Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2020/2639 E. 2022/1081 K. 23.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA BAM … HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
… HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO :
KARAR NO :

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/06/2020
NUMARASI : … Esas – … Karar

İSTİNAF EDEN DAVACI : … – (T.C. Kimlik No: …)
VEKİLİ : Av. …-

İSTİNAF EDEN DAVALI : … – (T.C. Kimlik No: …)
VEKİLİ : Av. … –
DAVA : Alacak

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 23/06/2022
YAZIM TARİHİ : 27/06/2022
Taraflar arasında görülen davada Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas -… Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi taraf vekillerince istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içerisinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten ve üye hakimin görüşleri alındıktan sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
DAVA: Davacı vekili, davalının müvekkili davacıdan 100.000,00 TL borç aldığını, davalının almış olduğu borç karşılığı müvekkiline verdiği çeklerin bir çoğunun karşılıksız çıktığını, davalının borcunu inkar etmesi üzerine davalı aleyhine 53.500,00 TL asıl alacak, 38.621,97 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 92.121,97 TL üzerinden genel haciz yoluyla takip başlattığını ancak, davalının itirazı ile takibin durdurulduğunu, davalının çekleri kaybettiğini iddia etmiş ise de bu yönde hiçbir delil sunmadığını ileri sürerek, 53.500,00 TL’nin çeklerin karşılıksız işlemi gördüğü tarihten itibaren yasal faiziyle davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, zamanaşımı def’inde bulunmuş, dava konusu çeklerin 2010 yılına ait muhatap bankaya ibraz edilmeyen çekler olduğunu, müvekkili ile takip alacaklısı arasında hukuki bir ilişki bulunmadığını, çeklerin müvekkilinin ticaretle uğraştığı zaman imzalandığını ve bazı çeklerin kaybolduğunu, çeklerin iptali ve menfi tespit davası için muhatap gerekli olduğundan çeklerin ibrazı beklenmiş ise de çeklerin bankaya ibraz edilmemesi nedeniyle dava açılmadığını, çeklerin hamiline yazılı çekler olup, takip alacaklısının hamil olmadığını ayrıca, arkasında takip alacaklısının cirosu bulunmadığından meşru hamil olmadığını, temerrüdün bulunmaması nedeniyle faiz talebinin haksız olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, “… Konya … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyasının incelenmesinde, alacaklısının dosyamız davacısı, borçlusunun dosyamız davalısı olduğu, takip konusunun ise 25/02/2010 tarih ve 15.000,00 TL bedelli, 25/03/2010 tarih ve 15.000,00 TL bedelli, 25/04/2010 tarih ve 15.000,00 TL bedelli, 31/05/2010 tarih ve 2.000,00 TL bedelli, 02/07/2010 tarih ve 3.000,00 TL bedelli, 31/07/2010 tarih ve 3.000,00 TL bedelli 6 adet çeke dayalı olarak başlatılan İlamsız Takipte Ödeme Emri yolu ile başlatılan ilamsız icra takibi olduğu, borçlu itirazı üzerine de takibin durdurulduğu anlaşılmıştır.
Konya … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … Esas, … Karar sayılı dava dosyasının incelenmesinde; davacının dosyamız davacısı, davalısının dosyamız davalısı olduğu, dava konusunun ise Konya … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra takibine konu itirazın iptali davası olduğu, yapılan yargılama sonucunda davanın görevsizlik nedeniyle reddine karar verildiği, süreye rağmen görevli mahkemeye gönderilme talebinde bulunulmaması nedeniyle mahkemece ek karar yazılmak suretiyle davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Dava, bankaya ibraz edilmeyen çeklerden kaynaklı alacak davasıdır.
Yukarıda izah edilenler, ilgili icra dosyası tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacının ödünç verilen paralar karşılığı davalıdan almış olduğu çek bedellerinin kendisine ödenmediğinden bahisle işbu davayı ikame ettiği, davalı tarafın ise söz konusu çeklerin bankaya ibraz edilmediği, zamanaşımı nedeniyle herhangi bir hak talebinde bulunulamayacağı, davacı ile aralarında herhangi bir ticari ilişkinin bulunmadığının iddia edildiği, söz konusu çeklerin Konya … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra takibine konu edildiğini, ancak borçlu itirazı üzerine takibin durdurulduğu, devamında ikame edilen itirazın iptali davasında görevsizlik kararı verildiği, süresinde görevli mahkemeye gönderilme talebinde bulunulmaması nedeniyle davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği, bu nedenle de işbu davanın ikame edildiği anlaşılmıştır.
Davaya konu çeklerin incelenmesinde 25/02/2010 tarih ve 15.000,00 TL bedelli, 25/03/2010 tarih ve 15.000,00 TL bedelli, 25/04/2010 tarih ve 15.000,00 TL bedelli, 31/05/2010 tarih ve 2.000,00 TL bedelli, 02/07/2010 tarih ve 3.000,00 TL bedelli, 31/07/2010 tarih ve 3.500,00 TL bedelli hamiline düzenlenmiş çekler olduğu, muhatap bankaya ibraz edildiğine ilişkin herhangi bir kaydın bulunmadığı görülmüştür.
TTK’nun 796-1 Madde “Bir çek, düzenlendiği yerde ödenecekse on gün; düzenlendiği yerden başka bir yerde ödenecekse bir ay içinde muhataba ibraz edilmelidir. “

