Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2020/1993 E. 2020/1305 K. 23.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM 6. HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA ASLİYE … MAHKEMESİ
TARİHİ : …
NUMARASI : … D.İş Esas – … D.İş Karar

TALEP VE İSTİNAF EDEN: … (T.C. Kimlik No:…)
VEKİLİ : Av. … – …

KARŞI TARAFLAR : 1- … (T.C. Kimlik No: …) – …
: 2 -… İnş. Tur. Tar. G. Ürünleri San. ve Tic. Ltd. Şti. – …
TALEP : İhtiyati Haciz

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : …
YAZIM TARİHİ : …
İhtiyati haciz talep eden tarafından karşı taraflar aleyhine Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … D.İş Esas sayılı dosyası ile açılan ihtiyati haciz talebi ile ilgili olarak … tarihinde tesis edilen talebinin kısmen reddine ilişkin karara karşı ihtiyati haciz isteyenin istinaf kanun yoluna başvurması üzerine, üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendiğinde;
TALEP: Talep eden vekili dilekçesinde özetle; 05/05/2014 tanzim tarihli, 05/07/2017 vade tarihli ve 1.820.000,00 TL tutarlı bononun vadesinin geldiğini ve bütün talep ve ihtarlarına rağmen halen ödenmediğini, borçlunun kaçma ihtimalinin mevcut olup, borçlu/borçlular hakkında yapacakları icra takibi için, borca yeter tutarda, taşınır ve taşınmaz malları ile 3. şahıslardaki hak ve alacaklarına, mahkemenin belirleyeceği teminat doğrultusunda ihtiyati haciz konulmasını talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince yapılan değerlendirme sonucunda; “…Yukarıda yazılı bonoya bağlı borcun vadesinde ödenmediği gibi, alacağın rehinle de teminat altına alınmamış olduğu anlaşıldığından, işin aciliyetine binaen dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu, ihtiyati haciz talebinin keşideci şirket yönünden kabulüne karar vermek gerekmiştir. Ancak, yukarıda yazılı emsal içtihatta da belirtildiği üzere borçlu gösterilen …’ın sorumluluğunu gerektirir ve açığa atılmış bir imzası söz konusu olmadığından ve bono metninde kefil kısmında şirket temsilcisinin isminin yazmasının tek başına şirket temsilcisinin sorumluluğunu doğurmayacağı anlaşıldığından şirket temsilcisi … yönünden ihtiyati haciz talebinin reddine…” gerekçesiyle karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: İhtiyati haciz isteyen vekili istinaf dilekçesinde özetle; …’ın kendi el yazısı ile kendi ismini ve TC. Kimlik numarasını yazarak ikinci bir imza daha attığını, burada kefil/aval olma iradesinin söz konusu olduğunu, aksi halde kendi ismini ve T.C. Kimlik numarasını yazmasının bir gereğinin olmadığını, imza hususunun hatalı yorumlandığını, çünkü ikinci imzanın tam olarak şirket kaşesi üzerinde olmadığını, kaşeden bağımsız bir imza aranması değerlendirilir iken, aşırı şekilci davranılmasının hakkaniyeti zedelediğini, çünkü sade vatandaşların bu tarzda derin hukuki bilgi ve yorum sahibi olmadığını belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Niza; ihtiyati haciz talebine konu bonodaki ikinci imzanın kefalet için atılıp atılmadığına ilişkindir.
İstinaf incelemesi; Kamu düzenini ilgilendiren konularda resen, diğer yönlerden HMK’nın 355.maddesi gereğince istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılmıştır.
İhtiyati haciz, İİK’nın 257. vd. maddelerinde düzenlenmiş olup, bir para alacağının zamanında ödenmesini temin etmek için mahkeme kararı ile borçlunun mal varlığına geçici olarak el konulması halidir. İhtiyati haciz kararı verilebilmesi için, talepte bulunanın alacaklı olması, bu alacağın muaccel bulunması ve rehinle de temin edilmemesi gerekir. İİK’nın 258/1. maddesinde ise ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için talep edenin alacaklı olduğunu, yaklaşık ispat kuralına göre ispat edebilmiş olması öngörülmüştür. O halde İİK’nın 258/1. maddesinde getirilen yaklaşık ispat ölçütüne göre, ihtiyati haciz istemine konu alacağın varlığının ispatında, Mahkemeye kanaat getirecek delillerin sunulması yeterlidir. İhtiyati hacze itiraz koşullarının düzenlendiği aynı Kanun’un 265. maddesindeki hükme göre; kendisi dinlenmeden verilen ihtiyati haciz kararına karşı borçlu, ihtiyati haciz kararının dayandığı sebeplere, mahkemenin yetkisine ve teminata itiraz edebilir.
Somut olayda; aleyhine ihtiyati haciz istenen … İnşaat Ltd. Şti. müdürü, (aleyhine diğer tedbir istenen) … tarafından, … … havalesine, 1.820.000,00 TL bedelli bono tanzim ettiği, bono lehtarı ve son hamil ihtiyati haciz isteyen … tarafından cirolandığı ve son hamilin şirket ve şirket müdürü aleyhine ihtiyati haciz talep ettiği, heyet halinde dosya üzerinden yapılan incelemede bonoya bağlı borcun vadesinde ödenmediği, alacağında rehinle teminat altına alınmamış olduğu, talebin keşideci şirket yönünden kabullüne, gerçek kişi hakkında ise gerçek kişi tarafından, açığa atılmış bir imzası söz konusu olmadığından, ayrıca bononun kefil kısmında, şirket temsilcisinin isminin yazılmasının tek başına gerçek kişinin sorumluluğunu doğurmayacağı gerekçeleriyle, ihtiyati haciz talebinin şirket yönünden kabulüne, gerçek kişi yönünden reddine karar verildiği, verilen kararın ihtiyati haciz isteyen tarafından gerçek kişinin el yazısı ile isim ve kimlik numarasını yazarak ikinci bir imza atılması halinde kefil/aval olma iradesinin söz konusu olduğu, imzanın ilk derece mahkemesince yanlış yorumlandığı, ikinci imzanın tam olarak şirket kaşesi üzerinde bulunmadığı, gerçek kişi yönünden de taleplerinin kabulüne karar verilmesi gerektiği, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 04/04/2018 tarih, 2017/19-812 Esas 2018/756 Karar sayılı içtihatlarının da bu yönde olduğu, kararın kaldırılarak gerçek kişi … yönünden de ihtiyati haciz taleplerinin kabulüne karar verilmesi gerektiği yönünde istinaf ettikleri anlaşılmaktadır.
İlk derece mahkemesince ihtiyati haciz talebi, şirket için kabul edilmiş, gerçek kişi tarafından kabul edilmemiştir.
Talep eden vekili, istinaf dilekçesinde her ne kadar gerçek kişinin kefil/aval olma iradesi ile sorumluluğundan bahsetmiş ise de, TTK’nın 701/3. maddesinde muhatabın veya düzenleyenin imzaları hariç olmak üzere, poliçenin yüzüne atılan her imzanın aval şerhi sayılacağını, hüküm altına aldığından talep edenin gerçek kişi yönünden aval sorumluluğuna dayandığı anlaşılmaktadır.

Aval kavramı, TTK’nın 700 ve devamı maddelerinde düzenlenmiş, 701. maddesinde, aval şerhinin poliçe veya alonj üzerine yazılacağını, “aval içindir” veya eş anlamlı başka bir ibareyle de ifade edilebileceğini ve aval veren tarafından imzalanacağını, muhatabın veya düzenleyenin imzaları haricinde poliçenin yüzüne atılan her imzanın aval şerhi sayılacağını, 702. maddesinde ise aval veren kişinin kimin için aval verdiyse aynen onun gibi sorumlu olacağını düzenlemiştir.
Türk Ticaret Kanunu’nun 778. Maddesinin yollamasıyla bahsi geçen maddeler, bonolar hakkında da uygulanacağından, keşideci şirket kaşesi üzerindeki imza dışında, bononun ön yüzüne atılan her imza (bononun geçerli olması için tek imza yeterli olduğundan) aval şerhi hükmündedir. Aval için sadece imza yeterli olup, ayrıca ad soyad T.C. kimlik no gibi bilgilerin yazılması gerekmez.
Şirket yetkilisi tarafından keşide edilen bononun altına atılan ikinci imza, şirket kaşesi olmadan atılmış ise burada artık keşideci sıfatı söz konusu olmaz. Bu imza aval olarak kabul edilir ve imza sahibi borçtan şahsen sorumlu olur.
Dosyaya konu bonoya istinaden aleyhine ihtiyati haciz istenen gerçek kişinin, aleyhine ihtiyati haciz kararı verilen şirketin müdürü olduğu ticaret sicil gazetesi nüshasıyla sabittir. Müdür, şirketin kaşesi altına iki tane imza atmış olup, bononun ön yüzünde avalist olma iradesini gösteren bir ibare derç etmemiştir. İkinci imzanın tamamı şirket kaşesinin üzerinde olup sadece imzanın bitimindeki düz çizginin bir kısmı, şirket kaşesinin dışına taşmıştır. Bu durumda ikinci imzanın avalist olma iradesiyle açığa atıldığının kabulü mümkün değildir.
Aleyhine ihtiyati haciz istenen gerçek kişi, her ne kadar isim ve T.C. Numarasını bononun ön yüzünde, matbu yazılı bulunan kefil kısmına yazmış ise de bu durum tek başına keşideci gerçek kişinin avalist olma iradesini göstermez. Avalist olmak için senedin ön yüzüne tereddüte yer bırakmayacak şekilde avalist olma iradesinin yazılması veya tereddüte yer vermeyecek şekilde kaşenin dışında açığa imza atılması gerekmektedir. Hukuk Genel Kurulu’nun 05/10/2011 tarih ve 2011/12-480 sayılı içtihadı da bu yöndedir. İlk derece mahkemesince; ihtiyati haciz talebinin şirket tarafından kabulüne, gerçek kişi yönünden reddine ilişkin verdiği kararda usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığından ihtiyati haciz talep edenin istinaf başvurusunun HMK 353/1.b.1 maddesi gereğince, esastan reddine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- İhtiyati haciz isteyenin istinaf talebinin ESASTAN REDDİNE,
2- Alınan harç yeterli olduğundan yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
4- İstinaf başvurusunda bulunan ihtiyati haciz talep eden tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
5-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/3.maddesi gereğince; kararın tebliği işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
6- Dava dosyasının ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda … tarihinde oybirliği ile HMK’nın 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır

M.Ç