Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2020/213 E. 2022/294 K. 08.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA BAM .. HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
.. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO :
KARAR NO :

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA .. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 27/11/2019
NUMARASI :…. Esas …. Karar

İSTİNAF EDEN DAVACI : … (T.C. Kimlik No: …)
VEKİLLERİ : Av. … – Av. … –

DAVALI : …
VEKİLİ : Av. … –

İLİŞKİLİ KİŞİ : … (T.C. Kimlik No: …)
DAVA : İtirazın İptali (Vekalet Sözleşmesinden Kaynaklanan)

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 08/03/2022
YAZIM TARİHİ : 09/03/2022
Davacı tarafından davalı aleyhine Konya .. Asliye Ticaret Mahkemesinin …. esas sayılı dosyası ile açılan itirazın iptali davasında 27/11/2019 tarihinde tesis edilen davanın reddine ilişkin karara karşı davacının istinaf kanun yoluna başvurması üzerine üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendiğinde;
DAVA: Davacı ilk derece mahkemesine sunduğu dava dilekçesinde özetle; davalı şirketle aralarında ticari alışveriş söz konusu olduğu ve davalının müvekkiline karşı borçlu konuma geldiğini, söz konusu alışverişten dolayı kesilen faturalardan dolayı davalıya karşı Konya … İcra Müdürlüğünün …. Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattıklarını, davalının itirazı üzerine takibin durdurulduğunu, itiraza konu 6.501,05 TL’lik kısmın ticari ilişkiden doğan fatura iade bedeli olduğunu beyanla, itirazın iptali ile takibin devamına, takip konusu miktarın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı cevap dilekçesinde özetle; müvekkil şirketin davacıya herhangi bir borcu bulunmadığını, davacı tarafından müvekkile herhangi bir mal iadesi söz konusu olmadığını, borçlu olduğunu iddia eden davacı tarafın iddiasını ispatlaması gerektiğini, davacının haksız ve kötü niyetli olarak haksız kazanç elde etme çabası içinde iş bu davayı ikame ettiğini beyanla davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde; “… davacı vekili talebinde davalı şirketle aralarında ticari alışveriş söz konusu olduğu ve buna mukabil davalının müvekkiline karşı borçlu konuma geldiğini, söz konusu alışverişten dolayı kesilen faturalardan dolayı davalıya karşı Konya …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattıklarını, davalının itirazı üzerine takibin durdurulduğunu, itiraza konu 6.501,05 TL’lik kısmın ticari ilişkiden doğan fatura iade bedeli olduğunu beyanla itirazın iptali ile takibin devamını, takip konusu miktarın %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ettiği, davalı yanın yasal süresi içerisinde cevap dilekçesini ibraz ettiği görülmüş, mahkememiz dosyasına Malatya .. Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından ibraz edilen Mali Müşavir Bilirkişi ….’un tanzim etmiş olduğu raporda; takip tarihi itibariyle davacı firmanın davalı firmadan isteyebileceği alacak tutarının 6.501,05 TL asıl alacak, 166,71 TL işlemiş faiz olmak üzere 6.667,76 TL olduğunun tespit edildiği, Mali Müşavir ….’e tevdii edildiği, bilirkişinin raporunda; Taraflar arasında ihtilaf konusu olan 19/01/2016 tarihli …. seri nolu 6.501,05 TL tutarlı mal faturasına davalının ticari defterlerinde rastlanılamadığını, HMK 222. Maddesine göre davalı tarafa ait ticari defterlerin sahibi lehine delil teşkil edeceğini beyan edildiği görülmüş olup, aynı zamanda davalı şirket yetkilisi ….’