TTK’nun 814-1 Madde “Hamilin, cirantalarla düzenleyene ve diğer çek borçlularına karşı sahip olduğu başvurma hakları, ibraz süresinin bitiminden itibaren üç yıl geçmekle zamanaşımına uğrar.”
Davaya konu çeklerin süresi içerisinde bankaya ibraz edilmediği, süresinde ibraz edilmeyen çekler bakımından davacının müracaat hakkını kullanamayacağı, Türk Ticaret Kanuna göre çek ve senetler için zamanaşımı süresi 3 yıl olup, bu süre içinde kambiyo senetlerine mahsus takip yoluyla takip yapılmadığı takdirde Türk Borçlar Kanununda düzenlenen sebepsiz zenginleşme kurallarına göre alacaklı borçludan alacağını talep edebilecek, çek ve senetler yazılı delil başlangıcı olarak kabul edilecektir. Ancak sebepsiz zenginleşme nedeniyle borçluya müracaat etmek için 1 yıllık ve 10 yıllık zamanaşımı süreleri söz konusu olup, çek ve bonolar için 3 yıllık zamanaşımı süresi geçtikten sonra bir yıl içinde dava açılmaması veya icra takibi yapılmaması halinde zamanaşımı gerçekleşmiş olacağından davacının borç ve borçluyu 2010 yılında bilmesine rağmen üç yıllık zamanaşımı süresi geçtikten sonra 1 yıllık zamanaşımı süresi içinde alacağını talep etmeyerek 2018 yılında icra takibi yaptığı, davalının da süresi içinde zamanaşımı itirazında bulunduğu anlaşılmakla davanın zamanaşımı nedeniyle reddine…” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili, davanın karz akdine dayalı alacak davası olup, genel zamanaşımı süresine tabi olduğunu, mahkemece sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre karar verildiğini, davalı tarafından alınan borçlara karşılık müvekkiline verilen zamanaşımına uğrayan çeklerin yazılı delil başlangıcı niteliğinde olduğunu, davanın esasına girildiğinde alacağın delillerle kanıtlanacağını ileri sürerek, mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, davada birden fazla usuli red sebebi bulunduğunu, mahkemece zamanaşımından dava reddedilmiş ise de arabuluculuk dava şartı yerine getirilmediğinden davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğini ileri sürerek, mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Davacı tarafça, davalıya borç olarak verildiği iddia edilen alacağın tahsili istemi ile açılan işbu davada mahkemece yukarıda özetlendiği şekilde karar verilmiştir.
İstinaf incelemesi HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve re’sen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır.
Davacı tarafça, taraflar arasında karz akdine dayalı bir temel ilişki olduğu iddia edilmiş, davalı tarafça ise, aralarında herhangi bir ilişki bulunmadığı savunulmuştur.
18/12/2018 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 7155 sayılı Kanun’un 20. maddesi ile 6102 sayılı TTK’na eklenen 5/A maddesinde ” Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır. Arabulucu, yapılan başvuruyu görevlendirildiği tarihten itibaren altı hafta içinde sonuçlandırır. Bu süre zorunlu hâllerde arabulucu tarafından en fazla iki hafta uzatılabilir.” hükmü düzenlenmiştir.
Ayrıca, 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’na “Dava Şartı Olarak Arabuluculuk” başlığı ile 18/A maddesi eklenmiş olup, 6325 sayılı Yasa’nın 18/A maddesinin 2. fıkrasında da “Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.” düzenlemesi bulunmaktadır.
