Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2020/1947 E. 2023/130 K. 23.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA BAM … HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
… HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 03/03/2020
NUMARASI : … Esas … Karar

DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …

İSTİNAF EDEN DAVALI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 23/01/2023
YAZIM TARİHİ : 25/01/2023
Davacı tarafından davalı aleyhine Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile açılan alacak davasında 03/03/2020 tarihinde tesis edilen davanın kısmen kabulüne ilişkin karara karşı davalının istinaf kanun yoluna başvurması üzerine, üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendiğinde;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının … Şubesi nezdinde … – … – … numaralı ticari hesapları olduğunu, bu hesaplardan davalının ihmalinden kaynaklanan sebeple ve müvekkilin bilgi ve haberi olmaksızın internet hırsızları tarafından 18.12.2007 tarihinde toplamda 13.775,00 TL’nin müvekkili ile hiçbir ilgisi olmayan kişi veya kişiler hesabına havale yapıldığını, bu konuda müvekkili şirket yetkililerinin banka tarafından haberdar edildiği anda Konya C. Savcılığı’na şikayette bulunduklarını ve akabinde Konya … Asliye Ceza Mahkemesi’nde dava açıldığını, söz konusu davanın … E. sayılı dosyası üzerinden devam ettiğini, aradan geçen zaman içinde davalı tarafından müvekkilinin zararının karşılanmadığını belirterek; davalının ihmali sebebiyle müvekkiline ait hesabından dolandırılan toplam 13.775,00 TL’nın, hesaptan dolandırıldığı 18.12.2007 tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte bankanın ödemesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu alacağın, o tarihte yürürlükte olan 818 sayılı BK’ya göre zamanaşımına uğradığını, davacının müvekkili bankanın müşterisi olduğunu, davacının … no.lu hesabından 18.12.2007 tarihinde; davacının müvekkili bankada bulunan … no.lu diğer hesabına 1.340,00 TL, … adına … Bankası … Şubesi’nde bulunan … no.lu hesabına 6.000,00 TL, … adına … Bankası … Şubesi’nde bulunan … no.lu hesabına 4.935,00 TL, Sinerji İletişim Elektronik adına … Bankası … Şubesi’nde bulunan … no.lu hesabına 4.515,00 TL, … Elektronik adına … Bankası … Şubesi’nde bulunan … no.lu hesabına 1.500,00 TL havale işlemlerinin bilgisi ve rızası dışında gerçekleştirildiğini, davacının 2007 yılından 2011 yılına kadar … kullanarak bankacılık işlemlerini gerçekleştirdiğini, davacının müvekkili bankanın sunmuş olduğu … adlı güvenlik ürününü kullandığını ve davaya konu işlemleri de … kullanarak gerçekleştirdiğini, davaya konu işlemlerle ilgili olarak davacının suç duyurusunda bulunduğunu ve Konya … Asliye Ceza Mahkemesi’nin … E. sayılı dosyasından olayı gerçekleştiren şüpheliler hakkında ceza davası açıldığını, ceza dosyasından alınan bilirkişi raporunda, hacker olarak tabir edilen şüpheli sanıkların İP numarasını atlatma yaparak müşteki davacının internet bankacılık işlemlerinde kullanmış olduğu bilgisayara sızarak kötü yazılım yerleştirmek suretiyle davacının bilgilerini elde ettikleri ve davaya konu işlemleri gerçekleştirdiklerinin tespit edildiğini, bu tespit nedeniyle müvekkil bankaya izafe edilecek bir kusur bulunmadığını, davacının müvekkili bankada bulunan … no.lu hesabından 18.12.2007 tarihinde başka bankalara yapılan havale işlemleri nedeniyle davacının ve hesaplarına havale yapılan kişilerin müvekkili bankadaki hesaplarına blokeler konulduğunu, …’ın … no.lu hesabında bloke edilen 1.579,79 TL’nin 28.12.2007 tarihinde; …’ın … no.lu hesabında bloke edilen 4.935,00 TL’nin 26.12.2007 tarihinde, … Elekjtronik’in … no.lu hesabında bloke edilen 935,36 TL’nin ise 28.12.2007 tarihinde davacının … no.lu hesabına iade edildiğini, davacının diğer hesabına yapılan havale dışında başka hesaplara yapılan havale tutarının toplam 16.950,00 TL olduğunu ve bu tutardan iade edilen 7.450,15 TL’lık tutar düşüldüğünde geriye 9.499,85 TL kaldığını, bu sebeple ancak bu tutarın talep edilebileceğini beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, “…Dava konusu uyuşmazlık hususlarında rapor tanzimi için dava dosyasının talimat mahkemesi aracılığıyla Bankacı Bilirkişi …’e tevdi edildiği bilirkişi düzenlemiş olduğu raporda olarak; Davacı … Tic.Ltd.Şti.’nin davalı … Bankası … Şubesi’ndeki …, … ve … no.lu hesabından 18.12.2007 tarihinde, kendisine ait … no.lu hesabına yapılan 1.340,00 TL’lık havale dışında, aynı bankanın … Şubesi’ndeki …’a ait … no.lu hesabına 6.000,00 TL; … Şubesi’ndeki …’a ait … no.lu hesabına 4.935,00 TL; … Şubesi’ndeki … Elektronik’e ait … no.lu hesabına 4.515,00 TL ve 1.500,00 TL; …’a ait davalı bankadan verilmiş olan … no.lu kredi kartı hesabına 2.000,00 TL olmak üzere toplam 18.950,00 TL’nin, internet bankacılığı yolu ile havale yapıldığı, havalelerin yapıldığı hesaplardan …’a ait … no.lu hesabında mevcut bulunan 1.579,59 TL’ye bloke konularak 28.12.2007 tarihinde; …’a ait … no.lu hesabında mevcut bulunan 4.935,00 TL’nın tamamına bloke konularak 26.12.2012 tarihinde ve … Elektronik’e ait … no.lu hesabında mevcut bulunan 935,36 TL’ye bloke konularak 26.12.2007 tarihinde davacının … no.lu hesabına iade edildiği, böylece davacının hesabından başka şahıslara havale yapılan 18.950,00 TL’lık tutarın 7.449,95 TL’lık kısmının iade alındığı ve davacının 11.500,05 TL (= 18.950,00 – 7.449,95) alacak tutarının kaldığı, davacı tarafından ise 13.775,00 TL talep edildiği, bu durumda 2.274,95 TL (=13.775,00 – 11.500,05) fazla talebin yerinde olmadığına dair rapor düzenlenmiştir.
