Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2020/2870 E. 2022/2048 K. 02.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM … HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
… HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/09/2020
NUMARASI : … Esas … Karar

DAVACILAR : … Mirasçıları
1- … (T.C. Kim No: …)
2- … (T.C. Kim. No: …)
3- … (T.C.K. No: …)

İSTİNAF EDEN DAVALI : …
VEKİLİ : Av. … – …

DAVA : Menfi Tespit
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 02/12/2022
YAZIM TARİHİ : 06/12/2022
Davacı tarafından davalı aleyhine Konya … Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyası ile açılan menfi tespit davasında 10/09/2020 tarihinde tesis edilen davanın kabulüne ilişkin karara karşı davalının istinaf kanun yoluna başvurması üzerine üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendiğinde;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava dışı … A.Ş. tarafından müvekkili … ve … Şti. … ve … aleyhine Konya … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası üzerinden 19.052,17-TL asıl alacak %67,5 oranında temerrüt faizi yüklenerek icra takibi başlatıldığını, 04/01/2016 tarihinde alacağı … A.Ş’nin devralmasından sonra işlemlerin Konya … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası üzerinden devam ettiğini, icra ödeme emri incelendiğinde dayanak belge olarak Genel Kredi Sözleşmesi ve Hesap Kat İhtarnamesinin gösterildiğini, ancak bunların tebligata eklenmediğini, müvekkilinin alacağının esası hakkında bilgi edinemediğini, borcun dayanağı olan Genel Kredi Sözleşmesi ve takibe dayanak olan evrakların Konya … Noterliğince düzenlenmiş ihtarname ile bankadan istendiğini, banka tarafından gönderilen belgeler incelendiğinde müvekkilinin hiç bir belgede imzasının bulunmadığının anlaşıldığını, müvekkilinin imzasının bulunmadığı Genel Kredi Sözleşmesine istinaden müvekkili aleyhine icra takibi başlatılmasının hukuka ve yasaya aykırı olduğunu, bu nedenle işbu GKS kapsamında müvekkilinin her hangi bir borcunun bulunmadığının tespitini, imza ihtiva etmeyen bir belgeye istinaden takip yapan davalı hakkında %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiş, duruşmada da bu beyanını tekrarlamıştır.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Temlik eden … A.Ş. ile dava dışı borçlu … Şti. …, …, … arasında imzalanan Genel Kredi Taahhütnamelerine istinaden dava dışı borçlu şirkete kredi kullandırıldığını, borcun ödenmemesi üzerine kredi hesabı kat edilerek borçlulara Konya … Noterliği’nin 22/12/2008 tarih, … yevmiye nolu ihtarnamenin gönderildiğini, daha sonra Konya … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası üzerinden ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile, … Esas sayılı dosyası üzerinden ilamsız takip yolu ile takip başlatıldığını, ilamsız takip doyasının temlikten sonra yenilerek … Esas numarasını aldığını, borçluların takibe kısmen itiraz ettikleri ve 12.351,76-TL için takibin devamına karar verildiğini, takibin bu rakam üzerinden diğer borçlular ile birlikte davacı için de kesinleştiğini, davacının takip tarihinden ve ödeme emrinin tebliğinden 9 yıl sonra bu davayı ikame ettiğini, iddialarının haksız ve mesnetsiz olduğunu, alacağını sürüncemede bırakma niyetli olduğunu, daha önce imza itirazında bulunmadığını, müvekkili şirkete müracaat ederek anapara tutarının çok altında ödeme teklifinde bulunduğunu, bu nedenlerle davanın ve kötü niyet tazminatı talebinin reddini ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince “… Dosya kül halinde değerlendirildiğinde icra takibine konu borcun 19/10/2007 tarihli Genel Kredi Sözleşmesi Kapsamında olan bir borç olduğu, alınan bilirkişi raporu ve dosya kapsamında davacının işbu sözleşmede borçlu ya da kefil sıfatıyla imzasının bulunmadığı, dolayısı ile kendisini sorumluluk altına sokacak bir durumun bahis konusu olmadığı birlikte değerlendirildiğinde davacının davasının kabulüne, davacının sorumluluğu olmayan bir sözleşmeden dolayı hakkında takip yapıldığından dolayı şartları tahakkuk eden davacı vekilinin tazminat talebinin kabulüne ve HMK 125/1 (a) maddesi gereğince yargılama giderlerinden temlik eden ve temlik alanın müteselsilen sorumlu tutulmasına dair aşağıdaki hükmün kurulmasına …” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı kefilin asıl borçlu şirkette kurucu ve ortak olduğunu, davacı borçlunun kredi sözleşmesini müşterek ve müteselsil borçlu sıfatı ile imzaladığını, davacının imzalamadığını iddia ettiğ isözleşme ve sözleşmeden kaynaklanan borç için bu güne kadar itiraz etmemesinin nedeni olarak hiç bir gerekçe ileri sürmediğini, davacının borca kısmen itiraz ettiğini, haciz esnasında imza itirazının olmaması, borçla alakası olmadığını beyan etmemesinin davacı iddialarının gerçeğe aykırı olduğunu gösterdiğini, davacının iş bu davayı alacağının sürüncemede bırakmak için açtığını, alacaklının tazminata hükmedilmesi için takipte haksız ve kötüniyetli olması gerektiğini, dava konusu olayda kredinin ödenmemesine istinaden icra takibi yapılmasının usul ve yasaya uygun olduğunu, müvekkili kurumun haksız ve kötüniyetli olmasının düşünülemeyeceğini belirterek istinaf talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; menfi tespit istemine ilişkindir.
