Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2020/2400 E. 2021/2035 K. 19.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : *******
KARAR NO : *******

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : *******
ÜYE : *******
ÜYE : *******
KATİP : *******

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Konya *. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : *******
NUMARASI : ******* Esas ******* Karar

İSTİNAF EDEN DAVACI : *******
VEKİLLERİ : Av. *******
Av. *******

DAVALI : ******* Holding Anonim Şirketi
VEKİLLERİ : Av. *******
Av. *******
KISITLI : *******
VASİ : *******

DAVA : Şirket Ortağı Olmadığının Tespiti ve Alacak

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : *******
YAZIM TARİHİ : *******
Davacı tarafından davalılar aleyhine Konya Asliye *. Ticaret Mahkemesi’nin ******* Esas sayılı dosyası ile açılan şirket ortağı olmadığının tespiti ve alacak davasında ******* tarihinde tesis edilen usulden reddine ilişkin karara karşı davacının istinaf kanun yoluna başvurması üzerine, üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendiğinde;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin yüksek faiz getireceği ve istendiği an geri ödeneceği garantisi ile davalı tarafa para verdiğini, bu parasının müvekkiline iadesinin gerektiğini, ancak müvekkili davacı tarafın verdiği paraları geri istemesine rağmen, davalı tarafça paranın iade edilmediğini, davalı tarafın Bankacılık Kanunu ‘na aykırı şekilde mevduat topladığını, SPK ‘na aykırı olarak aracılık faaliyetinde bulunup hisse senetlerini halka arz ettiğini, davalı şirket veya şirketlerin ticari defterlerinin de usulüne uygun tutulmadığını, diğer davalı gerçek kişi ******* ‘ın da şirket veya şirketlerin yöneticisi olması nedeniyle müvekkili davacı tarafı, zarara uğrattıklarından ve müvekkili davacı tarafa karşı, sorumlu olduklarından bahisle müvekkili davacı taraf ile davalı taraf arasında, geçerli bir ortaklık ilişkisi bulunmadığının tespitine ve ayrıca fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere şimdilik davalı tarafa verilen para nedeniyle 14.000 Euronun fiili ödeme günündeki raiçi üzerinden, dava tarihinden başlamak üzere, devlet bankalarının 1 yıl vadeli döviz mevduatına ödedikleri en yüksek faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı şirket vekili cevap dilekçesinde özetle; tarafların müşterek iradesinin ortaklık ilişkisi tesisi olduğunu, senetlerin yıllardır yedinde bulundurulması taraflar arasındaki ilişkinin baştan itibaren ortaklık iradesine dayandığının kanıtı olduğunu, ortaklık iradesi olmayan bir kişinin senetleri 22 yıl yedinde tuttuktan sonra ortaklık yasal mevzuata uygun kurulmadığı şeklinde bir iddiada bulunmasının samimi bir davranış olmadığını, yedindeki hisse senetlerinin 29/08/2013 tarihinde kendi istek ve iradesiyle borsaya kotasyon işlemi yaptırması ve hisse senetlerini borsa aracılığı ile üçüncü şahıslara satma iradesini ortaya koyduktan 5 yıl sonra davalı şirket istediği anda paramı iade edecekti şeklinde beyanda bulunmasının çelişkili olduğunu, davanın ayrıca hak düşürücü ve zamanaşımı süreleri yönünden de reddedilmesi gerektiğini belirterek davanın reddini talep ettikleri görülmüştür.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; Davacının davasının aktif husumet dava şartı yokluğu nedeniyle usülden reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; 7194 sayılı yasanın 41. maddesiyle; mahkemece aktif husumet yokluğu nedeni ile usulden red kararı verilmesi nedeni ile 3332 sayılı Kanun’un geçici 4. Maddesinin uygulanamayacağı kanaatine varılmış ise de uygulanması mümkün olmayan aktif husumet yokluğundan değil, 3332 sayılı kanunun geçici 4. Maddesinin uygulanması gerektiğini, mahkemece anayasa aykırılık iddialarının gerekçesiz olarak reddedildiğini belirterek istinaf talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; davalı şirkete ortak olmadığının tespiti, kar payı alınması maksadıyla verilen paranın iadesi istemine ilişkindir.
İstinaf incelemesi; Kamu düzenini ilgilendiren konularda resen, diğer yönlerden HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılmıştır.
