Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2020/2821 E. 2022/1796 K. 31.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA BAM … HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No:
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
… HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO :
KARAR NO :

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/10/2020
NUMARASI : … Esas … Karar

İSTİNAF EDEN DAVACI :
VEKİLLERİ :

İSTİNAF EDEN
DAVALILAR :

VEKİLİ :
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hiz. Söz. Kaynaklanan)

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 31/10/2022
YAZIM TARİHİ : 01/11/2022
Davacı tarafından davalılar aleyhine Konya … Tüketici Mahkemesinin … esas sayılı dosyası ile açılan itirazın iptali davasında 08/10/2020 tarihinde tesis edilen davanın reddine ilişkin karara karşı tarafların istinaf kanun yoluna başvurması üzerine üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendiğinde;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalılar murisi …’un … tesisat nolu sözleşme ile elektrik kullandığını, kullanılan elektriğe ilişkin 09/07/2009 ve 14/08/2009 tarihli faturaların ödenmediğini, abonenin ölümü üzerine mirasçıları aleyhine Konya … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyası ile 158.460,70 TL üzerinden ilamsız icra takibi başlatıldığını, ancak davalı mirasçıların takibe itiraz ettiğini, itirazın iyiniyetten uzak, alacağın tahsilini geciktirme amaçlı olduğunu ve açıkladığı nedenlerle haksız ve mesnetsiz itirazın iptali ile takibin kaldığı yerden devamına, borçluların alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini dava ve talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, yetkili mahkemenin Kocaeli Ticaret mahkemeleri olduğunu, mirasçılar yönünden dava açma süresinin 5 yıl olduğunu, davanın usulden reddinin gerektiğini, müvekkillerinin Gölcük Sulh Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile muris …’un mirasını reddettiklerini, dava konusu borçtan sorumluluklarının bulunmadığını ve açıkladığı nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince “… Somut olayda, davalılar muris …’un mirasını reddettiklerinden murisin borçlarından sorumlu değillerdir. Bu nedenle davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
İİK’nın 67/2. Maddesine göre; ” Bu davada (itirazın iptali davasında) borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.” Somut olayda; takibe itirazın yerinde olduğu kabul edildiğinden davacının icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir. Davalının tazminat isteminin ise davacının mirasın reddi hususunu bilebilecek durumda olmaması nedeniyle reddine karar vermek gerekmiştir.
Bu aşamada belirlenmesi gereken davanın reddi nedeniyle davalılar lehine yargılama giderine hükmedilmesinin gerekip gerekmediğidir. Davalılar takibe itirazlarında mirasın reddi hususunda herhangi bir beyanda bulunmamışlar, dava açıldıktan sonra cevap dilekçesi ile murisin mirasının reddedildiğini bildirmişlerdir.
Yargıtay … Hukuk Dairesi … E … K sayılı ilamı’ ‘Dava, davalıların murisi …’nin haksız fiili sonucu kurum sigortalısı …’ın vefat etmeden önceki tedavi ve sağlık harcamalarının rücuan tahsili istemine ilişkin olup, mahkemece yapılan yargılamada, terekenin borca batık olması sebebiyle TMK’nun 605/2 hükmü gereği, mirasın hükmen reddi gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Ancak mirasın hükmen reddedilmiş olduğu toplanan deliller ve yapılan yargılama neticesinde anlaşıldığından ve davacı kurumun bu durumu davanın başlangıcında bilebilecek durumda olmadığından aleyhine yargılama giderlerine hükmedilemeyeceğinin gözetilmemiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir” şeklindedir.
