Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2020/215 E. 2020/279 K. 27.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM 6. HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA ASLİYE … TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 11/12/2019
NUMARASI : … Esas – … Karar

DAVACI : … Otomotiv Makina Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti.
VEKİLİ : Av. … -…
DAVALI : Hasımsız
DAVA : Zayi Belgesi Verilmesi

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 27/02/2020
YAZIM TARİHİ : 27/02/2020
Davacı tarafından, davalı aleyhine Konya Asliye … Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile açılan zayi belgesi verilmesi davasında 11/12/2019 tarihinde tesis edilen davanın reddine ilişkin karara karşı davacının istinaf kanun yoluna başvurması üzerine, üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendiğinde;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin otomotiv ve yedek parça alanında uluslararası çapta faaliyet gösteren, faaliyet gösterdiği sektörde milyonlarca lirayı bulan ihracatı ve yüzlerce çalışanı ile istihdama sağladığı katkı ile tanınmış saygın bir firma olduğunu, müvekkili şirketin faaliyet gösterdiği geçmiş yıllara ait her biri klasörler tutan tüm fatura ve belgeleri ile satış fişlerinin … Mah. … Özel Organize Sanayi Bölgesi’nde bulunan iş yerinin zemin katında bulunan arşiv odasında muhafaza edildiğini fakat müvekkili şirketin işyerinde muhtemelen su tesisatında meydana gelen bir arıza sebebiyle 29/07/2019 tarihide işyerinin zemin katını su bastığını ve işyerinin zemin katının adeta sular altında kaldığını, 29/07/2019 günü sabah saatlerinde iş yerine gelen işçilerin durumu fark ederek şirket yetkililerine gecikmeksizin haber verdiklerini, yetkililerin fotoğraf ve kamera kaydı ile durumu kayıt altına aldıklarını, şirket yetkililerinin ise derhal itfaiye ve belediyeye durumu haberdar ettiklerini, itfaiyenin olaya müdahale edemeyeceklerini bildirdiklerini, bunun üzerine şirket yetkililerinin … ile iletişime geçtiklerini, … görevlilerinin ise olayın işyeri içerisinde meydana gelmesinden dolayı müdahale edemeyeceklerini fakat mahaldeki su saatinin arızalı olduğunun tespitini yaparak saatin tamirini sağladıklarını, kayıtlara geçmemişse de ekiplerin müvekkili şirket çalışanlarına, kimi zaman suyun abonelere ulaşımında basınç artışlarının yaşandığını, böyle bir durumda su tesisatlarının bu basınç artışları karşısında dayanıklılık gösteremediğini ve böyle vakaların yaşanabildiğini söylediklerini, meydana gelen olay neticesinde müvekkili şirketin kayıtlı tüm evrakları ve arşiv odasının tahribata uğradığını, zemin katta bulunan tüm elektronik eşyaların hasar gördüğünü, iş yeri personelinin suyu el yordamı ile zemin kattan tahliye etmeye çalıştıklarını ancak su baskınının izlerinin işyerinde halen mevcut olduğunu, müvekkili şirketin başta Vergi Daireleri ve SGK’ya hiçbir borcunun olmadığını ve yaşanan olay nedeniyle de borcu yoktur belgelerinin de su altında kaldığını, ileride hak kayıplarının yaşanmaması için müvekkili şirketin zararının kayıt altına alınması nedeniyle iş bu davayı açtıklarını, açılan davanın kabulü ile zayi belgesi verilmesini dava etmişlerdir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…dava konusu olayın akabinde mahkeme tarafından herhangi bir tespitin yaptırılmadığının dosyadaki delillerden anlaşıldığı, merdiven altındaki yere