İstinaf incelemesi HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve resen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır.
Davacı tarafça Konya … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı(eski … E. Sayılı) dosyasında alacağa konu genel kredi sözleşmesinde imzasının bulunmaması nedeniyle alacaklıya borçlu olmadığının tespitinini talep etmiştir.
Konya … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı(eski … E. Sayılı) dosyasında, dava dışı … Ltd. Şti., … , … ile davacı … hakkında “genel kredi sözleşmesi”nden kaynaklı olarak 19.052,17 TL asıl alacak, 1.107,41 TL işlemiş faiz ve 55,37 TL BSMV olmak üzere toplam 20.214,95 TL üzerinden ilamsız takip başlatılmış, davacı itiraz dilekçesinde borç tutarının 12.351,76 TL olduğunu, diğer kıma itiraz ettiğine ilişkin kısmi itirazda bulunmuş, icra müdürlüğünce takibin itiraz edilmeyen 12.351,76 TL yönünden devamına, itiraz edilen 7.863,00 TL yönünden takibin durdurulmasına karar verilmiş, itiraz edilen alacak yönünden alacaklı tarafça itirazın iptaline ilişkin olarak itirazın iptali davası açılmamıştır.
Alacağı Temlik eden … A.Ş. İle dava dışı borçlu … Ltd. Şti., arasında 15.000.000.000 ETL (15.000 TL) kredi için 09.05.2002 tarihli genel kredi sözleşmesi imzalandığı, kredi sözleşmesinde davacı … de müteselsil kefil olarak yer aldığı, Alacağı temlik eden banka ile yine dava dışı şirket arasında 19.07.2007 tarihli 100.000,00 YTL miktarlı genel kredi sözleşmesi imzalandığı, bu sözleşmede davacının kefil olarak imzasının bulunmadığı, Mahkemece Bankacı Bilirkişiden alınan 02.04.2020 tarihli bilirkişi raporunda, Konya … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı(eski … E. Sayılı) dosyasında takip edilen taksitli ticari kredinin 19.10.2007 tarihli genel kredi sözleşmesi kapsamında kullandırıldığı, sözleşmede davacı …’in imzasının bulunmadığı, bu nedenle sözleşemeden kaynaklı bir kefalet sorumluluğunun bulunmadığı, kanaatinin bildirildiği, mahkemece bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kabulüne karar verildiği, karara karşı davalı vekilince davacının 2002 tarihli kredi sözleşmesini kefil olarak imzalayan davacının kefillikten ibra edilmediği, sorumluluğunun devam ederken, dava dışı şirkete 2007 tarihli ek kredinin kullandırıldığı, davacının icra takibinde alacağın 12.351,76 TL’sine itirazının olmadığı aradan geçen uzunca bir zaman sonra menfi tespi davası açmakta iyi niyetli olmadığı sebeplerine dayalı olarak istinaf isteminde bulunduğu, anlaşılmıştır.
İlk derece mahkemesi kararından sonra, davacı …’in 17.03.2021 tarihinde vefat ettiği, mirasçı olarak …, … ve … bulunduğu, … ve …’in ise 27.08.2021 tarihli müşterek dilekçe ile davadan feragat ettiklerini bildirdikleri, diğer mirasçı …’in ise davadan feragate yönelik bir beyanının bulunmadığı görülmüştür.
Mahkemece 09.05.2002 tarihli ve 19.07.2007 tarihli genel kredi sözleşme suretlerinin dosya arasına alındığı görülmüştür. 09.05.2002 tarihli genel kredi sözleşmesinde davacının müşterek ve müteselsil kefil olarak imzasının bulunduğu, 19.07.2007 tarihli genel kredi sözleşmesinde ise imzasının bulunmadığı görülmekte olup, bu husus taraflar arasında da çekişme konusu değildir.
