Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2020/2738 E. 2022/1495 K. 05.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM … HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: … – …
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
… HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : …
ÜYE : …
ÜYE : …
KATİP : …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/07/2020
NUMARASI : … Esas – … Karar

İSTİNAF EDEN DAVACI : …
VEKİLİ : Av. … – …

DAVALILAR : 1- …
VEKİLİ : Av. … – …
2- …
İSTİNAF EDENLER 3- …
4- …
VEKİLİ : Av. … – …
3- …
VEKİLİ : Av. … – …
DAVA : Alacak

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 05/10/2022
YAZIM TARİHİ : 10/10/2022
Taraflar arasında görülen davada Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas – … Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili ile davalılar … Şti. vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içerisinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten ve üye hakimin görüşleri alındıktan sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
DAVA: Davacı vekili, dava dışı işçinin müvekkilinin güvenlik işlerini üstlenen davalı şirketlerin bünyesinde 07/09/2010 tarihinde işe girdiğini ve 28/02/2017 tarihinde işin sona ermesi nedeniyle yüklenici firmaya iadesinin yapıldığını, bunun üzerine işçinin çalışmış olduğu 6 yıl ve 5 ay 6 günlük hizmetinin karşılığı olarak toplam 14.850,83 TL kıdem tazminatı ödendiğini, müvekkili tarafından ödenen bedelden davalıların sorumlu olduğunu ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, 14.850,83 TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalılardan sorumlulukları oranında tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalılar … Şti, … Şti ve …Şti vekili, zamanaşımı def’inde bulunmuş, gerek yasa gerekse de sözleşmede asıl işverenin alt işverene rücu etmesine olanak sağlayan bir hüküm bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı … Şti vekili, işçinin müvekkili şirkette çok kısa bir süre çalıştığını, müvekkili şirketteki çalışmasından dolayı herhangi bir hak ve alacağı olmadığından müvekkilinin sorumluluğunun bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Diğer davalı, davaya cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, “…Dava, rücuen tazminat istemine ilişkin olup, davacı dava dışı işçiye ödenen kıdem tazminatdan davalıların sorumlu olduğunu iddia ederek dava dışı işçinin davalılar nezdinde çalıştığı döneme isabet eden kıdem tazminatı alacağının davalılardan rücuen tahsilini istemiş, davalılar ise işçiye ödenen kıdem tazminatından kendilerinin sorumlu olmadığı savunmasında bulunmuşlardır.
Mahkememizce eldeki uyuşmazlığa emsal teşkil ettiği kabul edilen Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin … E … K sayılı ilamı ”Taraflar arasında yapılan hizmet alım sözleşmesinin ücretine işçilere ödenecek her türlü ücret dahildir. Işçi davalı işçisidir. Bu nedenle ücret ve diğer sosyal haklarından davalı sorumludur. Sözleşmede ayrıca bir hüküm bulunmaması yüklenici lehine bir hak bahşetmez. Bu nedenle davacı tarafından ödenen bedelin tamamından davalı sorumludur. Davanın tamamen kabulüne dair mahkeme kararı isabetlidir . Bu husus gözden kaçırılarak kararın bozulması doğru olmamış, bu nedenle bozma kararının kaldırılarak kararın onanması gerekmiştir.” şeklindedir.
Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 2016/6042 E 2019/3627 K sayılı ilamı da ”4857 Sayılı İş Kanunu’nun 2/6. maddesine göre işçiye karşı asıl işveren ve yüklenici işçilik alacaklarından dolayı müteselsilen sorumludurlar. Ancak, bu yasa hükmünün asıl işverenle yüklenici arasındaki iç ilişkide uygulanması mümkün değildir.İşverenle yüklenici arasında sözleşme hükümleri geçerli olup uyuşmazlık buna göre çözülmelidir. Sözleşme hükümlerine göre yüklenici davacıya ait işyerinde kendi işçileri ile bir hizmet ifa etmeyi üstlenmiştir. Hakları ödenen işçi sözleşme uyarınca davalının işçisidir. Sözleşmede farklı bir hüküm bulunmadığı takdirde işçilik hakları da yüklenici davalı tarafından ödenmelidir. İşçi davalıdan başka yükleniciler nezdinde de çalışmış olması halinde her yüklenici çalıştırdıkları dönemle sınırlı olarak kıdem tazminatından sorumludur. İzin ücreti ve ihbar tazminatından ise son yüklenici sorumludur. Uyuşmazlığın bu ilkeler çerçevesinde sonuçlandırılması gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.” şeklindedir.
