Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2020/2753 E. 2022/1896 K. 09.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA BAM … HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
… HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 11/09/2020
NUMARASI : … Esas – … Karar

DAVACI : …
VEKİLİ : Av. … – …

İSTİNAF EDEN DAVALI : … – (T.C. Kimlik No: …)
VEKİLİ : Av. … – …
DAVA : Menfi Tespit

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 09/11/2022
YAZIM TARİHİ : 14/11/2022
Taraflar arasında görülen davada Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas – … Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içerisinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten ve üye hakimin görüşleri alındıktan sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
DAVA: Davacı vekili, müvekkilinin toptan ayakkabı ticareti yaptığını, daha önce sahte senet düzenlediği iddiası ile suç duyurusunda bulundukları dava dışı … adlı kişinin Konya … Asliye Ceza Mahkemesinde … E. sayılı dosyasında yargılandığını, davalı …’in de bu davaya adının karıştığını ve sanık …’nin eski işçisi olduğunu, davalının bir A4 kağıdına müvekkilini borçlu göstermek suretiyle senet tanzim ettiğini, içeriğini ise keşidecisi müvekkili, lehdarı kendisi olacak şekilde, 22/05/2015 tanzim ve 15/07/2015 vade tarihli, 240.000,00 TL bedelli senet olarak düzenlediğini, sahte şekilde müvekkilinin kaşesini yaptırmak suretiyle söz konusu senedin düzenlediğini, senedin incelenmesinde sahte olduğunun ortaya çıkacağını, müvekkili şirket yetkilisi … ‘ın söz konusu senetteki imzayı kesinlikle kabul etmediğini, müvekkili şirket ile davalı arasında hiçbir ticari ilişkinin bulunmadığını, bu şahsa herhangi bir borcunun da bulunmadığını ileri sürerek, senedin bedelsizliğine, müvekkilinin davalıya borçlu olmadığına ve davalı aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, davacı borçlu şirketin senetteki imzaya itiraz ettiğini ve senedin sahte olduğunu iddia ettiğini ancak buna ilişkin bir delilinin bulunmadığını, ceza dosyasında alınan bilirkişi raporunda senetteki borçlu ismi ve imzanın borçlu şirket yetkilisine ait olduğunun tespit edildiğini savunarak, davanın reddi ile davacı aleyhine tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, “…Delillerin toplanması bakımından Konya … İcra Hukuk Mahkemesi’ne, Konya … İcra Dairesi’ne, … Cumhuriyet Başsavcılığı’na, …bankası … Şubesi’ne, … Bankası … Şubesi’ne, … Bankası … Şubesi’ne, … İlçe Seçim Kurulu’na, … Müdürlüğüne, … … ve … Müdürlüğüne, … İletişim Hizmetleri’ne, … İletişim Hizmetleri’ne, … İletişim Hizmetleri’ne, Konya … Noterliği’ne, Konya … Noterliğine, Konya … Başkanlığına, Konya … Müdürlüğüne, Konya … Dairesine, … A.Ş. …Müdürlüğüne, … Enstittüsüne müzekkere yazıldığı, gelen cevabi yazıların incelenerek dosya arasına alındığı anlaşılmıştır.
Konya Cumhuriyet Başsavcılığının … Soruşturma sayılı dosyasının yapılan incelemesinde; müştekisinin … ve … AŞ, Şüphelisi ise … olduğu, soruşturma konusunun ise Resmi Belgede Sahtecilik suçunu oluşturduğu, yapılan soruşturma neticesinde kamu davası açmaya yeterli ve gerekli delil bulunamadığından bahisle şüpheli hakkında atılı suçtan kamu adına kovuşturmaya yer olmadığına ilişkin karar verildiği, kararında itiraz incelemesi sonucunda kesinleştiğine dair iş bu tutanak düzenlenmiştir.
Konya … İcra Dairesi’ne ait … Esas sayılı dosyasının yapılan incelemesinde: Alacaklısının …, borçlusunun … Şti. Olduğu, borç miktarının 242.409,18 TL olduğu, alacaklı vekilinin takip talebinde bulunması üzerine İcra Dairesi’nce borca yeter miktarda haciz kararı aldığı anlaşılmıştır.