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 2017/15847 E 2017/15929 K sayılı ilamı; ”Dosyanın incelenmesinde; dahili davalıların murisi hakkında elektrik borcu dayanak yapılarak icra takibi başlatıldığı, murisin icra takibine itiraz ettiği, davalı tarafından muris aleyhine itirazın iptali davası açıldığı, murisin 04/04/2013 tarihinde vefatı sonrasında bir kısım mirasçılar tarafından mirasın reddinin tespit ve tesciline dair Sulh Hukuk Mahkemesinden talepte bulunulduğu, mirasçılar …, …, …, …, …. yönünden mirasın kayıtsız şartsız reddedildiğini tespit ve tesciline karar verildiği, bu şekilde mahkemece dört mirasçı yönünden davanın reddine karar verilerek, davacı aleyhine vekalet ücretine hükmedildiği görülmektedir. Bir kısım mirasçıların talebi üzerine mirasın reddinin tespit ve tesciline yönelik verilen karar neticesinde, davacı kurumun, mirasçıların murisin borçlarından sorumlu olmadıklarını yargılama sırasında öğrendiği, mevcut durumun mirasın borçlarından sorumlu olması gereken ancak mirası reddetmeleri nedeniyle sorumluluktan kurtulan davalılar lehine vekalet ücreti verilmesi gerektirmeyeceği belirlenmektedir.O halde; mahkemece; mirası reddeden davalılar lehine vekalet ücreti takdir edilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken; yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde mirası reddeden mirasçılar lehine vekalet ücretine hükmedilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.” şeklindedir.
Anılan emsal nitelikteki içtihatlar dikkate alınarak somut olayda davanın reddi nedeniyle davalılar lehine yargılama giderine hükmedilmemiş…” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkeme kararı ile taraflarına vekalet ücretine hükmedilmediğini, kararın kaldırılarak veya düzeltilerek taraflarına vekalet ücretine ve yargılama giderlerine hükmedilmesini istinaf etmiştir.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalıların 7 günlük borca itiraz süresi içerisinde mirasın reddi kararının icra takip dosyasına sunmadıkları için murisin icra takibine konu borcunu kabul etmiş sayıldıklarını, bu nedenle gerekçesiz ve sebepsiz borca itirazlarının iptali gerektiğini, terekenin olağan yönetimi dışında iş ve işlemlerin yapıp yapmadığı hususunda gereken araştırmanın yapılması gerektiğini, murisin alacaklılardan mal kaçırmak gayesiyle vefatından evvel son 5 yıl içerisinde herhangi bir malvarlığı değerini mirasçılara veya üçüncü kişilere devredip devretmediği hususunun araştırılması gerektiğini, mirasın reddine ilişkin şartların oluşmadığını, davalının kötüniyetli olarak davanın açılmasına sebebiyet verdiğini, mahkemece taraflarına vekalet ücreti ve yargılama giderlerine hükmedilmesi gerektiğini belirterek istinaf talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; elektrik aboneliğinden kaynaklı İtirazın İptali istemine ilişkindir.
Davacı, 06.04.2010 tarihinde vefat eden davalıların murisi … ile yapılan … numaralı aboneliğe ilişkin 09.07.2009 ve 14.08.2009 tarihli faturalardan kaynaklı olarak; Konya … Sulh Hukuk Mahkemesi’nin … E. – … K. Sayılı mirasçılık belgesine istinaden davalılar hakkında Konya … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı icra dosyası ile ilamsız icra takibi başlattığı, davalı borçluların ayrı ayrı sundukları itiraz dilekçelerinde, icra dairesinin yetkisine, borca ve fer’ilerine itiraz ettikleri, itirazın iptali amacıyla eldeki davanın açıldığı, davalıların cevap dilekçesinde mahkemenin yetkisine itiraz ettikleri, zamanaşımı def’inde bulundukları, ayrıca Gölcük Sulh Hukuk Mahkemesi’nin … E. – … K. Sayılı dosyası ile borçlu …’un mirasını reddettikleri savunmasında bulundukları, mahkemece davalıların icra dairesinin yetkisine ve mahkemenin yetkisine yönelik yaptıkları itirazların ayrı ayrı değerlendirilerek reddedildiği, davalıların murisi …’un mirasını süresinde ve usulünce reddetmiş olması nedeniyle, davanın reddine karar verildiği, ayrıca Y. 10.HD’nin 2017/6540 E 2019/5665 K.sayılı, Y.3.HD’nin 2017/15847 E.2017/15929 K.sayılı ilamları dikkate alınarak, davalıların mirası reddediklerinin davadan sonra öğrenilmiş olması nedeniyle, yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, davalılar lehine vekalet ücreti taktirine yer olmadığına karar verildiği, mahkeme kararına karşı davalılar vekilince, lehlerine vekalet ücreti verilmesi gerektiğine ilişkin; davacı vekilince de davalıların borçtan sorumlu tutulmaları gerektiğine ve davanın açılmasında davalıların kötüniyetli olmaları (icra takibine karşı yaptıkları itirazlarında mirası reddettiklerine dair bir itirazda bulunmamaları) nedeniyle HMK 329. Maddesi uyarınca lehlerine yargılama giderleri vekalet ücreti verilmesi gerektiğine ilişkin istinaf talebinde bulundukları, görülmüştür.
