Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2020/2452 E. 2020/1514 K. 21.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM . HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO :
KARAR NO :

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA ASLİYE .TİCARET MAHKEMESİ
ARA KARAR TARİHİ : 03/07/2020
NUMARASI : Esas

İSTİNAF EDEN DAVACI : … (T.C. Kimlik No: …)
VEKİLİ : Av. … –

DAVALI : …
DAVA : Alacak (Kooperatif Üyeliğinin Sona Ermesi Nedeniyle)

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 21/12/2020
YAZIM TARİHİ : 21/12/2020
Davacı tarafından davalı aleyhine Konya . Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile açılan alacak davasında 03/07/2020 tarihinde tesis edilen ihtiyati haciz talebinin reddine ilişkin ara karara karşı davacının istinaf kanun yoluna başvurması üzerine, üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendiğinde;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının davalı kooperatife 20/10/2008 tarihinde üye olduğunu ve aidatlarını hiçbir gecikme olmasızın zamanında ödediğini, 10/07/2015 tarihinde ise kooperatif ortaklığından istifa ettiği ve istifanın da yönetim kurulunca kabul edildiğini, müvekkiline iade edilmesi gereken aidatların davalı kooperatifçe halen ödenmediğini müvekkilinin istifa tarihine kadar 60.600,00 TL aidat ödemesi yaptığını, arabulucuya başvurduklarını fakat sonuçsuz kaldığını, 1163 sayılı yasanın 17. maddesi gereğince kooperatiften ayrılan ortağın, ayrıldığı yılın bilançosuna göre hesaplanacak hak ve alacaklarının ödenmesi gerektiğinin hüküm altına aldığını, davaya konu miktarın ellerindeki bilgi ve belgelerle hesap etmelerinin mümkün olmadığını, miktarın tespit edilebilmesi için davalının elindeki bilgi ve belgelere ihtiyaç duyulduğundan davalarının 1.000 TL üzerinden belirsiz alacak davası şeklinde açtıklarını belirterek tespit edilecek ortaklıktan çıkma payı alacağının yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ettiği, ayrıca davalı kooperatifin taşınmaz, taşınır ve bankalarda mevcut bulunan hesaplarının ihtiyati haczine karar verilmesini istediği görülmüştür.
İLK DERECE MAHKEMESİ ARA KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince 02/07/2020 tarihinde düzenlenen tensip zaptının 10. maddesinde alacağın varlığının yargılamayı gerektirdiği gerekçeleriyle ihtiyati haciz talebinin reddine karar verildiği, 1 gün sonra aynı gerekçelerle ihtiyati haciz talebinin reddine ilişkin gerekçeli ara karar yazıldığı görülmüştür.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava dilekçesinden bahisle, İİK’nın 257/1 maddesinde belirtilen yaklaşık ispat şartının dava dilekçesine ekledikleri imzalı ve kaşeli tahsilat makbuzlarıyla gerçekleştirdiklerini, istifa tarihi üzerinden 5 yıl geçtiğini, bu nedenle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak ihtiyati haciz taleplerinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; kooperatif üyeliğinden istinaf nedeniyle istifa tarihine kadar ödenen miktarın tespiti ile davalıdan tahsiline ilişkin alacak alacak davası isteminden ibarettir.
İstinaf incelemesi; Kamu düzenini ilgilendiren konularda resen, diğer yönlerden HMK’nın 355.maddesi gereğince istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılmıştır.
İcra İflas Kanununun 257/1.maddesinde; “Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir” düzenlemesi muaccel bir başka deyişle vadesi gelmiş alacaklar yönünden ihtiyati haciz koşulları” düzenlemiş olup,
İcra ve İflâs Kanunu’nun 258.maddesinin 1.fıkrası uyarınca; “…Alacaklı alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeye mecburdur…” Bu hükme göre alacaklının, alacağının varlığını ve muaccel olduğunu tam ve kesin şekilde ispat etmesi aranmamakta, bu konuda mahkemeye kanaat verecek delilleri göstermesi yeterli kabul edilmektedir. Bununla birlikte, özellikle hukukî bir işlem söz konusu olduğunda, alacağın varlığının ve muaccel olduğunun yazılı bir belgeye veya belgeler zincirine dayanması tercih edilmesi gereken bir seçenektir. (HMK m.200).
Somut olayda; ihtiyati haciz talep eden tarafından İİK’nın 258. maddesi gereğince alacağın varlığı ve muacceliyetini gösteren istifa ve istifanın kabulüne ilişkin bilgi ve belge sunmaması nedeniyle yaklaşık ispat şartının gerçekleşmediği, alacağın varlığı ancak yargılama yapılarak toplanacak delillerle ispatlanabileceği, ilk derece mahkemesinin ihtiyati hacze yönelik yaptığı değerlendirme sonucunda talebin reddine karar vermesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir yön bulunmadığı anlaşıldığından, davacının istinaf talebinin HMK’nın 353/1.b.1 maddesi gereğince esastan reddine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davacının istinaf talebinin ESASTAN REDDİNE,
2- Alınan harç yeterli olduğundan yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
4- İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
5-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/3.maddesi gereğince; kararın tebliği işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
6- Dava dosyasının ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 21/12/2020 tarihinde oybirliği ile HMK’nın 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır

M.Ç