Davaya konu ******* İnşaat Tarım ve Sanayi İşletmeleri Ticaret A.Ş’nin ünvanının ******* Sanayi Ticaret ve Yatırım Holding A.Ş. olarak değiştirildiği, bilahare ******* Holding A.Ş.’ye devredilmesi suretiyle birleştirilmesine ve tasfiyesiz infisahına karar verildiği ve unvanının ******* Holding A.Ş. olarak değiştiği dosya kapsamından anlaşıldığı,
İlk derece mahkemesince delillerin esastan değerlendirilmesi ve davacının istinaf kanun yoluna başvurmasından sonra dairemizce henüz istinaf sebepleri esastan incelenmeden; 7194 sayılı yasanın 41. Maddesiyle; 3332 sayılı yasaya “******* tarihine kadar, pay sahibi sayısı nedeniyle payları halka arz olunmuş sayılan ve payları borsada işlem gören anonim ortaklıklar tarafından doğrudan veya dolaylı olarak nominal ya da primli değer üzerinden pay veya pay adı altında satışı yapılmış olan her türlü araç, 6/12/2012 tarihli ve 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanununun kaydileştirmeye ilişkin şartlarına tabi olmaksızın 29/6/1956 tarihli ve 6762 sayılı mülga Türk Ticaret Kanunu ile 13/1/2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında pay addolunur, bu ortaklıklara yapılan ödemeler pay karşılığı yapılmış kabul edilir ve ortaklık ilişkisi kurulmuş sayılır. Bu payların kaydileştirilmemiş olması ortaklık haklarına halel getirmeyeceği gibi ortaklık ilişkisinin kurulmadığı da iddia edilemez.
Birinci fıkra kapsamında kurulmuş olan ortaklık ilişkileri hakkında; geçerli bir ortaklık ilişkisi bulunmadığı veya primli pay satışı yapıldığı ileri sürülerek sebepsiz zenginleşme, haksız fiil, sözleşme öncesi görüşmelere aykırılık veya sözleşmeye aykırılık nedenlerine dayalı olarak açılan ve kanun yolu incelemesindekiler dahil görülmekte olan menfi tespit, tazminat veya alacak davalarında, karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilir ve yargılama gideri ile maktu vekalet ücreti ortaklık üzerinde bırakılır.” şeklinde Geçici 4.Madde eklenmiştir.
Yasal düzenlemenin Anayasaya aykırı olduğu ve bu nedenle Anayasa Mahkemesine başvurulmasına yönelik davacı talebi, yapılan müzakereler sonucunda heyetimizce uygun görülmemiştir.
Sermaye Piyasası Kanunu
Madde 16 “(1) (Değişik birinci cümle: 28/11/2017-7061/109 md.) Payları borsada işlem gören ortaklıklar ile kitle fonlaması suretiyle halktan para toplayan ortaklıklar hariç olmak üzere pay sahibi sayısı beş yüzü aşan anonim ortaklıkların payları halka arz olunmuş sayılır. Bu ortaklıklar halka açık ortaklık hükümlerine de tabi olurlar. (2) Payları borsada işlem görmeyen anonim ortaklıklar, halka açık ortaklık statüsünü kazandıktan sonra en geç iki yıl içinde paylarının işlem görmesi için borsaya başvurmak zorundadırlar. Aksi durumda, Kurul, bu payların borsada işlem görmesi veya ortaklığın halka açık ortaklık statüsünden çıkarılması için, ortaklığın talebini aramaksızın gerekli kararları alır. (3)(Ek: 28/11/2017-7061/109 md.) (Değişik Cümle: 27/12/2018-7159/8 md.)….”
Öncelikle; yasal düzenlemenin taraflar arasındaki hukuki ilişkiyi kapsayıp kapsamadığı ve davalı şirketin yasal düzenlemede belirtilen şirketlerden olup olmadığı yönünden delillerin değerlendirilmesi gerekmektedir.
Davalı şirketin yasal düzenlemede verilen ******* tarihinden önce, BIST (İMKB) yönetim kurulunun 23/10/2012 tarihli toplantısında ortaklığın paylarının halka arz edilmeksizin 2.ulusal pazarda ******* tarihinden itibaren işlem görmesine karar verildiği ve ******* tarihinden itibaren işlem görmeye başladığı mevcut delillerden anlaşılmaktadır.
