Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2020/2695 E. 2023/431 K. 24.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM … HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
…. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 04/02/2020
NUMARASI : … Esas – … Karar

DAVACI : … – (T.C. Kimlik No: …)
VEKİLLERİ : Av. …

İSTİNAF EDEN
DAVALILAR : 1-… – (T.C. Kimlik No: …)
2-… – (T.C. Kimlik No: …)
VEKİLİ : Av. …

3-… – (T.C. Kimlik No: …)
VEKİLİ : Av. … –
4- …
DAVA : Tazminat (Kooperatif Yönetim ve Denetim Kurulu Üyelerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan)

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 24/02/2023
YAZIM TARİHİ : 01/03/2023
Davacı tarafından davalılar aleyhine Konya …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile açılan tazminat davasında … tarihinde tesis edilen davanın kabulüne ilişkin karara karşı davalılar …, …. ve …’ın istinaf kanun yoluna başvurmaları üzerine, üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendiğinde;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Dava dışı …’ın 04/08/2012 tarihli sözleşme uyarınca davalı kooperatiften yaptığı hizmet karşılığı … nolu daireyi kooperatife üye olarak aldığını, daha sonra müvekkilinin dava konusu daireyi dava dışı …’dan kooperatif üyeliğini devralarak satın aldığını, daireyi 3.bir kişiye kiraya verdiğini ve 2012’den beri kiralarını aldığını, davalı kooperatifin arsa sahiplerine verdiği 600.000,00 TL’lik bonodan dolayı, arsa sahiplerince davalı kooperatif aleyhine Konya … İcra Müdürlüğü … esas sayılı icra dosyasından icra takibi yapıldığını, takip sonrası tapuda davalı kooperatif adına kayıtlı olan dava konusu gayrimenkulün ihale yoluyla dava dışı 3.kişilere satıldığını, icra takibi davalı kooperatif aleyhine yürütüldüğü için müvekkilinin satıştan haberinin olmadığını, MK.’nun ilgili hükümleri gereği ihale yolu ile gayrimenkulün satın alınmasından ötürü iyiniyetli 3.kişilerin ihale alıcısından gayrimenkulü talep edemeyeceklerini, bu nedenle davalı kooperatiften tazminat talebinde bulunduklarını, …’ın daireyi kooperatifin statik projelerini hazırlayarak ödediğini, müvekkiline ait dairenin kooperatif yöneticilerinin kötü yönetimlerinden dolayı 3.kişiye satıldığını ve zararın tazmininden kooperatif yöneticilerinin de müteselsil sorumlu olduklarını, bu nedenlerle davanın kabulü ile HMK.107 gereğince belirsiz alacak olarak ve alacak belirlendikten sonra artırılmak kaydıyla 10.000,00 TL’nin davalıların müştereken ve müteselsilen dava tarihinden itibaren değişen oranlarda ticari temerrüt faizi ile tahsiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davacı vekili belirsiz alacak olarak açtığı davada, eksik harcı yatırmak suretiyle talebini 15.10.2019 tarihinde 165.000,00 TL artırarak 175.000,00 TL’ye çıkarmıştır.
CEVAP: Davalılar …, … ve … vekili 03/01/2018 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; Davacının haksız ve mesnetsiz davasını kabul etmediklerini, davacının, kooperatifin standart üyesi olduğunu, halen kooperatife ödenmemiş pekçok aidat borcunun bulunuğunu, davacının, dava konusu daireyi 2012 yılında devir aldığını beyan ettiğini, oysaki davacının, kooperatife üyelik tarihinin 2004 yılı olduğunu, davacı tarafın üye olurken … hissesini devir aldığını, böylece normal bir üye statüsü kazandığını, 2006 yılındaki kura çekimine katıldığını, şuana kadar üyelik aidatlarının hiçbirisini ödemediğini, …’ın daire karşılığı fenni mesuliyet anlaşmasının olmadığını, sözleşme altındaki imzaların kooperatif yöneticilerine ait olmadığını, bu nedenle kooperatifi bağlamadığını, davacının üyelik süresince hiçbir genel kurul toplantısına katılmayıp yöneticilerin kusurlu olmalarından bahsetmesinin inandırıcı olmadığını, davacının kooperatifin halen üyesi olduğunu ve tazminat talep etme hakkının olmadığını, bu nedenlerle haksız açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili 09/01/2018 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Davacının dava dilekçesindeki taleplerinin haksız ve hukuki mesnetten yoksun olduğunu, davanın reddinin gerektiğini, müvekkilinin işbu dava ile talep edilen tazminattan sorumlu olmadığını, Yönetim Kurulu üyelerinin sorumluluğundan bahsedilemeyeceğini, müvekkilinin herhangi bir kusurunun bulunmadığını, görevini layıkı ile yerine getirdiğini, davacının aksi yöndeki iddialarına ilişkin ispat yükünün yine davacıda olduğunu, davacının, davalı kooperatifin üyesi olduğunu, ödenmemiş aidat borçlarının bulunduğunu, kabul anlamına gelmemekle birlikte mahkemece davacının tazminat alacağı olduğu kanaatine varılırsa takas mahsup yoluyla davacının alacağından aidat borçlarının mahsup edilmesinin gerektiğinden bahisle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Davalı Kooperatifin Konya ili … sayılı taşınmaz üzerinde bulunan … nolu daireyi 04/08/2012 tarihli “Anlaşma” başlıklı sözleşme ile dava dışı …’a statik projeler karşılığında verildiğinin, kooperatif arasında hiç bir alacak ve borç ilişkisinin kalmadığının kararlaştırıldığı ve dava dışı …’ın bu şekilde kooperatif üyesi olduğu, davacının da dava dışı …’dan bahse konu daireyi satın almak suretiyle kooperatif üyesi olduğu, kooperatifin defter kayıtlarına(65. sayfa) göre davacının ” … nolu daireyi …’a satış”, yine ilgili sayfa da tahsilat kısmında “proje karşılığı” yazılmak suretiyle üyeliğe ilişkin kayıtların yer aldığı, dava dışı …’ın bu daireye hak kazanabilmesi için kooperatife karşı edimini yerine getirmiş olmasının gerektiği, (Yargıtay 23.Hukuk Daire’sinin 30.04.2019 tarih ve 2016/4911 Es. 2019/1615 Kar. Sayılı ilamında da bu şekilde kabul edildiği), davalı kooperatifin bu yönde bir itirazının bulunmadığı gibi dava dışı … ile yapılan 04/08/2012 tarihli anlaşma ile de bu durumun kayıt altına alındığı, davacının da bu daireyi …dan satın almak suretiyle kooperatife üye olduğu, Benzer bir davadaYargıtay 23. Hukuk Dairesince verilen 07/02/2019 tarih ve 2016/2959 Es. 2019/332 Kar. Sayılı ilamında da kabul edildiği gibi, davalı kooperatif ile dava dışı … arasında yapılan 04/08/2012 tarihli anlaşma içeriğinden ve aradan geçen uzunca bir süre kooperatifin aidat talep etmemesi ve sessiz kalması hususuları dikkate alındığında dava dışı …’ın ve dolayısıyla …’den üyeliği devralan davacının peşin bedelli üye olduğu, davacıya üyelik karşılığı geçen dairenin kooperatif’in borcu nedeniyle Konya … İcra Müdürlüğünün … Es. Sayılı dosyasından yapılan takip sonucu satıldığı, davalı kooperatifin davacıya daire tesliminin imkanı kalmadığı, davacıya teslim edilmeyen dairenin dava tarihi olan (22/11/2017) itibariyle piyasa rayiçlerine göre değerinin 175.000,00 TL olduğu, davacının bu bedeli davalı kooperatiften talep edebileceği,
Diğer davalı yöneticilerin sorumlu olup olmadıkları ve genel kurulda ibra edilmelerinin sorumluluklarına etkisi yönünden Yargıtay 23.Hukuk Dairesi’nin 20/04/2015 tarih ve 2014/4058 Es. 2015/2715 Kar. Sayılı ilamı, Yargıtay 23.Hukuk Dairesi’nin 18/12/2018 tarih ve 2016/3419 Es. 2018/5934 Kar. sayılı ilamı ve Yargıtay 23.Hukuk Dairesi’nin 09.05.2012 tarih ve 2012/2021 Es. 2012/3410 Kar sayılı ilamlarının benzer mahiyette kararlarında gösterilen gerekçelerle kooperatif yöneticilerinin de davacının zararından sorumlu olacakları…”,
“……davacı değişen oranlarda ticari temerrüt faizi uygulanmasını talep etmişse de kooperatif ile üyesi arasındaki ilişkinin Kooperatifler kanununun 1. Maddesi hükmü uyarnıca ticari nitelikte olmaması nedeniyle ticari faiz uygulanamayacağı…” gerekçesiyle davanın kabulü ile 175.000,00 TL alacağın dava tarihi olan 22/11/2017 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı … vekili istinaf dilekçesinde özetle; Söz konusu yargılamaya konu hükme Konya … İcra Müdürlüğü … esas sayılı icra dosyası gerekçe gösterilmekle beraber; icra işleminin hangi dönem yönetim kurulu üyelerinin sebebiyet verdiği araştırılmaksızın mevcut yönetim kurulu üyelerinin sorumlu tutulmasının, yönetim kurulu üyelerinin kast veya kusuru ile verdiği zarardan sorumlu olacağı ilkesi ile bağdaşmadığını, Kooperatifler Kanunun 62.maddesinde ki düzenleme ile yönetim kurulu üyelerinin çalıştıkları dönem bazında kendi kusurlarından dolayı sorumlu olacaklarının hükme bağlandığını, (Yargıtay 23. HD 2018/704 E. 2019/4125 K. ve Yargıtay 23. HD 2016/12 E. 2018/2972 K.) Yargıtay kararlarının da bu yönde olduğunu, ne bilirkişi raporlarında ne de mahkemece verilen hükümde müvekkilin herhangi bir kişisel kusurunun saptanmadığını, 09.07.2017 tarihli genel kurul kararı ile yönetim kurulu işlemlerine yönelik gerekli ibra işleminin gerçekleştirildiğini, HMK madde 190-(1) düzenlemesi ile ispat külfetinin hangi taraf üzerinde olduğunu açıkça ortaya koyduğunu, tüm açıklamalarla üyeliği nasıl devraldığını ispatlayamayan, kooperatife hiçbir ödeme yapmayan, hiçbir genel kurul toplantısına katılmayan, müvekkilinin kusurunu kanıtlayamayan davacının davasının kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek; Konya … Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas, … Karar sayılı kararının kaldırılarak davanın reddine, ücret ve masrafın davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar … ve … vekili istinaf dilekçesinde; Cevap dilekçelerini tekrarla; mahkemenin davacının davasını kabul ederken yöneticilerin de bu tazminat talebinden müteselsilen sorumluluklarına hükmettiği kararının isabetli olmadığını, yöneticilerin bu dairelerin satışında kişisel bir kusurlarının bulunmadığını, bu yönde mahkemenin bir tespitinin olmadığını, müvekkil yöneticiler ile ilgili olarak verilen kararın kaldırılması gerektiğini, davalı yöneticilerin her yönetim dönemi sonunda faaliyet ve bilanço raporlarını hazırlayarak genel kurula sunduklarını ve raporların genel kurulca ibra edildiğini, hiçbir ihmal veya kusurlarının bulunmadığını belirterek; Konya … Asliye Ticaret Mahkemesinin … E ve … K sayılı kararının kaldırılarak davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … 27/08/2020 tarihli, davalı … 11/08/2020 tarihli dilekçeleriyle istinaftan feragat ettiklerini bildirmişlerdir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, kooperatif ile kooperatif yöneticilerine karşı açılan tazminat talebine ilişkindir.
İstinaf incelemesi HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve resen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır.
Karara karşı istinafa başvuran davalılar … ile …’nın, daha sonra verdikleri dilekçe ile istinaftan feragat ettiklerini bildirdikleri anlaşılmakla, bu davalıların istinaf taleplerinin istinaftan feragat nedeniyle reddine karar vermek gerekmiştir.
Davalı …’ın istinaf talebi yönünden; Dosyaya sunulan kooperatif kayıtlarından davalılar …, …. ve …’in kooperatifin yöneticileri oldukları, kooperatifin proje ve değerlendirme vs.. İşlerini yapan dava dışı … ile davalı kooperatif arasında yapılan “Anlaşma” başlıklı sözleme ile dava dışı …’a yapmış olduğu statik projeler karşılığında dava konusu … no’lu dairenin, 04/08/2012 tarihinde karşılıklı olarak anlaşmaya varılarak verildiği, davacının dava dışı …’dan ilgili daireyi satın alarak kooperatife üye olduğu ancak adına kooperatifçe verilmesi gereken dairenin tescilinin sağlanmadığı, davacının kooperatifin üye kayıt defterinin 65. sayfasında üyelik kaydının bulunduğu, kayıt defterinin ilgili sayfasında davacının üyeliği ile ilgili ” … nolu daireyi … ‘a satış” açıklamasının bulunduğu, yine aynı sayfada tahsilat kısmında “Proje karşılığı” açıklamasının olduğu, dava dışı …’ın yapmış olduğu projeden kaynaklı alacağına karşılık davaya konu taşınmazın verildiği ve peşin üye olarak kooperatif üyesi yapıldığı, daireyi dava dışı …’dan satın alan davacının da peşin üye olarak kabulünün gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.
Uyuşmazlık, kooperatif yöneticisinin kanundan ve kooperatif esas sözleşmesinden doğan yükümlülüklerini ihlal etmeleri halinde pay sahiplerine karşı sorumluluğunun bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 06/02/2019 tarih ve 2016/2905 E- 2019/301 K.sayılı kararında da belirtildiği üzere; 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 553. maddesinin 1’inci fıkrasının ilk halinde, ”Kurucular, yönetim kurulu üyeleri, yöneticiler ve tasfiye memurları, kanundan ve esas sözleşmeden doğan yükümlülüklerini ihlal ettikleri takdirde, kusurları bulunmadığını ispatlamadıkça hem şirkete hem pay sahiplerine hem de şirket alacaklılarına karşı verdikleri zarardan sorumludurlar” şeklinde düzenlenme yapılmış ve kusur bir karine olarak kabul edilerek, ispat yükü yönetim kurulu üyeliklerinde görev alanlara yüklenmişti. Söz konusu maddenin 26.06.2012 tarih ve 6335 Sayılı Kanun’un 28. ve 41. maddeleri ile düzenlenmiş son hali ise, ”Kurucular, yönetim kurulu üyeleri, yöneticiler ve tasfiye memurları, kanundan ve esas sözleşmeden doğan yükümlülüklerini kusurlarıyla ihlal ettikleri takdirde, hem şirkete hem pay sahiplerine hem de şirket alacaklılarına karşı verdikleri zarardan sorumludurlar” şeklinde olup, kusurluluk bir karine olmaktan çıkmış ve yönetim kurulu üyeliklerinde görev alanların kusurlu oldukları ispat edilmedikçe sorumlu olmadıkları düzenlenmiştir.
Mahkemece, kooperatif üyesi olan davacıya verilmesi gereken Konya ili … ilçesi … parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan … nolu dairenin cebri icra ile satılmasında, davalı kooperatif yöneticilerinin kusurlarının bulunup bulunmadığı araştırılarak, bu kapsamda icra dosyası getirtilerek ve gerekirse Kooperatif ve Ticaret Hukuku alanında uzman bilirkişilerden rapor aldırılarak, davalı kooperatif yöneticilerinin kusurları bulunup bulunmadığına göre ve istinaf yolundan feragat eden davalılara karşı davacının usulü kazanılmış hakkı da bulunduğu gözetilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekir. Bu nedenlerle davalı …’un istinaf talebinin kabulü ile, HMK 353/1.a.6 maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması gerektiği sonuç ve kanaatiyle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A) Davalı … ve …’nın istinaf başvuru taleplerinin FERAGAT NEDENİYLE REDDİNE,
1-İstinaf başvurusu sırasında davalı … tarafından yatırılan 2.988,56 TL harçtan alınması gereken 179,90 TL harcın mahsubu ile fazla yatırılan 2.808,66 TL harcın talep halinde …’a iadesine,
2-İstinaf başvurusu sırasında davalı … tarafından yatırılan 2.988,57 TL harçtan alınması gereken 179,90 TL harcın mahsubu ile fazla yatırılan 2.808,67 TL harcın‬ talep halinde …’ya iadesine,

3- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
4- İstinaf başvurusunda bulunan davalılar … ve … tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına,
B) Davalı …’un istinaf talebinin KABULÜ ile; Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … tarih, … Esas … Karar sayılı KARARININ KALDIRILMASINA,
1-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-a maddesi gereğince dosyanın ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
2- İstinaf başvurusunda bulunan davalı … tarafından yatırılan 2.988,56 TL istinaf karar harcının talep halinde davalı …’a iadesine,
4- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
5- İstinaf başvurusunda bulunan davalı … tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
6- Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/4 maddesi gereğince; kararın tebliğ işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 24/02/2023 tarihinde oybirliği ile HMK’nın 353/1-a maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.

Başkan … Üye … Üye … Katip …
e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır

…Ç