Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2020/2871 E. 2023/344 K. 17.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA BAM … HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No:
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
… HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : …
ÜYE : …
ÜYE : …
KATİP : …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 23/09/2020
NUMARASI : … Esas – … Karar

İSTİNAF EDEN DAVACI : …
VEKİLLERİ : …

İSTİNAF EDEN DAVALI : …
VEKİLİ : …
DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 17/02/2023
YAZIM TARİHİ : 20/02/2023
Davacı tarafından, davalı aleyhine Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyası ile açılan itirazın iptali davasında 23/09/2020 tarihinde tesis edilen davanın reddine ilişkin karara karşı tarafların istinaf kanun yoluna başvurmaları üzerine, üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendi;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili banka ile dava dışı asıl borçlu … Ltd. Şti. arasında imzalanan 09/04/2014 tarihli genel kredi sözleşmesi ve bağlı kredi sözleşmelerine dayalı olarak krediler kullandırıldığını, kredi sözleşmelerine müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla …, … ve …’ın imzalar attıklarını, …’ın takip tarihinden ömce vefat ettiğini, mirasçılarının davalı ve … olduğunu, kredi borçlarının ödenmemesi nedeniyle kredi hesabının Konya … Noterliğinin 29/06/2015 tarih … yevmiye sayılı ihtarnamesi ile kat edildiğini, borcun ödenmemesi üzerine Konya … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattıklarını, davalının icra takibine haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına ve %20 oranından az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkumiyetine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; işbu davanın 1 yıllık hak düşürücü süre içinde açılmadığını, müvekkilinin babası ve murisi olan Şükrü Bağrıaçık’ın kredi sözleşmesinde imzasının olmadığını, imzanın murise ait olmayıp sahte olduğunu, ayrıca kredi sözleşmesindeki kefalet ile ilgili bölümde TBK nun 581. ve devamı maddelerine uygun kefilin el yazısının olmadığını, bu yazılarında murisin eli ürünü olmayıp sahte olduklarını, murisin sahte belgelere veya geçersiz belgelere dayalı olarak borçlandırılamayacağını, bu nedenle mirasçı sıfatıyla müvekkilinin de bir sorumluluğunun olmadığını savunarak davanın reddine ve davacının %20’den az olmamak üzere kötüniyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince; ” Adli Tıp Kurumu’nun 12/04/2017 tarih … sayılı raporunda, Adli Tıp Kurumu’nun 09/01/2018 tarih … sayılı raporunda ve Emniyet Genel Müdürlüğü Ankara Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğü’nün 03/05/2018 tarih …. sayılı raporunda takip dayanağı kredi sözleşmesinin kefalete ilişkin bölümündeki yazıların …’a ait olmadığı yönünde görüş belirtildiği, banka kredi sözleşmesi ve kefalet sözleşmesi ile diğer belgelerdeki (sözleşme öncesi bilgilendirme formu hariç diğer belgelerdeki) pek çok imzanın miras bırakan … ın eli ürünü olduğu ve murisin kefillikle ilgili yazılarının olduğu yerlerdeki yazıların miras bırakanın eli ürün olmayıp sahte olduklarının birbirini doğrulayan raporlardan anlaşıldığı, davalı vekilinin miras bırakanın imzalarına yönelik itirazları yerinde değil ise de kredi sözleşmesi ve kefalet sözleşmesi yazıların hiçbirinin miras bırakanın eli ürünü olmadığının anlaşıldığı, TBK nun 581. ve devamı maddeleri gereğince kefalet sözleşmesinin geçerli olabilmesi için kefil olunan borç miktarının, müşterek kefil yazısının ve tarihinin bizzat kefil tarafından el yazısı ile yazılmış olmasının yasal geçerlilik koşulu olduğu, aksi halde kefalet sözleşmesinin geçersiz olduğu açık olduğundan, kefalet bölümündeki yazıların miras bırakanın eli ürünü olmaması nedeniyle miras bırakanın ve dolayısıyla davalı mirasçının bir sorumluluğunun olmadığı, bir an akla davacı vekiline yemin delilinin hatırlatılması gibi bir husus akla gelebilir ise de davacı yemin deliline hiç dayanmamış olduğundan bu hususun tartışılmasına gerek görülmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece hükme esas alınan Adli Tıp Kurumu ve Ankara Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğünce tayin edilen bilirkişilerce düzenlenen raporların hüküm kurmaya yeterli olmadığını, davalı murisinin vefatı nedeniyle imza ve yazı örneklerinin mahkemede alınamadığını, davalı tarafından sunulan belgelerin bir kısmının fotokopi olduğunu, billirkişilerce hangi belgelerin mukayeseye esas alındığının anlaşılmadığını, bilirkişi raporlarında yer alan yazıların …’a ait olmadığı yönündeki tespitin resmi olmayan belgelere dayandırıldığını, davalının kötüniyetli olduğunu, zira bir ticaret şirketinin aldığı kredi için, bu ticaret şirketinin yönetici ortağı veya büyük pay sahibi kefil olursa ve kredinin açılması bu kefalet sayesinde gerçekleşmişse, kefalet sözleşmesinin şekle aykırılığının ileri sürülmesinin kötü niyetin açık bir göstergesi olacağını, dava dışı asıl borçlu …. Tic. Ltd. Şti. lehine kredi tesis edilerek kullandırıldığını, Müteveffa …’ın oğlu olan …. , …. Ltd. Şti’nin ortağı ve yetkilisi olduğunu, davalının da şirket yetkilisinin kardeşi olduğunu, ralarındaki yakınlık ilişkisi ve kredinin açılmasının müteveffa … ve şirketin yönetici ortakları …, …’ın kefaleti sayesinde gerçekleştiği göz önünde bulundurulacak olursa bu aşamada kredi sözleşmesindeki kefalet sözleşmesinin geçersizliğini iddia etmenin iyi niyetten uzak olduğunu, Adli Tıp Kurumundan alınan raporlarda kredi sözleşmesinde kefalet tarihindeki yer alan imzaların müteveffanın eli ürünü olduğu tespit edildiğini, müteselsil kefalet sözleşmesine imza atan, davacı müvekkil bankaya güven verip davacı bankanın asıl borçlu şirkete kredi kullandırılmasından sonra davalının kefalet sözleşmesinin geçersizliğini ileri sürmesinin ve sözleşmenin imzalandığı tarihten takip tarihine kadar sessiz kalmasının da TMK’nın 2. maddesinde düzenlenen dürüstlük kuralına aykırı ve hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olmasından dolayı da kefalet sözleşmesinin geçerli olduğunun kabulü gerektiğini,
mahkeme dosyasına sunulan müvekkili banka alacağına ilişkin 20/09/2019 tarihli bilirkişi raporu ve 12/11/2019 tarihli ek bilirkişi raporlarında müvekkili banka alacağının eksik hesap edilmiş olduğunu, kök ve ek bilirkişi raporlarında başlatılan takip dosyasındaki gönderilen ödeme emri ve müteselsil sorumluluk hükümlerinin dikkate alınmadığını, davalının sorumlu olduğu miktarın eksik, faiz oranının hatalı hesaplanmış olduğunu ileri sürerek yerel mahkeme kararının kaldırılması talebi ile istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı bankanın sahte el yazısı ile müvekkilinin babası …’ı kefil yapmaya çalıştığını ve müvekkili aleyhine hacizler yapmış olduğunu, bu nedenle davacı aleyhine %20 den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesi gerekirken işbu taleplerinin reddine karar verilmesinin doğru olmadığını ileri sürerek yerel mahkeme kararının kaldırılması ve kararın kötüniyet tazminatı talebi yönünden düzeltilmesi talebi ile istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Davacı taraf, dava dışı asıl borçlu … Ltd. Şti ile davalı banka arasında imzalanan genel kredi sözleşmesinin kefalete ilişkin kısmında yer alan yazıların muris …’a ait olmadığını ileri sürerek menfi tespit talep etmektedir.
İstinaf incelemesi; Kamu düzenini ilgilendiren konularda resen, diğer yönlerden HMK’nın 355.maddesi gereğince istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılmıştır.
Yerel mahkemece alınan Adli Tıp Kurumu’nun 12/04/2017 tarih … sayılı raporunda “…kefalet sözleşmesinde …’ın kefilliği ile ilgili bölümdeki yazılar ile …’ın mukayese yazıları arasında; tersim biçimi, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından farklılıklar saptandığından, söz konusu yazıların mevcut mukayese yazılarına kıyasla …’ın eli ürünü olmadığı yönünde görüş belirtilmiş, yine Adli Tıp Kurumu’nun 09/01/2018 tarih … sayılı raporunda ise; inceleme konusu 09/04/2014 tarihli Kredili Ticari Mevduat Hesabı Taahhütnamesi, 09/04/2014 tarihli Taksitli Ticari Kredi ve Taksitli Taşıt Kredi İşlemleri Taahhütnamesi, 09/04/2014 tarihli Çek Taahhüt Kredisi Taahhütnamesi, 09/04/2014 tarihli Cari Hesap, Havale Emri, İskonto ve İştira, İşletme Kredisi İşlemleri Taahhütnamesi, Bila tarihli T-Bank TL/YP Teminat Mektubu ve Harici Garanti İşlemleri Taahhütnamesi, 09/04/2014 tarihli T-Bank Kefalet Sözleşmesi, 09/04/2014 tarihli T-Bank Kredi Çerçeve Sözleşmesi, 07/04/2014 tarihli T-Bank Sözleşme Öncesi Bilgilendirme Formundaki el yazıları ile mukayese amaçlı olarak gönderilen 27/11/2013 tarih ve … y.nolu düzenleme şeklinde vekeletnameler, 15/03/2011 tarih ve … y. nolu vekaletnamelerde (resmi belgelerde) sınırlı sayıda ve birbirinin tekrarı harflerden ibaret “okudum” şeklindeki yazılarla karşılaştırılarak …’ın el ürünü olduğu ya da olmadığı yönünde bir değerlendirme yapılamadığı, inceleme konusu 09/04/2014 tarihli Kredili Ticari Mevduat Hesabı Taahhütnamesi, 09/04/2014 tarihli Taksitli Ticari Kredi ve Taksitli Taşıt Kredi İşlemleri Taahhütnamesi, 09/04/2014 tarihli Çek Taahhüt Kredisi Taahhütnamesi, 09/04/2014 tarihli Cari Hesap, Havale Emri, İskonto ve İştira, İşletme Kredisi İşlemleri Taahhütnamesi, Bila tarihli T-Bank TL/YP Teminat Mektubu ve Harici Garanti İşlemleri Taahhütnamesi, 09/04/2014 tarihli T-Bank Kefalet Sözleşmesi, 09/04/2014 tarihli T-Bank Kredi Çerçeve Sözleşmesi, 07/04/2014 tarihli T-Bank Sözleşme Öncesi Bilgilendirme Formundaki el yazıları ile mukayese amaçlı gönderilen resmi olmayan belgelerdeki yazılar arasında; tersim biçimi, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından farklılıklar saptandığından, söz konusu yazıların mevcut mukayese yazılarına kıyasla …’ın eli ürünü olmadığı yönünde görüş belirtilmiştir. Emniyet Genel Müdürlüğü Ankara Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğü’nün 03/05/2018 tarih … sayılı raporunda takip dayanağı kredi sözleşmesinin kefalete ilişkin bölümündeki yazıların …’a ait olmadığı yönünde görüş belirtilmiştir. Görüldüğü üzere mahkemece alınan raporlar çelişkili olup yerel mahkeme gerekçesinde belirtilen raporların birbirini doğruladığı yönündeki tespit dosya kapsamına uygun düşmemektedir. Ayrıca, 12/04/2017 tarih … sayılı Adli Tıp Kurumu raporu fotokopi belgeler esas alınarak hazırlanmış olup Yargıtay’ın yerleşik kararlarında belirtildiği üzere fotokopi belgeler üzerinde yapılan imza ve yazı incelemesi ile sağlıklı bir sonuca ulaşılması mümkün değildir. Mahkemece dava konusu sözleşmenin kefalete ilişkin kısımlarında yer alan yazıların davacı murisi …’a ait olup olmadığı hususunun duraksamaya yer vermeyecek biçimde tespiti için bir üniversitenin Güzel Sanatlar Fakültesi bölümünden seçilecek bilirkişi kurulundan rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır. Bu nedenle davalı vekilinin istinaf başvuru talebinin kabulü ile yerel mahkeme kararının HMK 353/1-a.6 maddesi gereğince kaldırılması gerektiği, kaldırma nedenine göre davacı vekilinin istinaf taleplerinin incelenmesine yer olmadığı sonuç ve kanaatiyle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalının istinaf başvuru talebinin KABULÜ ile; Konya …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 23/09/2020 tarih … Esas … Karar sayılı KARARININ KALDIRILMASINA,
2-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-a maddesi gereğince dosyanın ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-Davacının istinaf başvuru talebinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına,
4-İstinaf başvurusunda bulunan davalı tarafından yatırılan 54,40 TL istinaf karar harcının talep halinde davalıya iadesine,
5-İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yatırılan 54,40 TL istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine,
6-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
7-İstinaf başvurusunda bulunanlar tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
8-Konya … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı icra dosyası üzerinden tehiri icra talebi ile ilgili İİK’nın 36/5 maddesi gereğince yatırılan teminatın yatırana iadesine,
9-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/4 maddesi gereğince; kararın tebliğ işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 17/02/2023 tarihinde oybirliği ile HMK’nın 353/1-a maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır

O.B