Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2020/2627 E. 2022/1080 K. 23.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA BAM … HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
… HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO :
KARAR NO :

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/09/2020
NUMARASI :… Esas -…. Karar

İSTİNAF EDEN …’ün Mirasçıları:
DAVACILAR 1- … – (T.C. Kimlik No: …)

2- … – (T.C. Kimlik No: …)

DAVALI : …
VEKİLİ : Av. … –

DAVA : Yönetim Kurulu Kararının Batıl Olduğunun Tespiti ile İptali

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 23/06/2022
YAZIM TARİHİ : 28/06/2022
Taraflar arasında görülen davada Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas – … Karar sayılı kararının Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içerisinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten ve üye hakimin görüşleri alındıktan sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
DAVA: Davacı vekili, şirket yönetim kurulu başkanının 21/01/2020 tarihinde almış olduğu, Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinin 24/01/2020 tarihli 10001 sayısında yayınlanan “12/02/2020 tarihinde saat 17:00’de … Mah. … Cad. No:… adresinde” yapmaya karar verdiği olağanüstü genel kurul ve bu genel kurulda şirket esas sözleşmesinin sermaye başlıklı 6. maddesinin değişikliğine ilişkin tadil tasarısı ve tadil edilmek istenen tadil metnine ilişkin kararının, TTK’nın 391. maddesi ve diğer yasal hükümler uyarınca batıl olduğunu ileri sürerek, dava konusu kararın batıl olduğunun tespiti ile, genel kurulda tadil metninin görüşülerek karar altına alınmamasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP: Davalı vekili, TTK 391. maddesi gerekçesinde Yönetim kurulu kararlarının iptalinin mümkün olmadığını, davacının sunduğu sebeplerin de yönetim kurulu kararının butlanını gerektirmediğini, yönetim kurulunun davacı ortağın çektiği ihtarnameler doğrultusunda genel kurulun toplantıya çağrılması yönünde karar aldığını, talep edenin de dava açanın da aynı ortak olduğunu ve şirketin işleyişini engelleyecek şekilde kötüniyetli davrandığını, genel kurul toplantısının şirketin işleyişine ilişkin olduğunu, şirketin işleyişine ilişkin olan yönetim kurulu kararlarına karşı şirket ortağının dava açamayacağını, davacının genel kurul toplantılarına katılarak tüm haklarını kullandığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, “…İşbu dava; davalı şirket yönetim kurulu kararının iptali davasıdır.
Mahkememizce; dava dilekçesi ve ekleri ile dosya arasındaki tüm kayıt ve belgeler tek tek incelenmiştir.
HMK nun DAVA ŞARTLARI başlıklı 114. maddesi; “(1)Dava şartları şunlardır: a)Türk mahkemelerinin yargı hakkının bulunması. b)Yargı yolunun caiz olması. c)Mahkemenin görevli olması. ç)Yetkinin kesin olduğu hâllerde, mahkemenin yetkili bulunması. d)Tarafların, taraf ve dava ehliyetine sahip olmaları; kanuni temsilin söz konusu olduğu hâllerde, temsilcinin gerekli niteliğe sahip bulunması. e)Dava takip yetkisine sahip olunması. f)Vekil aracılığıyla takip edilen davalarda, vekilin davaya vekâlet ehliyetine sahip olması ve usulüne uygun düzenlenmiş bir vekâletnamesinin bulunması. g)Davacının yatırması gereken gider avansının yatırılmış olması. ğ)Teminat gösterilmesine ilişkin kararın gereğinin yerine getirilmesi. h)Davacının, dava açmakta hukuki yararının bulunması. ı)Aynı davanın, daha önceden açılmış ve hâlen görülmekte olmaması. i)Aynı davanın, daha önceden kesin hükme bağlanmamış olması. (2)Diğer kanunlarda yer alan dava şartlarına ilişkin hükümler saklıdır.” hükmünü amirdir.
HMK nun DAVA ŞARTLARININ İNCELENMESİ başlıklı 115. maddesi; “(1) Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler. (2)Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder. (3)Dava şartı noksanlığı, mahkemece, davanın esasına girilmesinden önce fark edilmemiş, taraflarca ileri sürülmemiş ve fakat hüküm anında bu noksanlık giderilmişse, başlangıçtaki dava şartı noksanlığından ötürü, dava usulden reddedilemez.” hükmünü amirdir.
Mahkememizce yapılan değerlendirmede; davacı şirketin vekili dilekçesinde yönetim kurulu kararının iptalini talep etmiş ise de; TTK 391. Maddesinin Yönetim kurulu kararlarının iptalinin mümkün olmadığı, davacının sunmuş olduğu delillerin yönetim kurulu kararının butlanını gerektirmediği, yönetim kurulu kararından sonra yapılan olağan üstü genel kurulda davacı kendisini vekille temsil ettirdiği anlaşıldığından ve davaya konu yönetim kararı sonrası yapılan genel kurul kararının iptalini isteme hakkı varken yönetim kurulu kararının iptalini istemede davacının hukuki yararı ve menfaati bulunmadığından, ayrıca davalının Konya … Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası ile birleştirme talebi de işbu dosyanın incelenmesinde davaya konu yönetim kurulu kararından önceki genel kurul kararının iptaline yönelik olduğu görülmekle her iki davanın birlikte görülmesini gerektirir bağlantı bulunmaması nedeniyle reddedildiğinden, davacının HMK 114/h maddesi gereğince dava açmakta hukuki yararının bulunmadığından davacının davasının hukuki yarar yokluğu nedeniyle dava şartı yokluğundan reddine…” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili, davanın yönetim kurulu kararının iptaline değil batıl olduğunun tespitine yönelik olduğunu, mahkemece yeterli inceleme yapılsaydı müvekkilinin davayı açmakta hukuki yararının bulunduğunun görüleceğini, sermaye artırımı ile ilgili ana sözleşmede yapılacak değişiklik öncesi Sanayi Ticaret İl Müdürlüğü’ne müracaat edilerek izin alınması gerektiğini, yönetim kurulunun ana sözleşme tadil metnini yazarak izin almadığı halde gündem maddesi belirterek sermaye artırımına karar verdiğini, buna karşı dava açılmasının hukuki yarar olduğunu, mahkemeden davalı şirketin karar defterinin talep edildiğini ancak mahkemenin karar defterinin dosya celbini istemeden eksik deliller üzerinden karar verildiğini, yönetim kurulu kararının müvekkilinin paylarını dilediği şekilde satmasını sınırlama amacına yönelik olduğundan müvekkilinin dava açmakta hukuki yararının bulunduğunu, yönetim kurulu kararının pay sahiplerinin haklarının kullanımını kısıtladığını ve güçleştirdiğini, sermayenin korunması ilkesini gözetmediğini, eşit işlem ilkesine aykırı olduğunu ileri sürerek, mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, dava konusu yönetim kurulu kararının batıl olduğunun tespiti ile iptali istemine ilişkindir.
İstinaf incelemesi HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve re’sen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır.
Her ne kadar ilk derece mahkemesince verilen karara karşı yukarıda yazılı gerekçelerle davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuş ise de, davacı asilin ölümü üzerine mirasçıları tarafından ilk derece mahkemesine verilen dilekçe ile istinaf başvuru talebinden ve davadan feragat ettiklerini bildirdikleri, ilk derece mahkemesince kimlik tespitlerinin de yapıldığı, dilekçenin Dairemize gönderildiği anlaşıldığından, HMK’nın 349/2 maddesi gereğince davacı (mirasçıları)nın istinaf başvuru talebinin feragat nedeniyle reddine karar vermek gerekmiştir.
Davaya son veren taraf işlemleri olan feragat, kabul ve sulh, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 307 ilâ 315. maddeleri arasında düzenlenmiştir. Tasarruf ilkesinin bir sonucu olarak davaya son veren taraf işlemleri hüküm kesinleşinceye kadar yapılabilir. Bir başka ifade ile taraflar davayı kabul ederek ya da davadan feragat ederek veya sulh sözleşmesi yaparak yargılamanın her aşamasında ve hatta kanun yollarında herhangi bir hükme gerek kalmaksızın davayı sona erdirebilirler. Ancak bu işlemler vekil tarafından yapılacaksa vekilin vekâletnamesinde özel yetkinin bulunması gerekir. (HMK m. 74).
Davadan feragat, davayı kabul ve sulh, içerikleri itibariyle birer maddi hukuk işlemi olmakla birlikte, yapılış şekli itibariyle birer usuli işlemdir. Bu nedenle söz konusu işlemler bir taraftan maddi hukuk anlamında uygulama imkânı bulan iradeyi bozan hâllere dayanılarak iptal edilebilirken, diğer taraftan kesin hüküm gibi sonuç doğurmaktadır.

Davadan feragat, davacının talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir (HMK m. 307). Davadan feragat eden davacı, bununla dava dilekçesinin talep sonucu bölümünde istemiş olduğu haktan kısmen veya tamamen vazgeçer. Feragat, davayı kesin olarak sonuçlandıran bir hukuki neden olup, yapıldığı anda kesin hükmün sonuçlarını doğurur.
Yukarıda yapılan açıklamalardan sonra somut olaya gelindiğinde ise, davacı mirasçıları tarafından ibraz edilen dilekçenin davadan feragat dilekçesi olduğu, HMK’nın 310. maddesi gereğince karar kesinleşinceye kadar davadan feragat mümkün olduğundan ve Dairemizce henüz davacının istinaf sebepleri esastan incelenip karara bağlanmadığından, davacı mirasçılarının davadan feragat beyanı nazara alınarak ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması ve HMK’nın 353/1.b.2 maddesi gereğince yeniden karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatiyle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A) Davacının (mirasçılarının) istinaf başvuru talebinin FERAGAT nedeniyle REDDİNE,
1- Alınması gereken 80,70 TL harçtan, peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 26,30 TL karar ve ilam harcının davacı mirasçılarından tahsili ile hazineye irad kaydına,
2- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,

3
– İstinaf kanun yoluna başvuru sırasında davacı mirasçıları tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına,
B) Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1.b.2 maddesi gereğince davacı talebi ile ilgili YENİDEN HÜKÜM KURULMASINA,
1-Davanın feragat nedeniyle REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70 TL harçtan, peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 26,3‬0 TL harcın davacı mirasçılarından tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacının (mirasçılarının) yaptığı yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı şirket vekili tarafından yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerinin bulunmadığı belirtildiğinden bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 333 ve HMKGAT’nin 5/1. maddeleri gereğince yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının gider avansını yatıran tarafa iadesine,
C) Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/4. maddesi gereğince kararın tebliği işlemlerinin Dairemiz tarafından yapılmasına,
D) Kararın temyiz edilmeden kesinleşmesi halinde dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda verilen kararın HMK’nın 361/1 maddesi gereğince taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Dairemize, temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesine veya İlk Derece Mahkemesine verilecek dilekçe ile temyiz kanun yoluna başvurma talebinde bulunulabileceğine 23/06/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan … Üye … Üye … Katip …
e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır

R.T