ın da mahkememiz huzurunda” “davacı ile aramızda ticari ilişki vardır, 19/01/2016 tarihli, 221920 nolu 6.501,05 TL iade edilen ürünlere ilişkin kesilen faturaya ilişkin bir borcum olmadığına, iade ürün almadığıma yemin ederim.” şeklinde yemin eda ettiği görülmüştür, yemin “kesin delildir” 6100 sayılı HMK’nın 225 vd maddelerinde düzenlenmiştir. YHKG’nın 28/04/2010 tarihli, 2010/6-153 E. 2010/232 K. Sayılı ilamında “yemin teklifini, ispat yükü kendisine düştüğü halde, iddiasını veya savunmasını başka delillerle ispat edememiş taraf yapar.” Bu halde, ilk önce diğer delillerin incelenmesi ve bunlar ile iddia veya savunma ispat edilememişse ancak bu takdirde yemin deliline başvurulması gerektiği kuşkusuzdur, eldeki deliller ile bilirkişi raporunun da değerlendirilmesi neticesinde (davacı tarafın ticari defterlerinin incelenmesi yapılmadan dosya üzerinden rapor tanzim edilmesi nedeniyle iş bu rapora itibar edilmemiştir) Konya …İcra Müdürlüğü’nün …. Es. sayılı dosyasından dolayı davalı yanın borçlu olduğunun ve kötü niyetinin varlığının ispat edilemediği anlaşılmakla davanın ve davalı tarafın kötüniyet tazminatı talebinin şartları oluşmadığından reddine karar verilmiş (İİK’nin 67/2. Maddesinde “… Takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine her iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red olunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminata mahkum edilir.” hükmü gereğince, itirazın iptali davasının alacaklı aleyhine sonuçlanması halinde borçlu lehine tazminata hükmedilecektir. Ancak bu tazminata hükmedilebilmesi için bazı şartların gerçekleşmesi gerekir. Kötü Niyet Tazminatının Şartları;
A)Dava, davalı-borçlu lehine sonuçlanmalıdır,
B) Davacı, takibinde haksız ve kötü niyetli olmalıdır; ( İtirazın iptali davasının reddi halinde, talep eden borçlu lehine tazminata hüküm verilebilmesi için, icra takibinin haksızlığı yanında, ayrıca kötü niyetli olduğunun da kanıtlanması gerekir… (… HD. 21/06/2006 T. ….) Borçlu lehine tazminata hükmedebilmek için alacaklının takibinin haksız olması yeterli değildir. Davacı- alacaklının takibe geçmede ve itirazın iptali davası açıp yürütmekte kötü niyetli olduğunun kanıtlanması gerekir.
Alacaklının kötü niyetli olduğunu davalı borçlu ispat etmelidir. Davalı, davacı/alacaklının, takip ve dava konusu alacağın hiç doğmadığını veya sona erdiğini bilmesine ya da bilebilecek durumda olmasına rağmen takip başlatıldığı ve dava açtığını ispatlamalıdır.
C) Davalı-Borçlu, talepte bulunmalıdır; borçlu lehine tazminata hükmedilebilmesi için borçlunun tazminat talebinde bulunması gerekir. Davalı- borçlu bu talebini cevap veya cevaba cevap dilekçesinde ileri sürmek zorundadır. (HMK. M. 141) ( Yargıtay Üyesi Mahmut Coşkun; İtirazın İptali, Menfi Tespit ve İstirdat, Tasarrufun İptali, İflas ve İflasın Ertelenmesi, Sıra Cetveline İtiraz Davaları, Genişletilmiş 4. Baskı)) oluşan vicdani kanaate göre aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : GEREKÇESİ YUKARIDA AÇIKLANDIĞI ÜZERE
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-Şartlar oluşmadığından oluşmadığından davalının kötü niyet tazminatının REDDİNE, …” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; BK 453 ve devamı maddeleri gereğince şirket adına bazı işlemleri şirket çalışanlarının yapabildiğini, şirket adına irsaliye veya teslim tesellüm tutanaklarını imzalayabildiğini, şirketin SSK’lı çalışanına şirkette imzalatılan malın teslim edildiğine dair belgelerin şirketi bağladığını, bu delilin mahkemece değerlendirilmediğini, cevap dilekçelerinde iade faturasının müvekkili tarafından kendiliğinden oluşturulduğu, sırf haksız kazanç elde etme amacı ile sahte olarak düzenlendiğinin iddia edildiğini, bu konuların dikkate almayarak yerel mahkemenin vermiş olduğu kararın hukuka aykırı olduğunu, süresinde itiraz edilmeyen faturaların kabul edilmiş sayılacağının ve faturaların bu sebeple yazılı delil olarak ileri sürülebileceğine dair karinenin ve Yargıtay içtihatlarının gereği olduğunu, belirterek istinaf talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; itirazın iptali istemine ilişkindir.
İstinaf incelemesi HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve resen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır.

Dosyamız arasında bulunan Konya … İcra Müdürlüğü’nün …. E. Sayılı takip dosyasının incelenmesinde; alacaklının davacı, borçlunun davalı şirket olduğu, 6.501,05 TL asıl alacak olmak üzere faizleriyle birlikte toplam 6.667,76 TL üzerinden 02/05/2016 tarihinde takip başlattığı, takip dayanağı olarak …. nolu irsaliyeli ve teslim alan bölümünde isim ve imza bulunan faturaya dayandığı, örnek 7 ödeme emrinin davalı borçlu şirkete 17/06/2016 tarihinde tebliğ edildiği, süresinde alacak faiz ve ferilerine itiraz edilmesi üzerine takibin durduğu, itiraz veya durma kararının davacı alacaklıya tebliğ edildiğine dair bilgi ve belge bulunmadığı görülmüştür.
İlk derece mahkemesince, Malatya mahkemelerine müzekkere yazılarak, davacının 2015 ve 2016 yılları arasındaki ticari defterleri incelenerek, uyuşmazlık konusu ile ilgili rapor tanzimi istendiği, talimat mahkemesince dosyanın ticari işletme ve şirketler muhasebesinde uzman bilirkişiye dosyayı tevdi ettiği, bilirkişinin incelemelerini tamamlayarak dosyaya raporunu sunduğu, sunulan raporda özetle; iade faturasının mevzuatta tanımlanmamış tacirler arası uygulamada teamülen gelişen bir fatura türü olduğu, iade faturası amacının, alıcının bir kısım veya tüm malları satıcıya iade ettiğini ispatlama aracı olduğundan, fatura tanzim edenin yer değiştirdiğini, iade faturasının alıcı tarafından satıcıya hitaben düzenlenen bir belge olduğunu, konu faturanın itiraza uğramadığından kabul edilmiş sayılması gerektiğini, davacının davalıdan alacaklı olduğunu, takip konusu bedelin davalıya iade edilen ürünlerin toplam bedeli olduğunu, takip tarihi itibariyle davacının davalıdan 6.501,05 TL asıl alacak, 166,71 TL ise takip tarihine kadar işlemiş faiz ile birlikte, 6.667,76 TL tutarında olduğu yönünde rapor sunduğu görülmüştür.
İş bu rapora davalı şirket tarafından dosyaya, ticari defter ve kayıtların sunulmadan rapor hazırlandığı, bilirkişinin yetkisini aşarak hukuki yorum ve değerlendirme yapmak suretiyle rapor sunduğu, iadeye ilişkin sözleşme olmadığı, ayıp ihbarının yapılmadığı, ayrıca hiç bir şekilde mal iadesinin de gerçekleşmediği iddialarıyla itiraz ettiği, ilk derece mahkemesince aynı konularda uzman bilirkişiye dosyayı tevdi ederek konu nizaya ilişkin rapor sunmasını istediği, bilirkişinin dosyaya sunduğu 15/03/2019 tarihli raporunda özetle; davalı şirket defterleri ile dosyaya ekli belgelerini incelediğini, defterlerin usul ve yasaya uygun tutulduğu, taraflar arasında önceki yıllara dayalı ticari ilişkinin bulunduğu, dosyaya konu 19/01/2016 tarihli ve …. seri nolu 6.501,05 TL’lik iade faturasının davalının ticari defterlerinde rastlanılmadığı, faturadaki emtianın davalıya teslim edildiğini ispat eder bir belgeye de dosya kapsamında rastlanılamadığı, daha önce alınan raporun davacının ticari defterlerinin incelenmeksizin hazırlandığını rapor ettiği görülmüştür.
