Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2020/1991 E. 2022/1786 K. 31.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA BAM …. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: … – …
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
… HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : …
ÜYE : …
ÜYE : …
KATİP : …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/12/2019
NUMARASI : … Esas – … Karar

DAVACI : … .
VEKİLİ : Av. …- …

İSTİNAF EDEN DAVALI : …- T.C Kimlik No: …

DAVA : İtirazın İptali

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 31/10/2022
YAZIM TARİHİ : 01/11/2022
Davacı tarafından, davalı aleyhine Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … sayılı dosyası ile açılan itirazın iptali davasında 24/12/2019 tarihinde tesis edilen karara karşı davalının istinaf kanun yoluna başvurması üzerine, üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendi;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili banka ile dava dışı … Tic.Ltd.Şti. arasında imzalanan Genel Kredi Sözleşmesinde davalının kefil olarak yer aldığını, asıl borçlunun kredi kartının ödenmeyen borcu nedeniyle Konya … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile takibe geçildiğini, ancak şahsın şirkete ait hisselerini 2015 yılında sattığını, bu sebeple sorumluluğunun bulunmadığını belirterek borcun tamamına itiraz ettiğini, kefilin kefil olduğu şirkete ait hisselerini devretmiş olmasının kefillik ilişkisinin sonlandırılacağı anlamına gelmediğini, bu nedenle fazlaya ilişkin hakları saklı kalması kaydı ile davalı-borçlunun borca itirazının iptali ile takibin devamına ve alacağın tahsiline, itiraz edilen alacak miktarı üzerinden %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı asil cevap dilekçesinde özetle; kendisinin 09.09.2015 tarihine kadar şirket ortağı olduğunu, Alanya’da bulunduğundan şirketin aldığı kredilerinin hiçbirinin tarafından kullanılmadığını ve imzalanmadığını, şirkete ait borca itirazının olmadığını ancak kendisinin bankaya kişisel teminat verdiğini hatırlamadığı için belgelerdeki imzasının kontrol edilmesini ve sonucun buna göre tecelli etmesini, tarafına isnat edilen kötüniyet suçlamasının haksız olduğunu beyan etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ: İlk derece mahkemesince; “…davacının davasının kısmen kabul, kısmen reddi ile; a)Davalının, Konya … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı takibine yapmış oldukları itirazın, asıl alacak 25.092,64 TL., takip tarihine kadar işlemiş faiz 1.516,93 TL., faizin BSMV’si 75,85 TL.,olmak üzere alacağın toplam 26.685,42 TL.’lik kısmı yönünden iptali ile takibin tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile alacağın toplam 26.685,42 TL.’lik kısmı yönünden devamına, asıl alacak olan 25.092,64 TL.’ye icra takip tarihinden itibaren yıllık %30,24 temerrüt faizi yürütülmesine, davacının fazlaya ilişkin taleplerinin reddine, b)Hükmedilen 26.685,42 TL. alacağın, %20’si olan 5.337,08 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine….” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı istinaf dilekçesinde özetle; dosyada alınan adli tıp raporunun tarafına tebliğ edildiğini ancak 2 haftalık kanuni sürenin beklenmediğini, hukuki dinlenme hakkının ve adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini, bankanın sözleşmesinde “sözleşmeyi okuyarak imza ettim” yazısında imzasının bulunmadığını, …’ın dinlenmediğini, bu sözleşmeyi kendisinin bilgisi ve onayı olmadan bankaya verildiğini beyan edeceğini, istinaf talebinin kabulü ile kararın iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; itirazın iptali istemine ilişkindir.
İstinaf incelemesi; Kamu düzenini ilgilendiren konularda resen, diğer yönlerden HMK’nın 355.maddesi gereğince istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılmıştır.
Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin 14/06/2017 tarih 2016/1238 Esas 2017/3744 Karar sayılı ilamında “….HMK 281.maddesine göre taraflar, bilirkişi raporunun, kendilerine tebliği tarihinden itibaren iki hafta içinde, raporda eksik gördükleri hususların, bilirkişiye tamamlattırılmasını; belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilirler. Ayrıca, 6100 sayılı Kanun’un 184. maddesine göre, hakim tarafların iddia ve savunmalarıyla toplanan delilleri inceledikten sonra, duruşmada hazır bulunan taraflara tahkikatın tümü hakkında açıklama yapabilmeleri için söz verir. Mahkeme tarafların tahkikatın tümü hakkındaki açıklamalarından sonra, tahkikatı gerektiren bir husus kalmadığını görürse, tahkikatın bittiğini taraflara tefhim eder.
