Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2020/2492 E. 2020/1515 K. 21.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM . HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No:
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO :
KARAR NO :

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ARA KARAR TARİHİ : 03/09/2020
NUMARASI : Esas

ASIL DAVA VE BİRLEŞEN KONYA . ESAS SAYILI DAVASINDA

İSTİNAF EDEN DAVACI :
VEKİLİ :

DAVALI :
VEKİLLERİ :
DAVA : İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 21/12/2020
YAZIM TARİHİ : 22/12/2020
Davacı tarafından davalı aleyhine Konya . Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile açılan istirdat davasında 03/09/2020 tarihinde tesis edilen ihtiyati haciz ve ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin ara karara karşı davacının istinaf kanun yoluna başvurması üzerine, üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendiğinde;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı şirket arasında 2018 yılı Nisan ayında bayilik / distribütörlük anlaşması yaptığını, davalı tarafından verilen distribütörlük formunun da 01/04/2018 tarihinde müvekkili tarafından imzalanarak şirkete teslim edildiğini, bu şekilde ticari ilişkinin başladığını, akabinde defalarca talep edilmesine rağmen imzalı sözleşme örneğinin kendilerine verilmediğini, anlaşma gereğince müvekkili şirket tarafından 2700 m2’lik depo kiralandığını, deponun içerisinde soğuk hava deposu kurulduğunu, deponun kirasının peşin olarak ödendiğini, sözleşme gereği edimlerin ifası için 13 adet araç satın alındığını ve ayrı bir şirket merkezi kurulduğunu, çok sayıda da personel istihdam edildiğini, davalı şirket tarafından 2019 yılı Ekim ve Kasım ayı siparişlerinin iptal edilerek gönderilmediğini, bu durumun müvekkili şirketi zarara uğrattığını, şifahi taleplerinin sonuçsuz kalması nedeniyle ihtarname keşide ederek detaylı bilgi verilmesini istemelerine rağmen davalı şirketin herhangi bir cevap vermediğini, daha sonra müvekkilinin tek yetkili distribütör olduğu … isimli başka bir şirketin yetkilendirildiğini haricen öğrendiklerini, böylelikle ticari ilişkinin davalı tarafından ihlal edildiğini, müvekkili şirketin stoklarında yer alan ve henüz tarihi geçmemiş olan ürünlerin davalı tarafından iade alındığını, tarihi geçmiş ürünlerin ise iade alınmadığını, kullanma tarihi geçmesi nedeniyle iadesi gereken ürünler üzerinde delil tespiti yaptırılarak rapor alındığını, rapor doğrultusunda 29/01/2020 tarihli ve 199.336,19 TL bedelli fatura düzenleyerek davalı şirkete gönderdiklerini, davalı şirketin müvekkilinden 99.985,67 TL’lik alacağının 03/02/2020 tarihinde ödenerek davalının carisinin sıfırlandığını, sözleşmeyi haklı nedenle feshettiklerini, 29/01/2020 tarihli 199.336,19 TL’lik faturanın davalıya tebliğ edildiğini ve müvekkil alacağı olarak kaydedilmesini, faturaya konu tarihi geçmiş ürünlerin 7 gün içerisinde alınmasını, müvekkil borcunun da ödendiğini, başkaca bir borçlarının bulunmadığından davalı şirkette bulunan ve müvekkili şirkete ait … 01/04/2019 tarihli 1.250,000,00 TL bedelli teminat mektubunun iadesini belirtilen hususların yerine getirilmemesi halinde yasal yollara başvuracaklarını içerir ihtarnamenin tebliğ edildiğini, davalı şirketin 07/02/2020 tarihinde cari hesap mutabakat mektubu gönderdiği, yapılan yazışmalarda anlaşma sağlanamadığı ve teminat mektubunu iade etmedikleri iddialarıyla talep konusu mektubun haksız şekilde nakde çevrilmesinin önlenmesi amacıyla tedbir kararı verilmesini talep ettikleri, ilk derece mahkemesince teminat mektubunun bankaya teslim ve iade edildiği, davacı vekilince dile getirilen tedbir talebinin konusunun kalmadığı gerekçesiyle tedbir talebi hakkında bir karar verilmesine yer olmadığına karar verdiği, davacı vekili tarafından aynı davalı hakkında Konya . Asliye Ticaret Mahkemesine … Esas üzerinden 199.836,19 TL’nin istirdadı davası açtığı, davada … Karar numarası üzerinden iş bu istinafa konu esas dosya ile birleştirilmesine karar verildiği, birleşen dosyanın dava dilekçesinde davaya konu tutarın tedbiren … Şubesi nezdinde bulunan DBS hesabına davalı şirket tarafından yatırılmasına ve yargılama sonuna kadar tedbiren ihtiyaten haczine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ ARA KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince; “…HMK nun 389–399. maddeleri gereğince davacı tarafın haklarının derhâl korunmasında zorunluluk bulunduğundan ve işin acele işlerden olması nedeniyle mahkememizce duruşma yapılmasına gerek görülmeksizin talep dilekçesi ve tüm dosya kapsamı incelendi
HMK’nun ihtiyati tedbirin şatları başlıklı 389. maddesi; “(1)Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. (2)Birinci fıkra hükmü niteliğine uygun düştüğü ölçüde çekişmesiz yargı işlerinde de uygulanır.” hükmünü amirdir.
İİK’nun ihtiyati haciz şartları başlıklı 257. maddesi; “Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir. Vadesi gelmemiş borçtan dolayı yalnız aşağıdaki hallerde ihtiyati haciz istenebilir:1–Borçlunun muayyen yerleşim yeri yoksa;2–Borçlu taahhütlerinden kurtulmak maksadiyle mallarını gizlemeğe, kaçırmağa veya kendisi kaçmağa hazırlanır yahut kaçar ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlâl eden hileli işlemlerde bulunursa;Bu suretle ihtiyati haciz konulursa borç yalnız borçlu hakkında muacceliyet kesbeder.” hükmü amirdir.
Mahkememizce yapılan değerlendirmede; dava yolu ile ulaşılacak sonuca tedbir yolu ile ulaşılması mümkün olmadığından bu anlamda HMK 389. maddesinde belirtilen ihtiyati tedbir şartları bulunmadığından ve ayrıca uyuşmazlığın çözümü yargılamayı gerektirip; İİK’nun 257. maddesindeki ihtiyati haciz şartları da bulunmadığından, dosyadaki delil durumu ve HMK 389. ve devamı maddeleri ve İİK’nun 257. maddesi nazara alınarak, şartları bulunmayan ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz talebinin reddine…” şeklinde karar verildiği görülmüştür.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; tedbir talebi istemi tarihinde aynı gün içerisinde muhatap banka tarafından 199.336,19 TL’nin davalı şirket hesabına transfer edildiği, müvekkilinin davalı şirkete borcu bulunup bulunmadığı hususundaki yargılama sürerken yapılan tahsilat işleminin müvekkili şirketi telafisi imkansız zarara uğrattığını, ilk derece mahkemesince redde gerekçe olan, uyuşmazlığın çözümünün yargılamayı gerektirmesinin tedbir taleplerinin reddine gerekçe olamayacağı, aksine aynı gerekçeyle tedbir kararı verilmesi gerektiğini, haklılıklarının delil tespiti ve cari hesap mutabakatı neticesinde açıklığa kavuştuğunu ve davalının kötü niyetli hareket ettiğini aşikar hale getirdiğini, süresi dolmamış ürünlerin davalı şirket tarafından iade alınmasına rağmen, süresi dolmuş olanların iade alınmadığını, bu konuya ilişkin cevap dahi vermediklerini, davalının sebepsiz zenginleştiğini belirterek hukuka aykırı tesis edilen 03/09/2020 tarihli ara kararın kaldırılmasını, davalı tarafından gerçekleştirilen haksız tahsilatın hesaba iadesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Talep; ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin kararın kaldırılması istemidir.
İstinaf incelemesi; Kamu düzenini ilgilendiren konularda resen, diğer yönlerden HMK’nın 355.maddesi gereğince istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılmıştır.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 389/1. maddesi gereğince; mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. HMK’nın 390/3. maddesi uyarınca tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır.
Somut olayda; ihtiyati tedbir talep eden davacı şirket ile davalı arasında bayilik / distribütörlük sözleşmesi kurulduğu, sözleşme ilişkisi devam ederken davalı 2019 yılı Ekim ve Kasım aylarına ait siparişleri göndermediği, ayrıca davalının, davacının tek yetkili distribütör bulunduğu …. ile anlaşma yapıldığı, davalının süresi dolmayan ürünleri iade almasına rağmen süresi geçmiş ürünleri iade almadığı, karşılıklı yazışmalarla sorunun giderilemediği, yargılama sürecinde tedbir hakkında bir karar verilmeden teminat mektubunun bağlı bulunduğu … Şubesindeki DBS hesabındaki 199.336,19 TL’nin davalı şirket hesabına transfer edildiği, davacı tarafından transfere konu paranın istirdadı için Konya . Asliye Ticaret Mahkemesine … Esasına kayıtlı dava açıldığı, açılan bu davanın istinafa konu tedbir talebi bulunan esas dava dosyasıyla birleştirildiği ve tedbiren transfer edilen davaya konu miktarın, davalı şirket tarafından, aynı hesaba yatırılmasına ve yargılama sonuna kadar tedbiren ihtiyaten haczine karar verilemesi talep edildiği, iş bu istirdat davasında, davacının talebinin haklı görülmesi olasılığında kurulacak hükmün, tedbir yoluyla önceden talep edildiği, davanın esasını bitirecek şekilde tedbir kararı verilemeyeceği, ayrıca müvekkili şirket tarafından kabul edilmeyen, defter ve kayıtlarında bulunmayan, davalı tarafından kötü niyetli olarak düzenlenen eski tarihli faturaların, banka sistemine yüklenmesi neticesinde transfer edildiği iddiasının da yargılamayı gerektirdiği, davacının haklılığını yaklaşık olarak ispat edemediği anlaşıldığından ilk derece mahkemesinin ihtiyati tedbirin reddine ilişkin kararında hukuka aykırı bir yön bulunmadığından, davacının istinaf talebinin hukuki dayanaktan yoksun olup HMK’nın 353/1.b.1 maddesi gereğince esastan reddi gerektiği sonuç ve kanaatiyle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davacının istinaf talebinin ESASTAN REDDİNE,
2- Alınan harç yeterli olduğundan yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
4- İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
5- Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/3.maddesi gereğince; kararın tebliği işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
6- Dava dosyasının ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 21/12/2020 tarihinde oybirliği ile HMK’nın 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.

Başkan
e-imzalıdır

Üye
e-imzalıdır

Üye
e-imzalıdır

Katip
e-imzalıdır

M.Ç