Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2020/2429 E. 2021/1447 K. 21.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO :
KARAR NO :

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :
TARİHİ :
NUMARASI :

ASIL DAVADA
İSTİNAF EDEN DAVACI :
VEKİLLERİ :
İSTİNAF EDEN DAVALI :
VEKİLİ :
DAVALI/KISITLI :
VASİ :

BİRLEŞEN KONYA …. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’NİN

DAVACI :
VEKİLLERİ :
İSTİNAF EDEN DAVALI :
VEKİLİ :
DAVALI/KISITLI :
VASİ :

ASIL VE BİRLEŞEN
DAVA : Şirket Ortağı Olunmadığının Tespiti ve Alacak

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 21/06/2021
YAZIM TARİHİ : 23/06/2021
Davacı – birleşen dosya davacısı tarafından davalı – birleşen dosya davalıları aleyhine Konya Asliye… Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ve bu dosyayla birleşen Konya Asliye … Ticaret Mahkemesinin …Esas sayılı dosyası ile açılan şirket ortağı olunmadığının tespiti ve alacak davasında 11/03/2020 tarihinde tesis edilen karar verilmesine yer olmadığına ilişkin karara karşı birleşen dosya davacısının ve davalı şirketin istinaf kanun yoluna başvurması üzerine dava dosyasının dairemize geldiği anlaşılmakla üye hakimin görüşleri alındıktan sonra, dosya incelendiğinde;
DAVA: Davacı … vekili dava dilekçesinde özetle;davacı tarafından davalı şirkete para yatırıldığını, davalı şirket temsilcileri tarafından para yatırılırken, davacının davalı şirkete ortak olacağı, yatırılan para karşılığında yüksek kazanç elde edeceği ve yatırdığı paranın istendiğinde kendisine iade edileceği konusunda davacıya güven telkin edildiğini, davalı holdingin grup şirketleri bünyesinde barındırdığını, davacının yatırdığı paraları geri istediğinde davalı şirketin ödeme yapmadığını, diğer davalı …’ın da davalı şirketin (ve birleşmeden önceki alt grup şirketlerin) (önceki) yöneticisi olduğunu, davalı şirket ile birlikte davacıya karşı sorumlu olduğunu beyan ederek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, davacı ile davalı şirket arasında geçerli bir ortaklık ilişkisi bulunmadığının tespiti ile davacının davalı şirkete yatırdığı paralardan dolayı şimdilik, 15.000 Euro’nun dava tarihinden itibaren işleyecek, 3095 s. Kanun’un 4/a maddesi gereğince Devlet Bankalarınca 1 yıl vadeli Euro cinsinden açılacak vadeli hesaplara uygulanan en yüksek faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir. Açılan dava Mahkememizin …E. sırasına kaydedilmiştir.
Davacı … vekili dilekçesinde ve yargılama sırasındaki beyanlarıyla; davacı tarafından davalı şirkete eşi … ile birlikte para yatırıldığını, davalı şirket temsilcileri tarafından para yatırılırken, kendilerinin davalı şirkete ortak olacağı, yatırılan para karşılığında yüksek kazanç elde edecekleri ve yatırılan paranın istendiğinde kendilerine iade edileceği konusunda davacıya güven telkin edildiğini, davalı holdingin grup şirketleri bünyesinde barındırdığını, davacının yatırdığı paraları geri istediğinde davalı şirketin ödeme yapmadığını, diğer davalı …’ın da davalı şirketin (ve birleşmeden önceki alt grup şirketlerin) (önceki) yöneticisi olduğunu, davalı şirket ile birlikte davacıya karşı sorumlu olduğunu, ortak hesap yönünden … adına Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E. sayılı dosyası üzerinden dava açıldığını, her iki davanın birleştirilmesi gerektiğini beyan ederek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, davacı ile davalı şirket arasında geçerli bir ortaklık ilişkisi bulunmadığının tespiti ile davacının davalı şirkete yatırdığı paralardan dolayı şimdilik, 1.000 Euro’nun dava tarihinden itibaren işleyecek, 3095 s. Kanun’un 4/a maddesi gereğince Devlet Bankalarınca 1 yıl vadeli Euro cinsinden açılacak vadeli hesaplara uygulanan en yüksek faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
