Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2020/288 E. 2020/344 K. 06.03.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM 6. HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO …
KARAR NO :…

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA ASLİYE … TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/12/2019
NUMARASI : … D.İş Esas – … D.İş Karar

İSTİNAF EDEN İHTİYATİ TEDBİR
TALEP EDEN : … – (T.C. Kimlik No: …)

KARŞI TARAF : …
VEKİLLERİ : Av. … & Av. … – …
DAVA : İhtiyati Tedbir

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 06/03/2020
YAZIM TARİHİ : 09/03/2020
İhtiyati tedbir talep eden tarafından, Konya Asliye … Ticaret Mahkemesi’nin … D.İş Esas sayılı dosyasında ihtiyati tedbir talebi ile ilgili olarak 17/12/2019 tarihinde tanzim edilen talebin kısmen kabulüne ilişkin verilen karara karşı ihtiyati tedbir talep edenin istinaf kanun yoluna başvurması üzerine, üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendiğinde;
TALEP: İhtiyati tedbir talep eden talep dilekçesinde özetle; kendisinin pazarcı olduğunu, 2017 yılı içinde bulunduğu maddi çöküntüden dolayı davalıdan faizle para satın aldığını, satın almış olduğu faizli paraya istinaden miktar kısmı boş imzalanmış bonoyu teminat amaçlı aldığını, davalının birden fazla kez tarafına karşılığında miktar kısmı boş imzalanmış teminat amaçlı bonolara kefil yaptığını, davalıya takip öncesi ve sonrası defalarca ödeme yaptığını, mağduriyetine dayalı Konya Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … soruşturma sayılı dosyasınca tefecilik, ölümle tehdit, hakaret, özel iş yerine ve evine tecavüz konulu suç duyurusunda bulunduğunu, davalının Konya … Asliye Ceza Mahkemesinin … esas sayılı dosyasında da tefecilik suçundan yargılamasının devam ettiğini, tarafı aleyhine Konya … İcra Müdürlüğü … esas sayılı icra dosyası ile takip başlatıldığını, başlattığı icra dosyaları üzerinde 450.000,00 TL’ye yakın bir alacağının söz konusu olduğunu, davalının bu kadar miktar parayı verecek gücü ve durumu olmadığını, kendisinin de bu kadar bir para talep etme durumunun olmadığını, hisseli evinin davalının talebi gereği Konya … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasında 17/12/2019 günü satışı yapılacağından dolayı mağduriyet yaşayacağını beyan ederek mahkemenin uygun göreceği teminat karşılığı taşınmazın satışının durdurulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince yapılan değerlendirme sonucunda; tedbir talep edenin zorunlu arabuluculuk aşaması nedeniyle menfi tespit davasını derhal açarak bu dava kapsamında ihtiyati tedbir kararı almasının mümkün olmadığı; tedbir talep edenin ileride açacağı menfi tespit davasını kazanması halinde cebri icra tehdidi altında bu aşamada ödemek zorunda kalacağı meblağı geri alamama ihtimali bulunması ve işin aciliyeti nedenleriyle karşı tarafa tebligat yapılmaksızın tedbir talebinin kısmen kabulü ile 6100 sayılı HMK’nın 393/1. maddesi gereğince karar tarihinden bir haftalık kesin süre içerisinde tedbire konu kambiyo senedi bedelinin (23.000,00 TL) %20’si oranında nakdi teminatın veya kesin ve süreksiz banka teminat mektubunun ibrazı halinde ihtiyati tedbir talebinin kabulüne, İİK 72/3. maddesi gereğince icra takibinden sonra açılan/ açılacak olan menfi tespit davasında icra takibinin durdurulmasına karar verilemeyeceğinden davacının aynı mahiyetteki satışın durdurulması/iptaline yönelik talebinin reddine, karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: İhtiyati tedbir talep eden istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkeme kararının sonrasında 4.600,00 TL teminat bedelini yatırdığını, bu tedbir kararı sonrası icra müdürlüğüne sadece dosyada mevcut paraların ödenmemesi hususunda tedbire istinaden işlem yapıldığını, mahkemenin bu tedbir talebini kabul beyanı vererek 2. bendinde reddederek tedbir kararına istinaden sadece icra dairesine para ödemesi hususunda tedbir konulduğunu bildirdiğini, verilen kararda usulsüzlük bulunduğunu, söz konusu hisseli taşınmazın davalıya ihale edildiğini ve mağdur olduğunu, arabuluculuk başvurusu yaptığını ve dosya kapsamına eklediğini beyan ederek Konya … İcra Müdürlüğünün … esas numaralı dosyasında mevcut 17/12/2019 tarihli satış işleminin ihtiyati tedbir yolu ile durdurulmasını ve söz konusu taşınmaz üzerine tedbir şerhi konulmasını, yerel mahkeme kararının 2. bent kararı gereği red kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Talep; ihtiyati tedbirin reddi ile ilgili kararın kaldırılması ve tedbir kararı verilmesi istemine ilişkindir.
İstinaf incelemesi HMK 355. Madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve resen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır.
İlk derece mahkemesinin … D.İş sayılı kararının gerekçesinde ” 6100 sayılı HMK’nun 389/1 göre; “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.”
Aynı kanunun 390. maddesine göre; “(1) İhtiyati tedbir, dava açılmadan önce, esas hakkında görevli ve yetkili olan mahkemeden; dava açıldıktan sonra ise ancak asıl davanın görüldüğü mahkemeden talep edilir.
(2) Talep edenin haklarının derhâl korunmasında zorunluluk bulunan hâllerde, hâkim karşı tarafı dinlemeden de tedbire karar verebilir.
(3) Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır.”
İcra İflas Kanunu’nun 72/3 maddesine göre de “İcra takibinden sonra açılan menfi tesbit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez. Ancak, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyle icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini isteyebilir.”
İhtiyati tedbir talep edenin dilekçesi ve eklerinin incelenmesi sonucunda, tedbir talep edenin zorunlu arabuluculuk aşaması nedeniyle menfi tespit davasını derhal açarak bu dava kapsamında ihtiyati tedbir kararı almasının mümkün olmadığı; tedbir talep edenin ileride açacağı menfi tespit davasını kazanması halinde cebri icra tehdidi altında bu aşamada ödemek zorunda kalacağı meblağı geri alamama ihtimali bulunması ve işin aciliyeti nedenleriyle şimdilik karşı tarafa tebligat yapılmaksızın tedbir talebinin kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” denildiği, hüküm fıkrasında ise;
“1- 6100 sayılı HMK’nın 393/1. Maddesi gereğince bu karar tarihinden bir haftalık kesin süre içerisinde tedbire konu kambiyo senedi bedelinin( 23.000,00 TL) %20’si oranında nakdi teminatın veya kesin ve süreksiz banka teminat mektubunun mahkememize ibrazı halinde tedbir isteyenin ihtiyati tedbir talebinin kabulüne,
2-İşbu ihtiyati tedbir kararının icra takibinin yapılmakta olduğu olduğu Konya
3. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı icra dosyası üzerinden infazına,
3-ihtiyati tedbir isteyene, HMK 393/1. Maddesi gereğince karar tarihinden itibaren 1 hafta içerisinde tedbir kararının uygulanmasını talep etmemeleri veya HMK 397/1. Maddesi gereğince tedbir kararının uygulanması tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde esas hakkındaki davalarını açmamaları ya da dava açılmasına rağmen davanın açıldığına dair belgeyi mahkememizin bu dosyasına ibraz etmemeleri halinde, verilen tedbir kararının kendiliğinden kalkmış sayılacağı hususunun ihtarına, 2 haftalık kesin süre içinde asıl davanın açılması halinde tedbirin devamına karar verilip verilmeyeceğinin asıl mahkemesince takdir edilmesine,
4-İcra İflas Kanunu’nun 72/3. maddesi gereğince icra takibinden sonra açılan/ açılacak olan menfi tespit davasında icra takibinin durdurulmasına karar verilemeyeceğinden davacının aynı mahiyetteki satışın durdurulması/iptaline yönelik talebinin reddine,” şeklinde karar verildiği, bu nedenle gerekçe ile hüküm fıkrasının birbiriyle çelişkili olduğu anlaşılmıştır.
Yargıtay’ın 10.04.1992 gün 7/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere; Hakimin tefhim etmiş olduğu kısa kararla gerekçeli kararın uyum içinde olması öngörülmüş ve çelişkinin varlığı tespit edildiği taktirde başka bir incelemeye gerek görülmeksizin ve tarafların bu konuyu istinaf sebebi yapıp yapmadıklarına bakılmaksızın kararın salt bu nedenle bozulması gerektiğine işaret edilmiştir. Diğer taraftan; hükmün nasıl tesis edileceği, tefhimi ve kararın nasıl yazılacağı 6100 sayılı HMK madde 294-297.maddelerinde etraflıca düzenlenmiştir. Yasal düzenleme uyarınca; hüküm kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, istek sonuçlarından her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, mümkünse sıra numarası altında birer birer açık, şüphe ve tereddüt uyandırılmayacak şekilde gösterilmesi gerekmektedir. Bu hükümler yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereği ve kamu düzeni ile ilgili olup, yasanın aradığı anlamda oluşturulacak kısa ve gerekçeli kararların hüküm fıkralarının açık, anlaşılır, çelişkisiz, uygulanabilir olmasının gerekliliği kadar, kararın gerekçesinin de, sonucu ile tam bir uyum içinde, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıkta olması zorunludur. Hukuka uygunluk denetiminin yapabilmesi için de ortada usulüne uygun şekilde oluşturulmuş bir hükmün bulunması gerektiği açıktır.
Yukarıda belirtilen nedenlerle; gerekçeli kararın gerekçe ve hüküm fıkrasındaki çelişkinin giderilmesi için; davacının istinaf kanun yoluna başvuru talebinin kabulüne, HMK’nın 353/1.a.6. maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, delillerin yeniden değerlendirilip hüküm kurulmak üzere dava dosyasının ilk derece mahkemesine gönderilmesine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- İhtiyati tedbir talep edenin istinaf başvurusunun KABULÜ ile; Konya Asliye … Ticaret Mahkemesinin 17/12/2019 Tarih … D.İş Esas – … D.İş Karar sayılı KARARININ KALDIRILMASINA,
2- Dava dosyasının HMK’nın 353/1.a maddesi gereğince ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3- İstinaf başvurusunda bulunan tarafından yatırılan 44,40 TL istinaf karar harcının talep halinde kendisine iadesine,
4- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
5- İstinaf başvurusunda bulunan tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
6- Karar tebliğ işleminin HMK’nın 359/son cümlesi gereğince ilk derece mahkemesince yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 06/03/2020 tarihinde oybirliği ile HMK’nın 362/1.f maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.

Başkan … Üye … Üye … Katip …
e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır
(Muhalif)

MUHALEFET ŞERHİ: İstinaf talebinde bulunan ihtiyati tedbir talep edenin ilk derece mahkemesinin … D.İş sayılı dosyasında 17/12/2019 tarihli kararın 4 no’lu bendinde belirtilen “İİK 72/3. maddesi gereğince icra takibinden sonra açılan/ açılacak olan menfi tespit davasında icra takibinin durdurulmasına karar verilemeyeceğinden davacının aynı mahiyetteki satışın durdurulması/iptaline yönelik talebinin reddine” ilişkin kararı istinaf ettiği, ilk derece mahkemesince ihtiyati tedbir talep edenin icra veznesine gidecek paranın alacaklıya ödenmemesi yönündeki tedbir talebinin kabulüne, satışın durdurulması / iptaline yönelik talebinin reddine karar verdiği, gerekçe ve hüküm fıkrası birlikte değerlendirildiğinde istinaf incelemesine konu reddedilen talebin açık olduğu, ayrıca ilk derece mahkemesince tedbirin talep edilen kısmına ilişkin borçlunun itirazı üzerine 13/02/2020 tarihinde ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına karar verildiğinden usul ekonomisi de gözönüne alınarak dosyadan esastan incelenmesi gerektiği görüşünde olduğumdan sayın çoğunluğun görüşüne katılmıyorum.

Üye …
e-imzalıdır