Anılan emsal içtihatlarda da belirtildiği üzere işçinin kıdem tazminatından kimin sorumlu olduğunun belirlenmesinde taraflar arasında imzalanan hizmet alım sözleşmesi hükümlerinin dikkate alınması gerekmektedir.
Davacı ile … Şti arasında yapılan hizmet sözleşmesinin eki teknik şartnamede kıdem tazminatından sorumluluğun yükleniciye ait olduğunun hüküm altına alındığı, bu hüküm uyarınca bu döneme isabet eden kıdem tazminatından … Şti.’nin sorumlu olduğu, hükme esas alınan bilirkişi raporu ile bu döneme isabet eden kıdem tzaminatı tutarının 731,00 TL olduğu anlaşılmakla davalı … Şti’ye yönelik davanın bu tutar üzerinden kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Davacı ile … Şti arasında yapılan hizmet sözleşmesinin eki teknik şartnamede kıdem tazminatından sorumluluğun yükleniciye ait olduğunun hüküm altına alındığı, bu hüküm uyarınca bu döneme isabet eden kıdem tazminatından … Şti.’nin sorumlu olduğu, hükme esas alınan bilirkişi raporu ile bu döneme isabet eden kıdem tzaminatı tutarının 2.308,42 TL olduğu anlaşılmakla davalı … Şti’ye yönelik davanın bu tutar üzerinden kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Davacı ile davalı … Şti – … Şti. Anonim ortaklığı arasında yapılan 01/01/2012-31/12/2015 dönemini kapsayan hizmet alım sözleşmesinin eki niteliğindeki teknik şartnamede işçilik alacaklarının tamamından yüklenicinin sorumlu olduğunun hüküm altına alındığı, bu hüküm uyarınca bu döneme isabet eden kıdem tazminatından … Şti ile … Şti’nin müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu, hükme esas alınan bilirkişi raporu ile bu döneme isabet eden kıdem tzaminatı tutarının 9.233,68 TL olduğu anlaşılmakla davalılar ..Şti ile … Şti.’ye yönelik davanın bu tutar üzerinden kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Davacı ile … Şti arasında yapılan 01/01/2016 – 15/03/2016 dönemini kapsayan hizmet sözleşmesinin eki teknik şartnamede kıdem tazminatı hariç tüm sorumluluğun yükleniciye ait olduğunun hüküm altına alındığı, bu hüküm uyarınca yüklenicinin işçinin kıdem tazminatından sorumlu olmadığı, hükme esas alınan bilirkişi raporu ile bu döneme isabet eden kıdem tzaminatı tutarının 480,92 TL olduğu anlaşılmakla belirtilen döneme ilişkin olarak davalı … Ltd. Şti’ye yönelik davanın bu tutar üzerinden (480,92 TL) reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacı ile davalı …Ltd. Şti. Anonim ortaklığı arasında yapılan 16/03/2016-31/08/2017 dönemini kapsayan hizmet alım sözleşmesinin eki niteliğindeki teknik şartnamede kıdem tazminatı hariç tüm sorumluluğun yükleniciye ait olduğunun hüküm altına alındığı, bu hüküm uyarınca yüklenicinin işçinin kıdem tazminatından sorumlu olmadığı, hükme esas alınan bilirkişi raporu ile bu döneme isabet eden kıdem tazminatı tutarının 2.096,81 TL olduğu anlaşılmakla belirtilen döneme ilişkin olarak davalı … Şti. İle davalı … Şti’ye yönelik davanın bu tutar üzerinden (2.096,81 TL) reddine karar vermek gerekmiştir.
