarihi olan 19/04/2016 dan geriye giderek 6 ila 12 aylar arasında atılmış olabileceği” şeklinde olduğu görülmüştür.
Dava konusu olay hakkında davacı şirket ve yetkilisince yapılan şikayet sebebiyle davalılar hakkında yapılan soruşturma sonucunda Konya CBS … soruşturma, … karar sayılı kararı ile 05/02/2015 tarihinde kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği, Konya CBS … soruşturma, … karar sayılı 23/01/2018 tarihli kararı ile yeniden kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği, davalı alacaklı … soruşturma sırasında 02/05/2017 tarihli ifadesinde “… PVC adlı firmadan 675.000,00 TL alacağım vardı, bu alacaklarımın karşılığında 2012-2013 tarihleri arasında alacaklarıma karşılık olarak 4 adet senet imzalattım, alacaklarımı tahsil edemeyince icra takibi yoluyla işleme koydurdum… Senetler düzenleme tarihinde bizzat firma yetkilisi ve sahibi … tarafından düzenlenip tarafıma verilmiştir….” şeklinde olduğu, yapılan itiraz üzerine Konya …Sulh Ceza Mahkemesi … D.İş Esas sayılı … tarihli karar ile itirazın kesin olarak reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
Dava ve icra takibine konu bonolar davalı tanzim borçlusu/keşideci/eski müdür … tarafından düzenlenmiş, bonolarda yazılı tanzim tarihlerinde tanzim borçlusu keşidecisinin aynı zamanda aval veren şirketin münferiden temsile yetkili müdürü olduğu, davacı şirket eski müdürünün keşidecisi olan bonolara şirket temsilcisinin şirket adına avalist olarak düzenlenmiştir. Davacı şirket dava konusu bonolarda aval veren durumundadır.
Taraflar arasında; keşideci …’un aynı zamanda aval veren şirketin temsilcisi olduğu, aval veren şirket aleyhinde davaya konu senetlere dayanılarak ihtiyati haczi kararı ve icra takibi yapıldığı konularında ihtilaf bulunmadığı, ihtilafın davaya konu kambiyo senetlerinin davalı …’ın şirket temsilcilik görevinin sona ermesinden sonra tanzim edilip edilmediği, senetlerde keşideci olan …’ın aynı zamanda söz konusu senetlerde aval veren davacı şirketi temsil etmesinin davacı şirketin senetteki borçlardan sorumluluğunu gerektirip gerektirmeyeceği noktasında toplandığı anlaşılmaktadır.
Davacı tarafça dava ve takibe konu bonolara ilişkin sahtelik iddiasının usulen ispatlanmadığı anlaşılmıştır.
İlk derece mahkemesince davalı …’un keşideci olduğu kambiyo senedine davacı şirketi temsilen aval vermesinin temsilcinin kendisi ile işlem yapma yasağı kuralını ihlal mahiyetinde olup olmadığı, letarın keşidecinin aynı zamanda şirket yetkilisi olduğunu bilen veyahut bilebilecek kişi olup olmadığı tartışılmadan karar verilmiştir.
Türk Ticaret Kanunu’nun VI – Şirketle işlem yapma, şirkete borçlanma yasağı
Madde 395 “(1) Yönetim kurulu üyesi, genel kuruldan izin almadan, şirketle kendisi veya başkası adına herhangi bir işlem yapamaz; aksi hâlde, şirket yapılan işlemin batıl olduğunu ileri sürebilir. Diğer taraf böyle bir iddiada bulunamaz…”
IV – Temsil yetkisinin kapsamı, sınırlandırılması
Madde 629 “(1)Müdürlerin temsil yetkilerinin kapsamına, yetkinin sınırlandırılmasına, imzaya yetkili olanların belirlenmesine, imza şekli ile bunların tescil ve ilanına bu Kanunun anonim şirketlere ilişkin ilgili hükümleri kıyas yolu ile uygulanır….”
IV – Def’iler
Madde 687 “(1) Poliçeden dolayı kendisine başvurulan kişi, düzenleyen veya önceki hamillerden biriyle kendi arasında doğrudan doğruya var olan ilişkilere dayanan def’ileri başvuran hamile karşı ileri süremez; meğerki, hamil, poliçeyi iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket etmiş olsun…”
C) Uygulanacak hükümler
Madde 778 “(1) Bononun niteliğine aykırı düşmedikçe; a) Poliçelerin cirosuna ilişkin 681 ilâ 690….” şeklinde düzenlenmiştir.
Davacı şirket eski temsilcisi … un kendisinin keşide ettiği davaya konu 4 adet bonoda temsilcisi olduğu davacı şirketi temsilen kendi lehine aval verilmiştir. Davalı şirket eski müdürünün temsil yetkisini kötüye kullanarak temsilcinin kendisiyle işlem yapma yasağını ihlal ettiğinden temsilcinin izinsiz olarak kendisiyle yaptığı işlem sakat bir işlem olduğundan bu işlemin temsil olunan davacı şirketi bağlamayacağı, özenli bir temsilci, iyiniyet ve sadakat borcu gereği, temsil ettiği şirketin çıkarına aykırı olarak bir işlem yaparsa bu işlemin kural olarak temsil görevinin dışında kalacağı, temsilcisi olduğu şirket adına aval işleminin kendi yararına şirket aleyhine bir sonuç doğurduğunu bilmesi gerektiği, ayrıca; kötüniyetle hareket edip etmemenin işlemin sakatlığına etkisi olmayacağı, keşidecinin kendi borcuna temsilcisi olduğu şirket adına aval vermesinin kendi yararına, temsilcisi olduğu şirket zararına bir işlem olduğu tartışmadan varestedir. Çünkü; temsilcinin kendisiyle işlem yapması kural olarak yasaktır. Temsilcinin izinsiz olarak kendisiyle yaptığı işlem sakat bir işlemdir. Bu işlem temsil olunanı bağlamaz. Özenli bir temsilci, iyiniyet ve sadakat borcu gereği, temsil ettiği şirketin çıkarına aykırı olarak bir işlem yaparsa bu işlem kural olarak temsil görevinin dışında kalır (Doç.Dr. Erol Ulusoy, Anonim Şirketlerde Şirketle İşlem Yapma Yasağı ve Çifte Temsil, Ankara, 2005, S: 67-78-228).