Konya … Asliye Ceza Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasının yapılan incelemesinde; Konya Cumhuriyet Başsavcılığının … sayılı soruşturma dosyasında müşteki … ve …, şüpheliler ise dosyamız davalısı … ile diğer şüpheliler … ve … olduğu, şüpheliler hakkında dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik suçundan Konya … Asliye Ceza Mahkemesine birleştirme talepli iddianame düzenlendiği, yapılan yargılamada … Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğünün soruşturma konusu kaşe izleri üzerine atılı bulunan borçlu imzaları ile …’in mukayese imza ve yazıları arasında yapılan karşılaştırma neticesinde mevcut mukayese yazı ve imzalarına kıyasen imzanın … elinden çıktığını gösterir nitelikte ve yeterlilikte kalifrafik bulgu tespit edilemediği, yine ilgili mahkemece aynı kurumdan …’nın mukeyese imza ve yazıları ile karşılaştırılan raporda sonuç olarak 30/12/2014 ödeme tarihli 4.500 TL lik senedin ön yüzündeki yazılar ile … nın mukayese imza ve yazıları arasında benzerlik görüldüğü, söz konusu yazı ve imzaların …’nın elinden çıktığı yönünden kanaatin hasıl olduğu şeklinde rapor tanzim edildiği, Konya … Asliye Ceza Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasının da bu işbu dosya ile birleştirildiği anlaşılmıştır.
Davaya konu uyuşmazlık hususlarında rapor tanzimi için dava dosyasının Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesine tevdi edildiği, buraca düzenlenen raporda ; İnceleme konusu senette …’a atfen atılı basit tersimli borçlu imzası ile …’ın mukayese imzaları arasında; tersim biçimi, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından uygunluk ve benzerlikler saptandığından söz konusu imzanın kuvvetle muhtemel …’n eli ürünü olduğuna dair rapor düzenlendiği anlaşılmıştır.
Yapılan itirazlar neticesinde dava dosyasının yeniden rapor tanzimi için talimat mahkemesi aracılığıyla … Fakültesi’nde görevli öğretim üyelerinden oluşturulan heyete tevdi edildiği, bilirkişi heyeti Doç. …, Doç. …, Doç. …tarafından düzenlenen raporda ise ; Dava konusu belge altında yer alan imzalar üstüne yapılan inceleme neticesinde; imzanın karakteristik biçim özellikleri gösteren; dairesel özellikler gösteren bukle hareketi ife valöriü baskı izi taşıyan ve temelde beş hareketten oluştuğu, birinci hareket olarak “R” harfini oluşturan izin başlangıç noktasından aşağıya doğru dikey bir çizgi ile başladığı, daha sonda bu çizginin yukarı çıkarak sağa doğru dairesel bir dönüş yaptığı, ardından “R” harfinin bacağını oluşturduğu ve karşılaştırma yapılan imzaların tümünde belirgin olduğunu, dava konusu senet ve 04/06/2008 tarihli Konya Sanayi Odası tarafından düzenlenen ” … ” nolu tebligat dışında imzaların tümünde “R” harfini oluşturan ilk hareketten sonra “bukle” hareketi bulunduğunu, ikinci hareketteki buklenin karakteristik görünümü itibariyle “m” harfine benzediğini, üçüncü hareketteki dik çizginin imzaların tümünde bulunduğu ve imzanın ortasında yer aldığını, imzalardaki bağlantıların, büyüklüğün, oran ve orantının, motor hareketlerin, baskı izi ve mürekkep birikimi açısından benzerlikler taşıdığını, dava konusu imza ile karşılaştırmalı belgelerdeki imzalar kıyaslandığrnda ise; imzalar arasında bazı kısmi farklıklar görünse de genef oluşturuş hareketleri ve yön bakımından benzerlikler olduğunu, karşılaştırmalı belgelerdeki imzalarda kısmi farklılıkların; kağıt yüzeyinden ve yüksekliğinden kaynaklandığını, ancak dava konusu senette ve karşılaştırmalı belgelerdeki imzalarda özellikle birinci, üçüncü ve beşinci hareketlerde tersim şekli, yön ve baskı dereceleri açısından kuvvetli benzerliklerin de tespit edildiğini, tetkik konusu belgedeki imzanın kuvvetli bir kanaat oluşturacak şekifde …’ın eli ürünü olduğuna dair rapor düzenlenmiştir.
Dava, kambiyo senetlerinden kaynaklanan menfi tespit davasıdır.
