Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2020/2388 E. 2022/2072 K. 07.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM … HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
… HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 23/06/2020
NUMARASI : … Esas … Karar

DAVACI : …
VEKİLİ : Av. … – …

İSTİNAF EDEN DAVALI : … – (T.C Kimlik No: … )
VEKİLİ : Av. … – …
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 07/12/2022
YAZIM TARİHİ : 08/12/2022
Davacı tarafından, davalı aleyhine Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile açılan itirazın iptali davasında 23/06/2020 tarihinde tesis edilen karara karşı davalının istinaf kanun yoluna başvurması üzerine, üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendiğinde;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;müvekkili şirket ile … arasında tekstil ürünleri alım-satım ilişkisi olduğunu, … ‘in sattığı tekstil ürünlerini müvekkilinden aldığını, iş bu ticari alım satıma ilişkin cari hesaptan kaynaklanan vadesi gelmiş 99.749,12TL ve takip tarihi itibariyle vadesi gelmemiş 171.000,00TL borç olduğunu, …, … ve … ve müvekkili şirket arasında 11/06/2014 tarihinde … isimli bayinin davacıdan satın aldığı ve imza tarihinden sonra satın alacağı her türlü emtia karşılığı çekli, senetli veya açık hesap şeklinde borçlandığı ve bundan sonra borçlanacağı meblağın 100.000,00TL lik kısmı için müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatı ile ödemeyi kabul ve taahhüt ettiğine ilişkin kefaletname imzalandığını, dava konusu alacağın ödenmemesi üzerine karşılıksız çıkan çekler ve vadesinde ödenmeyen senetler için Konya … İcra Müdürlüğü … Esas sayılı dosyasından asıl borçlu ve müştereken kefillere 20/01/2017 tarihinde 99.749,12TL tutarlı ilamsız takip başlatıldığını, Konya …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında asıl borçlu itiraz etmediğinden takibin kesinleştiğini, diğer borçlulardan da sadece …’ın itiraz ettiğini diğerleri itiraz etmediğinden onlar yönünden de kesinleştiğini, alacağın tahsil edilemediğini, … yönünden takibin durduğunu, kötüniyetli olarak itirazda bulunulduğunu, bu nedenlerle fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla davalı-borçlunun itirazının iptali ile takibin devamına, davalı borçlu aleyhine %20 den aşağı olmamak üzere inkar tazminatına hükmedilmesine ve yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı borçlu üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davaya konu icra takibinde müvekkili kefil sıfatı ile borçlandırılmış ise de , söz konusu kefalet sözleşmesinin geçersiz olduğunu, borcun muhatabının müvekkili olmadığını, müvekkilinin eşinin davaya ve takibe konu kefalet sözleşmesinde herhangi bir yazılı veya sözlü açık rızasının bulunmadığını, kefaletnamenin şekil şartları açısından geçersiz olduğunu, müvekkilinin söz konusu kefalet sözleşmesini imzalar iken sorumlu olduğu miktar ile müşterek ve müteselsil kefil olduğuna dair ibareyi kendi el yazısıyla yazmadığını, hatta müşterek ve müteselsil kefil olduğu ifadesinin kefalet sözleşmesi incelendiğinde hiçbir yerinde el yazısı ile yazılmadığını, müvekkilinin sadece imzasının bulunuğu söz konusu kefalet sözleşmesinin geçersiz olduğunu belirterek; davanın reddine, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…ilgili icra dosyası ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacı ile davalı arasında takibe konu kefalet sözleşmelerinin düzenlendiği, davacı tarafça cari hesaptan kaynaklı alacak nedeniyle davalı borçlunun kefaletine istinaden icra takibi başlattığı, davalı borçlunun itirazı nedeniyle takibin davalı lehine durdurulduğundan işbu itirazın iptali davasının ikame edildiği, davalı tarafça söz konusu kefalet sözleşmelerinin geçersiz olduğundan bahisle davanın reddinin talep edildiği, davaya konu alacağın kaynaklandığı tarih ve taraflar arasındaki uyuşmazlığın ticari işletmeden kaynaklı mutlak ticari dava olduğu, davaya konu kefalet sözleşmenin hüküm ve sonuç doğurmaya elverişli olduğundan kefalet sözleşmesinin muteber olduğu, davacının kefalet sözleşmesi uyarınca cari hesaptan kaynaklı alacağının varlığına kanaat getirilmekle; davacının davasının kabulü ile davalının Konya … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın iptaline, takibin 99.749,12 TL asıl alacak üzerinden devamına, iptal edilen asıl alacağın %20’si oranında hesap edilen 19.949,82 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine dair karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” gerekçesiyle davacının davasının kabulü ile; davalının Konya … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın iptaline, takibin 99.749,12 TL asıl alacak üzerinden devamına, iptal edilen asıl alacağın %20’si oranında hesap edilen 19.949,82 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davaya konu kefalet sözleşmesi kanunun amir şekil şartlarını ihtiva etmemekte bu hali ile de geçersiz bir kefalet sözleşmesi hükmünde olduğunu, davacı tarafından mahkemeye sunulmuş bulunan kefalet sözleşmesi