Davacının, davalı şirketten aldığı malların iadesi için 19/01/2016 tarihinde …. seri numarasıyla toplam 6.501,05 TL üzerinden irsaliyeli fatura düzenlediği, faturanın ödenmemesi üzerine davalı hakkında bahsi geçen icra takibi başlattığı, ödeme emrine eklediği davaya konu faturanın incelenmesinde, dava dilekçesindeki anlatımlara uygun olduğu, faturanın irsaliyeli olup, altındaki eksiksiz teslim alan bölümünde isim ve imzaların bulunduğu, ayrıca bir araç plakasının yazılı olup bir takım notlarda alındığı, iş bu takibe davalı borçlu şirket yetkililerince itiraz edilmesi üzerine, hak düşümü süresi içerisinde itirazın iptali davası açıldığı, Konya .. Asliye Ticaret Mahkemesince yapılan yargılamada, yukarıda anlatılanların haricinde davalı şirket yetkilisi ….’tan 27/11/2019 tarihli 9. celsede “davacı ile aramızda ticari ilişki vardır, 19/01/2016 tarih …. nolu 6.501,05 TL iade edilen ürünlere ilişkin kesilen faturaya ilişkin bir borcum olmadığına iade ürün almadığıma yemin ederim” şeklinde yemin alındığı, bunun üzerine davanın reddine karar verildiği, davacı vekilince yukarıda özetlenen şekilde dosyanın istinaf edildiği anlaşılmıştır.
İlk derece mahkemesince alınan ikinci raporda her ne kadar faturadaki emtiaların davalıya teslim edildiğine dair bilgi ve belge bulunmadığı şeklinde rapor tanzim etmiş ise de davacı tarafından dosyaya sunulan bilgi ve belgeler içerisinde ve icra takibine esas teşkil eden faturanın bulunduğu, irsaliyeli faturanın altında, faturada yazılı olan ürünlerin eksiksiz teslim alındığına ilişkin isim ve imza bulunup, yine faturanın alt tarafında araç plakası ve bir takım notların yazılı olduğu, ilk derece mahkemesince yazılı belge olan ve irsaliyeli faturanın altındaki imzanın davalının çalışanı olduğu iddiasının değerlendirilmeden, bu yazılı belgelere ilişkin araştırma yapılmadan takdirde yanılgıyla davalı şirket yetkilisinden konu faturadaki malların teslim alınmadığına ve konu faturadaki borçlarının olmadığına ilişkin yemin deliline müracaatın usul ve yasaya uygun olmadığı, yemin delilinden önce dosyaya sunulan ve davacının iddiasının esasını teşkil eden irsaliyeli faturadaki verilerin araştırılarak değerlendirilmesi, araştırma ve değerlendirmeler sonucunda davacının iddiasını ispatlayıp ispatlayamadığına göre, ayrıca davacının yemin deliline de dayandığına dikkat edilerek son aşamada yemin deliline başvurulması gerektiğinin göz ardı edilerek hüküm tesisinin usul ve yasaya uygun olmadığı anlaşıldığından, davacının istinaf taleplerinin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının HMK 353/1-a.6 maddesi gereğince kaldırılarak, dava dosyasının ilk derece mahkemesine gönderilmesine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davacının istinaf talebinin KABULÜ ile Konya .. Asliye Ticaret Mahkemesinin 27/11/2019 tarih … Esas … Karar sayılı KARARININ KALDIRILMASINA,
2-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-a maddesi gereğince dosyanın ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3- İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yatırılan 44,40 TL istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine,
4- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
5- İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
6- Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/4. maddesi gereğince; kararın tebliğ işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 08/03/2022 tarihinde oybirliği ile HMK’nın 353/1-a maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır

M.Ç.