Dava ve takibe konu bonolarda keşidecinin şirket eski müdürü … olduğu, kendisinin keşide ettiği davaya konu 4 adet bonoda temsilcisi olduğu davacı şirketi temsilen şirket aleyhine kendi lehine aval verdiği, bono metinlerinden bu hususun açıkça belli olduğu, TTK 687.maddesi uyarınca senet metninden anlaşılan def’ilerin iyiniyetli hamile karşı ileri sürülebileceğinden senet metninden anlaşılan temsilcinin kendisiyle işlem yapma yasağı sebebiyle avalin davacı şirketi bağlamayacağı, hamilin bu hususu bilip bilmemesinin sonuca etkili olmayacağı ve davalı …’ın davaya konu senetleri yetkili olduğu dönemde düzenlemişse kendisi ile işlem yapma yasağı nedeniyle yetkisi sona erdikten sonra düzenlediyse; yetkisiz olması sebebiyle aval işleminin geçersiz olacağı açıktır. Bu nedenle; geçersiz gerekçeye dayanılarak davanın reddine karar verilmesinde hukuka uygunluk bulunmamaktadır.
Konya … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip yönüyle davalı alacaklının takipte haksız olduğu kabul edilmekle birlikte kötüniyetli olduğu usulen kanıtlanmadığından davacı tarafın kötüniyet tazminatı talebinin reddi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır. (İİK. m.72/5)
Her ne kadar davacı taraf istinaf aşamasında ihtiyati tedbir talebinde bulunmuş ise de; İİK’nın 72/5. maddesi uyarınca menfi tespit davası borçlu lehine hükme bağlanırsa derhal takip durur. İcra takibinin durması için menfi tespit davasının kabulü kararının kesinleşmesi şart değildir. Menfi tespit davasını kaybeden davalı alacaklı davanın kabulüne ilişkin yerel mahkeme kararına karşı kanun yoluna başvurulması halinde teminat göstermek suretiyle icra takibinin durmasını önleyemez. Yani icra takibinin geçici de olsa yürümesini sağlayamaz. Kanun yolu incelemesi sonucunda menfi tespit davasının kabulüne ilişkin karar bozulursa yada kaldırılırsa icra takibine devam edilir. Ancak mahkemece direnme kararı verilirse icra takibi derhal olduğu yerde durur. İcra İflas Kanunu’nun 72/5 maddesi gereğince menfi tespit davasının borçlu lehine kabulüne karar verilmesi sebebiyle icra takibi derhal duracağından ayrıca ihtiyati tedbir kararı verilmesine gerek bulunmadığı,
Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacının istinaf talebinin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın esası ile ilgili HMK’nın 353/1.b.2 maddesi gereğince yeniden hüküm kurulmasına ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A) Davacının istinaf talebinin KABULÜ ile; Konya Asliye … TİCARET Mahkemesi’nin … tarih, … Esas … Karar sayılı KARARININ KALDIRILMASINA,
– İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yatırılan 44,40 TL maktu istinaf karar harcının davacıya iadesine,
– İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
– İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yapılan istinaf başvuru harcına ilişkin 121,30 TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
B) Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b.2 maddesi gereğince davacı talebi ile ilgili YENİDEN HÜKÜM KURULMASINA,
1- Davanın kısmen kabulü ile; davacının Konya … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı icra takibine konu bonolardan dolayı borçlu olmadığının tespitine,
-Davacının İİK’nın 72/5 maddesi gereğince kötüniyet tazminatı talebinin reddine,
2- İcra İflas Kanunu’nun 72/5 madde ve bendi uyarınca menfi tespit davasının borçlu lehine kabulüne karar verilmesi sebebiyle icra takibi derhal duracağından davacı borçlunun ihtiyati tedbir talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
3- Alınması gereken 46.109,25 TL harçtan peşin alınan 11.527,32 TL harcın mahsubu ile bakiye 34.581,93 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irad kaydına,
4- Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan A.A.Ü.T gereğince 50.800,00 TL nispi ücret-i vekaletin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
5- Davacı tarafından yapılan 27,70 TL başvurma harcı, 11.527,32 TL peşin harç, 800,00 TL bilirkişi ücreti ve 570,25 TL tebligat ve posta masrafları olmak üzere toplam 12.925,27 TL yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
6- Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333 ve HMKGAT’nin 5/1. maddeleri gereğince yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde gider avansını yatıran tarafa iadesine,
C) Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/3.maddesi gereğince; kararın tebliğ işlemlerinin dairemiz tarafından yapılmasına,
D) Dava dosyasının temyiz edilmeden kesinleşmesi halinde ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda verilen gerekçeli kararın HMK’nın 361/1 maddesi gereğince; taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde dairemize, temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi’ne veya ilk derece mahkemesine verilecek dilekçe ile temyiz kanun yoluna başvurma talebinde bulunulabileceğine … tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır