Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2020/1964 E. 2022/1582 K. 10.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA BAM … HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
… HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 03/03/2020
NUMARASI : … Esas … Karar

İSTİNAF EDEN DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …

DAVALILAR : 1- …
: 2- …
VEKİLİ : Av. … & Av. …

DAVA : Alacak

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 10/10/2022
YAZIM TARİHİ : 12/10/2022
Davacı tarafından, davalı aleyhine Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … sayılı dosyası ile açılan alacak davasında 03/03/2020 tarihinde tesis edilen davanın reddine ilişkin karara karşı davacının istinaf kanun yoluna başvurması üzerine, üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendi;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket tarafından 30.04.2015 tarihinde 82.140,54 TL ödenerek, … A.Ş. … şubesinden alınan … model … plakalı, … aracın kullanımı esnasında iki farklı arıza uyarısı verdiğini, bu arızalardan birinin birden çok kez tekrarlanan “Direksiyon Desteği Arızası” olduğunu ve araç alındıktan sonra katedilen 55.000 km. civarında iken yol bilgisayarının uyarı ekranında belirlendiğini, 08.12.2016 tarihinde servise götürülerek oksitlenmeden kaynaklandığı belirtilen arızanın giderildiğini, bu arızaların birkaç kez daha tekrar ettiğini, araca ait diğer bir arızanın ise; “EHS Servis Gerekli” uyarısı olduğunu, bu arızalar neticesinde aracın yetkili servise defalarca götürüldüğünü, servis yetkilileri tarafından herhangi bir sorun olmadığının belirtildiğini, ancak aracın 1,5 yıldan kısa bir süre zarfında EHS arızası nedeniyle 9 defa servise götürüldüğünü, davalı … Otosan yetkili servisi aracılığıyla … A.Ş. aracılığı ile davalı … Otosan’a aracın ayıpsız misli ile değişimi talebinde bulunulduğunu, ancak taleplerinin reddedildiğini, izah edilen nedenlerle davanın kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın zamanaşımına uğradığını, davacının araçta var olduğunu iddia ettiği ayıbı dava yoluyla ileri sürmesinin mümkün olmadığını, davanın ticari satım akdine dayanmakta olup, söz konusu uyuşmazlığın Türk Ticaret Kanununa tabi olduğunu, davacının … A.Ş. ile herhangi bir satım akdinin bulunmadığını, davacının şikayeti doğrultusunda iki farklı servis tarafından, testler yapıldığını, ancak herhangi bir sorun tespit edilemediğini, müvekkili şirketler tarfından yapılan incelemeler sonucunda, davacının taleplerinin karşılanması noktasında teknik bir çözümsüzlüğün söz konusu olmadığını, şikayetin giderilmesi için her türlü çabanın sarf edilidiğini, araçtaki mevcut durumun incelenmesinin gerektiğini belirterek; davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ: İlk derece mahkemesince; “….Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; dava konusu aracın, … model, 1.6 motor, … şasi numaralı, … A.Ş’ nin … şubesinden satın alınan ve … plaka ile trafik tescili yapılan, …, … otomobil olduğu, muhtelif tarihlerde periyodik bakım ve arıza şikayetleri dolayısıyla, … yetkili servisleri; … Şti. ve … A.Ş. servislerine götürüldüğü, aracın Blue Tooth ve SYNC arızası nedeniyle … iş emri numarası ile … Otomotiv servisine getirildiği, düzenlenen servis formuna göre arızanın yapıldığı ve herhangi bir ücret alınmadığının belirtildiği,taraflar arasındaki satımın ticari ilişki olduğu davaya konu araçtaki ayıp ihbar sürelerine öncelikle uygulanacak hüküm TTK’ nun 23/c maddesi olduğu, davacının aracı 30/04/2015 tarihinde satın aldığı, aracın 08/12/2016 tarihinde arızalandığı, araç tamirinin özel firmada yapıldığı, bu aşamada davalıya ayıp ihbarında bulunulmadığı, davacı tarafından aracı 8 gün içerisinde incelemek veya inceletmek suretiyle sonrasında 2 gün içerisinde ihbarda bulunmadığı,varlığı iddia edilen ayıbın hile ile gizlendiği iddiasının bulunmadığı, ayrıca araçtaki arızanın imalat ve tasarımdan kaynaklanan ayıp olup, aracın kullanımına ve zamana bağlı olarak ayıbın sonradan anlaşılabilecek nitelikte gizli ayıp olduğunun kabulü halinde dahi ayıbın varlığını, tamir anında öğrendiği halde davalıya derhal ihbarda bulunmadığı, bu durumda TBK’ nun 223/2 maddesi gereğince davacının ayıplı aracı kabul etmiş sayılacağı anlaşılmakla; ayrıntılı gerekçeli ve hükme esas bilirkişi heyeti raporu uyarınca davacının davasının ithalatçı firma olan … A.Ş. yönünden İthalatçı firmanın ayıplı araçdan ötürü sorumlu olması için araca ait garanti belgesinde garantör olarak imzasının bulunması gerektiğinden husumetten reddine, davacının davasının satıcı firma olan … A.Ş.yönünden yukarıda açıklanan gerekçe ile esastan reddine….” karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; alım-satım sözleşmesine konu aracın davacı müvekkile yüklenebilen herhangi bir kusur olmaksızın ayıplı olduğunu, belirli bir süre kullanım sonrası ortaya çıkan ayıplı aracın ayıpsız misli ile değiştirilmesi gerektiğini, araçta üretimden kaynaklı bir ayıbın olduğu gözetilerek ilk derece mahkemesince verilmiş olan ret kararının bozulması gerektiğini, söz konusu alım-satım sözleşmesinde TBK m.225 hükmünden doğan satıcının ağır kusurunun mevcut olduğunu, Yargıtay 19.HD’nin 13.10.2015 tarih … esas … karar sayılı ilamında ‘ağır kusur (iğfal) halinde alıcı, ticari satımdaki ayıp ihbar sürelerine uyulmaksızın, kanundan doğan haklarını kullanabilir” hususunun belirtildiğini, davalı …Ş. nezdinde verilen usulden ret kararının hukuka aykırı olduğunu, yerel mahkeme ilamının istinaf incelemesi neticesinde kaldırılarak talepleri doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, ayıp nedeniyle satın alınan aracın misli ile değiştirilmesi istemine ilişkindir.
İstinaf incelemesi; Kamu düzenini ilgilendiren konularda resen, diğer yönlerden HMK’nın 355.maddesi gereğince istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılmıştır.
Ticari satış ve mal değişimi başlıklı 6102 sayılı TTK. 23/1 maddesinde; özel hükümler saklı kalmak şartıyla, tacirler arasındaki satış ve mal değişimlerinde TBK. satış sözleşmesi ile mal değişim sözleşmesine ilişkin hükümlerin uygulanacağı buna göre malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı iki gün içinde durumu satıcıya ihbar etmesi gerektiği, açıkça belli değilse alıcının malı teslim aldıktan sonra sekiz gün içinde inceleyip veya incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını korumak için durumu bu süre içinde satıcıya ihbarla yükümlü olacağı, diğer durumlarda, TBK. 223. maddesinin ikinci fıkrasının uygulanacağı düzenlenmiştir.
6098 sayılı TBK. ayıba karşı tekeffülü düzenleyen 219. maddesine göre “Satıcı, alıcıya karşı herhangi bir surette bildirdiği niteliklerin satılanda bulunmaması sebebiyle sorumlu olduğu gibi, nitelik veya niteliği etkileyen niceliğine aykırı olan, kullanım amacı bakımından değerini ve alıcının ondan beklediği faydaları ortadan kaldıran veya önemli ölçüde azaltan maddi, hukuki ya da ekonomik ayıpların bulunmasından da sorumlu olur. Satıcı, bu ayıpların varlığını bilmese bile onlardan sorumludur.” düzenlemesi mevcuttur.
6098 sayılı TBK. 222. maddesinde ise; satıcının, satış sözleşmesinin kurulduğu sırada alıcı tarafından bilinen ayıplardan sorumlu olmayacağı, satıcının, alıcının satılanı yeterince gözden geçirmekle görebileceği ayıplardan da, ancak böyle bir ayıbın bulunmadığını ayrıca üstlenmişse sorumlu olacağı düzenlenmiştir.