istif edilen klasör halindeki evrakların hespinin yerde olduğu ve tamamen ıslandığının görüldüğü, davaya konu mali evrakların ve belgelerin davacı tarafından normal katlardaki bir özel odada ve dolaplar içerisinde uygun ortamda saklanmadığının görüldüğü, klasör halindeki evrakların incelenmesinde hiç birisinin deforme olmadığı, okunabilir durumda bulunduklarının tespit edildiği, klasör halindeki evrakların okonubalir durumda oldukları ve kurutulma işleminden sonra saklanamsı gerektiği kanaatine vardıklarının bildirildiği görülmekle mahkeme kanaatine göre zayi belgesi istenebilecek bir durumun varlığından söz edilemeyeceği, TTK 82. gereğince su baskını olduğu ispat edilemediği gibi, bilirkişi raporlarından da anlaşılacağı üzere zayi belgesi istenilen belgelerin var olduğu ve okunaklı durumda olduğu anlaşıldığından ispat edilemeyen davanın reddine…” karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mali müşavir bilirkişinin olay mahallinde bizzat görerek müşahede ettiği müvekkil şirkete ait belgelerin durumu hakkında kendi görev alanına giren hususlarda beyanda bulunmamasının eksiklik olduğunu, dosyaya ibraz edilen görüntülerin su baskını sonrasında çekilmiş olduğunu çünkü olay anında şirketin kapalı olduğunu, olayın başlangıç anına dair bir kaydın dosyada mevcut olmamasının olağan bir durum olduğu halde eksiklik olarak görülmesinin yanlış bir değerlendirme olduğunu, müvekkil şirketin olayı öğrendiği tarihten itibaren yasal süreler içerisinde eldeki davayı ikame etmiş olduğunu, bilirkişinin müvekkil şirketin olayın akabinde mahkemeden tespit istemediği yönündeki değerlendirmesinin hukuka aykırı olduğunu, bilirkişinin zayi olan evrakın uygun ortamda saklanmadığı yönündeki değerlendirmesinin de kabul edilebilir olmadığını, makine mühendisi bilirkişinin kendisine verilen görev kapsamıda olmadığını, uzmanlık alanına girmediği halde davaya konu belgeler hakkında evrakın hiç birinin deforme olmadığını beyat etmiş olduğunu, ilk derece mahkemesince alanında uzman kişilerce yeniden bilirkişi raporu alınması yönündeki taleplerinin reddolunduğunu, açıklanan nedenlerle yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmişlerdir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Talep; ticari defter ve kayıtların zayi olması nedeniyle 6102 sayılı TTK’nın 82/7. maddesine göre zayi belgesi verilmesi istemine ilişkindir.
İstinaf incelemesi HMK 355. Madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve resen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır.
Türk Ticaret Kanunu’nun 82/1-a maddesinde: “Her tacir ticari defterlerini, envanterleri, açılış bilançolarını, ara bilançolarını, finansal tablolarını, yıllık faaliyet raporlarını, topluluk finansal tablolarını ve yıllık faaliyet raporlarını ve bu belgelerin anlaşılabilirliğini kolaylaştıracak çalışma talimatları ile diğer organizasyon belgelerini saklamakla yükümlüdür”
Türk Ticaret Kanunu’nun 82/7. maddesinde “Bir tacirin saklamakla yükümlü olduğu defterler ve belgeler; yangın, su baskını veya yer sarsıntısı gibi bir afet veya hırsızlık sebebiyle ve kanuni saklama süresi içinde zıyaa uğrarsa tacir zıyaı öğrendiği tarihten itibaren on beş gün içinde ticari işletmesinin bulunduğu yer yetkili mahkemesinden kendisine bir belge verilmesini isteyebilir. Bu dava hasımsız açılır. Mahkeme gerekli gördüğü delillerin toplanmasını da emredebilir.” şeklinde düzenlenmiştir.