Her ne kadar davalı … Şti’ye de husumet yöneltilmiş ise davacı ile bu şirket arasında dava dışı işçinin çalıştığı dönemi kapsayan bir hizmet alım sözleşmesi imzalanmadığı anlaşılmakla bu davalıya yönelik davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine…” dair, davacının davalı …Ltd. Şti.’ye yönelik davasının pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine, davalı … Şti.’ye yönelik davasının kabulüne, 731,00 TL’nin ödeme tarihi olan 27/04/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … Ltd. Şti.’den alınarak davacıya verilmesine, davalı …Şti.’ye yönelik davasının kabulüne, 2.308,42 TL’nin ödeme tarihi olan 27/04/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … Şti.’den alınarak davacıya verilmesine, davalı … Şti. ve davalı … Şti.’ye yönelik davasının kısmen kabulü ile 9.233,68 TL’nin ödeme tarihi olan 27/04/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … Şti. ve … Şti.’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin 2.096,81 TL(her iki davalıya yönelik) tutarındaki talebi ile 480,92 TL(sadece … Ltd. Şti.’ye yönelik) tutarındaki talebinin reddine şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili, davanın davalı … Şti. yönünden pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine ve davalı lehine vekalet ücretine karar verilmesinin yerinde olmadığını zira, 01.01.2012-31.12.2013 dönemi için … Şti.’nin de içinde bulunduğu iş ortaklığı ile sözleşme imzalandığını ileri sürerek, mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Şti. ile … Şti vekili, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunun hatalı olduğunu, gerek yasa gerekse de sözleşme hükümleri uyarınca müvekkili şirketlerin kıdem tazminatından sorumluluğunun bulunmadığını, davacı tarafça işçinin iş akdinin kıdem tazminatı ödemeyi gerektirir şekilde sona erip ermediği değerlendirilmeksizin kıdem tazminatı ödenmesinin de yerinde olmadığını, ödeme tarihiden itibaren faize hükmedilemeyeceğini, tazminatın müvekkillerinden müştereken ve müteselsilen tahsiline de karar verilemeyeceğini, kararın faize faiz işletilmesini doğuracak mahiyette olduğunu ileri sürerek, mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, dava dışı işçiye ödenen kıdem tazminatının rücuen davalılardan tahsili istemine ilişkin olup, yukarıda özetlendiği şekilde karar verilmiştir.
İstinaf incelemesi HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve re’sen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır.
Hizmet alım sözleşmeleri; ihale şartları ile belirlenen işin sözleşmede kararlaştırılan bedel ile yapılmasının üstlenildiği sözleşmelerdir. Bu sözleşme türünde yüklenicinin edimi, hizmetin kendi işçisi ile yerine getirilmesi, işverenin edimi ise sözleşme bedelinin ödenmesidir. Sözleşme kapsamında yapılması gereken iş yüklenici işçisi tarafından yerine getirilecektir. İş akdinin yüklenici ile işçi arasında yapıldığı hususu ihtilaflı değildir. Hizmet alımı tip sözleşmelerinde işverenin, yüklenici tarafından çalıştırılan işçinin ücretinin ödenmesi, sosyal haklarının takibi gibi denetim dışında işçiye karşı bir sorumluluğu yoktur. İşveren ile yüklenicinin İş Kanunu’na göre işçiye karşı müteselsilen sorumlu olmasına rağmen rücu ilişkisinde taraflar arasında imzalanan sözleşmenin uygulanması sözleşme hukukunun en temel ilkelerindendir.
İşçilik alacakları işveren tarafından ödenen işçinin; yüklenici işçisi olması, sözleşme ücretine işçinin ücret ve sosyal haklarının dahil olması, işverenin işçilik alacaklarından sorumlu olacağına dair sözleşmede bir hüküm bulunmaması hususları nazara alındığında davacı işverenin işçiyi çalıştıran yüklenicilerden ödediği bedeli ve fer’ilerinin tamamını talep etme hakkı bulunduğunun kabulü gerekir.
Hizmet alım ihaleleri aynı yüklenici tarafından alındığı gibi, değişik yükleniciler tarafından da alınabilmektedir. Bu halde işyeri devri suretiyle işçiler yeni yükleniciye devredildiği için hizmet akitleri kesintiye uğramadan devam etmekte ve işçilik alacakları da bu doğrultuda hesaplanmaktadır.
İşçiye ödenen kıdem tazminatı iş sözleşmesinin feshedildiği tarihteki giydirilmiş ücret üzerinden hesaplanmakta olup, bu kıdem tazminatının tamamından işçiyi çalıştırdıkları dönemle orantılı olarak yükleniciler işverene karşı sorumludurlar.
Yıllık izinler kullanılmadığı taktirde iş sözleşmesinin feshi ile ücrete dönüşmektedir. Sözleşmeyi feshedenin son yüklenici olduğu ve yıllık izinlerin de bu fesih ile ücrete dönüştüğü göz önüne alındığında yıllık izin ücretinden son yüklenici sorumlu olacaktır.