Somut olayda; davacının yatırım maksadı ile davalı şirkete para verdiğini, verilen para karşılığında kendisine “ortaklık durum belgesi” ve hisse senetleri verildiğini istenmesine rağmen parasının iade edilmediğini verdiği paranın faizi ile tahsilini, davalı tarafın ise; davacı tarafından davalı şirkete para verilmişse; şirkete ortak olmak maksadıyla verildiğini, kendisine verdiği para karşılığında nominal bedelli hisse senedi verildiğini , davacının şirket pay sahibi olarak şirket kayıtlarına kaydedildiğini Anonim şirket olan davalının 6762 sayılı TK’nın 329 ve 405. maddelerindeki düzenleme gereğince kendi hisselerini temellük etmesinin ve bunun sonucu olarak yatırılan paranın iadesinin mümkün olmadığını aksinin kabulü durumunda ise; davanın süresinde açılmadığını, alacağın zamanaşımına uğradığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Yukarıda yapılan açıklama ve tespitler nazara alındığında; taraflar arasında görülmekte olan davanın 05/12/2019 tarihinde 3332 sayılı yasaya eklenen geçici 4. madde kapsamında olduğu kabul edilmiştir. Bu nedenle; tarafların iddia ve savunmaları ile ilgili bildirdiği deliller esastan değerlendirilmeden, 743 sayılı MK. 48 (4721 sayılı TMK 50. maddesi), 6762 sayılı TK 7 ve 321 (6102 Sayılı Yasanın 7/1 ve 371/5. maddeleri) ile 818 sayılı BK 145 (6098 sayılı TBK’nın 166/2. maddesi) maddelerindeki düzenlemeler ve davalı gerçek kişiler hakkında sadece davalı şirket yöneticileri olmaları sıfatıyla şirket ile birlikte müştereken / müteselsilen sorumlu olduklarına ilişkin iddia gözönünde bulundurulmak suretiyle 7194 sayılı yasanın 41. Maddesiyle 3332 sayılı yasaya eklenen geçici 4. maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak HMK’nın 353/1.b.2 maddesi gereğince açılan dava ile ilgili karar verilmesine yer olmadığına, yargılama giderlerinin davalı şirket üzerinde bırakılmasına, davacı lehine davalı şirket aleyhine karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan asgari ücret tarifesi gereğince maktu ücret-i vekalet taktirine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A) Yasal düzenleme gereğince davacının istinaf talebinin KABULÜNE; Konya Asliye *. Ticaret Mahkemesi’nin ******* tarih ******* E. ******* K. sayılı KARARININ KALDIRILMASINA,
1- İstinaf talebinde bulunan davacı tarafından yatırılan 54,40 TL maktu istinaf karar harcının karar kesinleşince ve talep halinde davacıya iadesine,
2- İstinaf kanun yoluna başvuru sırasında davacı tarafından yatırılan 148,60 TL başvurma harcının davalı şirketten alınarak davacıya verilmesine,
3- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
B) Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1.b.2 maddesi gereğince davacı talebi ile ilgili YENİDEN HÜKÜM KURULMASINA,
1- Açılan dava ile ilgili karar verilmesine yer olmadığına,
2- Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 1.581,64 TL peşin harçtan alınması gereken 59,30 TL harcın mahsubu ile fazla yatırıldığı anlaşılan 1.522,34 TL’nin karar kesinleşince ve talep halinde davacıya iadesine,
3- Davacı tarafından yapılan 35,90 TL başvurma harcı, 59,30 TL maktu karar harcı, 1.000,00 TL bilirkişi ücreti gideri, 251,30 TL posta ve tebligat gideri olmak üzere toplam 1.346,50 TL yargılama giderinin davalı şirketten alınarak davacıya verilmesine,
4- Davacı davada kendisini vekil sıfatı ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan A.A.Ü.T gereğince 4.080,00 TL maktu ücreti vekaletin davalı şirketten alınarak davacıya verilmesine,
5- Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 333 ve HMKGAT’nin 5/1. maddeleri gereğince yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ve talep halinde gider avansını yatıran tarafa iadesine,
C) İlk derece mahkemesince davalıdan tahsiline karar verilen tamamlama harcı ile ilgili harç tahsil müzekkeresi düzenlenmiş ise; müzekkerenin bila infaz iadesinin istenmesine, iade işleminin İlk derece mahkemesince yapılmasına,
D) Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/3.maddesi gereğince; kararın tebliği işlemlerinin dairemiz tarafından yapılmasına,
E) Kararın temyiz edilmeden kesinleşmesi halinde; dava dosyasının ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda verilen kararın HMK’nın 361/1 maddesi gereğince; taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde dairemize, temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi’ne veya ilk derece mahkemesine verilecek dilekçe ile temyiz kanun yoluna başvurma talebinde bulunulabileceğine ******* tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan *******
e-imzalıdır

Üye *******
e-imzalıdır

Üye *******
e-imzalıdır

Katip *******
e-imzalıdır