Tahkikatın bittiğinin tefhiminden sonra, sözlü yargılama aşamasına geçileceği konusunda şüphe yoktur. Burada açıklığa kavuşturulması gereken husus, tahkikatın bittiğinin tefhim edildiği celseden sonra, sözlü yargılama ve hüküm için yeni bir gün tayininin zorunlu olup olmadığı hususudur.
Sözlü yargılama 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanun’unun 186. maddesinde düzenlenmiştir. Bu madde, “Mahkeme, tahkikatın bitiminden sonra, sözlü yargılama ve hüküm için tayin olacak gün ve saatte mahkemede hazır bulunmalarını sağlamak amacıyla iki tarafı davet eder. Taraflara çıkartılacak olan davetiyede, belirlenen gün ve saatte mahkemede hazır bulunmadıkları takdirde yokluklarında hüküm verileceği hususu bildirilir. Sözlü yargılamada mahkeme, taraflara son sözlerini sorar ve hükmünü verir.” hükmünü amirdir.
Bu maddede, taraflara davetiye çıkarılacağı belirtilmiş ise de, HMK’nın 184. maddesine uygun olarak, tarafların tamamının hazır olduğu yargılama sırasında, hâkim, tarafların iddia ve savunmalarıyla toplanan delilleri inceledikten sonra, taraflara tahkikatın tümü hakkında açıklama yapabilmeleri için söz verip, tarafların bütün tahkikat hakkındaki açıklamalarını dinleyip, tahkikatı gerektiren bir hususun kalmadığını belirledikten sonra, yüzlerine karşı tahkikatın bittiğini tefhim etmişse, sözlü yargılama hakkında da görüşlerini sorması gerekir.
Tahkikatın bittiğinin tefhim edildiği duruşmada, taraflardan bir kısmının hazır olmaması veya hazır olan taraflardan biri ya da tamamının, mahkemeden sözlü yargılama için duruşma günü tayin edilmesini istemeleri halinde, sözlü yargılama için HMK’nın 186. maddesine uygun olarak duruşma günü belirlenmesi ve bu durumun duruşmada olmayan taraflara meşruhatlı davetiye tebliğ edilmesi gerekir.
Tahkikatın bittiğinin tefhim edildiği duruşmada, tarafların tamamının hazır ve sözlü yargılama için yeni duruşma günü verilmesini istemediklerini beyan etmeleri halinde, bu husus duruşma tutanağına yazıldıktan sonra, sözlü yargılamaya geçilir, taraflara HMK’nın 186/2. maddesine göre son sözleri sorulur, son sözleri dinlendikten sonra, mahkeme hükmünü verir…” hususunun belirtildiği,
Dosyada alınan adli tıp raporunun davalıya 20/12/2019 tarihinde tebliğ edildiği, 10/12/2019 tarihli duruşmada alınan ara karar gereğince sözlü yargılama aşamasına geçilmesine karar verildiği ve duruşmanın 24/12/2019 tarihine bırakıldığı, bu davetiyenin de davalıya 20/12/2019 tarihinde tebliğ edildiği, davalının bilirkişi raporuna itiraz için 2 haftalık süre dolmadan sözlü yargılamanın yapılarak karar verilmesinin davalının savunma hakkını kısıtlanması niteliğinde olduğundan adil yargılanma hakkı ve hukuki dinlenilme hakkına aykırı olduğu, bu nedenle davalının istinaf başvuru talebinin kabulüne, HMK’nın 353/1.a.6. maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın yukarıda belirtilen şekilde değerlendirme yapılmak ve sonucunda karar verilmek üzere ilk derece mahkemesine gönderilmesi gerektiği sonuç ve kanaatiyle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalının istinaf başvuru talebinin KABULÜ ile; Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 24/12/2019 tarih … Esas … Karar sayılı KARARININ KALDIRILMASINA,
2-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-a maddesi gereğince dosyanın ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf başvurusunda bulunan davalı tarafından yatırılan 455,72 TL istinaf karar harcının talep halinde davalıya iadesine,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
5-İstinaf başvurusunda bulunan davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
6-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/4 maddesi gereğince; kararın tebliğ işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 31/10/2022 tarihinde oybirliği ile HMK’nın 353/1-a maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır

A.G