Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2020/2508 E. 2023/666 K. 24.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA BAM … HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: … – …
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
… HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … ( …)
ÜYE : … ( …)
ÜYE : … ( …)
KATİP : … ( …)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/06/2020
NUMARASI : … Esas … Karar

İSTİNAF EDEN DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …

İSTİNAF EDEN DAVALI : …
VEKİLLERİ : Av. …

DAVA : İtirazın İptali

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 24/03/2023
YAZIM TARİHİ : 30/03/2023
Davacı tarafından, davalı aleyhine Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … sayılı dosyası ile açılan itirazın iptali davasında 16/06/2020 tarihinde tesis edilen davanın kısmen kabulüne ilişkin karara karşı tarafların istinaf kanun yoluna başvurmaları üzerine, üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendi;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin … tarihli … nolu 171.450,00 Euro bedelli fatura ile fatura içeriklerinde belirtilen malları davalıya sattığını, malların 28/06/2018 tarihinde davalı borçlu şirketin Ordu ilindeki işyerine teslim edildiğini, ancak davalı tarafın aradan geçen bunca zaman ve kendisine defalarca müracaat edilmesine rağmen malların bedelinin müvekkili şirkete ödemediğini, bunun üzerine davalı borçlu aleyhine Konya … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, davalının icra takibine itiraz ettiğini ve itiraz sonucu takibin durdurulmasına karar verildiğini, bu nedenlerle davalının haksız ve kötü niyetli tüm itirazların iptali ile müvekkilinin Konya … İcra Müdürlüğü’nün …Esas sayılı dosyasından mütevellit alacaklarının ve fer’ilerinin davalıdan alınarak müvekkiline verilmesine, alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin adresinin … Mahallesi, … Caddesi No:… …/İSTANBUL olduğunu, yetkili mahkemenin İstanbul Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, müvekkilinin davacıya herhangi bir borcunun bulunmadığını, bu nedenle 21/09/2018 tarihinde söz konusu ödeme emrinde belirtilen borcun tamamına faiz ve tüm fer’ilerine itiraz edildiğini, alacaklı olduğu iddiasında bulunan davacının henüz likit olmuş bir alacağının bulunmadığını, takibe dayanak faturalara konu malların müvekkil şirketçe kesin kabulü iç işleyişi gereği ilgili birimin onayı neticesinde tesliminin gerçekleşmekte olduğunu, bu prosedür tamamlandıktan sonra kabul edilmesi durumun belirlenen bir plan çerçevesinde ödeme yapıldığını, müvekkili şirkete henüz prosedür tamamlanmadan ve alacak likit hale gelmeden icra takibi yapıldığını, müvekkili şirket ile davacı taraf arasında ticari ilişki ve faaliyetlerin devam ettiğini, borcun henüz oluşmadığı bir dönemde davacı firma tarafından icra takibi başlatıldığını, icra takibi yapılmasının sehven yapılan bir işlem neticesinden kaynaklandığının söylendiğini, bunun üzerine tarafların ticari faaliyetlerinin devam ettiğini, proforma faturadan da görüleceği üzere 1.684.201,68 TL’lik fatura düzenlendiğini, davacı tarafın fatura karşılığı ödenen 1.684.201,68 TL’yi aldığını, karşılığında teslim etmesi gereken ürünleri teslim etmediğini, davaya konu icra takibi borcundan mahsup ederek kalan miktarı müvekkili firmaya iade ettiğini, davanın konusuz kaldığını, bu nedenlerle davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davacının kötüniyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Yapılan yargılama sonucunda; “…Her ne kadar kısa kararın 4.maddesi ile; İİK.67/2.maddesi gereğince kabul edilen miktarın takip tarihindeki karşılığı olan 1.282.664,63 TL’nin takdiren %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş ise de; İcraya konu takip tarihinde TCMB döviz satış kurunun 1 EURO=7.4219 TL, efektif satış kurunun 1 Euro=7,4330 TL olduğu, davacının esas aldığı TCMB döviz satış kurunun 1 EURO=7.4219 TL olduğu, taleple bağlılık gereği davacının esas aldığı 1 Euro=7.4219 TL kurunun davalı tarafın lehine olduğu, hesaplamanın buna göre yapılması gerektiği, 172.295,51 Euro x 7.4219 = 1.278.760,05 TL olduğu, yapılan hesaplama yanlışlığının da maddi hatadan kaynaklandığı ve düzeltilmesinin kısa kararla çelişki oluşturmayacağı anlaşılmakla davalı …’nin İİK.67/2.maddesi gereğince kabul edilen miktarın takip tarihindeki karşılığı olan 1.278.760,05 TL’nin takdiren %20’si oranında icra inkar tazminatına mahkum edilmesine şeklinde düzeltilerek karar vermek gerektiğinden…” gerekçesiyle
