Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2020/1965 E. 2022/1264 K. 19.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA BAM … HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
… HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 03/03/2020
NUMARASI : … Esas – … Karar

DAVACI : … A.Ş.
VEKİLİ : Av. … – …

İSTİNAF EDEN DAVALI : 1- … A.Ş.
VEKİLİ : Av. … – …

: 2- … – T.C Kimlik No:…

DAVA : Menfi Tespit

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 19/09/2022
YAZIM TARİHİ : 21/09/2022
Davacı tarafından, davalılar aleyhine Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … sayılı dosyası ile açılan menfi tespit davasında 03/03/2020 tarihinde tesis edilen karara karşı davalı … . A.Ş’nin istinaf kanun yoluna başvurması üzerine, üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendi;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin daha önce … A.Ş olan ticari unvanını (şirketteki hisse devirleri ve yönetim kurulu Başkanının değişmesinden sonra) 25.02.2013 tarihli Genel Kurul Kararı ile … A.Ş. olarak değiştirerek 21.03.2013 tarih 8283 sayılı Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde yayımlandığını, müvekkili şirketin şu andaki yönetim kurulu başkanın …’ın münferiden imza yetkilisi olup yönetim kurulu başkanı dışında başkaca kimsenin şirketi temsil ve borç altına sokacak işlem yapma yetkisinin bulunmadığını, şirketin eski yöneticileri tarafından kayıp olduğu bildirilen … A.Ş. … / … şubesi nezdindeki TR … … İBAN numaralı hesabından verilen boş çek yapraklarından … seri numaralı çeki her ne şekil ve surette nasıl ele geçirdiğini bilmediklerini, davalılardan … çeke 10.11.2014 keşide tarihi ve 13.800,00 TL bedel ve kendisini lehdar olarak yazmak suretiyle çeki adresi ve kimliği belirsiz …’ya ciro etmiş ve çek sırasıyla diğer cirantalara ciro edilmiş sonunda çek son hamil sıfatıyla davalı … A.Ş. tarafından … A.Ş. emrine ödeme için ibraz edildiğini, çekin keşide tarihi olan 10.11.2014 tarihinde karşılığı bulunmadığından çekin arkasına karşılıksız şerhi yazıldığını, anılan çek sebebiyle müvekkili şirketin bir borcu bulunmadığı gibi lehdar davalı ile müvekkili şirketin ticari bir ilişkisinin de olmadığını, söz konusu çekteki keşideci imzasının müvekkili şirket temsilcisine ait olmadığını, çekin arkasında lehdar dahil toplam yedi adet ciro olduğunu, ancak bu ciroların kötü niyetle yapıldığını, son hamil davalı dışında, lehdar ile ciranta kişi ve firmaların muhtemelen hayali ve mevcut bulunmayan kişi ve şirketlere ait olduğunu, çekin doğrudan veya ihtiyati haciz kararı alınarak icra takibine konu yapılması kuvvetle muhtemel bulunduğundan öncelikle icra takibinin durdurulmasına yönelik ihtiyati tedbir kararı verilmesinin gerektiğini belirterek; dava konusu çek hakkında icra takibinin durdurulmasına yönelik ihtiyati tedbir kararı verilmesine, dava konusu çek sebebiyle müvekkilinin borçlu bulunmadığının tespiti ile çekin iptaline, alacağı bulunmadığı halde çeki tedavüle koyan davalılar kötü niyetle hareket ettiğinden çek bedelinin %20’sinden aşağı olmamak üzere tazminatın davalılardan müşterek ve müteselsil olarak tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı şirket vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı ile davalı müvekkili arasında imzalanan bir sözleşme bulunmadığı gibi davacı ile müvekkili şirket arasında kurulmuş bir ticari ilişkinin de mevcut olmadığını, ayrıca davanın müvekkiline tebliğ edildiği tarihte de dava konusu çekin müvekkili şirket elinde olmadığını, kural olarak sözleşmelerin ancak sözleşenler arasında haklar ve yükümlülükler doğuracağını, müvekkili ile davacı arasında kurulan herhangi bir sözleşme veya ticari ilişkinin bulunmadığını, bu nedenle davanın husumet nedeniyle reddinin gerektiğini, müvekkili şirketin 2004 yılından bu yana … Satış yetkilisi olan dava dışı … Alüminyum 18.09.2014 tarihi itibari ile mevcut cari hesap borçlarına mahsuben dava konusu çeki müvekkili şirkete verdiğini, müvekkilinin tahsil amacı ile çeki takasa verdiğini ve çekin arkasına karşılıksız kaşesinin basıldığını, dava dışı 3.kişinin müvekkili şirkete karşılıksız çek bedeli miktarı olan 13.800,00-TL’yı müvekkiline havale etmek suretiyle ödediğinden söz konusu çekin … Alüminyum’a iade edildiğini, daha sonra çekin hayali cirolarla el değiştirdiğini, davacının dava konusu çekin yaklaşık 2 yıldır kayıp olduğuna ilişkin herhangi bir bildirimde bulunmadığını, çekin karşılıksız kalması akabinde dava konusu çek bedelinin satmış olduğu mal bedelinin dava dışı … Alüminyum Ltd. Şti.’den tahsil ettiğinden çekin dava dışı şirkete iade edildiğini, bu yönüyle davanın müvekkili açısından konusuz kaldığını, davanın açılmasına müvekkilinin sebep olmadığını belirterek; husumet itirazının kabulü ile davanın müvekkili bakımından husumet yokluğundan reddine, dava konusu çekin müvekkili yedinde bulunmaması nedeni ile konusuz kalan tedbirin müvekkili yönünden kaldırılmasına, dava konusu çekin dava dilekçesinin tebliğinden önce müvekkili tarafından cirantaya iade edilmiş olması nedeni ile konusuz kalan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince; “….Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davaya konu çekin keşideci imzası ile …’ın mukayese imzaları arasında farklılıklar saptandığından, söz konusu imzanın mevcut mukayese imzalarına kıyasla davacı …’ın eli ürünü olmadığının tespit edildiği, davacının davalı … ‘ya borçlu olmadığı olgusunun ispatlandığı, davalılarca davacının borçlu olduğuna dair başkaca herhangi bir belge veya delil de sunulamadığı gözetilmekle, davacının davasının davalı … yönünden kabulü ile; dava konusu 13.800,00 TL bedelli, 10/11/2014 tarihli, keşidecisi: … . A. Ş. olan, Lehtarı: … olan çekten dolayı davacının …ya borçlu olmadığının tespitine, davalı … A.