Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2020/2764 E. 2022/1469 K. 03.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA BAM … HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
… HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO :
KARAR NO :

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 06/07/2020
NUMARASI : … Esas… Karar

DAVACI : … (T.C. Kimlik No: …)
VEKİLİ : Av. … –

İSTİNAF EDEN DAVALI : …
VEKİLİ : Av. … –
DAVA : Muarazanın Giderilmesi

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 03/10/2022
YAZIM TARİHİ : 05/10/2022
Davacı tarafından davalı aleyhine Konya … Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyası ile açılan muarazanın giderilmesi istemli davasında 06/07/2020 tarihinde tesis edilen davanın kabulüne ilişkin karara karşı davalının istinaf kanun yoluna başvurması üzerine üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendiğinde;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 04/02/2019 tarihinde … numaralı … hesabına yatırması gereken 7.950,00 TL’yi yanlışlıkla davalı nezdinde ki … hesaba yatırdığını, müvekkilinin davalı ile iletişime geçtiğini, davalının ise müvekkiline taahhütname imzalaması karşılığında gereken işlemleri başlatılacağı bildirilmesi üzerine müvekkilinin 07/02/2019 tarihli taahhütnameyi imzalayarak davalıya gönderdiğini, daha sonra müvekkiline gönderilen SMS’te “Hatalı para yatırma işlemi ile ilgili olarak yapılan, aramalarda hesap sahibi müşterimize ulaşılamadığı için tutar iadesi ile ilgili olumlu yanıt verilemediği…” şeklinde bildirimde bulunulduğunu, Konya …Noterliğinin 06/03/2018 tarihli … yevmiye sayılı ihtarı ile davalının … hesap numaralı müşterisine karşı dava ve taleplerini iletebilmek adına, hesap sahibinin kimlik ve adresi bilgileri istendiğini, davalı bankanın ise hesap sahibi kişinin bilgilerini paylaşmadığını, müvekkilin sehven farklı bir hesaba para yatırmasında davalı bankanın herhangi bir kusurunun bulunmadığını ancak hesap sahibine yöneltilebilecek talep ve dava haklarını kullanabilmek adına davalı bankanın bu bilgileri kendileriyle paylaşmayarak muarazaya yol açmasının hukuken korunamayacağını beyan ederek davalının yarattığı muarazanın, … sayılı hesap sahibinin kimlik ve adres bilgilerinin bildirilmesi suretiyle giderilmesi için … sayılı hesap sahibinin kimlik ve adres bilgilerinin mahkemeye bildirilmesi suretiyle giderilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili bankanın davanın tarafı olmadığını, bu nedenle davanın husumet yokluğu nedeniyle reddi gerektiğini, davayı kabul anlamına gelmemek kaydı ile davacının bizzat kendisi tarafından atm aracılığıyla müvekkili bankanın … no’lu hesap müşterisine yatırdığı 7.950,00 TL’nin iadesini doğrudan müvekkili bankadan talep ettiğini, müvekkilinin de bu talebi yerine getirmediğini, müvekkilinin müşterilerin açık muvafakatleri bulunmadığı sürece hesaplarına tek taraflı olarak müdahale edemediğini, davacının mağduriyetinin giderilebilmesi için müvekkili banka tarafından ilgili müşterinin sözkonusu tutarın davacı hesabına iadesi yönünde talimatını ve muvafakatını alabilmek için, müşterilerinin numaralarından 4 kez arandığını ancak kendisi işlemi kabul etmediğini, müşterinin onayı bulunmaksızın para iadesi yapılamayacağını, davacının hesabına para yatıdığı banka müşterisinin kimlik bilgilerinin müvekkil bankadan celbi ile işbu davanın ilgili kişiye ihbarını talep ettiklerini beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “… Dava, muarazanın giderilmesi davasıdır.
Yukarıda izah edilenler ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacı tarafın 04/02/2019 tarihinde … numaralı … hesabına yatırması gereken 7.950,00-TL ‘yi yanlışlıkla davalı nezdinde ki … hesaba yatırdığından paranın iadesinin temini için davalı banka ile iletişime geçtiği, ancak davalı bankanın ise müşterilerinin açık muvafakatlerinin bulunmadığı sürece hesaplarına tek taraflı olarak müdahale edemediğinden bahisle davacının talebini yerine getirmediği bu nedenle eldeki davanın ikame edildiği anlaşılmıştır.