incelendiğinde kefilin sorumlu olduğu azami miktar ile müşterek ve müteselsil kefil olduğuna dair ibarelerin müvekkilinin el yazısı ile yazmadığı hatta kefalet sözleşmesinde müvekkilinin müşterek ve müteselsil kefil olduğuna dair hiçbir ibarenin el yazısı ile yazılmadığının anlaşılacağını işbu kefalet sözleşmesi şekil şartlarına haiz olmaması nedeni ile geçerli bir kefalet sözleşmesi olmadığını, davacı taraf ile müvekkilinin herhangi bir ticari bağı bulunmadığını, bu nedenle yalnızca müvekkili tarafından imza edilen, diğer eşin yazılı rızasının yer almadığı kefalet sözleşmesinin hukuken hiçbir geçerliliği bulunmadığını, müvekkili …’ın bu şirketin yetkilisi yahut ortağı olduğuna dair hiçbir emarenin yerel mahkemeye sunulmadığını, mahkemece de bu hususta hiçbir araştırma yapılmaksızın tamamen davacı tarafın iddiaları üzerine müvekkilinin bu ticari ilişkin bir tarafı olarak addedildiğini ve hukuken hiçbir geçerliliği bulunmayan kefalet sözleşmesini geçerli kabul ettiğini, 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunun 583. maddesindeki şekil şartlarını taşımayan, müvekkilinin ilgili ticari işletmenin sahibi, ortağı, yöneticisi veya yetkilisi olmamasına rağmen müvekkilinin eşinin yazılı rızasını barındırmayan kefalet sözleşmesinin yerel mahkemece geçerli kabul edildiğini, gerekçeli kararda müvekkilinin ticari işletmenin tarafı olduğu kanaatine varıldığını ve bu husus gerekçeli kararda hiçbir somut hukuki delile dayandırılmadığını bu nedenlerle ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava; itirazın iptali istemine ilişkindir.
İstinaf incelemesi HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve resen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır.
6098 sayılı TBK’nın 583. maddesinin birinci fıkrasına göre; “Kefalet sözleşmesi yazılı şekilde yapılmadıkça ve kefilin sorumlu olacağı azami miktar ile kefalet tarihi belirtilmedikçe geçerli olmaz. Kefilin sorumlu olduğu azami miktarı, kefalet tarihini ve müteselsil kefil olması durumunda, bu sıfatla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girdiğini kefalet sözleşmesinde kendi el yazısı ile belirtmesi şarttır.” düzenlemesi yer almaktadır. Kanunda tarif edilen şekle aykırı düzenlenen kefalet sözleşmesine istinaden kefilin sorumluluğu doğmaz.
Somut olayda, davalı hakkındaki icra takibinin dayanağı olan ”Kefaletname” başlıklı kefalet sözleşmesinde ”müteselsil kefil” ibaresinin matbu olarak yazılı olduğu, el yazısı ile ”müteselsil” ibaresinin kefalet sözleşmesinin herhangi bir yerine yazılmadığı bu sebeple davalının el yazısı ile ”müteselsil” ibaresini yazmamış olduğundan kefalet sözleşmesinin şekle aykırı olduğu bu sebeple davalının sorumluluğun doğmayacağı anlaşıldığından davanın reddine, davacının icra takibinde kötüniyetli olduğu ispat edilemediğinden davalının kötüniyet tazminatı talebinin de reddine karar verilmesi gerekirken davanın kabulüne karar verilmesi yerinde olmadığından davalının istinaf talebinin kabulü ile HMK’nın 353/1.b.2 maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması, yeniden karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatiyle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A)Davalının istinaf talebinin KABULÜ ile; Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 23/06/2020 tarih … Esas – … Karar sayılı KARARININ KALDIRILMASINA,
1-İstinaf başvurusunda bulunan davalı tarafından yatırılan 1.703,47 TL istinaf karar harcının talep halinde davalıya iadesine,
2-İstinaf başvurusunda bulunan davalı tarafından yatırılan 148,60 TL istinaf yoluna başvuru harcının davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
3-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından taraflara ücreti vekalet taktirine yer olmadığına,
B) Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b.2 maddesi gereğince davacı talebi ile ilgili YENİDEN HÜKÜM KURULMASINA,
1-Davanın REDDİNE,
2-Davalının kötüniyet tazminatı talebinin REDDİNE,
3-Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 1.703,47 TL peşin harçtan karar tarihi itibariyle alınması gereken 80,70 TL harcın mahsubu ile fazla yatırıldığı anlaşılan 1.622,77‬ TL harcın talep halinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davalı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T gereğince takdir edilen 15.959,86 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-HMK’nın 333 ve HMKGAT’nin 5/1. maddeleri gereğince yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının gider avansını yatıran tarafa iadesine,
C)İlk derece mahkemesince yazılan 02/09/2020 tarihli harç tahsil müzekkeresinin bila infaz iadesinin istenmesine, iade işleminin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
D) Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/4. maddesi gereğince kararın ilk derece mahkemesi tarafından tebliğe çıkarılmasına,
E) Dava dosyasının ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 07/12/2022 tarihinde oybirliği ile HMK’nun 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır

A.Ç