Ş. Yönünden açılan davanın davalı taraf çekin hamili olmadıklarını ve çekten dolayı da alacak iddialarının bulunmadığını beyan ettiklerine göre davanın konusuz kaldığı sonucuna varılmıştır. Bununla birlikte çeki bankaya ibraz eden kişi davalı olduğundan ona karşı dava açılmasında davacının hukuki yararı bulunmaktadır. Çünkü davalı taraf çeki önceki cirantaya iade ettiğini davadan önce davacıya bildirmemiştir. Bu nedenle davalı taraf davanın açılmasına sebebiyet verdiğinden yargılama giderlerinden sorumlu tutulmuş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur….” gerekçesiyle davacının davasının davalı … yönünden kabulü ile; dava konusu 13.800,00 TL bedelli, 10/11/2014 tarihli, keşidecisi: … . A. Ş. Olan, Lehtarı: … olan çekten dolayı davacının …’ya borçlu olmadığının tespitine, davalı … A.Ş. Yönünden açılan davanın konusuz kaldığı anlaşıldığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı şirket vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece dosyada mevcut savunmaları ve iyiniyetli hamil oldukları gerçeğinin değerlendirilmediğini, davalının eksik ve kusurlu işlemlerine dayanarak, keşideci imzasının davacıya ait olmadığı gerekçesi ile 1 numaralı davalı yönünden kabulüne, müvekkili yönünden karar verilmesine yer olmadığına hükmettiğini, lakin “.. çeki müvekkilin bankaya ibraz ettiği, bu nedende davacının müvekkile dava yöneltmesinde hukuki yararı bulunduğu, müvekkilin çeki davacıya iade etmediği, çeki önceki cirantaya iade ettiğini davacıya davadan önce bildirmemiştir… ” şeklindeki gerekçe ile müvekkili diğer davalı ile birlikte yargılama gideri ve vekalet ücretinden müşterek ve müteselsilen sorumlu tutulduğunu, mahkemenin belirtmiş bulunduğu gerekçenin hukuki dayanaktan yoksun ve mesnetsiz olduğunu, davacının çekin rızası hilafına elinden çıktığı yönünde bankaya veya Cumhuriyet Savcılığına bir başvurusunun da bulunmadığını, çekin normal şekilde bankaya ibraz edildiğini, karşılıksız kalması üzerine çekin bir önceki cirantaya iade edildiğini, ticari ilişki bedelinin nakit olarak tahsil edildiğini, karşılıksız kalan çekin davacıya iadesine ilişkin herhangi bir mahkeme kararı bulunmadan, çekin davacıya iade edilmediği şeklinde hüküm kurulmasını anlamadıklarını, davanın 12.11.2014 tarihinde açıldığını, dava dilekçesi 04.12.2014 tarihinde taraflarına tebliğ edildiğini, çekin dava dilekçesi taraflarına tebliğ edilmeden önce önceki cirantaya usulüne uygun olarak iade edildiğini, cevap dilekçesi incelendiğinde davacının, çekin rızası hilafına elinden çıkması ile ilgili idari ve adli hiç bir yükümlülüğü yerine getirmediğini, çekin arkasındaki cirantaları araştırmadan (dava dilekçesinde lehtar dahil hiçbir cirantaya ulaşamadığı şeklinde soyut bir ifade kullanıldığı görülecek olup dosya kapsamı incelendiğinde cirantaların ulaşılır bulunduğu görülecektir.), cirantaları davaya dahil etmeden davasını ikame ettiğini, müvekkilinin iyi niyetli hamil olarak çeki elinde bulundurduğunu, huzurda görülen davada ne davacı, ne de davalı müvekkilin kötü niyetli bulunduğu yönünde bir beyanları bulunmadığı gibi müvekkilin kötü niyetli hamil olduğuna ilişkin dosyada bir belge de bulunmadığını, cevap dilekçesi ekindeki 1,2,3,4,5,6,7 olarak sunulan belge ve kayıtlar incelendiğinde müvekkilin iyi niyetli hamil olarak çeki elinde bulundurduğunun açıkça görüleceğini, müvekkile yönelik usul ve yasaya aykırı olan kısımlarının istinaf incelemesi neticesinde ortadan kaldırılmasına, müvekkil yönünden davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, menfi tespit istemine ilişkindir.
İstinaf incelemesi; Kamu düzenini ilgilendiren konularda resen, diğer yönlerden HMK’nın 355.maddesi gereğince istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılmıştır.
Davacının 10.11.2014 keşide tarihi ve 13.800,00 TL bedelli ve 3245521 seri numaralı çekteki imzanın şirket yetkilisine ait olmadığından bahisle menfi tespit talebinde bulunduğu, ilk derece mahkemesince adli tıp kurumundan alınan raporda imzanın davacı şirket yetkilisine ait olmadığının tespit edildiği, davanın 12/11/20147 tarihinde açıldığı, davalı … A.Ş’nin ise dava tarihinden sonra 20/11/2014 tarihinde çeki kendisinden önceki cirantaya iade ettiğinden davacının dava tarihi itibariyle dava açmakta haklı olduğu, bu nedenle Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin 13/01/2015 tarih … esas … karar ve 13/06/2013 tarih … esas … karar sayılı ilamlarında da belirtildiği gibi ilk derece mahkemesince davalı şirket hakkında açılan davanın konusu kalmadığından karar verilmesine yer olmadığına karar vermesi ve yargılama giderlerinden davalı şirketi de sorumlu tutması usul ve yasaya uygun olduğundan davalı … A.Ş’nin istinaf başvuru talebinin HMK’nın 353/1.b.1 maddesi gereğince esastan reddine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı … A.Ş.’nin istinaf başvuru talebinin ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 942,67 TL harçtan peşin alınan 236,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 706,67 TL karar ve ilam harcının davalı … A.Ş.’nden tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
4-İstinafa başvuran davalı şirket tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/4. maddesi gereğince; kararın tebliği işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
6-Dava dosyasının ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 28/06/2022 tarihinde oy çokluğuyla HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır
(Muhalif)

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır

A.G.

MUHALEFET ŞERHİ: Açılan dava; menfi tespit ve çek iptali istemine ilişkindir.
Davaya konu çek incelendiğinde; muhatabın … Şubesi, lehtarı davalı …, keşidecinin … A.Ş olduğu, çekin, davalı … A.Ş. tarafından bankaya ibraz edildiği, yapılan yargılama sırasında alınan raporlarla; keşideci adına atılan imzanın şirketin yetkilisine ait olmadığının tespit edildiği anlaşılmıştır.
Davaya konu çekin, davacı şirketin yetkilisi tarafından imzalanmadığının anlaşılması ve davalı şirketin davacıyla herhangi bir hukuki ilişkisinin bulunmadığı kabul edildiğine göre; davacının lehtar ve bankaya ibraz eden davalı şirkete borçlu olmadığının kabulü gerekir. Ancak; her ne kadar davaya konu çekteki keşideci imzasının şirket yetkilisine ait olmadığı tespit edilmiş ise de; imzaların istiklali prensibi gereğince dava konusu çeki davalı şirkete ciro yolu ile devreden dava dışı … Şti. ile davalı şirket arasındaki hukuki ilişkinin geçerliliğini koruduğu, bu nedenle davanın açıldığından haberdar olmayan davalı şirketin, çek bedelinin ciranta tarafından kendisine ödenmesi üzerine çeki iade etmesinde herhangi bir kusurunun bulunmadığı nazara alınarak davalı şirketin yargılama giderlerinden sorumlu olmadığına ilişkin istinaf sebebinin kabulü ile; ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması, HMK’nın 353/1.b.2 maddesi gereğince;
Davanın kısmen kabulü ile; davaya konu çekin davacı yönünden iptaline,
Davacının davaya konu çekten dolayı davalılara borçlu olmadığının tespitine,
Davanın açılmasında davalı şirketin kusuru bulunmadığından davalı şirket ile ilgili yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
Davaya konu çekin davalı şirket tarafından bankaya ibraz edilmesi sebebiyle son hamil olduğu kanaatiyle davanın davalı şirkete yöneltilmesinde davacının kusurunun bulunmadığı gözönünde bulundurulmak suretiyle davalı şirket lehine ücret-i vekalet taktirine yer olmadığına, şeklinde yeniden hüküm kurulması gerektiği görüş ve kanaatinde olduğumdan; sayın çoğunluğun davalı şirketin istinaf talebinin esastan reddine yönelik görüşüne katılmıyorum.

Başkan …
e imzalıdır