Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2020/2635 E. 2022/2215 K. 21.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM … HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
… HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 02/07/2020
NUMARASI : … Esas – … Karar

İSTİNAF EDEN DAVACI : … – (T.C. Kimlik No: …)
VEKİLİ : Av. … – …

İSTİNAF EDEN DAVALI : …
VEKİLLERİ : Av. … & Av. …

DAVA : Menfi Tespit/ Kooperatif Üyeliğinden İhraç Kararının İptali

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 21/12/2022
YAZIM TARİHİ : 23/12/2022
Taraflar arasında görülen davada Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas- … Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içerisinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten ve üye hakimin görüşleri alındıktan sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
DAVA: Davacı vekili, müvekkilinin genel kurul kararına istinaden kooperatiften peşin bedelli olarak 2011 yılında daire satın aldığını ve daire bedeli olan 100.000,00 TL’yi de peşin olarak ödediğini, kooperatifin 2013 yılı olağan genel kurulunda alınan karar gereği peşin ödemeler ile ilgili değerlendirme yapılarak 100.000,00 TL bedelle daire satın alanların bu ödemelerinin 140.000,00 TL sayılmasına ve bu bedel üzerinden kooperatif bitene kadar ödeme yapılmasına karar verildiğini, müvekkilinin peşin bedelle üye olmasına rağmen komşuluk ilişkilerinin bozulmaması için 140.000,00 TL’yi aşan kısmını da alt yapı ve genel giderleri karşılamak amacı ile ileride mahsuplaşmak üzere ödemeye devam ettiğini, müvekkilinin peşin ödemeli olarak üye olması nedeniyle genel giderlere mahsuben ödemelerini yaptığını, davalı tarafından gönderilen ihtarname ile 101.663,00 TL borcu olduğunun ve ödenmesi gerektiğinin bildirildiğini, ihtarnamede borcun genel gider mi inşaat bedeli mi olduğu yönünde bir açıklama da yapılmadığını, ihraç kararının usul ve esas yönünden hukuka aykırı olması nedeniyle iptali gerektiğini, davalı kooperatif yönetim kurulunun müvekkilinin peşin ödemeli üye olduğunu gözardı ettiğini, müvekkilinin herhangi bir borcunun bulunmadığını, bu nedenle ihtar şartlarının gerçekleşmediğini, davalının kendi hesaplarını kesinleştirmeden müvekkili hakkında borç çıkarmasının açıkça hukuka aykırı olduğunu, davalının kendi genel kurul kararını görmezden geldiğini ileri sürerek, müvekkilinin davalıya ihtarnamede belirtilen miktarda borçlu olmadığının tespiti ile ihraca yönelik 12.01.2015 tarih, … sayılı yönetim kurulu kararının iptaline, üyeliğin tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, kooperatif başkanı sıfatı ile …’in yasaya aykır hareketlerine ilaveten yönetimde bulunduğu tüm dönemde vazifesini suiistimal ederek, kendisi, kızı ve damadı olan davacıdan eksik aidat aldığını, menfaat sağladığını, davacının sabit fiyatla kooperatife üye olmadığını, kooperatife ödemelerini ispat edemediğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, “…Dava, kooperatif üyeliğinden ihraç kararının iptali ve menfi tespit talebine ilişkindir.
Taraflar arasındaki ihtilaf; davacının davalı kooperatifin peşin bedelli üyesi olup olmadığı, kooperatife aidat borcunun bulunup bulunmadığı ve ihraç kararının iptalinin gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.
