Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C. KONYA BAM 6. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: … – …
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : …
KARAR NO : …
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA ASLİYE … TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : …
NUMARASI : … Esas – … Karar
İSTİNAF EDEN DAVACI : … Bankası A.Ş.
VEKİLİ : Av. … – …
DAVALI : … – (T.C. Kimlik No: …)
VEKİLİ : Av. … – …
DAVA : Alacak (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : …
YAZIM TARİHİ : …
Davacı tarafından davalı aleyhine Konya Asliye … TİCARET Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası ile açılan alacak (kambiyo senetlerinden kaynaklanan) davasında … tarihinde tesis edilen davanın görev yönünden reddine ilişkin karara karşı davacının istinaf kanun yoluna başvurması üzerine, üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendiğinde;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili bankanın bir kısım bonoya dayalı olarak davalı borçludan alacaklı olduğunu, söz konusu alacakla ilgili olarak 01/03/2019 tarihinde arabuluculuğa başvuruda bulunulduğunu, ancak yapılan arabuluculuk görüşme ve oturumlarında bir netice alınamadığından işbu davayı açtıklarını, söz konusu bonoların vade tarihlerinin geçmiş olmasına rağmen ödeme yapılmadığını, bu nedenlerle toplam 11.250,00 TL bedelin, vade tarihlerinden tahsiline kadar 3095 sayılı kanunun 2/2 maddesinde belirtilen oranda işleyecek olan temerrüt faizi, toplam bono tutarının % 0,3 oranında komisyonu ile birlikte davalı borçludan tahsilini ve yargılama giderlerinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu bonoları dava dışı … Mühendislik Proje İnşaat Turizm San. Tic. Ltd. Şti’ne devre mülk satış vaadi sözleşmesi gereğince verdiğini, davaya konu senetlerle ilgili olarak 20/08/2018 tarihinde … şirketinin yetkili kıldığı … Ltd. Şti’ye makbuz karşılığında 6.000,00 TL ödeme yaptığını, aynı gün geri kalan borç için ise mail order yöntemi ile 20/08/2018 tarihinde ve 20/09/2018 tarihinde toplam 4.000,00 TL ödeyerek borcunu kapattığını, … şirketinin 30/09/2019 tarihli yazısı ile müvekkilinin borcunun bulunmadığını kabul ettiğinin, davacı bankanın nama yazılı senetleri alacağın temliki hükümlerine göre devraldığını, davacı bankanın kötü niyetli olduğunu, hiçbir şekilde borcu kabul anlamına gelmemekle beraber senetlerin geçersiz olduğunu, açıklanan nedenlerle bu hukuki mesnetten yoksun davanın reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…ilk taraflar arasında (davaya konu bonoların lehtarı ve borçlusu arasında) devre mülk sözleşmesi olduğu, bu sözleşmeye istinaden tüketici senedi tanzim edildiği, (nama yazılı), taraflar/vekillerinin yazılı ve duruşmadaki beyanları müzekkere cevabı da dikkate alındığında davacı yanın nama yazılı bonoları TTK hükümlerine göre ciro edilerek teslim almadığı ve dosyadaki tüm bilgi ve belgeler dikkate alınarak incelendiğinde ve yine konya bölge adliye mahkemesi 6. Hukuk dairesi’nin … esas, … karar ile … esas, … karar sayılı ilamları da dikkate alındığında 6502 sayılı tüketicinin korunması hakkında kanun’un (TKHK) 3/1-(k-l), 73/1., 83/2. maddeleri gereğince dava tarihi itibariyle TTK. 4 ve 5. maddeleri gereğince mahkememizin görevli olmadığı, görevli mahkemenin Konya Nöbetçi Tüketici Mahkemelerinin olduğu, HMK 114/1-c maddesi uyarınca görevin dava şartı olduğu, HMK’nın 115. maddesine göre de, mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını davanın her aşamasında kendiliğinden araştırmak zorunda olduğu…” gerekçesiyle dava dilekçesinin görev yönünden reddine 6100 sayılı HMK’nın 20/1.maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içinde taraflardan birinin mahkememize başvurması halinde dava dosyasının görevli Konya Tüketici Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yargılama konusunun mutlak ticari iş niteliğinde olduğunu, Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli olduğunu, davalının tüketici vasfının bulunmadığını, müvekkil bankanın senet alacaklısı olan üçüncü kişi olup dolayısıyla davalı ile diğer şirket arasındaki ilişkinin müvekkili açısından bağlayıcı olmadığını, açıklanan nedenlerle yerel mahkeme kararının kaldırılmasını, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; davacının nama yazılı senetlere istinaden alacak talebine ilişkindir.
İstinaf incelemesi HMK 355. Madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve resen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır.
Tüketicinin Korunması Hakkındaki 6502 sayılı Kanunda tüketici kavramı, 3/1- k maddesinde ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek ve tüzel kişiler “tüketici” 3/1-1 maddesinde ise mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da banka hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekalet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemler “tüketici işlemi” olarak kabul edildiği ve Tüketici Kanununun kapsamı esaslı şekilde genişletildiği, temel ilkeler başlıklı 4/5 maddesinde ise tüketicinin yapmış olduğu işlemler nedeniyle kıymetli evrak niteliğinde sadece nama yazılı ve her bir taksit ödemesi için ayrı ayrı olacak şekilde senet düzenlenebileceği, bu fıkra hükümlerine aykırı olarak düzenlenen senetlerin tüketici yönünden geçersiz olacağı, aynı kanunun 73/1 maddesinde “tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda” tüketici mahkemelerinin görevli olduğu, 83/2.maddesinde de “taraflardan birinin tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez.” hükmüne yer verildiği, somut olayda; davacının; davalının dava dışı … Mühendislik Proje İnşaat ve Turizm Sanayi Limited Şirketine devre mülk satış sözleşmesi gereğince verdiği nama yazılı senetlere istinaden alacak talebinde bulunduğu, nama yazılı senet üzerinde yapılan cironun alacağın temliki sonucunu doğuracağı bu durumda senedi temellük edene karşı keşideci her türlü def’ilerini ileri sürebileceği (Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 20/10/2011 tarih 2011/3304 Esas 2011/19632 Karar sayılı ilamı), taraflar arasındaki hukuki ilişkinin tüketici işlemi olduğu ve bu itibarla davaya bakmakla Tüketici Mahkemelerinin görevli olduğu (Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 28/02/2017 tarih 2017/561 Esas 2017/2628 Karar sayılı ilamı) kabul edilerek ilk derece mahkemesinin vermiş olduğu görevsizlik kararında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığından davacının istinaf başvurusunun HMK 353/1.b.1 maddesi gereğince esastan reddine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davacının istinaf talebinin ESASTAN REDDİNE,
2- Alınan harç yeterli olduğundan yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
4- İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
5-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/3.maddesi gereğince; kararın tebliği işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
6- Dava dosyasının ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda … tarihinde oybirliği ile HMK’nın 353/1-a maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.
Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır
E.Y