Yukarıda izah edilenler, ilgili dava ve icra dosyaları, bilirkişi raporu, adli tıp raporu ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacı taraf iddiasında davalı …’in bir A4 kağıdına şirketi borçlu göstermek suretiyle davaya konu keşidecisi müvekkili olan, lehdarı ise kendisi … olan, 22/05/2015 tanzim tarihli, 15/07/2015 vade tarihli, 240.000 TL bedelli senedi sahte kaşe kullanmak suretiyle davacı şirket yetkilisi …’ın imzasını taklit etmek suretiyle düzenlediğini, imzanın kesinlikle davacı şirket yetkilisine ait olmadığını beyan ederek söz konusu bono nedeniyle davalıya borçlu olmadıklarını iddia ettiği, ancak davalı taraf ise söz konusu bononun sahte olduğuna dair herhangi bir delilin bulunmadığı, davacının bono bedelini ödememek ve alacaklarını sürüncemede bırakmak için haksız şekilde dava yoluna başvurduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur. Dava konusu bonodaki keşideci imzasının davacı şirket yetkilisinin eli ürünü olup olmadığı hususlarında Adli Tıp Kurumu ve … Fakültesi’nde görevli öğretim görevlileri tarafından rapor aldırıldığı, alınan raporlarda bonodaki imzanın davacı şirket yetkilisi …’ın kuvvetle muhtemel eli ürünü olduğuna ilişkin rapor düzenlendiği , ancak dava konusu aynı bono nedeniyle Konya … İcra Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı dava dosyasından aldırılan Bilirkişi … tarafından düzenlenen 07/03/2016 tarihli bilirkişi raporunda ise, tetkik konusu 15/07/2015 ödeme tarihli 240.000 TL bedelli bono altında bulunan imzanın mukayese imzaları ile tevdi edilen … tarafından atılmadığına ilişkin rapor düzenlendiği, alınan raporlar arasında çelişkilerin bulunduğu gibi Yargıtay … Hukuk Dairesi’ nin uygulamalarına göre kuvvetli de olsa ihtimale dayalı sonuç bildiren raporlar borçluyu bağlamayacağından (… – … ) ve söz konusu bonodaki imzanın borçluya ait olduğunu ispat külfetinin bonoyu elinde bulunduran ve imzanın davacıya ait olduğunu iddia eden davalıda olduğu, aldırılan raporlarda ise bonodaki imzanın davacı şirket yetkilisi eli ürünü olduğuna ilişkin kesin bir tespit içermediğinin anlaşıldığı, taraf beyanları ve dava dosyasında mevcut evrakların tamamının incelenmesinde dosyada mübrez delillerden de anlaşılacağı üzere taraflar arasında mevcut herhangi bir ticari ilişkinin varlığından da söz edilemeyeceği, bu nedenle de söz konusu bononun davacı şirket yetkilisi tarafından düzenlenerek davalıya verildiğine ilişkin mahkememizde yeterli kanaat oluşmadığından, keşideci imzasının davacı eli ürünü olmadığı kanaati ile davacının davasının kabulü ile davacının 22/05/2015 tanzim tarihli 15/07/2015 vade tarihli 240.000 TL. Bedelli, keşidecisi … A.Ş. Lehtarı … olan bono nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitine, davacının kötü niyet tazminatı yönünden takip alacaklısı ile takip borçlusu arasında keşideci lehtar ilişkisi bulunduğundan, davalı takibinde haksız ve kötüniyetli kabul edilerek asıl alacağın %20’si oranında 48.000 TL. Kötü niyet tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine…” gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili, mahkemece birinci kez uzman bilirkişi düşüncesine başvurulmuş ve Adli Tıp Kurumu Özel İhtisas Dairesince düzenlenen 29.06.2016 tarihli raporda imzanın borçlunun eli ürünü olduğu hususunun bildirilmesi üzerine, mahkemece yeniden rapor alınması yoluna gidildiğini ve bu kez de kesinlik saptaması yapılamayan rapor düzenlenmesi üzerine 3. kez yeniden uzman bilirkişi incelemesi için yazılan talimat üzerine imza incelemesi sonucunda 12.06.2020 tarihli raporda imzanın kuvvetli kanaat oluşturacak şekilde …’ın eli ürünü olduğunun tespit edildiğini, böylece ispat yükü davacıya geçtiği halde bu konuda bir karar verilmemiş olmakla en son düzenlenen 12.06.2010 tarihli rapor kesinleşmiş ve müvekkili yararına usuli kazanılmış hak oluştuğu halde ve bu son rapora itibar edilmesi gerektiği için de davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verildiğini, mahkemece 3. raporun hüküm kurmaya elverişli olmadığı kanaatine varılması halinde re’sen bilirkişi incelemesi yapılmaksızın, davanın sonucuna etki edecek delillerin dahi yeterince toplanmaksızın eksik inceleme ve araştırmaya dayalı kararın kaldırılması gerektiğini ileri sürerek, mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, kambiyo senedine dayalı menfi tespit istemine ilişkin olup, mahkemece yukarıda özetlendiği şekilde karar verilmiştir.
İstinaf incelemesi HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve re’sen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır.
Davacı tarafça, dava konusu bonoda yer alan keşideci imzasının müvekkili şirket yetkilisine ait olmadığı, bononun hile ile sahte olarak oluşturulduğu, davalı ile aralarında herhangi bir ticari ilişki de bulunmadığı iddia edilmiş, davalı tarafça, davacının iddiasını ispatlaması gerektiği, davacının şikayeti üzerine başlatılan ceza soruşturmasında alınan bilirkişi raporunda bonodaki imzanın davacı şirket yetkilisine ait olduğunun tespit edildiği savunulmuştur.
Dava konusu bononun sahte olarak düzenlendiği iddiası ile davacı tarafça şikayetçi de olunmuş, yaptırılan bilirkişi incelemesi ile bonodaki imzanın davacı şirket yetkilisine ait olduğunun tespiti üzerine takipsizlik kararı verilmiş ve itiraz üzerine de itiraz reddedilerek karar kesinleşmiştir.
Ayrıca, bononun davalı tarafça takibe konulması üzerine davacı tarafça icra hukuk mahkemesinde borca itiraz edilmiş, Konya … İcra Hukuk Mahkemesi’nin … E- … K. sayılı dosyasında yapılan yargılamada; mahkemece alınan 07/03/2016 tarihli bilirkişi raporunda, senette bulunan imzanın borçlu şirket yetkilisine ait olmadığının tespit edildiği,
Konya Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … Soruşturma sayılı dosyasında alınan … Kriminal Polis Laboratuarı Müdürlüğü’nün 12/11/2015 tarihli raporunun, davalı tarafça, mahkemeye sunulduğu, raporda, dava konusu senetteki imzanın kuvvetle muhtemel şirket yetkilisi … eli ürünü olduğunun tespit edildiği,
Bunun üzerine, Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi’nden rapor alındığı, … Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi’nin 29/06/2016 tarihli raporunda, imzanın kuvvetle muhtemel … eli ürünü olduğunun bildirildiği,

Raporların kesin kanaat bildirmemesi nedeniyle davacı vekilinin talebi üzerine, … Fakültesi’nden oluşturulan 3 kişilik bilirkişi heyetinden yeniden rapor alındığı, 18/01/2017 tarihli raporda, senetteki imzanın kuvvetle muhtemel şirket yetkilisine ait olduğunun tespit edildiği,
Daha sonra davacı vekilinin dosyaya, kendi talebi ile oluşturulan, 07/04/2017 tarihli 3 kişilik doküman inceleme uzman heyeti tarafından tanzim edilen raporun sunulduğu, söz konusu raporda senetteki imzanın şirket yetkilisi … eli ürünü olmadığının tespit edildiği,
Davalı tarafça işbu dosya için düzenlenen … Adli Tıp Kurumu Genişletilmiş Uzmanlar Kurulu’nun 30/05/2018 tarihli raporunun dosyaya sunulduğu, söz konusu raporda yine kesin bir kanaat bildirilmeyerek imzanın kuvvetle muhtemel davacı şirket yetkilisi eli ürünü olduğu tespitinin yapıldığından bahisle, bilirkişi raporlarında imzanın borçluya ait olduğu hususunun kesin bir şekilde tespit edilemediği, kesin kanaat içermeyen bilirkişi raporuna göre imzanın borçluya ait olduğu saptanamayacağından ve ispat yükü kendisinde olan alacaklı tarafından yeni bir bilirkişi incelemesi de talep edilmediğinden takibe dayanak senetteki imzanın borçluya ait olduğunun alacaklı tarafından ispatlanamadığı gerekçesiyle, davacı hakkındaki takibin durdurulmasına karar verildiği, kararın istinaf edilmesi üzerine Konya Bam … HD. ‘nin … E- … K. sayılı ilamı ile davalı alacaklının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildiği, kararın temyizi üzerine de, Yargıtay … HD’nin … E- … K. sayılı ilamı ile kararın onandığı anlaşılmıştır.