Davanın Kısmen Kabul Kısmen Reddi İle;
1-Konya …İcra Müdürlüğünün … Es.sayılı dosyasından 171.450,00 Euro asıl alacak, 845,51 Euro işlemiş faiz olmak üzere toplam 172.295,51 Euro alacağa yönelik davalının itirazının iptali ile asıl alacağa takip tarihi olan 12/09/2018 tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanun’un 4/a maddesi gereğince Devlet Bankalarının EURO cinsinden açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek döviz faizi olan %4 oranını geçmemek üzere takibin devamına,
2-Davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine,
3-Dava tarihinden sonra 10/10/2018 tarihinde davalı tarafından davacıya yapılan 1.282.481,00 TL ödemenin infaz sırasında icra müdürlüğünce değerlendirilmesine,
4-İİK.67/2.maddesi gereğince kabul edilen miktarın takip tarihindeki karşılığı olan 1.278.760,05 TL’nin takdiren %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalının kötüniyet tazminat talebinin reddine, şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; taraflar tacir olup davaya konu iş de ticari bir iş olduğunu, yabancı para alacaklarında Devlet Bankalarının bir yıllık en yüksek mevduat faiz oranının (yıllık %4) olarak uygulanması hükmü, olayları yönünden daha genel bir hüküm olduğunu, ticari avans faizi ödenmesine ilişkin düzenleme ise dava konusu olay yönünden daha özel bir hüküm olduğunu, hukuken, genel hüküm – özel hüküm karşı karşıya geldiğinde özel hükmün uygulanması gerekeceğini, kısaca açıklanan nedenlerle; dava konusu olayda yıllık faiz oranının 19,50 (ticari avans faizi) olarak uygulanması gerekeceğini, ilk derece mahkemesinin aksine kararı hukuka aykırı olduğunu, takip taleplerinde (ve ödeme emrinde) kısmi ödemelerin TBK. 100. maddesi uyarınca öncelikle faiz ve giderlere mahsubunun talep edildiğini, icramatik programı tarafından taleplerine uygun olarak yapılan hesap tablosu dosyaya sunulduğunu, buna göre halen bakiye alacakları kaldığından (ve sonraki yıllarda AAÜT değiştiğinden) hesabın ve icra vekalet ücreti hesabının buna göre yapılması gerektiğinden, nitekim icra vekalet ücreti; bilirkişi kök raporunda 61.422 TL olduğu belirtilmesine rağmen bilirkişi ek raporunda 60.359 TL olduğunun belirtildiğini, dosyaya sundukları hesaba göre ise 78.849,56 TL olduğunu, dosyaya sundukları hesap tablosu doğru olup yapılan hesaplamada icra vekalet ücretinin 78.849,56 TL olarak esas alınması gerekeceğini, aksine karar verilmesi hukuka aykırı olduğunu, tahsil harcı borçlunun sorumluluğunda olduğunu, ancak, takibin açılması sırasında taraflarınca ödenen peşin harcın (takip giderlerinden olması nedeniyle) taraflarına ödenmesi gerekeceğini, bu nedenle buna ilişkin hesabın hesap bilirkişisi tarafından ayrıca yapılması gerektiğini, karşı taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğunu, bu nedenlerle ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılarak davalarının tümden kabulünü talep etmiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkili şirketçe …’dan havale edilen 1.684.201,68 TL 03/10/2018 tarihli proforma fatura karşılığı ödeme olduğunu, davacı taraf müvekkili şirket tarafından proforma fatura karşılığı gönderilen 1.684.201,68 TL’den 1.282.481,00 TL işbu dava konusu icra dosyasına mahsup edip bakiyeyi müvekkili şirkete hiçbir ihtirazi kayıt koymadan iade ettiğini, yani icra dosya borcu tamamının ödendiğini kabul ettiğini, bu sebeple dava konusuz kaldığını, davacı tarafın yerel mahkemece hükmedilen faiz oranı yönünden istinaf başvurusuna öncelikle davanın konusuz kalması sebebi ile itiraz ettiklerini, icra dosyasında talep edilen %19,50 faiz oranı ticari ilişkilerde Türk parası üzerinden uygulanabilecek temerrüt faiz oranı olduğunu, yabancı paraya uygulanmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, yerel mahkemece davacı lehine kabul edilen miktar üzerinden 77.556,60 TL vekalet ücretine hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, AAÜT 6(1) maddesince “Anlaşmazlık, davanın konusuz kalması, feragat, kabul, sulh veya herhangi bir nedenle; ön inceleme tutanağı imzalanıncaya kadar giderilirse, bu Tarife hükümleriyle belirlenen ücretlerin yarısına, ön inceleme tutanağı imzalandıktan sonra giderilirse tamamına hükmolunur.” şeklinde hüküm bulunduğunu, dava tarihi 01/10/2018 ödeme tarihlerinin 10/10/2018 olduğundan, ön inceleme duruşma zaptı 25/06/2019 tarihinde imzalandığından belirlenen ücretin yarısına hükmedilmesi gerekirken aksine hüküm kurulmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava; itirazın iptali talebine ilişkindir.
İstinaf incelemesi HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve resen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır.

Davacı, davalıya icra takibine konu fatura ile mal sattığını ancak bedelinin ödenmediğini iddia etmekte; davalı, davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, yetkili mahkemelerin İstanbul mahkemeleri olduğunu, davalının takip tarihi itibariyle doğmuş likit bir alacağı olmadığını savunmaktadır.
Davacının ticari defterleri üzerinde inceleme yapan bilirkişinin sunduğu raporda; takibe konu faturanın her iki tarafın kayıtlarında görüldüğü, mal teslim belgelerinin bulunduğu, davalı tarafından herhangi bir iade faturası düzenlenmediği, takibe konu faturanın vadesinin 1 ay olduğunun davalının muavin defter kayıtlarında yer aldığı, davacı şirket tarafından 1.282.481,00 TL’nin icra dosyasındaki asıl alacak ile avukatlık ücreti, davacının ödediği icra dosya masrafları ve takip sonrası faizi karşıladığı, davacının bu mahsup işleminden tahsil ettiği kalemler dışından kalan diğer alacaklarının da tahsili talebi ile iş bu davaya devam ettiği, davacı defter kayıtlarının incelenmesinde, davalı şirketin hali hazırda 6.271,30 TL alacaklı olduğu mütalaa edilmiştir. Rapora itiraz üzerine alınan ek raporda bilirkişi, her ne kadar davalı şirketin hali hazırda 6.271,30 TL davacıdan alacaklı olduğu bildirilmiş ise de, davacının dosyaya sunduğu döviz alım belgesi dikkate alındığında davacının herhangi bir borç bakiyesinin bulunmayacağı, defter kayıtlarında sehven yapılan hatalar sonucu borç bakiyesinin defterlerinde göründüğü bildirilmiştir.
Mahkemece hesap bilirkişisinden dosya alacak hesabına ilişkin rapor aldırılmış, bilirkişinin temerrüt tarihine, yabancı para cinsinden ödenecek alacaklara uygulanacak faiz oranına ilişkin raporundaki tespit ve hesaplamaları yerindedir. Bilirkişi peşin harcı icra gideri olarak hesaplamada dikkate almamış olup, peşin harç aynı zamanda yargılama sırasında davada alınacak harca mahsup edildiğinden ve yargılama gideri olarak değerlendirileceğinden, icra gideri olarak dikkate alınmaması yerinde olmuştur. Davacı işin ticari iş, uygulanacak faiz oranının da % 19,50 olması gerektiğini iddia etmekte ise de, 3095 Sayılı Kanunun 4/a maddesi gereğince yabancı para alacaklarına 1 yıllık mevduat hesapları için Devlet Bankalarınca uygulanacak en yüksek faiz oranının uygulanması gerektiği, yazılan müzekkere cevaplarından Devlet bankalarının uyguladığı en yüksek faiz oranının % 4 olduğunun bildirildiği, taraflar arasında bu orandan daha yüksek faiz oranının kararlaştırıldığına ilişkin bir sözleşme hükmünün bulunmadığı anlaşılmakla davacının bu hususlara ilişkin istinaf talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davalı yetki itirazında bulunmuş olup her ne kadar mahkemece bu hususta olumlu veya olumsuz bir karar verilmemiş ise de; davalının taraflar arasındaki ticari ilişkinin varlığını kabul ettiği, TBK 89/1 maddesi gereğince borç para borcu olup davacının yerleşim yerinde ödeneceğinden ve davacının yerleşim yeri mahkemelerinin de yetkili olduğu anlaşılmakla, davalının bu hususa ilişkin istinaf talebinin reddine karar verilmiştir.
Somut olayda davacı tarafından davalıya karşı faturaya dayalı olarak 171.450,00 EURO asıl alacak ile faiz ve ferileri talepli ilamsız takip yapıldığı, davalının yetkiye ve borca itiraz etmesi üzerine takibin durdurulmasına karar verildiği, davacının itirazın iptali davası açtığı, dava açıldıktan sonra davalının banka havalesi ile davacıya 1.684.201,68 TL ödeme yaptığı, davacının davalıya ihtarname göndererek davalının gönderdiği paradan icra takibindeki asıl alacak, icra masrafları, icra takibi nedeniyle ödenen harçlar, icra vekalet ücreti, takip sonrası faiz olmak üzere 1.282.481,00 TL’nin mahsup edildiğini, 401.770,68 TL’sini davalının hesabına iade ettiğini, icra takibinden kaynaklanan bakiye alacakları ile açtıkları itirazın iptali davasından kaynaklanan vekalet ücreti, yargılama gideri, inkar tazminatı vs… alacak haklarının saklı tutulduğunu bildirdiği, davacının havale olarak gönderdiği paranın, davalı alacaklının icra takibinden doğan alacağı fazlasıyla karşıladığı, davalı alacaklının icra dosyasındaki alacak ve ferileri toplamı tüm borcu karşılayacak miktar olarak 1.282.481,00 TL’yi mahsup etmek suretiyle alacağının tamamını tahsil ettiği, bakiye kısmı da davacıya iade ettiği, davanın konusuz kaldığı anlaşılmakla mahkemece konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken davanın kabulüne ve davacının ödediği miktarın infaz sırasında dikkate alınmasına şeklinde karar verilmesi yerinde olmamıştır. Bu nedenlerle davacının istinaf talebinin reddine, davalının istinaf talebinin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, eksikliğin giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden HMK 353/1.b.2 maddesi gereğince Dairemizce yeniden hüküm kurulması gerekmiş, başlangıçtaki haklılığı nedeniyle ve ön inceleme duruşmasından önce icra borcu ödenerek davanın konusuz kalması nedeniyle davacı yararına AAÜT 6/1 maddesi gereğince vekalet ücreti takdirine, davalının haksız olarak takibe itiraz etmesi nedeniyle alacağın % 20’si oranında inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatiyle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A) Davacının istinaf başvuru talebinin ESASTAN REDDİNE,
1-Alınması gereken 179,90 TL harçtan peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 125,50 TL karar ve ilam harcının davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
2-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
3-İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
B) Davalının istinaf başvuru talebinin KABULÜ ile; Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … tarih … Esas – … Karar sayılı ilamının KALDIRILMASINA,
1-İstinaf başvurusunda bulunan davalı tarafından yatırılan 1.324,50 TL istinaf karar harcının talep halinde davalıya iadesine,
2- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından taraflara ücreti vekalet taktirine yer olmadığına,
3-İstinaf başvurusunda bulunan davalı tarafından yatırılan 148,60 TL istinaf yoluna başvuru harcının davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
C) Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b.2 maddesi gereğince davacı talebi ile ilgili YENİDEN HÜKÜM KURULMASINA,
1- Konusuz kalan davanın esası hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-İİK.67/2.maddesi gereğince kabul edilen miktarın takip tarihindeki karşılığı olan 1.278.760,05 TL’nin takdiren %20’si oranında hesaplanan 256.496,20 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Davalının kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
4-Davacı tarafından yatırılan toplam 22.468,9‬0 TL peşin harçtan karar tarihi itibariyle alınması gereken 179,90 TL harcın mahsubu ile fazla yatırıldığı anlaşılan 22.289,00 TL harcın talep halinde ve karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
5-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T 6/1 maddesi hükmü gereğince hesaplanan 38.778,30 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-HMK 331/1 maddesi gereğince davacının yaptığı 15.990,59 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalının yaptığı yargılama giderlerinni kendi üzerinde bırakılmasına,
8-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 333 ve HMKGAT’nin 5/1. maddeleri gereğince yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının gider avansını yatıran tarafa iadesine
D) İlk derece mahkemesince harç tahsil müzekkeresi düzenlenmiş ise; müzekkerenin bila infaz iadesinin istenmesine, iade işleminin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
E) Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/4.maddesi gereğince kararın tebliği işlemlerinin dairemiz tarafından yapılmasına,
F) Kararın temyiz edilmeden kesinleşmesi halinde; dava dosyasının ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda verilen kararın HMK’nın 361/1 maddesi gereğince; taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde dairemize, temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi’ne veya ilk derece mahkemesine verilecek dilekçe ile temyiz kanun yoluna başvurma talebinde bulunulabileceğine 24/03/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan … Üye … Üye … Katip …
e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır

D.A.Ç