Temlik Eden … A.Ş. Tarafından Konya … Noterliği’nin 22.12.2008 tarih ve … yevmiye numara ile keşide edilen hesap kat ihtarında her ne kadar 19.09.2008, 20.10.2008,19.11.2008 ve 19.12.2008 tarihli kredi taksitlerinin ödenmemiş olması nedeniyle kredi alacağının muaccel hale geldiği ihtar edilmiş ise de, kredi alacağının hangi tarihli krediden kaynaklandığının belirtilmediği, yine Konya … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı(eski … E. Sayılı) dosyasında alacağın sebebi olarak “genel kredi sözleşmesi” gösterildiği, yine alacağın hangi tarihli krediden kaynaklandığının belirtilmediği,
Mahkemece Bankacı Bilirkişiden alınan 02.04.2020 tarihli bilirkişi raporunda, sadece sözleşmelerin ve icra takip dosyasının incelendiği ve alacağın 19.07.2007 tarihli genel kredi sözleşmesinden kaynaklandığı kanaatiyle rapor düzenlenmiş ise de, bilirkişinin 09.05.2002 tarihli genel kredi sözleşmesinden kaynaklı kullandırılan kredi nedeniyle banka alacağının bulunup bulunmadığına yönelik bir incelemesinin bulunmadığı anlaşılmıştır.
Davacının imzaladığı sözleşmelerin, imzalandığı tarihte yürürlükte bulunan 818 sayılı BK’nun 484. maddesine uygun olarak kefalet tesis edilmiştir. 6098 sayılı TBK 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe girmiştir. 6101 sayılı TBK’nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanun’un 2. maddesinde, TBK’nun kamu düzenine ve genel ahlaka ilişkin kurallarının gerçekleştikleri tarihe bakılmaksızın bütün fiil ve işlemlere uygulanacağı hükme bağlanmış olup bu düzenlemeler kamu düzenine ve genel ahlaka ilişkin kurallar bakımından geçerlidir.
Dava konusu kredi borcunun hangi sözleşme kapsamında kullandırılmış olduğunun belirlenmesi gerektiği, zira, kredilerin davacının kefaletinin bulunduğu genel kredi sözleşmesine dayanılarak kullandırıldığının saptanması halinde cari hesap şeklinde işleyen genel kredi sözleşmesinde borcun bir şekilde sıfırlanmış olması kefaletin sona ermesini gerektirmediği, aynı sözleşme çerçevesinde yeniden kredi kullandırılması halinde kefil ya da kefillerin kefalet limiti ve kendi temerrüdlerinin hukuki sonuçları ile sınırlı olma kaydıyla sorumlu olduklarının kabulü gerekeceği, ancak dava konusu kredi borcunun, davacının kefaletinin bulunmadığı kredi sözleşmesi çerçevesinde kullandırılmış olduğunun saptanması halinde ise davalının sorumluluğundan söz edilemeyecektir.
Anlatılan nedenlerle, bilirkişi raporunun hüküm vermeye elverişli olmadığı, banka kayıtları üzerinden inceleme yapılarak, icra takibine konu alacağın hangi kredi sözleşmesinden kaynaklandığının, yukarıda belirtilen ilkelere göre davacıların sorumluluğunun bulunup bulunmadığının tespiti için bilirkişiden ek rapor alınarak ayrıca müteveffa …’in Konya … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı(eski …E. Sayılı) dosyasına sunduğu itiraz dilekçesindeki beyanı dikkate alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile karar verilmesi usul ve yasaya uygun bulunmadığından davalının istinaf başvuru talebinin kabulüne, HMK’nın 353/1.a.6. maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın yukarıda belirtilen şekilde değerlendirme yapılmak ve sonucunda karar verilmek üzere ilk derece mahkemesine gönderilmesi gerektiği sonuç ve kanaatiyle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davalının istinaf talebinin KABULÜ ile Konya … Asliye Ticaret Mahkemesinin 10/09/2020 tarih …Esas … Karar sayılı KARARININ KALDIRILMASINA,
2-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-a maddesi gereğince dosyanın ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3- İstinaf başvurusunda bulunan davalı tarafından yatırılan 346,00 TL istinaf karar harcının talep halinde davalıya iadesine,
4- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
5- İstinaf başvurusunda bulunan davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
6- Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/4. maddesi gereğince; kararın tebliğ işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 02/12/2022 tarihinde oybirliği ile HMK’nın 353/1-a maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır

M.Y.