CEVAP: Davalı şirket vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle hak düşürücü süre ve zamanaşımı itirazında bulunmuş ve davacının davalı şirket ortağı olduğunu da beyan ederek yargılama sırasında yürürlüğe giren 7194 s. Kanun’un 41. maddesi (3332 s. Kanun’un Geçici 4. maddesi) gereğince davada karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; 07/12/2019 gün ve 30971 s. Resmi Gazete’de yayınlanarak aynı gün yürürlüğe giren ve 7194 s. Kanun’un 41. maddesi ile “25/03/1987 tarihli ve 3332 s. Sermaye Piyasasının Teşviki, Sermayenin Tabana Yaygınlaştırılması ve Ekonomiyi Düzenlemede Alınacak Tedbirler ile 3182 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu ve 3182 sayılı Bankalar Kanunun da Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’a” eklenen Geçici 4/2. maddesi gereğince, birleşen her iki davanın davacılarının davaları hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı … vekili istinaf dilekçesinde özetle; 7194 sayılı yasanın 41. maddesiyle; 3332 sayılı yasaya eklenen geçici 4. maddenin anayasaya aykırı olduğunu, Anayasa’nın 152. maddesi uyarınca bu maddenin iptali için Anayasa Mahkemesi’ne başvurma taleplerinin ilk derece mahkemesince gerekçesiz olarak reddedilmesinin kabul edilemez nitelikte olduğunu, gerekçeli kararda zabıt katibinin e-imzasının bulunmadığını ayrıca talepleri olmasına rağmen ihtarname giderlerinin yargılama giderlerine eklenmemesinin hukuka aykırı olduğunu bu nedenle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak yeniden yargılama yapılması için dosyanın karar veren mahkemeye gönderilmesini talep etmiştir.
Davalı şirket vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesince 7194 sayılı yasanın 41. maddesiyle; 3332 sayılı yasaya eklenen geçici 4. madde uyarınca açılan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verildiği halde gerekçe kısmında zamanaşımı ve hak düşürücü itirazlarının reddine karar verilmesinin usul ve yasaya uygun olmadığını belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava ve birleşen dava ; davalı şirkete ortak olmadığının tespiti, kar payı alınması maksadıyla verilen paranın iadesi istemine ilişkindir.
İstinaf incelemesi; Kamu düzenini ilgilendiren konularda resen, diğer yönlerden HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılmıştır.
Davaya konu …A.Ş’nin ünvanının … A.Ş. olarak değiştirildiği, bilahare …A.Ş.’ye devredilmesi suretiyle birleştirilmesine ve tasfiyesiz infisahına karar verildiği ve unvanının …A.Ş. olarak değiştiği dosya kapsamından anlaşıldığı,
Sermaye Piyasasının Teşviki, Sermayenin Tabana Yaygınlaştırılması Ve Ekonomiyi Düzenlemede Alınacak Tedbirler İle 5422 Sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu, 213 Sayılı Vergi Usul Kanunu Ve 3182 Sayılı Bankalar Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun,
Geçici Madde 4- (Ek:5/12/2019-7194/41 md.)31/12/2014 tarihine kadar, pay sahibi sayısı nedeniyle payları halka arz olunmuş sayılan ve payları borsada işlem gören anonim ortaklıklar tarafından doğrudan veya dolaylı olarak nominal ya da primli değer üzerinden pay veya pay adı altında satışı yapılmış olan her türlü araç, 6/12/2012 tarihli ve 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanununun kaydileştirmeye ilişkin şartlarına tabi olmaksızın 29/6/1956 tarihli ve 6762 sayılı mülga Türk Ticaret Kanunu ile 13/1/2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında pay addolunur, bu ortaklıklara yapılan ödemeler pay karşılığı yapılmış kabul edilir ve ortaklık ilişkisi kurulmuş sayılır. Bu payların kaydileştirilmemiş olması ortaklık haklarına halel getirmeyeceği gibi ortaklık ilişkisinin kurulmadığı da iddia edilemez.
Birinci fıkra kapsamında kurulmuş olan ortaklık ilişkileri hakkında; geçerli bir ortaklık ilişkisi bulunmadığı veya primli pay satışı yapıldığı ileri sürülerek sebepsiz zenginleşme, haksız fiil, sözleşme öncesi görüşmelere aykırılık veya sözleşmeye aykırılık nedenlerine dayalı olarak açılan ve kanun yolu incelemesindekiler dahil görülmekte olan menfi tespit, tazminat veya alacak davalarında, karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilir ve yargılama gideri ile maktu vekalet ücreti ortaklık üzerinde bırakılır.
TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASASI
Madde 152 ; Bir davaya bakmakta olan mahkeme, uygulanacak bir kanun veya Cumhurbaşkanlığı kararnamesinin hükümlerini Anayasaya aykırı görürse veya taraflardan birinin ileri sürdüğü aykırılık iddiasının ciddi olduğu kanısına varırsa, Anayasa Mahkemesinin bu konuda vereceği karara kadar davayı geri bırakır.
Mahkeme, Anayasaya aykırılık iddiasını ciddi görmezse bu iddia, temyiz merciince esas hükümle birlikte karara bağlanır……
Yasal düzenlemenin Anayasaya aykırı olduğu ve bu nedenle Anayasa Mahkemesine gidilmesine yönelik davacı iddiası yapılan müzakereler sonucunda ciddi görülmemiştir.
Öncelikle; yasal düzenlemenin taraflar arasındaki hukuki ilişkiyi kapsayıp kapsamadığı ve davalı şirketin yasal düzenlemede belirtilen şirketlerden olup olmadığı yönünden delillerin değerlendirilmesi gerekmektedir.
Davalı şirketin yasal düzenlemede verilen 31/12/2014 tarihinden önce, BIST (İMKB) yönetim kurulunun 23/10/2012 tarihli toplantısında ortaklığın paylarının halka arz edilmeksizin 2.ulusal pazarda 23/11/2012 tarihinden itibaren işlem görmesine karar verildiği ve 23/11/2012 tarihinden itibaren işlem görmeye başladığı mevcut delillerden anlaşılmaktadır.
Somut olayda; davacıların yatırım maksadı ile davalı şirkete para verdiklerini, verilen para karşılığında kendilerine “ortaklık durum belgesi” ve hisse senetleri verildiğini istenmesine rağmen paralarının iade edilmediğini verdikleri paranın faizi ile tahsilini, davalı tarafın ise; davacılar tarafından davalı şirkete para verilmişse; şirkete ortak olmak maksadıyla verildiğini, kendilerine verdikleri para karşılığında nominal bedelli hisse senedi verildiğini , davacıların şirket pay sahibi olarak şirket kayıtlarına kaydedildiğini Anonim şirket olan davalının 6762 sayılı TK’nın 329 ve 405. maddelerindeki düzenleme gereğince kendi hisselerini temellük etmesinin ve bunun sonucu olarak yatırılan paranın iadesinin mümkün olmadığını aksinin kabulü durumunda ise; davanın ve birleşen davanın süresinde açılmadığını, alacağın zamanaşımına uğradığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Yukarıda yapılan tespit ve açıklamalar doğrultusunda yapılan değerlendirme sonucunda; davacının, 05/12/2019 tarihinde 3332 sayılı yasaya eklenen geçici 4. maddesinin Anayasaya aykırı olduğuna ilişkin iddiasının Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 152. maddesi ile 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 40. maddesi gereğince gerek ilk derece mahkemesince ve gerekse dairemizce ciddi bulunmaması, görülmekte olan her iki davanın 3332 sayılı yasaya eklenen geçici 4. madde kapsamında olması, davalı tarafın zamanaşımı def’i ile hak düşürücü süreye ilişkin itirazlarının incelenmesinin sonuca etkili olmaması, sistem üzerinde yapılan kontrolde ilk derece mahkemesi kararının imzalı olarak onaylanmasında bir eksiklik bulunmaması, davacının ihtarname masrafına yönelik iddiasını ispata ilişkin kabul edilebilir geçerli bir delil sunmaması, TMK 50., TTK’nın 7/1 ve 371/5., TBK’nın 166/2. maddelerindeki düzenlemeler ve davacının davalı gerçek kişinin sorumluluğuna ilişkin iddiaları nazara alındığında; ilk derece mahkemesinin, yasal düzenleme doğrultusunda davacıların talebi ile ilgili delilleri takdir ve değerlendirmesinde hukuka aykırılık bulunmadığı kanaatiyle asıl davanın davacısı ile davalı – birleşen davanın davalısı şirketin istinaf taleplerinin HMK’nın 353/1.b.1 maddesi gereğince esastan reddine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A) Asıl davanın davacısı … ile asıl ve birleşen davanın davalısı şirketin istinaf taleplerinin ESASTAN REDDİNE,
1-Alınması gereken 59,30 TL harçtan peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 4,90 TL karar ve ilam harcının davacı …’den tahsili ile hazineye irad kaydına,
2- Asıl dava için davalı şirketten alınması gereken 59,30 TL harçtan peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 4,90 TL karar ve ilam harcının davalı şirketten tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Birleşen dava için davalı şirketten alınması gereken 59,30 TL harçtan peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 4,90 TL karar ve ilam harcının davalı şirketten tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Birleşen davanın davacısı …’in istinaf talebi olmadığından bu davacı tarafından yatırılan 148,60 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ve 54,40 TL istinaf karar harcı olmak üzere toplam 203,00 TL istinaf harcının karar kesinleştiğinde talep halinde davacı …’e iadesine,
B) İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
C) İstinaf başvurusunda bulunanlar tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına,
D) Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/3.maddesi gereğince; kararın tebliği işlemlerinin dairemiz tarafından yapılmasına,
E) Kararın temyiz edilmeden kesinleşmesi halinde; dava dosyasının ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda verilen kararın HMK’nın 361/1 maddesi gereğince; taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde dairemize, temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi’ne veya ilk derece mahkemesine verilecek dilekçe ile temyiz kanun yoluna başvurma talebinde bulunulabileceğine 21/06/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır