Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2020/2488 E. 2023/345 K. 17.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM … HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
… HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
EK KARAR TARİHİ : 16/09/2020
NUMARASI : …Esas – … Karar

İSTİNAF EDEN DAVACI : … – (T.C. Kimlik No: -…)
VEKİLİ : Av. …

İSTİNAF EDEN DAVALI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVA : Genel Kurul Kararının İptali (Kooperatif)

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 17/02/2023
YAZIM TARİHİ : 27/02/2023
Davacı tarafından davalı aleyhine Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile açılan Genel Kurul Kararının İptali davasında 16/09/2020 tarihinde tesis edilen davanın kısmen kabulüne ilişkin karara karşı tarafların istinaf kanun yoluna başvurmaları üzerine, üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendiğinde;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalıların … Ltd’nin sermayesini ve yetki kararını değiştirmek için 04/08/2018 tarihinde ortaklar kurulu toplantısı yaptıklarını, ancak toplantıya ilişkin ilanın Türkiye Ticaret Sicil gazetesinde toplantıdan en az 15 gün önce yapılması ve müvekkiline 15 gün öncesinden tebliğ edilmesi gerekirken müvekkiline 24/07/2018 tarihinde tebliğ edildiğini, 04/08/2018 tarihinde yapılan ortaklar kurulu toplantısı ile şirketin ortağı olan müvekkilimin vazgeçilmez hakları olan ortaklar kuruluna katılma, oy kullanma ve temsil haklarının davalılar tarafından elinden alındığını, çağrı usulüne uyulmadan yapılan toplantıda alınan kararlar nedeniyle müvekkilinin güncel menfaatinin önemli ölçüde zarara uğratıldığını, ortaklar toplantısında müvekkilinden temsil yetkisi alınarak başka bir ortağa verildiğini, mevcut durumdaki bu değişimin müvekkilini ciddi hak kaybına uğratacağını, mezkur tarihte yapılan bu yetki değişimi kararının mahkemenin nihai karar verilinceye kadar kullanılmaması, kullanılsa bile geçersiz sayılmasının gerektiğini, davalıların olağan toplantı yapabilecekken kasten olağanüstü toplantı yaparak şirket hakkında müvekkilinin bilgi almasını engellemek istediklerini, davalıların olağan toplantı yaparak müvekkiline, şirketin yıllık faaliyet raporları, finansal tablolarını, kârın kullanım şekilleri hakkında bilgi vermek yerine olağanüstü toplantı yöntemini seçerek müvekkilini şirketten uzaklaştırmak istediklerinden bahisle 04/08/2018 tarihinde yapılan ortaklar kurulunun iptaline karar verilmesini, 04/08/2018 tarihinde ortaklar kurulunda …’dan alınan ve ….’a verilen münferiden temsil yetkisinin mahkeme tarafından nihai karar verinceye kadar geçersiz sayılmasına ve bu durumun Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde ilan edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 589 ve devamı maddelerinde limited şirketlerde esas sözleşme değişiliklerine dair yasal düzenlemeler getirildiğini ve bu yasal düzenlemeler kapsamında sermaye artırımının da ele alındığını, Yasa koyucunun ilgili maddelerde sermaye artırımına dair şirket ana sözleşme değişiklerinde limited şirketin ani kuruluş hükümlerinin uygulanması gerektiği, bu kuruluş usulüne göre sözleşme değişikliği ve sermaye artırımının yapılacağının açıkca ayrıca belirtildiğini, davacının şirkette sermaye artırımdan önce %10 bir paya sahip olduğunu ve sermaye artırım kararının şirketin sermayesinin %90 temsil eden pay sahipleri tarafından alındığını, Limited Şirketlerde sermaye artırımına ilişkin prosedür şirket kuruluşuna dair hükümlerle sınırlı olduğundan sermaye artırımına ilişkin alınan kararın ilanına lüzum olmadığını, bu nedenle davacının sermaye artırımına dair alınan kararın ilan edilmediğine ilişkin gerekçenin yasal dayanağının bulunmadığını, öte yandan yasanın aradığı usule uygun şirket sermaye artırım kararı alındıktan sonra kararın şirket sermayesinin 2/3 oranında sermayeye sahip pay sahipleri tarafından imzalandığını ve imzalanan tutanağın Ticaret Sicilde tescil ve ilanının yapıldığını, eldeki davada sermaye artırımına dair kararın şirket sermayesinin % 90’ına tekabül eden nisap ile alındığından dolayı yasal hükümlere uygun olduğunu, ayrıca davacının sermaye artırım kararının alınacağı gün ve saat ayrıntılı biçimde davetiye ile 04/08/2018 tarihinden önce davetiye ile bildirildiğini ve davacının resmi adresine gönderilen davetiyenin davacının eşi tarafından 24/07/2018 tarihinde alındığını, davetiyeye rağmen davacının sermaye artırımının yapıldığı 04/08/20418 tarihinde oturuma katılmadığını ve şirket ortaklarının ve şirket sermayesinin %90 sermaye artırımını kabul ettiğinden dolayı yasaya aykırı bir yön bulunmadığından davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde; “…davaya konu 04/08/2018 tarihli genel kurul toplantısının davacının katılımı olmaksızın yapıldığı ve davacının toplantı tarihinde %10 oranında hisseye sahip olduğu, diğer ortakların payının %90 oranında olduğu ve şirket müdürü azline ilişkin gündemin belirlendiği, dolayısıyla davacının toplantıya katılsa bile kararın alınmasında etkisinin olmayacağı, dolayısıyla davacının şirket müdürlüğünden azline ilişkin 04/08/2018 tarihli genel kurulun şirket müdürünün azline ilişkin kararının iptaline ilişkin davacının talebinin yerinde olmadığı,davaya konu 04/08/2018 tarihli genel kurul toplantısının davacının katılımı olmaksızın yapıldığı ve davacının toplantı tarihinde %10 oranında hisseye sahip olduğu, diğer ortakların payının %90 oranında olduğu ve şirket müdürü azline ilişkin gündemin belirlendiği, dolayısıyla davacının toplantıya katılsa bile kararın alınmasında etkisinin olmayacağı, dolayısıyla davacının şirket müdürlüğünden azline ilişkin 04/08/2018 tarihli genel kurulun şirket müdürünün azline ilişkin kararının iptaline ilişkin davacının talebinin yerinde olmadığı,…”
………………………………………….
“…anılan düzenlemeler gereğince sermaye artırımlarında ortakların rüçhan hakkının bulunduğu, ve esas sermaye oranında sermaye artırımına katılma hakkının bulunduğu ve rüçhan haklarının kullanılması için ortaklara en az 15 gün süre verilmesi gerektiği, ortakların rüçhan hakkının esas sözleşmeyle sınırlandırılabileceği gibi genel kurul kararıyla temsil edilen oyların 2/3 oranıyla ve haklı sebeplerin varlığı halinde sınırlandırılabileceği dava konusu genel kurul toplantısı için çağrının usulsüz yapıldığı, sermaye artırımına ilişkin gündemin belirlendiği, davacının toplantıya katılmadığı, davacı dışında % 90 oranında hissesi temsil eden ortakların olumlu oyuyla sermaye artırımına ilişkin karar alındığı, ancak davacıya rüçhan hakkının kullanılması konusunda 15 günlük sürenin verilmediği gibi davalı şirketin sözleşmesinde rüçhan hakkının sınırlandırılmasına ilişkin bir hüküm bulunmadığı gibi bu konuda genel kurulca da her hangi bir kararın alınmadığı, davacının çağrının usulsüz olması nedeniyle sermaye artırımına ilişkin rüçhan hakkını kullanamadığı, bu nedenle davaya konu davalı şirketin 04/08/2018 tarihli genel kurul kararının sermaye artırımına ilişkin kararının TTK’nun 591. Ve 621/1.maddelerine aykırı olduğu, davacının davalı şirketin sermaye artırımına ilişkin 04/08/2018 tarihli genel kurulun şirket iptaline ilişkin talebinin yerinde olduğu anlaşılmakla…” gerekçesiyle davanın kısmen kabul kısmen reddi ile; Davalı Şirketin 04/08/2018 tarihinde yapılan genel kurul toplantısında alınan sermaye artırımına yönelik genel kurul kararının iptaline, davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine, şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mahkeme hükmü ile de sabit olduğu üzere Genel Kurul’un toplantıya davetinin hukuka aykırı olduğunu, genel kurulda alınan kararların tüm sonuçlarıyla iptalinin gerektiğini, tebligat kanununun 39. maddesinin açık hükmü uyarınca boşanma aşamasındaki eşe yapılan tebligatın geçersiz olduğunu, bu sebeple davacı müvekkiline çıkartılan davetiyenin usulüne uygun tebliğ edilmediğini, kasıtlı olarak müvekkilin toplantıya katılımının engellendiğini, müvekkili etki kuralı gereği toplantıda olsa dahi oyu’nun kararı etkilemeyeceği gerekçesinin maddi hata içerdiğini, ancak müvekkilinin hissesinin aslında %45 oranında olduğunu, oylama yapıldığında ilgili hisseler üzerinde Konya .. Asliye Ticaret Mahkemesinin … E. sayılı dosyasından tedbir kararının mevcut olduğunu, hissedar ….,’in hisseler üzerinde tasarruf yetkisi olmadığından tedbir kararına rağmen oylamaya katıldığı için oylamanın geçersiz sayıldığını, müvekkilin sermaye artırımına katılamamış ve rüçhan hakkını kullanamadığından etki alanının kasıtlı olarak daraltıldığını belirterek; davalarının kabulüne, 04/08/2018 tarihinde yapılan ortaklar kurulunda alınan müvekkilin müdürlükten azline ilişkin kararının iptaline, 04/08/2018 tarihinde ortaklar kurulunda …’dan alınan ve …’a verilen münferiden temsil yetkisinin mahkeme tarafından nihai karar verilinceye kadar geçersiz sayılmasına ve bu durumun türkiye sicil gazetesinde ilan edilmesine, ilgili şirket açısından davacı müvekkili aleyhine doğabilecek tüm sonuçların önlenmesi adına ve yetkili olan müdürlerin şirket adına işlem yapmasını engel mahiyette ihtiyati tedbir konulmasına, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin üç ortaklı olup iki ortağın yönetim kurulu tarafından aldığı karar ile genel kurul yapıldığını, bilirkişinin genel kurul kararının genel kurul tarafından alındığı, ancak limited şirketlerde genel kurul tarafından genel kurul yapılmasına dair karar alınamayacağı, yönetim kurulu tarafından karar alınabileceğini belirten raporuna katılmadıklarını, Şirket yönetim kurulu üyeleri …. ve …. tarafından alınan kararlar doğrultusunda müvekkili şirketin 04/08/2018 tarihinde genel kurul yapılmasına karar verildiğini ve bu kararın noter marifetiyle tasdik edildiğini, mahkemenin etki kuralına ilişkin tespitlerinin yerinde olduğunu ve bu noktadaki gerekçesine itiraz etmediklerini, ancak mahkemenin, rüçhan hakkı kullanılmadığını davacının dava dilekçesinde dile getirmediğini, ayrıca bilirkişinin yaptığı tespite ilişkin olarak rüçhan hakkı kullanılmadığı ve kısıtlandırıldığı şeklindeki gerekçesinin hukuka uygun olmadığını, genel kurulun usulüne uygun olarak yapıldığını, çoğunlukla karar alındığı ve alınan kararlar doğrultusunda iç sermaye artırımı yapıldığını, davacının rüçhan hakkı kullanmadığını, alınan kararın nisabı doğrultusunda uygun olduğu ve etki kuralı çerçevesinde davacının itirazlarının sonucu değiştirmeyeceğini, bu nedenler ile reddine karar verilmesi gerekirken kısmen kabülüne karar verilmesinin hukuka aykırı olduğundan verilen kararın kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
EK KARAR: İlk derece mahkemesince; Davalı …. Şti. Vekili’nin 14/08/2020 tarihinde istinaf konun yoluna başvurduğu, masrafları yatırmaması nedeniyle düzenlenen ihtarnamenin 07/09/2020 tarihinde tebliğ edildiği ancak verilen 1 haftalık kesin süre içinde harç ve masrafları karşılamadığı anlaşıldığından…” gerekçesiyle davalı tarafın istinaf kanun yoluna başvuru talebinin HMK’nın 344. Maddesi gereğince yapılmamış sayılmasına, şeklinde karar verilmiştir.
EK KARARIN İSTİNAFI: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; 14/08/2020 tarihli istinaf dilekçesini tekrarla, 17/08/2020 tarihinde istinaf başvuru harcı ve karar harçlarını ikmal ettiklerini, ayrıca 01/09/2020 tarihinde gider avansı yatırdıklarını belirterek; hukuka aykırı olup verilen istinaf yapılmamış sayılmasına dair kararın kaldırılarak 14/08/2020 tarihinde yapılan istinaf dilekçelerinin incelenerek verilen kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, Şirket genel kurul kararlarının iptali talebine ilişkindir.
İstinaf incelemesi HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve resen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır.
Davacının davalı şirkette şirkette 200 payda 20 payının (%10), şirketin diğer ortakları … ile …’in 90’ar payı (% 45’er) bulunduğu, 19/07/2018 tarih ve 31 sıra numaralı Ortaklar kurulu kararıyla 04/08/2018 tarihinde genel kurul toplantısının yapılmasına karar verildiği, Genel kurulun, Genel Kurul kararıyla toplantıya çağrıldığı, 04/08/2018 tarihinde yapılan toplantıda Şirketin 200 paya bölünmüş 600 nominal paydan oluşan 1.200.000,00 TL olan sermayesinin artırılarak 440 paya ayrılmış 2.640.000,00 TL’ye çıkartılmasına karar verildiği, ayrıca şirketin müşterek temsil yetkisinin kaldırılarak ortaklardan …n’ın 20 yıl süreyle münferiden şirketi temsile yetkili kılınmasına karar verildiği, genel kurul toplantısına davacı dışındaki ortakların katıldığı ve kararın katılanların oy birliğiyle alındığı anlaşılmaktadır.
İlk derece mahkemesince yapılan yargılamada, şirketin sermaye artırımına ilişkin kararı yönünden, karardaki gerekçelerle genel kurul toplantısında sermaye artırımına ilişkin kararın iptaline karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamaktadır.
Ancak her ne kadar ilk derece mahkemesince “…davacının toplantıya katılsa bile kararın alınmasında etkisinin olmayacağı, bu nedenle davacının şirket müdürlüğünden azline ilişkin 04/08/2018 tarihli genel kurulun şirket müdürünün azline ilişkin kararının iptaline ilişkin davacının talebinin yerinde olmadığı,…” şeklindeki gerekçeyle davacının davacının şirket müdürlüğünden azli yönünden davanın reddine karar verilmiş ise de; davacı tarafından şirket ortaklarından …’ye karşı açılan davada, Konya … Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasından davalının 45 adet hissesinden 40 adedinin iptali ile adına tescili talebinde bulunulduğu, mahkemece davanın kısmen kabulü ile 35 payın iptaline karar verildiği, kararın henüz kesinleşmediği anlaşılmaktadır. Bahsi geçen mahkeme kararının sonucuna göre davacının davalı şirketteki pay oranı artabileceğinden, müşterek temsil yetkisinin kaldırılması ve ….’ın münferiden yetkilendirilmesine ilişkin karar alınmasında bu durum etkili olacaktır. Mahkemece bahsi geçen mahkeme dosyası bekletici mesele yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile karar verilmesi yerinde olmamıştır. Bu nedenlerle davacının istinaf talebinin kabulü ile HMK 353/1.a.6 maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, İlk derece mahkemesi kararının kaldırılma sebebi dikkate alınarak davalının istinaf taleplerinin incelenmesine gerek bulunmadığına, deliller toplanarak yeniden karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesi gerektiği sonuç ve kanaatiyle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davacının istinaf talebinin KABULÜ ile; Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … tarih, … Esas … karar sayılı KARARIN KALDIRILMASINA,
2- Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-a maddesi gereğince dosyanın ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3- İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yatırılan 54,40 TL istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine,
4- İstinaf başvurusunda bulunan davalı tarafından yatırılan 54,40 TL istinaf karar harcının talep halinde davalıya iadesine,
5- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
6- İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
7- Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/4 maddesi gereğince; kararın tebliğ işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 17/02/2023 tarihinde oybirliği ile HMK’nın 353/1-a maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.

Başkan … Üye … Üye … Katip …
e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır

…Ç