1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 27. ve davalı kooperatif ana sözleşmesinin 14/2. maddelerinde parasal yükümlülüklerini yerine getirmeyen kooperatif üyelerinin ihracı prosedürü düzenlenmiş olup, bu tür davalarda, mahkemece öncelikle, aidat borcunun ödenmesi için üyeye iki ihtarın gönderilip gönderilmediği ve bu ihtarların usulüne uygun olarak tebliğ edilip edilmediği, ilk ihtarnamenin ödemesi 30 gün geciktirilmiş borcu içerip içermediği, böyle bir borcun ödenmesi için birinci ihtarda 10 gün, ikinci ihtarda 1 aylık sürenin verilip verilmediği, bu süre içerisinde ödememe halinde müeyyidenin ne olduğunun ve ödenmesi istenen borcun miktarının ve neye ilişkin olduğunun açık ve anlaşılır olarak belirtilip belirtilmediği, ihtarnamelerde ödenmesi gereken borç miktarlarının da birbirini tutup tutmadığı tespit edilmelidir. Tüm bu aşamalarda bir eksiklik bulunmaması halinde ihtarlarda istenen borcun gerçek borç olup olmadığının belirlenmesi gerekmektedir.(KONYA BAM 6. HUKUK DAİRESİ 2018/151 E 2019/16 K)
Kooperatifler Kanunu’nun 16/3. Maddesine göre; Çıkarılma kararı gerekçeli olarak tutanağa geçirileceği gibi, ortaklar defterine de yazılır. Kararın onaylı örneği,çıkarılan ortağa tebliğ edilmek üzere, on gün içinde notere tevdi edilir. Bu ortak tebliğ tarihinden itibaren üç ay içinde itiraz davası açabilir. Tebliğ edilen karar, yönetim kurulunca verilmiş ise ortak, üç aylık süre içinde genel kurula da itiraz edebilir. Bu itiraz, ilk toplanacak genel kurula sunulmak üzere, yönetim kuruluna noter aracılığı ile tebliğ ettirilecek bir yazı ile yapılır. Genel kurula itiraz edildiği takdirde, yönetim kurulunun çıkarma kararı aleyhine itiraz davası açılamaz. İtiraz üzerine genel kurulca verilecek karara karşı itiraz davası hakkı saklıdır.
Konya … Noterliği’nin 15/10/2014 tarih … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile davalı kooperatifin 101.663,00 TL aidat borcunun 10 gün içinde ödenmesinin davacıya ihtar edildiği, yine aynı noterliğe ait 27/11/2014 tarih … yevmiye nolu ihtarname ile davalı kooperatifin 101.663,00 TL aidat borcunun 1 ay içinde ödenmesinin davacıya ihtar edildiği, yine aynı noterliğe ait 20/01/2015 tarih … yevmiye nolu ihtarname ile kooperatif ihraç kararının davacıya ihtar edildiği anlaşılmıştır.
Davalı kooperatifin 2008 yılı olagan genel kurul toplantısında ”… Kooperatifin ihtiyacına göre sabit fiyatla daire satın almak isteyenlere peşin fiyatına en az 100.000,00 TL bedelle verilmesine …” şeklinde karar alındığı anlaşılmıştır. Bu karara istinaden kooperaif üyesi olanların peşin bedelli üye olacağı noktasında duraksama bulunmamaktadır.
Kooperatifler Kanunu’nun 8. Maddesine göre;Kooperatif ortaklığına girmek için gerçek kişilerin medeni hakları kullanma yeterliliğine sahip olmaları gerekir. Ortak olmak isteyen gerçek ve tüzelkişiler, kooperatif anasözleşmesi hükümlerini bütün hak ve ödevleriyle birlikte kabul ettiklerini belirten bir yazı ile kooperatif yönetim kuruluna başvururlar. Kooperatif, ortaklarına kendi varlığı dışında şahsi bir sorumluluk veya ek ödemeler yüklüyor ise ortak olmak isteği, bu yükümlerin yazılı olarak kabul edilmesi halinde değer taşır.Yönetim Kurulu; ortaklar ile ortak olmak için müracaat edenlerin anasözleşmede gösterilen ortaklık şartlarını taşıyıp taşımadıklarını araştırmak zorundadır.Yapı kooperatiflerinde konut, işyeri ve ortak sayısı genel kurulca belirlenir. Yönetim Kurulu, genel kurulca kararlaştırılan sayının üzerinde ortak kaydedemez.
Davacı tarafından, davalı kooperatife tarihsiz üyeliğe kabul dilekçesi sunulduğu ancak üyeliğin türü yönünden herhangi bir belirlemenin bulunmadığı anlaşılmıştır.
Davacının üyeliğinin peşin bedelli üyelik olup olmadığı noktasında yapılan değerlendirmede; davacının kooperatife hitaben yazdığı dilekçede peşin bedelli üyeliğe ilişkin açık talebinin bulunmadığı, davacının kooperatife çeşitli tarihlerde ve çeşitli miktarlarda ödeme yaptığı, peşin bedelli üyeliğe ilişkin olarak yapılacak (2008 yılı olağan genel kurul toplantısı gereğince) 100.000,00 TL’lik ödemenin taksitler halinde yapılacağına dair kooperatifle anlaşma yapıldığının ispatlanamadığı gibi iddia da edilmediği, bu bakımdan davacının peşin bedelli kooperatif üyesi olduğunu usulünce ispatlayamadığı kabul edilmiştir.
Dosya kapsamına uygun olduğundan hükme esas alınan 12.05.2020 tarihli rapor ile davacının 1 ihtarname tarihi itibariyle kooperatife 134.000,00 TL ödeme yaptığı, bu tarih itibariyle ödemesi gereken tutarın 209.230,77 TL olduğu, bu bakımdan davacının 1. İhtarname tarihi itibariyle 75.230,77 TL davalıya borçlu olduğu tespit edilmiştir.
Davacıya gönderilen ihtarnamelerde belirtilen aidat borcunun ve işlemiş faiz miktarları ile bilirkişi tarafından hesaplanan aidat borcu ve işlemiş faiz miktarları arasında fark olduğu gibi dava tarihinde yürürlükte bulunan 6101 sayılı Kanun’un 7. maddesi uyarınca TBK’nın 88. ve 120. maddelerine göre hesaplama yapılması gerektiği, bu durumda faiz miktarının daha da düşük olacağının sabit olması ( Kooperatif genel kurul toplantılarında %5 ve %10 arasında faiz oranının kabul edildiği ve bu miktarın anılan kanun maddelerine göre fahiş olduğu) karşısında davalı kooperatifçe gönderilen ihtarnamelerin içeriğinin gerçek borç miktarını yansıtmadığı anlaşıldığından davanın bu nedenle kabulü gerekirken, yanılgılı gerekçeyle reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir. (Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2015/3666 E 2016/92 K)
Somut olayda davacının 1. İhtarname tarihi itibariyle davalı kooperatife 75.230,77 TL tutarında borçlu olmasına rağmen kooperatif tarafından 101.663,00 TL’nin tahsilinin talep edildiği, aradaki farkın makul olmadığı, bu bakımdan ihtarnamenin gerçek borç miktarını yansıtmadığı anlaşılmakla ihraç kararının iptaline karar vermek gerekmiştir.
Davacının menfi tespit talebinin ise (101.663,00 – 75.230,77 =) 26.432,23,00 TL üzerinden kısmen kabulüne…” gerekçesiyle, davacının kooperatif üyeliğinden ihracına yönelik davalı … Kooperatifi Yönetim Kurulu’nun 12/01/2015 tarihli ve … nolu ihraç kararının iptaline, davacının davalı kooperatifin normal bedelli üyesi olduğunun tespitine, menfi tespit davasının ise kısmen kabulü ile, 1. ihtarname tarihi olan 15/10/2014 tarihi itibariyle davacının davalıya 26.432,23 TL borçlu olmadığının tespitine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili, mahkemenin peşin üyelik talebinin bulunmadığı ve peşin üyelik talebinin değerlendirilmemesi gerektiği yönündeki değerlendirmesinin kooperatif kayıtları ve kooperatif genel kurul kararları ile çeliştiğini, diğer peşin üyelerin dilekçelerinin istenmesine yönelik itirazları incelenmeksizin reddedildiğini, müvekkilinin müracaat dilekçesinden hemen sonra normal bir üyenin ödediği bedel 30.000,00 TL iken kooperatif üyelik dilekçesini takiben 100.000,00 TL bedelin bir ay içerisinde davalıya ödendiğini, bu bedelin tahsil edilmiş olmasının açıkça peşin üyelik olarak müracaat edildiğinin göstergesi olduğunu, 15.09.2011 tarihli yönetim kurulu kararında imzaları bulunan üyelerin müvekkilinin peşin üye olarak alındığını beyan ettiklerini, müvekkili tarafından toplamda 174.000,00 TL ödeme yapıldığını, buna rağmen mahkemece peşin üye olarak değerlendirilemeyeceği ve borcunun bulunduğu gerekçesiyle menfi tespit talebinin kısmen reddine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, normal üye tarafından yatırılan para miktarının üyelik tarihi itibariyle 30.000,00 TL civarında iken müvekkili tarafından 100.000,00 TL yatırıldığının kooperatif kayıtları ile sabit olduğunu, müvekkilinin yaptığı ödemelerin peşin üye olduğunu gösterdiğini ve davalının da kabulünde olduğunu, mahkemece eşitlik ilkesinin göz ardı edildiğini, bilirkişi kurulunun müvekkilinin toplanan aidatlardan değil bu aidatlardan genel yönetim ve altyapı giderlerinin payının hesap edilerek bu miktardan sorumluluğunun tespiti gerekirken bilirkişi kurulunun bugüne kadar genel yönetim ve altyapı giderlerinin hesap edilmesi yönünde bir rapor tanzim etmediğini, davacının ödemelerinden 48.623,00 TL’ye ilişkin alındı belgesinin geçerli olup, bu şekilde belge düzenlenmesinin kooperatifin uygulaması ve kooperatif kayıtlarıyla sabit olduğunu, müvekkili tarafından alındı belgesinde belirtilen miktarın ödendiği ve iki parça halinde kooperatif defterlerine işlendiğinin sabit olduğunu, müvekkilinin peşin üye olarak kabul edilmesi halinde yaptığı hesaplamada hata yapıldığını, mahkemece itirazlarının dikkate alınmadığını, müvekkilinin ihtarname tarihi itibariyle ödediği miktarın 174.000,00 TL olup, 1. ihtarname tarihi itibariyle 5000,00 TL fazla ödeme yaptığını ileri sürerek, mahkeme kararının menfi tespit taleplerinin reddine ilişkin kısmının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, davacı hakkında verilen kooperatif üyeliğinden ihraç kararının yasal olduğunu, davacının peşin üyelik isteği yönünde bir talebinin bulunmadığını, bilirkişi raporlarında rakamlarda farklılık arz etse de … döneminde 2010-2011 yıllarındaki ticari defterlerinin sahih yasal olarak itibar edilebilir kayıt taşımadığı yönünde olduğunu, 25/08/2017 tarihli bilirkişi raporunda davacının borcunun 123.853,76 TL olduğunun belirtildiğini, 12.5.2020 tarihli raporda 123.853,77 TL olarak belirtildiğini, mahkemece davacının normal üye olduğunun kabul edildiğini, bu durumda borcunun talep edilenden daha fazla olduğunu ileri sürerek, mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, menfi tespit ile ihraca yönelik yönetim kurulu kararının iptali, üyeliğin tespiti istemine ilişkin olup, yukarıda özetlendiği şekilde karar verilmiştir.
İstinaf incelemesi HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve re’sen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır.
Ancak, Yargıtay … HD’nin 26/4/2013 tarih, … E- … K. sayılı ilamında da belirtildiği üzere, ortaklık hak ve sıfatına bağlı olarak dava açan kişinin, şayet yargılama sırasında bu sıfatı sona erecek olursa artık davayı takip ve sonuçlandırmakta hukuki yararının kalmayacağı zira, bu hususun dava koşulu olup, davacının bu sıfatının yargılama sonuna ve hükmün kesinleşmesine kadar devam etmesinin zorunlu olduğu ve mahkemece re’sen gözönünde bulundurulması gerektiği, mahkemece her ne kadar iki istem birlikte incelenerek karar verilmiş ise de, ihraç kararının iptali davası tefrik edilerek, menfi tespit istemi bakımından ihraç iptali davasının sonucunun bekletici mesele yapılması gerektiği zira, ihraç kararının iptali davasının sonucuna göre davacının üyelik durumu belirlenecek ve buna göre menfi tespit davasında aktif dava ehliyetinin bulunup bulunmadığının tespit edileceği nazara alınmaksızın yazılı olduğu şekilde karar verilmesi yerinde görülmediğinden, taraf vekillerinin istinaf taleplerinin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının HMK’nın 353/1.a.6 maddesi uyarınca re’sen kaldırılmasına, kararın kaldırılma sebebine göre taraf vekillerinin istinaf istemlerinin incelenmesine şimdilik yer olmadığına karar verilmesi gerektiğine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Taraf vekillerinin istinaf taleplerinin KABULÜ ile; Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 02/07/2020 tarih, … Esas- … Karar sayılı KARARININ KALDIRILMASINA,
2- Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-a maddesi gereğince dosyanın ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3- İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yatırılan 461,40 TL istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine,
4- İstinaf başvurusunda bulunan davalı tarafından yatırılan 451,40 TL istinaf karar harcının talep halinde davalıya iadesine,
5- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
6- İstinaf başvurusunda bulunanlar tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
7- Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/4 maddesi gereğince kararın tebliğ işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 21/12/2022 tarihinde oybirliği ile HMK’nın 353/1-a maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.

Başkan … Üye … Üye … Katip …
e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır

R.T