Yukarıda belirtilen yasal düzenlemeler uyarınca, 01/01/2019 tarihinden sonra konusu bir miktar paranın ödenmesi talebi ile açılan ticari davalarda, dava açılmadan önce uyuşmazlıkla ilgili arabulucuya başvurup anlaşılamaması halinde son tutanağın aslının veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğinin dava dilekçesine eklenmesi zorunludur. Arabulucuya başvurulmadan doğrudan dava açıldığının anlaşılması halinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilecektir.
Bu durum karşısında, ticari dava kavramının da açıklığa kavuşturulması gerekir. Ticari dava ile ilgili düzenleme TTK’nın 4. maddesinde yapılmıştır. Ayrıca bazı özel kanunlarda da ticari dava kavramına yer verilmiştir. TTK’nın 4/1 maddesine göre her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğan hukuk davaları nispi ticari dava niteliğindedir. Nispi ticari davalarda, uyuşmazlığın taraflarının tacir olması ve uyuşmazlık konusunun da tarafların ticari işletmesine ilişkin olması şarttır. Ancak, TTK’nın 4/1. fıkrası (a)-(f) bentlerinde sayılan mevzuat ile düzenlemelerde öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları herhangi bir şart aranmaksızın mutlak ticari dava olarak kabul edilmektedir.
Yukarıda yapılan açıklamalardan sonra somut olaya gelindiğinde ise, uyuşmazlık konusunun bir miktar para alacağına ilişkin olup, davanın da 14/10/2019 tarihinde açıldığı anlaşılmakla, tarafların tacir olup olmadığı da araştırıldıktan sonra öncelikle görev, sonrasında da arabuluculuk dava şartı yönünden inceleme yapılarak sonucuna göre hüküm tesisi cihetine gidilmesi gerekirken anılan hususlar nazara alınmaksızın, yanılgılı değerlendirme ile davanın zamanaşımından reddine karar verilmesi yerinde olmadığından taraf vekillerinin istinaf istemlerinin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının HMK’nın 353/1.a.6 maddesi uyarınca kaldırılmasına dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Taraf vekillerinin istinaf taleplerinin KABULÜ ile, Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 16/06/2020 tarih, … Esas- … Karar sayılı KARARININ KALDIRILMASINA,
2- Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-a maddesi gereğince dosyanın ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3- İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yatırılan 54,40 TL istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine,
4- İstinaf başvurusunda bulunan davalı tarafından yatırılan 54,40 TL istinaf karar harcının talep halinde davalıya iadesine,
5- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
6- İstinaf başvurusunda bulunanlar tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
7- Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/4 maddesi gereğince kararın tebliğ işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 23/06/2022 tarihinde oybirliği ile HMK’nın 353/1-a maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.

Başkan … Üye … Üye … Katip …
e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır

R.T