İhbar tazminatından son işveren sorumludur. Bunların dışında hafta tatil ücreti, ücret alacağı, fazla mesai ücreti gibi işçiye ödenen tazminatlardan yükleniciler işverene karşı işçiyi çalıştırdıkları dönemle sınırlı olarak sorumlu olacaklardır.
İşveren tarafından bu ödemelerin fer’i mahiyetinde yapılan ödemeler de ayrı esasla yüklenicilerden tahsil edilebilecektir.
Yükleniciler aleyhine açılan rücu davalarında ayrı sözleşmelerle hizmet ifa eden yükleniciler mecburi dava arkadaşı olmadığı gibi, borçtan müteselsilen sorumlu olacaklarına ilişkin kanun hükmü veya sözleşme bulunmamaktadır. Bu nedenle alacak davalarında her davalı aleyhine ayrı tahsil hükmü kurulmalıdır. Davanın itirazın iptali şeklinde açılmış olması durumunda ise, takibin hangi davalı açısından hangi miktarla devam edeceği ayrı ayrı belirlenmelidir. (Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 14/12/2020 tarih 2019/2265 Esas 2020/4279 Karar, 29/06/2020 tarih 2019/1436 Esas 2020/2329 Karar ve 21/12/2020 tarih 2019/2279 Esas 2020/4436 Karar sayılı ilamları)
Yukarıda yapılan açıklamalardan sonra somut olaya gelindiğinde ise, öncelikle, davalılar tarafından süresi içerisinde zamanaşımı def’inde bulunulduğu, mahkemece işbu zamanaşımı def’i hususunda herhangi bir değerlendirme yapılmaması doğru değil ise de, rücu istemine konu ödemenin 27.4.2017 tarihinde yapıldığının tespit edildiği, işbu davanın da 11.09.2018 tarihinde, zamanaşımı süresi içerisinde açıldığı anlaşılmakla, davalılar vekilinin bu yöne ilişkin istinaf isteminin yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır.
Mahkemece bilirkişi incelemesi yaptırılarak, benimsenen bilirkişi raporu uyarınca davalıların işçiyi çalıştırdıkları dönemde %100 sorumlu oldukları esasına dayalı, davalı … Şti. yönünden ise, davacı ile işbu davalı arasında yapılmış bir sözleşme bulunmadığından davanın pasif husumet yokluğundan reddine dair yazılı şekilde hüküm tesis edilmesinde, dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf istemleri nazara alındığında herhangi bir isabetsizliğin bulunmadığı anlaşılmakla birlikte, davalılar vekilinin faiz başlangıç tarihine yönelik istinaf isteminin yerinde olduğu zira, her ne kadar mahkemece ödeme tarihinden itibaren faize hükmedilmiş ise de, davacı tarafından davalılara temerrüt ihtarı ya da yazısı gönderilip gönderilmediği, gönderilmiş ise, tebliğ edilip edilmediği ve bu itibarla, davacı tarafından dava tarihinden önce davalıların temerrüde düşürüldüğü ispatlanamadığından hükmedilen alacağa dava tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerekirken ödeme tarihiden itibaren faize hükmedilmesi yerinde görülmediğinden, davalılar vekilinin bu yöne ilişkin istinaf isteminin kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Ayrıca, davalı … Şti. yönünden davanın pasif husumet yokluğundan reddine karar verilmesi yerinde ise de, kendisini vekil ile temsil ettiren davalı lehine nispi vekalet ücreti takdiri gerekirken maktu ücret-i vekalete hükmedilmesi de yerinde görülmediğinden davacı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf isteminin yerinde olduğu ve bu itibarla, davacı vekili ile davalılar … ve … Şti. vekilinin istinaf istemlerinin yukarıda açıklanan nedenlerle kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının HMK’nın 353/1.b.2 maddesi uyarınca kaldırılması ve yeniden hüküm kurulması gerektiği sonuç ve kanaatiyle aşağıda yazılı olduğu şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A) Davacı vekili ile davalılar … ve … Şti. vekilinin istinaf taleplerinin KABULÜ ile; Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 16/07/2020 tarih, … Esas – … Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
1-İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yatırılan 54,40 TL istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine,
2-İstinaf başvurusunda bulunan davalılar tarafından yatırılan 158,00 TL istinaf karar harcının talep halinde davalılara iadesine,
3-İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yatırılan 148,60 TL istinaf yoluna başvuru harcı ile yapılan 72,20 TL posta gideri olmak üzere toplam 220,80 TL’nin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
