Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2020/227 E. 2022/882 K. 26.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA BAM … HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
… HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO :
KARAR NO :

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 30/10/2019
NUMARASI : … Esas … Karar

ASIL DOSYADA
DAVACILAR :
2-… – (T.C Kimlik No: … )
VEKİLİ : Av. … –

DAVALI : …
VEKİLLERİ : Av. … & Av. … –

FERİ MÜDAHALE
TALEBİNDE BULUNAN : … – (T.C Kimlik No: … )
VEKİLİ : Av. … –

BİRLEŞEN KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN
… ESAS SAYILI DOSYASINDA
İSTİNAF EDEN DAVACI : … – (T.C Kimlik No: … )
VEKİLİ : Av. … –

DAVALI : …
VEKİLLERİ : Av. … & Av. … –
İSTİNAF EDEN
FERİ MÜDAHALE
TALEBİNDE BULUNAN : … – (T.C Kimlik No: … )
VEKİLİ : Av. … –
ASIL VE BİRLEŞEN DAVA : Ticari Şirket(Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 26/05/2022
YAZIM TARİHİ : 31/05/2022
Davacı ile birleşen dosya davacısı tarafından davalı aleyhine Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas ve Konya .. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyaları ile açılan ticari şirket davasında 30/10/2019 tarihinde tesis edilen karara karşı karara karşı birleşen dava davacısı ve feri müdahale talebinde bulunanın istinaf kanun yoluna başvurmaları üzerine, üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendiğinde;
ASIL DAVA: Davacılar …. ve … vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin davalı şirketin ortağı olduğunu, müvekkili … ın da müvekkili şirketi temsilen davalı şirketin yöneticilerinden olduğunu, diğer şirket ortağı …. yi temsilen … ün davalı şirket yöneticisi olduğunu, şirket ortakları arasında ve ortakların kendi arasında ailevi ve çeşitli nedenlerle problemler yaşanmaya başladığını, davalı şirkete … ın da dışarıdan yönetici olarak atandığını, 3 yöneticiden 2 sinin müşterek imzası ile davalı şirketin temsil edildiğini, ortaklar ve yöneticileri arasındaki problemler ve davalar yaşanırken davalı şirketin 23/10/2018 tarihli genel kurul toplantısını yaptığını, davaya konu ettikleri 23/10/2018 tarihli genel kurul toplantısının dava dilekçesinde belirttikleri nedenlerle batıl ve yok hükmünde olduğundan bahisle 23/10/2018 tarihli genel kurul toplantısında alınan kararların yok hükmünde ve batıl olduklarının tespitine ve kararların iptallerine ve ayrıca davalı şirketin yönetim kurulunun 23/10/2018 tarihli toplantısında alınan yönetim kurulu kararlarının da yok hükmünde olduklarının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı …Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; davacıların davasının haksız olduğundan bahisle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
BİRLEŞEN DAVA: Davacı … vekili dava dilekçesi ile özetle;müvekkilinin davalı şirketin dışarıdan atanmış yöneticisi olduğunu, şirketin 100.000 payından %49 una isabet eden 49.000 payın …. Ye, %51 ine isabet eden 51.000 payında …. ye ait olduğunu, 01/05/2017 tarihli şirket genel kurul kararı ile davalı … …. adına … ile …. adına … ve dışarıdan bağımsız yönetim kurulu üyesi olarak müvekkili … ın herhangi ikisinin müşterek imzası ile temsil ve ilzama görevli yöneticiler olduklarını, müvekkilinin … ün baldızı olduğunu, … ile müvekkilinin kardeşi olan … ün ailevi meseleler yaşamaya başladıklarını, davalı şirketin 22/05/2017 tarihli Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde yayınlanan iç yönergesi ile genel kurulun çalışma usul ve esaslarının ve diğer hususların düzenlendiğini, dava konusu ettikleri 23/10/2018 tarihli genel kurulun iç yönergeye ve TTK ya aykırı olarak yapıldığını, yapılan genel kurul toplantısının yok hükmünde olduğunu, sözü geçen 3 yöneticiden 2 sinin yönetim kurulu çağrı kararında ve genel kurul toplantısında imzalarının olmadığını, genel kurul toplantısında alınan kararların yerine getirilmesinin kişisel sorumluluğa sebep olacak olması halinde yönetim kurulu üyelerinden her birinin iptal davası açmaya hakkının olduğunu, müvekkilinin şirket ortağı olmasa da şirket ortaklarının haklarının korunması için işbu davayı açmak durumunda kaldığını, işbu davayı açmaması halinde müvekkilinin hukuki ve hatta cezai sorumluluğunun söz konusu olabileceğini, 23/10/2018 tarihli genel kurulun 6. maddesinde de yönetim kurulu üyesi … ün ibrasına ancak müvekkili … ile diğer yönetici … ın ibra edilmemesine (ibra edilmedi) şeklinde karar verildiğini, müvekkilinin şahsi sorumluluğunun gündeme gelme ihtimali bulunduğundan bu davayı açmak zorunda kaldığını, son yöneticilerin 01/05/2017 tarihli genel kurulda seçildiklerini, 3 yıllık görev süreleri dolmadan 23/10/2018 tarihli genel kurulda yeni yöneticilerin seçilmesinin kanuna ve ana sözleşmeye aykırı olduğunu, yönetim kurulunun genel kurul çağrısı yönünde bir kararının olmadığı gibi pay sahiplerine gerekli duyurunun da yapılmadığını, yapılan toplantının çağrısız genel kurul toplantısı vasfının da bulunmadığını, çağrılı veya çağrısız genel kurul toplantısı yapılması yönünde yönetim kurulunun 3 üyesinden en az 2 sinin karar alması gerektiğini, böyle bir kararın olmadığını, tek yöneticinin imzası ile çağrı kararı alınmasının geçersiz olduğunu, tek yöneticinin imzasını taşıyan kararda dahi genel kurulun hangi gündem de ve nerede yapılacağı hakkında bir açıklık olmadığını, davalı …Ş. nin karar defterinde …. ve …. ile ilgili kararlar alındığını, her şirketin kendi kararını kendisinin alması gerektiğini, dava konusu genel kurul çağrısız genel kurul sayılsa bile çağrısız genel kurulun tüm pay sahiplerinin katılımı ile yapılabileceğini, şirket ortağı …. nin genel kurula katılmadığını, bu haliyle çağrısız genel kuruldan söz edilmesinin mümkün olmadığını, yapılan genel kurulun geçersiz olduğunu, şirket ortağı …. nin ortaklıktan kaynaklanan haklarını diğer ortak …. nin kullanamayacağını, genel kurulda intifa hakkına sığınılarak ve intifanın hukuki yapısına aykırı olarak …. yerine … nin oy kullanması suretiyle hukuken geçersiz genel kurul kararlarının alındığını, 21/12/2015 tarihli intifa hakkı sözleşmesinin aynı tarihli inşaat yapımı ile ilgili sözleşmenin eki olduğunu, sözleşmelerin açık olduğunu, intifa hakkı kullananın mülkiyet hakkı sahibinin aleyhine işlemler yapamayacağını, zaten ortada geçerli bir intifa hakkı sözleşmesinin dahi olmadığını, genel kurul toplantı öncesinde ve toplantı sırasında yapılan işlemlerin ve alınan kararların batıl olup yok hükmünde olduklarından bahisle öncelikle dava dosyasının mahkememizin … Esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine ve davalı şirketin 23/10/2018 tarihli genel kurul toplantısında alınan kararların ve yapılan toplantının ve ayrıca bu genel kurula dayalı olarak şirket yönetim kurulunca alınmış olunan 23/10/2018 tarih ve 4 sayılı yönetim kurulu kararının hükümsüzlüklerinin tespiti ile iptallerine ve ticaret sicilindeki tescil ve ilanların kaldırılmasına ve verilecek kararın Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde yayınlanmasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:Davalı …Ş. vekili cevap dilekçesi ile özetle;müvekkili şirket ortağı … temsilcisi … ın yönetim kurulu üyeliğinden kaynaklanan görevlerini yapmaktan kaçınması, bu görevlerini bilerek ve isteyerek yerine getirmemesi nedeniyle şirket işlerini felç aşamasına getirdiğini, diğer şirket yöneticisi davacı … ın da … ile birlikte hareket ettiğini, müvekkili şirketin dava konusu genel kurulu yaparak hayatiyetini sürdürmeye devam edebildiğini, …. nin sözleşme gereğince intifa hakkı sahibi olması nedeniyle dava konusu çağrısız genel kurulun tüm ortakların katılımı ile gerçekleştirilmiş olduğunu, dava konusu genel kurulda …, … ve … ın yönetim kurulu üyeliklerine seçildiklerini, davacının dava konusu genel kurulda yönetici seçilmemesi nedeniyle işbu davayı açmasının mümkün olmadığını, davacının kişisel sorumluluğunu gerektiren bir durum halinde ve şirket yöneticisi olması halinde böyle bir dava açabileceğini, davada böyle bir durumun söz konusu olmadığını, TTK gereğince genel kurulun yönetim kurulu üyelerini her zaman yöneticilik görevinden alabileceğini, böyle bir durumda da görevden alınan yöneticinin iptal davası açamayacağını, davacının yönetim kurulu üyeliğine seçildiği 01/05/2017 tarihinden yönetim kurulu üyeliğinden uzaklaştırıldığı/azledildiği 23/10/2018 tarihine kadar hiçbir yönetim kurulu toplantısına katılmadığını, yapılan çağrılara ve davetlere de uymadıklarını, yönetim kurulunun karar alamaz noktaya getirildiğini, davacının kız kardeşi ile eşi arasındaki ailevi meselelerin şirket işlerine yansıtıldığını, dava konusu 23/10/2018 tarihli genel kurul öncesi ve genel kurul sırasında yapılan işlemlerin ve alınan kararların mevzuata ve şirket iç yönergesine uygun olduklarını, dava dilekçesindeki aksine iddiaların gerçek olmadıklarını, alınan kararların yokluğunu gerektirir bir durum olmadığı gibi kararların kanuna, esas sözleşmeye ve dürüstlük kurallarına herhangi bir aykırılığının olmadıklarını, çağrısız genel kurul ile ilgili mevzuatın ön gördüğü tüm kurallara uygun davranıldığından bahisle davacının davasının reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…davaya müdahil olmak isteyen … ‘ün tüm davacıların davalarına yönelik feri müdahale taleplerinin adı geçenin davalı şirketin ortağı ve yöneticisi olmaması nedeniyle reddine, mahkemenin işbu … Esas sayılı dosyasındaki davacılar …. ve … ‘ın Davalı …Ş. ‘ne yönelik davasının feragat nedeniyle reddine, mahkemenin işbu … Esas sayılı dosyası ile birleştirilen Konya … Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasındaki davacı … ‘ın davalı …Ş.’ne yönelik davasının esastan reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Birleşen dava davacısı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Müvekkili …’ın …’nin yönetim kurulu üyesi olduğunu, yönetim kurulunun şirkette pay sahibi olan tüm paydaşların hakkını korumak ile mükellef olduğunu, TTK.’nın 445.maddesi aynen “446.maddede belirtilen kişiler, kanun veya esas sözleşme hükümlerine ve özellikle dürüstlük kuralına aykırı olan genel kurul kararları aleyhine, karar tarihinden itibaren 3 ay içinde şirket merkezinin bulunduğu yerdeki Asliye Ticaret Mahkemesine iptal davası açabilir.” demekte olduğunu,. söz konusu genel kurulun kamu menfaatine tamamen aykırı olarak gerçekleştiğini, üstelik genel kurulda … haricindeki yönetim kurulu üyelerinin ibra edilmemesi gibi bir karar alınmasının başlı başına batıl butlan bir karar olduğunu, söz konusu genel kurula Ticaret Bakanlığından görevli de katılmadığını, müvekkilinin davasının reddedilmiş olmasının yasal olmadığını bu nedenlerle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
Feri müdahil olmak isteyen vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemenin müvekkilinin müdahillik talebini kabul etmemiş olması yasal olmadığını, her ne kadar müvekkili …’de hissedar değil ise de …’yi kuran, faal hale getirilmesinde müvekkilinin büyük emeği olduğunu, ….’nin hastane de çalıştırma ruhsatına sahip olduğunu, ayrıca Yazır bölgesinde yeniden Özel Hastane yapıldığını, …’nin %51 hissesinin sahibi …. olduğunu, …’nin %29 hissesi müvekkili …’e ait olduğunu, mahkemenin … ile müvekkili arasındaki aile geçimsizliğinin şirkete yansıdığını kabul ettiğini, ancak bu aile geçimsizliğine sebep olanın müvekkilinin olmadığını gözönüne almadığını, bu şekilde değişik yollarla müvekkilimin ….A’deki hisseleri azaltıldığını, nitekim ….’nin 16.12.2019 tarihinde sermaye artışı için genel kurul yaptığını, bu genel kurulda şirket sermayesinin 500.00 TL’den, 2.000 TL’ye yükseltildiğini, 15 gün içerisinde nakit ödeme talimatlı müvekkiline yazı gönderildiğini, nakit 400.000 TL üzerinde para talep edildiğini, diğer hissedarların ise şirketi kendilerine danışıklı borçlandırarak alacaklarına mahsup edilmek şekliyle paylarını arttıracak olduklarını, bunda amacın tamamen müvekkilinin paylarının azaltılması olduğunu, dürüstlük ilkelerine aykırı olduğunu, ….’nin …’de hissedar olduğu için …’nin yapmış olduğu yasaya uygun olmayan genel kurulun doğrudan doğruya müvekkilini de ilgilendirdiğini, dolayısı ile müvekkilinin davaya katılma talebinde yasal haklılığı olduğunu bu nedenlerle ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava ve birleşen dava şirket genel kurul kararlarının yokluğunun tespiti ve iptali istemlerine ilişkindir.
İstinaf incelemesi HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve resen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır.
Her ne kadar ilk derece mahkemesince verilen karara karşı yukarıda yazılı gerekçelerle birleşen dava davacısı …tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş ise de; birleşen dava davacısı … vekilinin Uyap üzerinden e-imzalı olarak gönderdiği 11/02/2022 tarihli dilekçesi ile istinaf taleplerinden vazgeçtiklerini bildirdiği, birleşen dava davacısı … vekilinin vekaletnamesinde kanun yollarından feragat yetkisinin bulunduğu ve dosyanın henüz karara bağlanmadığı anlaşıldığından; HMK’nın 349/2 maddesi gereğincee birleşen dava davacısı …’ın istinaf başvurusunun feragat nedeniyle reddine karar vermek gerekmiştir.
Feri müdahale talebi reddedilen …’ün istinaf talebi incelendiğinde ise, lehine müdahale edilen taraf istinaf yoluna başvurmazsa, HMK’nin 68. maddesi uyarınca, yanında katıldığı tarafla birlikte hareket etmek zorunda olan fer’i müdahil, yalnız başına kararı istinaf edemez. Müdahile husumet tevcih edilmediği gibi müdahil aleyhine bir karar da verilmemiş bulunan hallerde müdahilin tek başına istinaf isteğinde bulunmaya hakkı yoktur.
HMK’nin 68. maddesi gereğince fer’i müdahilin davaya yanında katılmayı talep ettiği tarafla birlikte hareket etmesi gerektiği dikkate alındığında, feri müdahil hükmü ancak lehine katıldığı tarafla birlikte istinaf edebilir. Bu sebeple birleşen dava davacısı …’ın istinaf talebinden feragat etmesi nedeniyle feri müdahale talebinde bulunan …’ün istinaf başvuru dilekçesinin HMK’nın 352/1.ç maddesi gereğince reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A)Birleşen dava davacısı …’ın istinaf başvuru talebinin FERAGAT nedeniyle REDDİNE,
1-Alınması gereken 80,70 TL harçtan peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 36,30 TL karar ve ilam harcının birleşen dava davacısı …’dan tahsili ile hazineye irad kaydına,
2-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
3
-İstinaf kanun yoluna başvuru sırasında birleşen dava davacısı … tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
B) Feri müdahale talebinde bulunan …’ün istinaf başvuru dilekçesinin REDDİNE,
1-İstinaf başvurusunda bulunan feri müdahale talebinde bulunan … tarafından yatırılan 44,40 TL istinaf karar harcının talep halinde iadesine,
2- İstinaf kanun yoluna başvuru sırasında feri müdahale talebinde bulunan … tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
3-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
C) Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/3.maddesi gereğince; kararın tebliği işlemlerinin dairemiz tarafından yapılmasına,
D) Kararın temyiz edilmeden kesinleşmesi halinde; dava dosyasının ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda verilen kararın HMK’nın 361/1 maddesi gereğince; taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde dairemize, temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi’ne veya ilk derece mahkemesine verilecek dilekçe ile temyiz kanun yoluna başvurma talebinde bulunulabileceğine 26/05/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır

A.Ç