6098 sayılı TBK. 223/2 madde hükmünde ise alıcının gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal etmesi halinde, satılanı kabul etmiş sayılacağı. Ancak, satılanda olağan bir gözden geçirmeyle ortaya çıkarılamayacak bir ayıp bulunması hâlinde, bu hükmün uygulanmayacağı, bu tür bir ayıbın bulunduğu sonradan anlaşılırsa, hemen satıcıya bildirilmesi gerektiği; bildirilmezse satılan bu ayıpla birlikte kabul edilmiş sayılacağı düzenlenmiştir.
Aynı kanunun ayıp durumunda ise alıcının seçimlik hakları 227. maddesinde düzenlenmiştir. Madde hükmüne göre ”Satıcının satılanın ayıplarından sorumlu olduğu hâllerde alıcı, aşağıdaki seçimlik haklardan birini kullanabilir:
1. Satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme.
2. Satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinde indirim isteme.
3. Aşırı bir masrafı gerektirmediği takdirde, bütün masrafları satıcıya ait olmak üzere satılanın ücretsiz onarılmasını isteme.
4. İmkân varsa, satılanın ayıpsız bir benzeri ile değiştirilmesini isteme.
Alıcının genel hükümlere göre tazminat isteme hakkı saklıdır.
Satıcı, alıcıya aynı malın ayıpsız bir benzerini hemen vererek ve uğradığı zararın tamamını gidererek seçimlik haklarını kullanmasını önleyebilir.
Alıcının, sözleşmeden dönme hakkını kullanması hâlinde, durum bunu haklı göstermiyorsa hâkim, satılanın onarılmasına veya satış bedelinin indirilmesine karar verebilir. Satılanın değerindeki eksiklik satış bedeline çok yakın ise alıcı, ancak sözleşmeden dönme veya satılanın ayıpsız bir benzeriyle değiştirilmesini isteme haklarından birini kullanabilir.”
6098 Sayılı TBK’nun 231. maddesinde “Satıcı daha uzun bir süre için üstlenmiş olmadıkça, satılanın ayıbından doğan sorumluluğa ilişkin her türlü dava, satılandaki ayıp daha sonra ortaya çıksa bile, satılanın alıcıya devrinden başlayarak iki yıl geçmekle zamanaşımına uğrar. Alıcının satılanın kendisine devrinden başlayarak iki yıl içinde bildirdiği ayıptan doğan def’i hakkı, bu sürenin geçmiş olmasıyla ortadan kalkmaz. Satıcı, satılanı ayıplı olarak devretmekte ağır kusurlu ise, iki yıllık zamanaşımı süresinden yararlanamaz.” hükümlerinin yer aldığı, bu nedenle davacının dava dilekçesinde belirttiği tüm servis kayıtları, faturalar ve ödeme belgeleri okunaklı bir şekilde getirtilerek araçtaki ayıbın TTK 23/c maddesi uyarınca basit bir inceletme sonucunda ayıplı olup olmadığının anlaşılıp anlaşılamayacağı hususunda bilirkişilerden ek rapor veya yeni bir bilirkişi heyetinden rapor alınarak TBK 231/son fıkrası da gözetilerek davalının zamanaşımı da ayıp ihbarının süresinde yapılmadığı iddiaları buna göre değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile karar verilmesi usul ve yasaya uygun bulunmadığından davacının istinaf başvuru talebinin kabulüne, HMK’nın 353/1.a.6. maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın yukarıda belirtilen şekilde değerlendirme yapılmak ve sonucunda karar verilmek üzere ilk derece mahkemesine gönderilmesi gerektiği sonuç ve kanaatiyle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının istinaf başvuru talebinin KABULÜ ile; Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 03/03/2020 tarih … Esas … Karar sayılı KARARININ KALDIRILMASINA,
2-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-a maddesi gereğince dosyanın ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yatırılan 54,40 TL istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
5-İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
6-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/4 maddesi gereğince; kararın tebliğ işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 10/10/2022 tarihinde oybirliği ile HMK’nın 353/1-a maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır

A.G