4-İstinaf başvurusunda bulunan davalılar tarafından yatırılan 148,60 TL istinaf yoluna başvuru harcı ile yapılan 17,80 TL posta gideri olmak üzere toplam 166,40 TL’nin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,

5-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından taraflara ücret-i vekalet taktirine yer olmadığına,
B) Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b.2 maddesi gereğince davacı talebi ile ilgili YENİDEN HÜKÜM KURULMASINA,
1- Davacının davalı … Şti.’ne yönelik davasının PASİF HUSUMET YOKLUĞU NEDENİYLE REDDİNE,
2- Davacının, davalı … ve … Şti.’ne yönelik davasının KABULÜ ile, 731,00 TL’nin ödeme tarihi olan 27/04/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … ve … Şti.’den alınarak davacıya verilmesine,
3- Davacının, davalı … Şti.’ne yönelik davasının KABULÜ ile, 2.308,42 TL’nin ödeme tarihi olan 27/04/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … Şti.’den alınarak davacıya verilmesine,
4- Davacının, davalı … Şti. ve davalı … Şti.’ye yönelik davasının KISMEN KABULÜ ile, 9.233,68 TL’nin dava tarihi olan 11/09/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … Şti. ve … Şti.’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin 2.096,81 TL (her iki davalıya yönelik) tutarındaki talebi ile 480,92 TL (sadece … Ltd. Şti.’ye yönelik) tutarındaki talebinin reddine,
5- Alınması gereken 838,37 TL harçtan, peşin alınan 253,62 TL harcın mahsubu ile bakiye 584,75 TL harcın, davalı … Şti ve davalı … Şti’nin 439,93 TL’si ile, davalı … Şti’nin 110,00 TL’si ile, davalı … Şti’nin 34,82 TL’si ile sınırlı ve sorumlu olmak kaydıyla davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irat kaydına,
6- Davacı tarafından yapılan 35,90 TL başvurma harcı, 253,62 TL peşin harç, 600,00 TL bilirkişi ücreti, 335,00 TL posta ve yargılama gideri olmak üzere toplam 1.225,52 TL yargılama giderinden kabul edilen kısma göre hesaplanan 1.012,80 TL yargılama giderinin, davalı … Şti ve davalı … Şti’nin 761,98 TL’si ile, davalı … Şti’nin 190,50 TL’si ile, davalı … Ltd. Şti’nin 60,32 TL’si ile sınırlı ve sorumlu olmak kaydıyla davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
7- Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, davalı … Şti’ne yönelik davasının kabulü nedeniyle A.A.Ü.T’ne tayin ve taktir olunan 731,00 TL vekalet ücretinin bu davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8- Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, davalı … Şti.’ne yönelik davasının kabulü nedeniyle A.A.Ü.T’ne göre tayin ve taktir olunan 2.308,42 TL vekalet ücretinin bu davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9- Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, davalı … Şti ile davalı … Şti’ne yönelik davasının kabul edilen kısmı üzerinden A.A.Ü.T’ne göre tayin ve taktir olunan 3.400,00 TL vekalet ücretinin bu davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
10- Davalı … Ltd. Şti. kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T’ne göre tayin ve taktir olunan 2.227,62 TL nisbi vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine,
11- Davalı … Şti ve davalı … Şti vekili için reddedilen kısım üzerinden A.A.Ü.T’ne göre tayin ve taktir olunan 2.096,81 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalılara verilmesine,
12- Davalı … Şti vekili için sadece bu davalıya yönelik davanın reddedilen kısmı üzerinden A.A.Ü.T’ne göre tayin ve taktir olunan 480,92 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine,
C) İlk derece mahkemesince 24/09/2020 tarihinde yazılan harç tahsil müzekkeresinin bila ikmal iadesinin ilk derece mahkemesince istenmesine,
F) Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/4. maddesi gereğince kararın ilk derece mahkemesi tarafından tebliğe çıkarılmasına,
G) Dava dosyasının ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 05/10/2022 tarihinde oybirliği ile HMK’nun 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.

Başkan … Üye … Üye … Katip …
e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır

R.T