Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2020/259 E. 2022/133 K. 08.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM . HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO :
KARAR NO :

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA .. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 01/10/2019
NUMARASI : Esas Karar

DAVACI : … –
VEKİLİ : Av. … –

İSTİNAF EDEN DAVALI : … – (T.C Kimlik No:… )
VASİ : … – (T.C Kimlik No: … )

DAVA :İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ :08/02/2022
YAZIM TARİHİ :11/02/2022
Davacı tarafından davalı aleyhine Konya .. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …. esas sayılı dosyası ile açılan itirazın iptali davasında 01/10/2019 tarihinde tesis edilen karara karşı davalının istinaf kanun yoluna başvurması üzerine üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendiğinde;
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili bankanın … şubesi ile davalı arasında imzalanan ” Genel Kredi Sözleşmesine” istinaden kullandırılan KMH ( Kredili Mevduat Hesabı) kredisi borcu ödenmediğinden hesapların kat edildiğini, borç ödenmediğinden Konya .. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasında başlatılan takibe davalının annesi …’in vasi olduğu iddiasıyla itirazı nedeniyle takibin durdurulduğunu, yapılan itirazın haksız olduğunu, fazlaya ilişkin hakların saklı kalmak kaydıyla Konya .. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; oğlunun 2012 yılından beri zihinsel engelli raporunun olduğunu, halen tedavisinin devam ettiğini, aynı mahallede oturan …’nun oğlunu kandırarak ve kendi rızası dahilinde Yunak’a götürdüğünü, burada oğlunu zorla çalıştırdığını, bu durumun polis tutanaklarında mevcut olduğunu, oğlunu polis nezaretinde aldığını ve Denizli’ye getirdikten sonra gelen evraklardan borç batağına sürüklendiğini gördüğünü, oğlunun kendi başına karar verebilecek durumda olmadığını, üzerinde baskı kurmak suretiyle … tarafından kredi çektirildiğini, açılan davayı kabul etmediğini beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “….bankacı ve hesap uzmanı bilirkişilerden alınan raporun tetkikinde, raporun oluşa, bilimsel gerçekliğe uygun olduğu, rapora itibar edilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmakla, yargılama sırasında elde edilen delillere göre davalı ile davacı banka arasında Kredili Mevduat Sözleşmesi yapıldığı, davalının vesayet altında olup vasisinin annesi olduğu, davalının Kredili Mevduat Hesabından yapmış olduğu harcamaları ödememesi nedeniyle davacı banka tarafından hesabın kat edildiği, davalı hakkında davacı bankanın icra takibi başlattığı, icra takibine itiraz edilmesi nedeniyle takibin durduğu, takibin durması nedeniyle iş bu davanın açıldığı, davalının icra takibine yapmış olduğu itirazda davalının kısıtlı olması nedeniyle kredi sözleşmesi yapamayacağı sebebine dayandığı, ödeme belgesi ibraz etmediği, davalı ülkemizde tam ehliyetli kişilerin dahi her zaman yararlanma olanağı bulmadıkları, banka kredi kartından yararlanmış ve bu şekilde bir menfeat temin ettiği, davacı bankanın ödeme talebine kadar tam ehliyetli biri gibi hareket edebilen davalının borcun ifası istenildiğinde ehliyetsizliğini ileri sürerek ifadan kaçınması hakkın kötüye kullanılması olup ayrıca borçlar kanunun 61-66 ( TBK.nun 77-82) maddelerinde düzenlenen sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre kısıtlanan kişinin karşı tarafın aleyhine olacak şekilde kendi mal varlığında meydana gelen sebepsiz zenginleşme oranında sorumlu olacağından sebepsiz zenginleşmenin iade borcunun doğması bakımından fiil ehliyetinden yoksun olmanın sonuca etkili olmayacağı, bu düzenlemeler karşısında ve itibar edilen bilirkişi raporuna göre toplam 5.908,61 TL alacak yönünden davalının yapmış olduğu itirazın haksız olduğu, bu alacak yönünden itirazın iptali ile takibin devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine karar vermek gerektiği düşünülmüş, ayrıca davacının haklı olup olmadığı yapılan yargılama sonunda ortaya çıktığından davacı vekilinin icra inkar tazminat talebinin reddine karar vermek gerektiği düşünülerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.” gerekçesiyle davacı … Yönetim A.Ş. (… den temliken) vekilinin davalı … aleyhine açtığı itirazın iptali davasının kısmen kabulüyle; dosyaya konu Konya .. İcra Dairesinin …. Esas sayılı takip dosyasındaki itirazın iptali ile takibin, 5.839,50 TL asıl alacak, 64,70 TL işlemiş faiz ve 4,61 TL BSMV olmak üzere toplam 5.908,61 TL üzerinden devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, davacı vekilinin icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; vasisi olduğu … 19/04/2012 tarihli … Devlet Hastanesinden alınmış olan Engelli Sağlık Raporu sonucunda %45 sürekli engelli raporu alındığını, 19/06/2018 tarihli …. devlet hastanesinde %80 ağır engelli raporu alındığını, anlaşılacağı üzere vasisi olduğu ….’in hastalığı zamanla ağırlaştığını, söz konusu borcun sebebi kullandırılan KMH hesabı olduğunu, bu hesabı kredi kartı ile birlikte kullandırılan (şube dışı çalışan) personeli tarafından kullanıcıya tanımlanabilen bir hesap olduğunu, vasisi olduğu …, olay tarihinde …. tarafından Konya Yunak’a kaçırılarak zorla alıkonulduğunu, …. Asliye Ceza Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma suçu sabit görülerek cezalandırıldığını, tüm bu deliller ışığında ….’in kendi iradesi ile işlem yapmadığını, borca konu işlemin baskı, hile ve alıkonulma hali altında yaptırıldığını, Konya ..Asliye Ticaret Mahkemesi …. Esas …. Karar sayılı gerekçeli kararında, davalının ödeme tarihine kadar tam ehliyetli olarak davrandığı kanaatinin hangi belge ve bilgiye dayandığının anlaşılamadığını, yargılama süresince davalı …’in sağlık ve engel durumu ile alakalı bilirkişi raporu alınmadığını, alınan bilirkişi raporu emekli banka müdürü ve hesap bilirkişisi tarafından düzenlendiğini, …. engel durumuna ilişkin bilgi içermemesine rağmen davalı …’in ödeme tarihine kadar tam ehliyetli biri gibi davrandığı kanaatine varıldığını, Konya .. Asliye Hukuk Mahkemesi söz konusu bilirkişi raporuna itibar ederek bu yönde hüküm kurduğunu kaldı ki vasisi olduğu … duruşmada dinlenmediğini ve soru dahi sorulmadığını, dolayısıyla vasisi olduğu ….’in sağlık durumu, ehliyete haiz olup olmadığı, engel durumunun dış görünümüne yansıma ve etkisi gibi hususların açıklığa kavuşturulması için Yargıtay ve taraf denetimine elverişli, konusunda uzman bilirkişilerden rapor alınarak hasıl olacak sonuca göre hüküm kurulması gerekirken eksik inceleme ile karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını, takibin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; genel kredi sözleşmesinden kaynaklı alacak nedeniyle yapılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
İstinaf incelemesi HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve resen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır.
Davacı tarafça, davalının kullandığı kredinin geri ödenmediğinden bahisle Konya .. İcra Müdürlüğü’nün …. E.sayılı dosyası ile yapılan ilamsız icra takibinde borçlu vasisi … kısıtlının engelli olduğundan bahisle borca itiraz ettiği, itirazın iptali nedeniyle açılan davada yine cevap dilekçesinde borçlu/davalının zihinsel özürlü olduğu, hakkında rapor tanzim edildiği, kendisinin de vasi olarak atandığı savunmasında bulunduğu, mahkemece davacı bankanın ödeme talebine kadar tam ehliyetli biri gibi hareket edebilen davalının borcun ifası istenildiğinde ehliyetsizliğini ileri sürerek ifadan kaçınması hakkın kötüye kullanılması olup ayrıca borçlar kanunun 61-66 ( TBK.nun 77-82) maddelerinde düzenlenen sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre kısıtlanan kişinin karşı tarafın aleyhine olacak şekilde kendi mal varlığında meydana gelen sebepsiz zenginleşme oranında sorumlu olacağından sebepsiz zenginleşmenin iade borcunun doğması bakımından fiil ehliyetinden yoksun olmanın sonuca etkili olmayacağı, gerekçesiyle bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verildiği, kararın davalı vasisince davalı/borçlunun zihinsel engelli olduğu, kredi kullanımına ilişkin işlemin hile, baskı ve alıkoyma ile yapıldığı, buna dair davalı hakkında sağlık kuruluşlarından verilen raporların, ceza dosyası kararının sunulduğu sebepleriyle İDM kararına karşı istinaf başvurusunda bulunulduğu, vasiliğe ilişkin kararın dosya arasına alındığı anlaşılmıştır.
Mahkemece fiil ehliyetinden yoksun olmanın sonuca etkili olmayacağı, gerekçesiyle istinaf başvurusuna konu karar verilmiş ise de; fiil ehliyeti yokluğu; yaş küçüklüğü, akıl hastalığı, akıl zayıflığı, sarhoşluk gibi salt biyolojik nedenlere değil, aynı zamanda bilinç, idrak, irade gibi psikolojik unsurlara da bağlı olduğundan, akıl hastalığı, akıl zayıflığı gibi biyolojik ve buna bağlı psikolojik nedenlerin belirlenmesi, çok zaman hâkimlik mesleğinin dışında özel ve teknik bilgi gerektirmektedir. TMK’ nın 409/2. maddesinde de, akıl hastalığı veya akıl zayıflığının bilirkişi raporu ile belirleneceği hüküm altına alınmıştır.
Davalının kredi sözleşmesinin imzalandığı tarihte fiil ehliyetinin olup olmadığının tespiti için Adli Tıp Kurumundan rapor alınması ve buna ilişkin raporun, ehliyetsiz olduğu yönünde gelmesi halinde TMK’nın 15.maddesinin (kanunda gösterilen ayrık durumlar saklı kalmak üzere, ayırt etme gücü bulunmayan kimsenin fiilleri hukuki sonuç doğurmaz) gözetilmesi gerekir. Öyle ki TMK 15. md uyarınca tam ehliyetsiz kişilerin hukuki işlemleri hükümsüzdür. Ancak, bu kuralın istisnaları vardır. Bunlardan biri TMK’nın 2.maddesinde de öngörülen dürüstlük kuralıdır. Buna göre, “Herkes haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük kurallarına uymak zorundadır. Bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasını hukuk düzeni korumaz”.TMK’nın 15.maddesinde hükme bağlanan kuralın istisnalarından biri de,TBK’nın 65.maddesi hükmüdür. TBK’nın 114/2.maddesi yollamasıyla sözleşmeye aykırılık hallerinde de uygulanması mümkün olan TBK’nın 65.maddesi uyarınca; hakkaniyet elverdiği takdirde tam ehliyetsiz olan kişi diğer tarafın batıl hukuki işlemin hüküm ifade ettiğine güveni nedeniyle oluşan zararından sorumludur. TMK’nın 452/2.maddesinde ise, “Vesayet altındaki kişinin fiil ehliyetine haiz olduğu hususunda diğer tarafı yanıltmış olması halinde onun bu yüzden uğradığı zarardan sorumlu olacağı” öngörülmüştür. Buna göre kendisini ehil bir kişi gibi gösterip hukuki işlem yapan ve bu suretle karşı tarafı zarara uğratan ehliyetsiz kişinin bu zarardan sorumlu olacağının kabulü gerekir. Kanun, tam ehliyetsizlerin yaptıkları hukuki işlemleri batıl sayarken bu gibi kimseleri korumak, kendi menfaatlerine aykırı işlemleri yaparak 3. kişilerce sömürülmelerine engel olmak amacını gütmüştür. Bu tehlikenin ortadan kalktığı normal bir insanla eşdeğer tarzda hareket ettiği durumlarda, hukuki muamelenin hükümsüzlüğünü ileri sürmek hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olacağından kanun bunu himaye etmez. 09.03.1955 gün 22/2 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da belirtildiği gibi, mümeyyiz olmayan kimse temyiz kudretini haiz olsa idi aynı surette hareket edecek, yani normal bir insan dahi aynı tarzda muamelede bulunabilecek idiyse ehliyetsiz olduğundan bahisle muamelenin hükümsüzlüğünü ileri sürememelidir. (Y. 3.HD 2020/6646 E.-2021/8544 K. Sayılı ilamı)
Bu durumda, ehliyetsiz olduğu ileri sürülen davalının, kredi sözleşmesinin imzalandığı tarihte fiil ehliyetinin olup olmadığının tespiti için tedavi gördüğü tüm sağlık kuruluşlarından tedavisiyle ilgili belge, rapor, epikriz ve sair kayıtların getirtilerek, Adli Tıp Kurumundan rapor alınıp yukarıdaki açıklamalar da dikkate alınarak hüküm kurulması gerektiğinden davalı vasisinin istinaf talebinin kabulü ile HMK’nın 353/1.a.6 maddesi gereğince; ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması, dava dosyasının ilk derece mahkemesine gönderilmesine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalının istinaf talebinin KABULÜ ile Konya .. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 01/10/2019 tarih …. Esas …. Karar sayılı KARARININ KALDIRILMASINA,
2-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-a maddesi gereğince dosyanın ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf başvurusunda bulunan davalı tarafından yatırılan 145,30 TL istinaf karar harcının talep halinde davalıya iadesine,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
5-İstinaf başvurusunda bulunan davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
6-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/4. maddesi gereğince; kararın tebliğ işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 08/02/2022 tarihinde oybirliği ile HMK’nın 353/1-a maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır

M.Y