Türk Ticaret Kanunu’nun 82/7 maddesi uyarınca tacirin saklamakla yükümlü olduğu defterlerin afet veya hırsızlık sebebiyle ziyaya uğraması halinde mahkemeden belge talep edilebileceği hususu düzenlenmiş olup, değinilen düzenleme uyarınca tacirin defter ve belgelerini özenli bir şekilde saklama yükümlülüğü bulunmaktadır. Bir başka anlatımla tacir özen yükümlülüğüne uymasına rağmen defter ve belgelerin zayi olduğunu kanıtlamak durumundadır. Anılan madde uyarınca tacir, afet veya hırsızlık halinde mahkemeden zayi belgesi talep edebilecektir. Davacı şirketin zıyaı öğrendiği tarihten itibaren onbeş gün içinde ticari işletmesinin bulunduğu yer yetkili mahkemesinden zayi belgesi talebinde bulunmadığı gibi davacının özen yükümlülüğüne uyduğu halde meydana gelen bir afet yada hırsızlık nedeniyle ticari defterinin zayi olduğunu kanıtlaması gerekmektedir.
Yukarıdaki madde metinlerinden de anlaşılacağı üzere zayi belgesinin hangi şartlarda verileceği net bir şekilde hüküm altına alınmıştır. Dava dilekçesinde ise zayi nedeni olarak şirketin iş yerinde muhtemelen su tesisatında meydana gelen arıza sebebiyle bahsi geçen belgelerin bulunduğu, iş yeri zemin katının su altında kalması gerekçe gösterilmiştir. Oysaki TTK 82/7. maddesinde zayi belgesi verilme gerekçesi olarak su baskını afeti hüküm altına alınmıştır. Şirket iş yerinin su tesisatından kaynaklanan arıza nedeniyle belgelerin su altında kalması afet olmayıp davacının TTK 20. maddesinde belirtilen dikkat ve özen yükümlülüklerinin ihmali neticesinde meydana geldiğine delalet etmektedir. Kaldı ki bilirkişi raporlarında da evrakların hiçbirisinin deforme olmadığı, okunabilir durumda oldukları rapor edilmiştir. Bu tespiti yapabilmek için nitelikli bir uzmanlık alanına sahip olunmasına gerek yoktur. Rapor her ne kadar davacı tarafça istinaf nedenlerinde belirtildiği şekilde itiraz edilmiş ise de, olayın olduğu iddia edilen şekline göre; şebeke suyu altında kalan klasör ve dosya içerisinde bulunan belgelerin ıslanması, elde mevcut olması ve okunabilmesi olaya uygundur. Ayrıca bahsi geçen belgelerin anlatıldığı şekilde şebeke hattında meydana gelecek hasardan etkilenmeyecek şekilde oda zemininde değil de dolap içerisinde saklanması gerekir. Kaldı ki dosya içeresinde dava dilekçesinde anlatılan olayın meydana geldiğine dair kamera kaydı bulunmadığı gibi olaydan hemen sonra tespitte yaptırılmamıştır.
Somut olayda davacı tacirin TTK 20. maddesi kapsamında gerekli dikkat ve özeni göstermeyerek ve basiretli davranmayarak kendi kusuru ile iddiaya konu olayın meydana gelmesine sebebiyet verdiğini iddia ettiği ve bu iddiasını dahi kanıtlayamadığı anlaşılmış, (Yargıtay 11.HD’nin 2016/11963 Esas 2018/3664 Karar sayılı, Yargıtay 11. HD’nin 03/12/2014 tarih 2014/13593 Esas 2014/18941 Karar sayılı ve 15/10/2007 tarih 2006/9938 Esas 2007/12819 Karar sayılı ilamları) ilk derece mahkemesince davanın reddine ilişkin kararda usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından davacının istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1 maddesi gereğince esastan reddine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davacının istinaf talebinin ESASTAN REDDİNE,
2- Alınması gereken 54,40 TL harçtan peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 10,00 TL karar ve ilam harcının davacıdan alınarak ile hazineye irad kaydına,
3- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
4- İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
5-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/3.maddesi gereğince; kararın tebliği işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
6- Dava dosyasının ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 27/02/2020 tarihinde oybirliği ile HMK’nun 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır