Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2020/2342 E. 2022/1555 K. 07.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA BAM … HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No:
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
… HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO :
KARAR NO :

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/01/2020
NUMARASI : … Esas – … Karar

İSTİNAF EDEN DAVACI :
VEKİLİ :

DAVALILAR :

VEKİLİ :

VEKİLLERİ :

DAVANIN KONUSU : Alacak

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 07/10/2022
YAZIM TARİHİ : 13/10/2022
Davacı tarafından, davalılar aleyhine Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyası ile açılan alacak davasında 28/01/2020 tarihinde tesis edilen davanın kısmen kabulüne ilişkin karara karşı davacının istinaf kanun yoluna başvurması üzerine, üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendi;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili Kurumun 233 sayılı KHK uyarınca kurulmuş bir kamu iktisadi teşebbüsü olup bina ve eklentilerinin temizliğinin sağlanması hizmetini ihale yöntemiyle özel temizlik şirketlerinden satın alındığını, özel temizlik hizmeti ihale edilen her bir yüklenici firmaların ihale konusu hizmeti yürütmek üzere çalıştıracağı işçileri kendilerinin belirlediğini, yapılan sözleşmeler gereği işe alma ve işten çıkarma yetkileri ile bundan doğacak sorumlulukların bu firmalara ait bulunduğunu, dava dışı … adlı temizlik işçisinin kurumun temizlik işlerini üstlenen davalı şirketlerin bünyesinde 16/04/2013 tarihinde işe girdiğini ve 31/05/2016 tarihinde belirli süreli iş sözleşmesinin sona ermesi nedeniyle iş akdinin feshedildiğini, kurumca dava dışı işçiye çalıştığı süredeki hizmeti karşılığı olarak 48,59 TL damga vergisi de dahil olmak üzere toplam 6.401,96 TL kıdem tazminatı ödemesi yapıldığını, dava dışı işçinin davalıların işçisi olması nedeniyle ve davalılar ile müvekkili arasında imzalanan sözleşme ve şartnamelerin ilgili maddeleri, 4875 sayılı İş Kanunun 2/6. maddesi ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 162-168 maddeleri uyarınca davalıların dava dışı işçiye yapılan ödemelerden sorumlu olduklarını belirterek müvekkil Kurum tarafından ödenen 6.401,96 TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalı şirketlerden ilgili dönemleri ilişkin sorumlulukları oranında tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalılar … vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle zamanaşımı ve görev itirazında bulunduklarını, görevli Mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesinin olduğu, rücu davalarında asıl işverenin kendi kusurundan kaynaklanan zararları alt işverenden talep edemeyeceğini, müvekkilinin kıdem tazminatından sorumluluğunun bulunmadığını, akdedilen ihale sözleşmesine göre davacının bünyesinde çalışan işçilerin işçilik alacakları hususunda müvekkiline herhangi bir sorumluluk yüklenmediğini, kabul anlamına gelmemekle birlikte emsal kararlarda alt işverene kendi dönemi ile sınırlı olmak üzere ancak %50 oranında rücu edilebileceğinin hükme bağlandığını, belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Davalı …. vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle müvekkilinin adresi itibariyle yetkili Mahkemenin İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu, dava dışı işçi müvekkili şirket nezdinde bir tam yıl çalışmamış olup müvekkil şirketin kıdem tazminatı nedeniyle herhangi bir sorumluluğu olmadığını, sözleşmede sözleşme bedeline dahil olan gider kaleminde yer almayan, ihale şartnamesinde teklif fiyatın içerisinde yer almayan bir bedelin müvekkil şirketlerden rücu yolu ile istenmesinin mümkün olmadığını, dava dışı işçinin kıdem tazminatının, ihbar tazminatının ve yıllık izin ücretinin rücu yolu ile müvekkil şirketten talebinin sözleşmeye aykırı olduğunu, kabul anlamına gelmemekle birlikte emsal kararlar uyarınca müvekkilinin sorumluluğunun davacının istihdam ettiği tarihteki brüt ücret tutarının yarısı ile sınırlı olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Yapılan yargılama sonucunda; “… mahkemece, taraflar tacir olan davalıların çalıştırdığı işçinin mevzuattan dolayı tüm yükümlülüklerin davalı şirketlerce ödeneceği kararlaştırıldığından işçinin çalıştırdığı dönemi kapsayan kısmından sınırlı sorumlu olacağı gözetilerek mahkememizde bilirkişi incelemesi yapılmıştır. Alınan raporlara göre davalı tarafların sorumluluk bedelleri belirlenmiş…” gerekçesiyle; davanın kısmen kabulü ile; 334,72 TL’lik kısmının davalılardan …’ den, 1.288,27 TL’lik kısmının davalılardan ….’ den, 3.769,17 TL’lik kısmının davalılardan … İle ….’ den, 416,30 TL’lik kısmının davalılardan …. alınarak davacıya verilmesine, alacağın tamamına ödeme tarihi olan 05.08.2016 tarihinden itibaren ticari avans faizi uygulanmasına, karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava dilekçesindeki beyanlarını tekrar ederek davacı müvekkili kurumun dava dışı işçiye ödemiş olduğu alacaklarının tamamını davalılardan rücu etme hakkına sahip olduğunu, müteselsilen sorumlu olan borçluların arasındaki iç ilişkide bu konudaki sorumluluğun tamamen borçlulardan birine ait olacağı yönünde bir sözleşme yapılmış ise, tarafların serbest iradeleriyle düzenlenmiş oldukları sözleşme hükümleri kendilerini bağlayacağından, dış ilişkide kanundan doğan teselsül gereğince borcunu ödemiş olan müteselsil borçlunun, ödediği miktarın iç ilişkide borcun nihai yükümlüsü olan borçludan rücuen tahsil talep etme hakkının mevcut olduğunu, müvekkili kurum ve davalı şirketler arasında imzalanan hizmet alım sözleşmesi ve eki olan teknik ve genel şartnamelere göre, davalı şirketlerin çalışanlarının tüm özlük haklarını ödemekle mükellef olduğundan, müvekkilinin dava dışı işçiye ödemek zorunda kaldığı tüm tutarı davalılardan rücu hakkına sahip olduğunu, davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini istinaf etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, dava dışı işçiye asıl işveren tarafından ödenen işçilik alacaklarının alt işveren olan davalılardan rücuen tahsili istemine ilişkindir.
İstinaf incelemesi; Kamu düzenini ilgilendiren konularda resen, diğer yönlerden HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılmıştır.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “İstinaf Dilekçesinin Reddi” başlıklı 346/(1). maddesinde; istinaf dilekçesinin, kanuni süre geçtikten sonra verileceği veya kesin olan bir karara ilişkin olursa, kararı veren mahkeme istinaf dilekçesinin reddine karar vereceği,
Hukuk Muhakemeleri Kanununun “İstinaf yoluna başvurulabilen kararlar” başlıklı 341.maddesinin (2) no’lu bendinde, miktar veya değeri bin beş yüz Türk Lirasını geçmeyen mal varlığı davalarına ilişkin kararların kesin olduğu belirtilmiş, 2.12.2016 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 24.11.2016 tarihli 6763 sayılı “Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun”un 41.maddesi ile de, maddede yer alan “bin beş yüz” ibaresi, “üçbin” şeklinde değiştirilmiş, her takvim yılı başından geçerli olmak üzere, bu miktarın Maliye Bakanlığınca her yıl için tespit ve ilan edilecek yeniden değerleme oranında artırılması kabul edilmiş, 2019 yılı değerleme oranına göre yapılan hesaplamaya göre 2020 yılı için istinaf kanun yoluna başvurma kesinlik sınırı 5.390,00 TL olarak belirlenmiştir.
İlk derece mahkemesinin karar tarihi 28/01/2020 olup, istinaf istemine konu reddedilen miktar ise 593,50 TL’dir. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na 6763 sayılı Kanun ile ilave edilen Ek-Madde 1 hükmü uyarınca karar tarihi itibariyle HMK’nın 341/2. maddesi gereğince miktar veya değeri 5.390,00 TL’yi geçmeyen mal varlığına ilişkin kararlar kesin olup, HMK’nın 346. maddesi gereğince kesin olan karara ilişkin istinaf dilekçesi ilk derece mahkemesince reddedilebileceği gibi 352. maddesi gereğince yapılan ön inceleme neticesinde Bölge Adliye Mahkemesi tarafından da istinaf isteminin reddine karar verilebilir.
Dava dosyasının incelenmesinde; istinaf kanun yoluna başvuran davacının reddedilen kısım için talep miktarı nazara alındığında; davacı yönünden kararın kesin olduğu, istinaf kanun yolunun açık olmadığı, ilk derece mahkemesi hakiminin kanunla verilmeyen bir hakkı tanımak suretiyle hükme karşı istinaf kanun yolu açık olduğunu belirtmesinin, taraflara yasayla verilmemiş bir hakkı (istinaf kanun yolunu) bahşetmeyeceği sonuç ve kanaatiyle davacının istinaf kanun yoluna başvuru dilekçesinin HMK 352/1-b maddesi gereğince reddine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davacının istinaf başvuru dilekçesinin REDDİNE,
2- İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yatırılan 54,40 TL istinaf karar harcının talep halinde davacı’ya iadesine,
3- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
4- İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
5- Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/4. maddesi gereğince; kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
6- Dava dosyasının ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 07/10/2022 tarihinde oy birliği ile HMK’nın 352 ve 362/1.a maddeleri gereğince kesin olarak karar verildi.

Başkan
e-imzalıdır
Üye
e-imzalıdır
Üye
e-imzalıdır
Katip
e-imzalıdır

D.A.Ç