Dava Asliye Ticaret Mahkemesinde açılmış olup, asliye ticaret mahkemesince yargılamanın yapılarak karar verildiği, uyuşmazlığın … numaralı elektrik aboneliğinden kaynaklı, davacı vekilince sunulan abonelik sözleşmesi ve tahsilat makbuzlarında abonelik türünün “geçici aboneler” olarak nitelendirildiği, ticaret sicil gazetesinden yapılan incelemede muris …’un ticaret sicil kaydının bulunmadığının görülmüştür.
Ticari dava ile ilgili düzenleme TTK’nın 4. maddesinde yapılmıştır. Ayrıca bazı özel kanunlarda da ticari dava kavramına yer verilmiştir. TTK’nın 4/1 maddesine göre her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğan hukuk davaları nispi ticari dava niteliğindedir. Nispi ticari davalarda, uyuşmazlığın taraflarının tacir olması ve uyuşmazlık konusunun da tarafların ticari işletmesine ilişkin olması şarttır. Ancak, TTK’nın 4/1. fıkrası (a)-(f) bentlerinde sayılan mevzuat ile düzenlemelerde öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları herhangi bir şart aranmaksızın mutlak ticari dava olarak kabul edilmektedir.
Yukarıda yapılan açıklamalardan sonra somut olaya gelindiğinde ise, uyuşmazlık konusunun bir miktar para alacağına ilişkin olup, davanın da 29/09/2019 tarihinde açıldığı, mevcut kayıtlardan aboneliğin türünün ve davalıların murisinin tacir/tüketici olup olmadığının anlaşılamadığı, Vergi Dairesi Müdürlüğü’nün 20.10.2022 tarihli yazı cevabında murisin 08/05/2009 tarihinde “çelikden, demirden yapılmış tüp,boru, içi boş profiller ve ilgili bağlantı parçaları imalatı” faaliyeti nedeniyle işe başladığı, bilinen adresinde bulunmaması nedeniyle 30/06/2009 tarihinde resen terk edildiği, herhangi bir bir beyanının bulunmadığının bildirildiği, murisin adına elektrik aboneliğinin bulunduğu adresin … Mahallesi, … olarak gösterildiği, murisin faaliyet adresinini de … olduğu dikkate alındığında, elektrik aboneliğinin murisin faaliyet adresine ilişkin olduğu, bu durumda, dava konusu aboneliğin türüne, murisinin tacir/tüketici sıfatına haiz olup olmasına göre mahkemenin görevi değişeceği, davacının elektrik aboneliğinden kaynaklı faturaya dayalı olarak yaptığı takibe, davalıların itirazın iptalini talep ettiği, Vergi Dairesi’nden gelen kayıtlara göre davalıların murisinin tacir olmadığı anlaşıldığından eldeki davada Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 114 ve 115. maddelerine göre dava şartı olarak görev kamu düzenine ilişkin olup taraflarca ileri sürülmese dahi yargılamanın her aşamasında mahkemece res’en göz önünde bulundurulması gerektiği ve görev konusunda kazanılmış hak da söz konusu olmayacağından, ilk derece mahkemesince görev hususu değerlendirilmeden davanın esası hakkında karar ittihazının usul ve yasaya uygun bulunmadığı anlaşıldığından, tarafların istinaf sebepleri şimdilik incelenmeksizin, davacının ve davalıların istinaf talebinin kabulü ile HMK’nın 353/1.a.3 maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın karar verilmek üzere ilk derece mahkemesine gönderilmesi gerektiği sonuç ve kanaatiyle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Tarafların istinaf talebinin KABULÜ ile Konya … Asliye Ticaret Mahkemesinin 08/10/2020 tarih … Esas … Karar sayılı KARARININ KALDIRILMASINA,
2-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-a maddesi gereğince dosyanın ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3- İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yatırılan 54,40 TL istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine,
4- İstinaf başvurusunda bulunan davalılar tarafından yatırılan 54,40 TL istinaf karar harcının talep halinde davalılara iadesine,
5- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
6- İstinaf başvurusunda bulunan taraflarca yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
7- Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/4. maddesi gereğince; kararın tebliğ işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 31/10/2022 tarihinde oybirliği ile HMK’nın 353/1-a maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.

Başkan
e-imzalıdır

Üye
e-imzalıdır

Üye
e-imzalıdır

Katip
e-imzalıdır

M.Y.