Bankacılık Kanunu uyarınca banka mensuplarının banka müşterilerine ait sırları açıklamalarının suç teşkil ettiği, ancak bu sırların kanunen yetkili mercilere verilmesi halinde suçun oluşmayacağı, davacı vekili tarafından talep edilen bilgi ve belgelerin müşteri sırrı niteliğinde olması ve her ne kadar vekilin müvekkili adına bankalar nezdinde işlem yapma yetkisi bulunmasa da müvekkili hakkında bilgi ve belge talep etme yönünden özel yetki arandığı, davalı bankadan istenen evrakların üçüncü kişiye ait olduğu, davacının muhatabına sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak davası açabilmesi için talep ettiği bilgiyi temin için iş bu davayı açmasında hukuki yararı bulunduğu anlaşılmakla, davacının davasının kabulü ile, davacının talep etmiş olduğu, … hesap numaralı hesaba ilişkin hesap sahibinin kimlik ve adres bilgilerine dair bilgi ve belgelerin davacıya davalı tarafından verilmesine ve bu şekilde muarazanın giderilmesine…” dair davanın kabulü ile, davacının talep etmiş olduğu, … hesap numaralı hesaba ilişkin hesap sahibinin kimlik ve adres bilgilerine dair bilgi ve belgelerin davacıya davalı tarafından verilmesine ve bu şekilde muarazanın giderilmesine şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın müvekkili banka yönünden husumet nedeniyle reddi gerektiğini, müvekkili banka tarafından davanın müşteri ihbarı talep edilmişken bu hususun mahkemece dikkate alınmadığını, müvekkili bankanın kusurunun bulunmadığını, davanın ilgili müşteriye ihbar edilmesi gerektiğini beyan ederek yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, davalı bankanın … nolu hesap sahibine ait bilgilerin davacıya verilmesi şeklinde Muarazanın Giderilmesi istemine ilişkindir.
İstinaf incelemesi HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve resen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır.
Davacı, 04/02/2019 tarihinde ….’nin … nolu hesabına ATM cihazından 7.950,00 TL yatırmak istediği ancak hata sonucu paranın davalı bankaya ait aynı numaralı hesaba yatırılmış olduğu, paranın davalı bankadan talep edildiği ancak davalı tarafça, hatalı yatan paranın banka müşterisinin hesabına yatırıldığı ve kendilerince iade edilemeceğinin bildirildiği, ilgili hesaba ait müşteri bilgilerinin de kendisine verilmediği, açacağı davada davalı olarak banka müşterisinin gösterilmesi zorunluluğu nedeniyle hesap sahibine ait kimlik ve adres bilgilerinin kendine verilmesi amacıyla eldeki davayı açtığı, davalı banka cevap dilekçesinde müşterilerin açık muvafakatleri bulunmadığı sürece hesaplarına tek taraflı olarak müdahale edemediğini, davacının mağduriyetinin giderilebilmesi için müvekkili banka tarafından ilgili müşterinin sözkonusu tutarın davacı hesabına iadesi yönünde talimatını ve muvafakatını alabilmek için, müşterilerinin numaralarından 4 kez arandığını ancak kendisi işlemi kabul etmediğini, müşterinin onayı bulunmaksızın para iadesi yapılamayacağını, davacının hesabına para yatıdığı banka müşterisinin kimlik bilgilerinin müvekkil bankadan celbi ile işbu davanın ilgili kişiye ihbarını talep ettiklerini beyan ettiği, mahkemece davanın banka müşterisine ihbarı talebi hakkında bir karar verilmediği, ilk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verildiği, karara karşı, davalı vekilince yukarıda özetlenen sebeplerle istinaf talebinde bulunulduğu anlaşılmıştır.
4389 sayılı Bankalar Kanunu’nun müşteri sırlarını düzenleyen 22. maddesinin 8. fıkrasında “Bankaların mensupları ve diğer görevlileri, sıfat ve görevleri dolayısıyla öğrendikleri bankalara veya müşterilerine ait sırları bu konuda kanunen açıkça yetkili kılınan mercilerden başkasına açıklayamazlar” hükmününe yer verildiği, Banka mensuplarının banka ve müşteri sırrını saklama yükümlülüklerine ise Kanun’un 73. maddesinin 3. fıkrasında yer verildiği, buna göre, bankaların ortakları, yönetim kurulu üyeleri, mensupları, bunlar adına hareket eden kişiler ile görevlileri, sıfat ve görevleri dolayısıyla öğrendikleri bankalara veya müşterilerine ait sırları, bu konuda kanunen açıkça yetkili kılınan mercilerden başkasına açıklayamazlar. Bankaların destek hizmeti aldığı kuruluş ve çalışanları hakkında da bu hüküm uygulanır. Bu yükümlülük görevden ayrıldıktan sonra da devam eder.
Öte yandan Türkiye Bankalar Birliği Bankacılık Etik İlkeleri’nin 10. maddesi, her ne kadar müşteri sırrı başlığını taşısa da, bankaların “bilgi ve belge istemeye kanunen açıkça yetkili kişi ve merciler dışında müşterilere ilişkin her türlü bilgi ve belgeleri gizli tutmak ve özenle saklamak zorunda” oldukları hükmünü içermektedir. Bu düzenleme 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’ndaki “müşteri sırrı” niteliğinde bilgilerin saklanması yükümlülüğünden daha ağır olarak herhangi bir niteleme yapılmaksızın (saklanacak bilgilerin sır niteliğini taşıyıp taşımadığının ayrımını yapmaksızın, yani kamuya mal olma olgusunu değerlendirmeksizin) tüm müşteri bilgi ve belgelerinin saklanmasını öngörmektedir.
Bankacılık sırrı ile müşteri sırrının yetkisiz kişilere açıklanması yalnızca 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nda değil, Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 239. maddesi uyarınca da cezaya tabiidir.
Kanun uyarınca sır saklama yükümlülüğü bulunan banka mensupları ve diğer görevliler bu sırları ancak kanun ile yetkili kılınan mercilere açıklayabilecektir. 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun yanı sıra Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu’nun 15 Haziran 2006 tarih ve 1904 sayılı kararı ile yayımlanan “Türkiye Bankalar Birliği Bankacılık Etik İlkeleri” arasında Müşteri Sırrı başlıklı maddesinde bankaların bilgi ve belge istemeye kanunen açıkça yetkili kişi ve merciler dışında müşterilere ilişkin her türlü bilgi ve belgeyi gizli tutmak ve özenle saklamakla yükümlü olduğuna değinilmiştir. Burada esas olarak bilgi, sır niteliğini korumakta ancak açıklanması suç olmaktan çıkarılmaktadır.
Bilindiği üzere Muarazanın men’i davaları, usul hukuku anlamında tespit değil, eda davası niteliğindedir. Zira, bu tür davalarda, hem bir muarazanın (çekişmenin) varlığının tespiti ve hem de onun men’i talep edilir. (Y. HGK 2017/3-2214 E. – 2021/711 K.sayılı ilamı)
Yukarıda ifade edilen yasa hükümleri çerçevesinde, somut olayda; davacının hatalı işlemi nedeniyle, belli bir paranın aralarında hiçi bir hukuki ilişki bulunmayan kişiye ait hesaba yatırılmış olması nedeniyle, hesap sahibine karşı dava açma hakkının bulunduğu, davacı vekilince sunulan cevap dilekçesinde, davacının hesabına para yatırdığı banka müşterisinin kimlik bilgilerinin davalı bankadan celbi ile davanın tespit edilecek hesap sahibine ihbarının talep edildiği, ilk derece mahkemesince talep hakkında herhangi bir değerlendirme ve işlem yapılmadığı anlaşılmış olup, mahkemece hesabına para yatırılan dava dışı hesap sahibinin kimlik bilgileri ve kayıtlı adresinin davalı bankadan celp edilerek, tespit edilecek hesap sahibine davanın ihbar edilmesi gerektiği, açıklanan nedenlerle davalı vekilin istinaf talebinin kabulü ile HMK’nın 353/1.a.6 maddesi gereğince; ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, dava dosyasının yukarıda belirtilen şekilde işlem yapılmak üzere ilk derece mahkemesine gönderilmesine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davalının istinaf talebinin KABULÜ ile Konya … Asliye Ticaret Mahkemesinin 06/07/2020 tarih … Esas … Karar sayılı KARARININ KALDIRILMASINA,
2-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-a maddesi gereğince dosyanın ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3- İstinaf başvurusunda bulunan davalı tarafından yatırılan 54,40 TL istinaf karar harcının talep halinde davalıya iadesine,
4- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
5- İstinaf başvurusunda bulunan davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
6- Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/4. maddesi gereğince; kararın tebliğ işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 03/10/2022 tarihinde oybirliği ile HMK’nın 353/1-a maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır

M.Y.