Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2020/1994 E. 2022/1644 K. 17.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA BAM … HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: … – …
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
… HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : …
ÜYE : …
ÜYE : …
KATİP : …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ARA KARAR TARİHİ : 25/06/2020
NUMARASI : … Esas

DAVACILAR : 1- … – T.C. Kimlik No: …
: 2- … – T.C Kimlik No: …
: 3- … – T.C Kimlik No: …
: 4- … – T.C Kimlik No: …
: 5- … – T.C Kimlik No: …
: 6- … – T.C Kimlik No: …
: 7- …- T.C Kimlik No: …
: 8- … – T.C Kimlik No: …
: 9- … – T.C Kimlik No: …
: 10- … -T.C Kimlik No: …
: 11- …
: 12- …
: 13- …
: 14- …
: 15- …
: 16- …
: 17- …
: 18- …
VEKİLLERİ : Av. … & Av. …

İSTİNAF EDEN DAVALI : …
VEKİLİ : Av. … – …
DAVA : Kooperatif Üyeliğinin Tespiti

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 17/10/2022
YAZIM TARİHİ : 28/10/2022
Davacılar tarafından davalı kooperatif aleyhine Konya …Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile açılan kooperatif üyeliğinin tespiti davasında 25/06/2020 tarihinde tesis edilen ara karara karşı davalının istinaf kanun yoluna başvurması üzerine, üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendiğinde;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili davacı şirketlerin, Konya’da bulunan yüzey kaplama işlemi yapan ağır kimyasal veya zehirli atık üreten şirketlerden olduğunu, davalı kooperatifin ise Konya’da yüzey kaplama işi yapan firmaları bir çatı altında toplamak ve çevresel sorunlara bireysel değil toplu çözümler üretmek amacıyla kurulmuş olan … ( … Derneği) öncülüğünde yüzey kaplama işlemi yapan şirketlere çağrı yapılarak kurulduğu iddia edilen bir kooperatif olduğunu, müvekkili firmalar ile sayıları toplamda 150-200 civarında olan ve yüzey kaplama işi yapan firmaların biraraya getirilerek, tam teşekküllü bir arıtma tesisi içeren sanayi sitesinin kurulması amacıyla iş bu kooperatif ortaklığının oluşturulduğunu, kooperatifin bir süre sonra amacından saptığını, kurucuların kar elde etme amacına hizmet etmeye başladığını, müvekkillerinin tam teşekküllü bir arıtma tesisinde çevreye zarar vermeden faaliyet gösterme ve ilgili kooperatiften işyeri sahibi olma imkanının müvekkillerinin elinden alındığını ve üyelik sırasında imzalattırılmış olan taahhütname nedeniyle üyelikten çıkarılmaya itiraz haklarından feragat ettiğini düşünen müvekkillerinin eli kolunun bağlandığını, kooperatife üye olamayan müvekkillerinin ise kooperatif şirketinin hukuka aykırı olarak tasfiye sürecine girmesi nedeniyle üyeliklerinin neredeyse imkansız hale geldiğini ve açıkladığı nedenlerle öncelikle davalarının kabul edilerek ivedilikle davalı kooperatif şirketin tasfiyesinin karar kesinleşinceye kadar olmak üzere tedbiren durdurulmasını, müvekkillerinin ortaklıklarının devamının tespitine, mahkeme aksi kanaatte ise kooperatife üyelik şartlarını haiz olduklarından kooperatife üye olarak kabulüne, kooperatiften müvekkilleri adına yer tahsil edilmesine, kooperatife üye olmamış müvekkilleri açısından, kooperatif üyeliğine haiz olmaları sebebiyle üyeliklerinin kabulü ile kooperatif sitesinden bu müvekkilleri adına yer tahsil edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk derece mahkemesince 27/02/2020 tarihli ara karar ile; “…6100 s. HMK’nın 389/1 ve 392 maddeleri gereğince ihtiyati tedbir talebininin teminatsız olarak kabulü ile; a)Davalı …Kooperatifi’nin tasfiyesinin karar kesinleşinceye kadar tedbiren durdurulmasına….” şeklinde karar verilmiştir.
İTİRAZ: Davalı vekili itiraz dilekçesinde özetle; somut olayda sundukları deliller ışığında 5 davacının üyeliğinin sonlandırdığını, diğer davacıların üyelik için hiçbir müracaatı olmadığını, davalı kooperatifin Kanunun 8.maddesine göre genel kurulda üye ve iş yeri sayısını 126 ile sınırlandırdığını ve üyelere eksiksiz işyeri teslim edildiğini, boş üyelik olmadığı hususları gözetilerek yakın ispat koşulu oluşmadığından ve tasfiyenin durdurulması ile davalı açısından telafisi mümkün olmayan zararlar doğacağından yeni sundukları tüm deliller ışığında dosya üzerinden veya mürafaa icra edilerek ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ ARA KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince; “….6100 sayılı HMK 394.maddesi “İhtiyati tedbirin uygulanması sırasında karşı taraf hazır bulunuyorsa, tedbirin uygulanmasından itibaren, hazır bulunmuyorsa tedbirin uygulanmasına ilişkin tutanağın tebliğinden itibaren bir hafta içinde ihtiyati tedbirin şartlarına, mahkemenin yetkisine ve teminata ilişkin olarak, kararı veren mahkemeye itiraz edebilir” hükmünü içermekte olup; ihtiyati tedbire itirazın ihtiyati tedbirin şartlarına, mahkemenin yetkisine ve teminata ilişkin olarak yapılabilecek olması, tedbire itiraz edenin itirazını dayandırdığı savunmaların yargılamayı gerektirmesi nedeniyle tedbirin kaldırılması için yeterli olmadığı bu bakımdan ihtiyati tedbir kararına yapılan itirazın kabule şayan görülmemesi nedeniyle reddine…” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ihtiyati tedbire itirazlarının reddine dair verilen ara kararda hukuka aykırılık bulunduğunu, cevap dilekçesinde de bahsedildiği üzere ihtiyati tedbir hukuki korumasından bahsedebilmek için talepte bulunan veya dava ile birlikte talepte bulunan davacının talebini yaklaşık ispat seviyesinde ispat ölçüsü ile ispata yarar deliller sunması gerektiğini, yakın ispat koşulunun bulunması, önemli bir zarar riskinin doğması halinde Mahkemenin ihtiyati tedbir kararı verebileceğini, somut olayda sundukları deliller ışığında 5 davacının üyeliğinin sonlandırıldığını, diğer davacıların üyelik için hiçbir müracaatının olmadığını, davalı kooperatifin Kanunun 8.maddesine göre genel kurulda üye ve işyeri sayısını 126 ile sınırlandırdığını ve üyelere eksiksiz işyeri teslim edildiğinin açıkça görüleceğini, açıklanan nedenlerle istinaf taleplerinin kabulü ile yerel mahkemece verilen ara kararının kaldırılmasını, tedbire itirazlarının kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Talep, ihtiyati tedbir kararına yapılan itirazın reddi kararının kaldırılması istemine ilişkindir.
İstinaf incelemesi HMK 355. Madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve resen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 389. maddesi ‘Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme sebebiyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.’
Aynı yasanın 390. maddesinde “İhtiyati tedbir, dava açılmadan önce, esas hakkında görevli ve yetkili olan mahkemeden; dava açıldıktan sonra ise ancak asıl davanın görüldüğü mahkemeden talep edilir. Talep edenin haklarının derhâl korunmasında zorunluluk bulunan hâllerde, hâkim karşı tarafı dinlemeden de tedbire karar verebilir. Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır.” hükmünün yer aldığı,
Bu maddelere göre; ihtiyati tedbir talebinin yapıldığı sırada, mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağı, tamamen imkansız hale geleceği ve gecikme nedeniyle telafisi mümkün olmayan bir zararın doğması ihtimali bulunduğu hallerde, ihtiyati tedbir şartlarının var olduğunun kabul edileceği, davacıların davalı kooperatife ortak olduklarının tespitini talep ettikleri, davalı kooperatifin tasfiyesi halinde davacıların dava sonunda elde edebilecekleri haklarına kavuşmasının önemli ölçüde zorlaşacağı, her ne kadar ilk derece mahkemesince davacıların davalarının reddine karar verilmiş ise de; kararın kesinleşmediği, karara karşı yapılan istinaf incelemesinin dairemizin … esas sayısı ile inceleme sırasının beklendiği nazara alındığında; ilk derece mahkemesince geçici hukuki korumaya yönelik verilen kararda hukuka aykırılık bulunmadığı, bu nedenle ihtiyati tedbire itiraz eden davalının istinaf başvuru talebinin HMK 353/1.b.1 maddesi gereğince esastan reddine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalının istinaf başvuru talebinin ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70 TL harçtan peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 26,30 TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
4-İstinafa başvuran davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/4. maddesi gereğince; kararın tebliği işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
6-Dava dosyasının ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 17/10/2022 tarihinde oybirliği ile HMK’nın 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.

Başkan … Üye … Üye … Katip …
e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır

A.G