Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2020/2653 E. 2021/2217 K. 12.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM 6. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No:… – …
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO :…
KARAR NO :…

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : …
ÜYE : …
ÜYE : …
KATİP : …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 01/07/2020
NUMARASI :… Esas… Karar

İSTİNAF EDEN DAVACI : … (T.C. Kimlik No: …)
VEKİLİ : Av. …

DAVALI : … Holding Anonim Şirketi
VEKİLLERİ : Av. …
DAVA : Şirket Ortağı Olmadığının Tespiti ve Alacak

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 12/11/2021
YAZIM TARİHİ : 16/11/2021
Davacı tarafından davalı aleyhine Konya … Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyası ile açılan şirket ortağı olmadığının tespiti ve alacak davasında 01/07/2020 tarihinde tesis edilen davanın usulden reddine ilişkin karara karşı davacının istinaf kanun yoluna başvurması üzerine, üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendiğinde;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirketin SPK ve yasal mevzuatlara aykırı biçimde paralar topladığını, şirket yetkilileri hakkında soruşturmalar açıldığını, müvekkilinin de bu şirkete bir miktar DM verdiğini, müvekkilinin mağduriyet yaşadığını, arabuluculuk görüşmelerinde uzlaşma sağlanamadığını belirterek taraflar arasında ortaklık ilişkisinin kurulmadığının tespiti ile müvekkili tarafından davalı şirkete verilen tüm paranın tespiti amacıyla, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, şimdilik 20.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının iş bu davadaki taleplerinin kesin hüküm hak düşürücü süre ve zamanaşımı yönünden reddi gerektiği, bu itirazların kabul görmemesi halinde yabanca mahkemede ikame edilen davanın dava tarihi de göz önüne alınarak yine hak düşürücü süre ve zamanaşımı nedeniyle reddini talep ettikleri, davacının iddia ettiği ödeme tarihinin çelişkili bir şekilde açıklandığını, davacıdan teminat alınması gerektiğini, davacının dayanak gösterdiği belgenin davalıyı ilzam etmediğini, davacının iş bu davada bankacılık mevzuatı hükümlerinin uygulanması gerektiği yönündeki beyanlarının yasaya aykırı olduğunu, davacının müvekkili şirkete davacının müvekkilinin bankacılık, SPK, TTK ve BK hükümlerini ihlal ettiğine dair iddialarının doğru olmadığını, davacıdan hile haksız fiiline dayalı para alındığına ilişkin iddianın doğru olmadığını, bir an doğru olduğu kabul edilse bile; davacı tarafça BK’nın 28 ve devamı maddelerinde belirtilen yasal bir yıllık hakdüşürücü dava açma süresi içerisinde dava açmadığını, bu nedenle haksız fiiller için BK’nın 60 sebepsiz zenginleşme için aynı yasanın 66 sözleşmeye aykırılıktan kaynaklanan talepler için aynı yasanın 125. maddesinde belirtilen sürelerin geçmesi sebebiyle alacağın zamanaşımına uğradığını, dava dilekçesi içeriğinde davacının yedinde hisse senetlerinin bulunduğunun belirtildiği nazara alındığında; davacının şirket ortağı olduğunu, TTK 329 ve 405. maddeleri gereğince davacının dava açma hakkının bulunmadığını, bu nedenle davacının dürüst davranmadığını, açılan davanın esastan da reddi gerektiğini belirtmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; tanıma tenfiz kararına konu olan yabancı mahkemedeki dava ile bu davanın davacılarının aynı kişi olduğu, davalısının … İnşaat Tar. ve San. İşletmeleri Tic. A.Ş. (şirket birleşmesi ve ünvan değişikliği sonucu … Holding A.Ş.) olduğu, birleşen her iki davanın sebebinin (haksız fiil) ve konusunun (para alacağı) aynı olduğu anlalışdığı, ispat edilemeyen davanın reddine ilişkin yabancı mahkeme ilamının ve bu ilamın tanınması ve tenfizine ilişkin Konya … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … E. … K. sayılı ilamının kesinleşmiş olması nedeniyle, davalı … Holding A.Ş.’ye karşı açılan davanın kesin hüküm dava şartı yokluğu nedeniyle usülden reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; tanıma tenfiz davasının açtıkları davadan sonra açılmış olup iş bu davanın devamı aşamasında kesinleştiğini, davalının iş bu dava açıldıktan 5 yıl sonra tanıma tenfiz istemesinin kötü niyet olduğunu, şirket ortaklığı adı altında kişilerden usulsüz para toplayan şirketin devam eden dolandırıcılık eylemi karşısında parasını alamayan insanların davalarının zamanaşımı ve dava şartı yokluğu nedeni ile reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu nedenleriyle istinaf talep etmiştir.
Davacı vekili 14/06/2021 tarihli dilekçesiyle istinaf talebinden feragat ettiğini beyan etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; şirket ortağı olmadığının tespiti ve alacak istemine ilişkindir.
İstinaf incelemesi HMK 355. Madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve resen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır.
Her ne kadar ilk derece mahkemesince verilen karara karşı yukarıda yazılı gerekçelerle davacı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuş ise de; davacı vekilinin 14/06/2021 tarihli dilekçesi ile istinaf talebinden feragat ettiğini bildirdiği, davacının’nın vekaletnamesinde kanun yollarından feragate ilişkin özel kısım bulunduğu, konu nizanın tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri türden olduğu ve dosyanın henüz karara bağlanmadığı anlaşıldığından; HMK’nın 349/2 maddesi gereğince istinaf başvurusunun feragat nedeniyle reddine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davacının istinaf başvuru talebinin feragat nedeniyle REDDİNE,
2- Alınması gereken 59,30 TL harçtan peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 4,90 TL karar ve ilam harcının davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
4- İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
5- Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/3.maddesi gereğince; kararın tebliği işlemlerinin dairemiz tarafından yapılmasına,
6- Kararın temyiz edilmeden kesinleşmesi halinde; dava dosyasının ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda verilen kararın HMK’nın 361/1 maddesi gereğince; taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde dairemize, temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi’ne veya ilk derece mahkemesine verilecek dilekçe ile temyiz kanun yoluna başvurma talebinde bulunulabileceğine 12/11/2021 tarihinde oy çokluğu ile karar verildi.

Başkan…
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır
(muhalif)

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır

MUHALEFET ŞERHİ
İş bu istinaf incelemesine konu dosyaya, davacı vekili tarafından gönderilen dilekçede, “…….müvekkil hisse senetleri asıllarını kaybettiği için senet iptali istemi ve ardından borsa kaydı yaptırmak istediği için istinaf talebinden feragat ediyoruz.” ibaresi bulunmaktadır. Cümleden de anlaşılacağı üzere feragat beyanına, hisse senetlerinin borsaya kayıt yapılması, şart koşulmuştur. Feragat beyanı, hisse senetlerinin borsaya kaydından sonra hüküm ifade edecektir. Davacının, elinde bulunduğunu iddia ettiği hisse senetlerinin borsaya kayıt yaptırılması, davacının değil davalı şirketin iradesine bağlıdır. Davacı sadece kendi beyanı ile elindeki hisse senetlerini borsaya kayıt ettiremez. İş bu feragat beyanı, kayıt ve şarta bağlı bir beyandır. Kayıt ve şarta bağlı feragat beyanı ise 6100 sayılı HMK’nın 309/4. maddesi gereğince geçersizdir. Geçersiz bir feragat beyanı esas alınarak karar verilemeyeceği kanaatinde olduğumdan; sayın çoğunluğun görüşüne katılmadığıma dair muhalefet şerhimden ibarettir.

Üye …
e-imzalıdır.
(muhalif)