Mahkemece işbu dosya kapsamında, ATK’dan, 29.06.2016 tarihli rapor ile 07.03.2016 tarihli ve 07.04.2017 tarihli bilirkişi raporları arasındaki çelişkinin giderilmesi hususunda Genel Kurul’da inceleme yapılması talep edilmiş ATK, Fizik İhtisas Dairesi işlerinin Genel Kurul’da incelemeye alınamayacağını, bu dairenin raporu ile diğer bir bilirkişi raporu arasında çelişki varsa ihtisas dairesinin en az yedi uzmanının katılımıyla rapor hazırlanacağı ve inceleme konusu belgenin genişletilmiş uzmanlar kurulunca yapılan incelemesinde imzanın kuvvetle muhtemel …’ın eli ürünü olduğu hususunun bildirildiği,
Bunun üzerine mahkemece talimat yoluyla … Fakültesi’nde görevli öğretim üyelerinden oluşan 3 kişilik bilirkişi heyetinden bilirkişi raporu alındığı ve alınan raporda tetkik konusu belgedeki imzanın kuvvetli bir kanaat oluşturacak şekilde …’ın eli ürünü olduğunun bildirildiği anlaşılmıştır.
Mahkemece, aynı bono nedeniyle Konya … İcra Hukuk Mahkemesi dosyasında aldırılan bilirkişi … tarafından düzenlenen 07.03.2016 tarihli bilirkişi raporunda, imzanın …’a ait olmadığının bildirildiği, raporlar arasında çelişki bulunduğu, kuvvetli de olsa ihtimale dayalı sonuç bildiren raporlar borçluyu bağlamayacağından, bonodaki imzanın borçluya ait olduğunu ispat külfetinin davalıda olduğu, taraf beyanları ve dava dosyasında mevcut delillerin incelenmesinde taraflar arasında mevcut herhangi bir ticari ilişkinin varlığından da söz edilemeyeceğinden bahisle davanın kabulüne karar verildiği anlaşılmıştır.
Yukarıda da açıklandığı üzere gerek İcra Hukuk Mahkemesinde yapılan yargılama sırasında alınan bilirkişi raporlarında gerekse de mahkemece alınan raporlarda imzanın borçluya ait olduğuna ilişkin net bir tespit bulunmamaktadır. Ayrıca, sadece İcra Hukuk Mahkemesinde alınan bilirkişi … tarafından düzenlenen 07.03.2016 tarihli raporda imzanın davacı şirket yetkilisine ait olmadığının belirtilmiş olduğu anlaşılmaktadır.
Oysa, mahkemece yapılan yargılama sırasında dava konusu senetteki yazıların incelenmediği, senedin kim tarafından doldurulduğu ve davacı tarafça senet üzerindeki şirket kaşesinin de sahte olduğu iddia edildiğinden işbu sahtecilik iddiası üzerinde de durulmadığı, yaptırılan incelemenin yetersiz olduğu kanaatine varıldığından, senetteki imza, yazılar, senedin kim tarafından doldurulduğu ve kaşenin sahte olup olmadığı hususları ile daha önce düzenlenen bilirkişi raporları arasındaki çelişkinin giderilmesi için … Kriminal Daire Başkanlığı’ndan rapor alınması gerektiği gibi, sonrasında da taraflar arasında ticari ilişki bulunup bulunmadığı yönünden bilirkişi incelemesi yaptırılarak sonucuna göre karar vermek gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirmeye dayalı yazılı şekilde hüküm kurulması yerinde görülmediğinden, davalı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile HMK’nın 353/1.a.6 maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın mahkemesine gönderilmesi gerektiği sonuç ve kanaatiyle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davalı vekilinin istinaf talebinin KABULÜ ile; Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 11/09/2020 tarih, … Esas- … Karar sayılı KARARININ KALDIRILMASINA,
2- Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-a maddesi gereğince dosyanın ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3- İstinaf başvurusunda bulunan davalı tarafından yatırılan 4.098,60 TL istinaf karar harcının talep halinde davalıya iadesine,
4- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
5- İstinaf başvurusunda bulunan davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
6- Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/4 maddesi gereğince kararın tebliğ işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 09/11/2022 tarihinde oybirliği ile HMK’nın 353/1-a maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.

Başkan … Üye … Üye … Katip …
e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır

R.T