Yukarıda izah edilenler, bilirkişi raporu ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacı şirketin davalı … Bankası … Şubesi’ndeki …, … ve … no.lu hesabından 18.12.2007 tarihinde, kendisine ait … no.lu hesabına yapılan 1.340,00 TL’lık havale dışında, aynı bankanın … Şubesi’ndeki …’a ait … no.lu hesabına 6.000,00 TL; … Şubesi’ndeki …’a ait … no.lu hesabına 4.935,00 TL; … Şubesi’ndeki … Elektronik’e ait … no.lu hesabına 4.515,00 TL ve 1.500,00 TL; …’a ait davalı bankadan verilmiş olan … no.lu kredi kartı hesabına 2.000,00 TL olmak üzere toplam 18.950,00 TL’nin internet bankacılığı yolu ile havale yapıldığı, havale yapılan hesaplardan …’a ait … no.lu hesabında mevcut bulunan 1.579,59 TL’ye bloke konularak 28.12.2007 tarihinde; …’a ait … no.lu hesabında mevcut bulunan 4.935,00 TL’nın tamamına bloke konularak 26.12.2012 tarihinde ve … Elektronik’e ait … no.lu hesabında mevcut bulunan 935,36 TL’ye bloke konularak 26.12.2007 tarihinde davacının … no.lu hesabına iade edildiği, böylece davacının hesabından başka şahıslara havale yapılan 18.950,00 TL’lık tutarın 7.449,95 TL’lık kısmının iade alındığı, davacının 11.500,05 TL alacak tutarının kaldığı, davacı tarafın 13.775,00 TL talep ettiği ancak 2.274,95 TL fazla talebin yerinde olmadığı, davacının olay nedeniyle herhangi bir kusurun bulunmadığından ve taraflar arasında internet bankacılığı kullanımına ilişkin sözleşme de bulunmadığından davalı bankanın bu ödemeler nedeniyle sorumluluğunun bulunduğu, davacıya iade edilmeyen 11.500,05 TL’nın olay tarihi olan 18.12.2007 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan talep edilebileceği anlaşılmakla; ayrıntılı gerekçeli ve hükme esas bilirkişi raporu uyarınca davacının davasının kısmen kabulü ile 11.500,05 TL nın 18/12/2007 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine…” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dolandırıcılık olayının meydana gelişinde ve müvekkili bankanın sisteminde hiçbir güvenlik açığı bulunmadığından müvekkili bankanın sorumlu sayılamayacağını, dolandırıcılık suçu için açılan ceza davasının sonucunun beklenilmesi gerektiğini, hükme esas alınan bilirkişi raporunun kendi içinde çelişkili olduğunu beyan ederek yerel mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, davacının bilgi ve rızası dışında internet bankacılığı aracılığıyla hesabından üçüncü şahıslar hesabına para havale edilmesi nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkin olup, yukarıda özetlendiği şekilde karar verilmiştir.
İstinaf incelemesi HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve re’sen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır.
Bankalar, kendilerine yatırılan paraları mudilere istendiğinde veya belli bir vadede ayni veya misli olarak iade etmekle yükümlüdür (4491 sayılı Yasa ile değişik 4389 sayılı Bankalar Kanunu’nun 10/4 ve 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun 61’nci maddesi). Bu tanımlamaya göre mevduat, ödünç ile usulsüz tevdi sözleşmelerinin niteliklerini taşıyan kendine özgü bir sözleşmedir. Borçlar Kanunu’nun 306 ve 307’nci maddeleri uyarınca ödünç alan akdin sonunda ödünç verilen parayı eğer kararlaştırılmışsa faizi ile iadeye mecburdur. Aynı Yasa’nın 472/1’nci maddesi uyarınca usulsüz tevdide paranın nef’i ve hasarı mutlak şekilde saklayana geçtiği için ayrıca açıklamaya gerek kalmadan saklayan bu parayı kendi yararına kullanabilir. Bu açıdan değerlendirildiğinde, usulsüz işlemle çekilen paralar aslında doğrudan doğruya bankanın zararı niteliğinde olup, mevduat sahibinin bankaya karşı alacağı aynen devam etmektedir. Usulsüz işlemlerin gerçekleşmesinde ispatlandığı takdirde mevduat sahibinin kusurundan söz edilebilir ve banka bu kusur oranı üzerinden hesap sahibinin alacağından mahsup talebinde bulunabilir. (Yargıtay 11. HD. 2011/749 E-2012/7728 K., 2009/6421 E-2011/5339 K.)
Yukarıda yapılan açıklamadan sonra somut olaya gelindiğinde ise, mahkemece bilirkişi incelemesi yaptırılmış, alınan bilirkişi raporunda, davalı bankadan temin edilen bilgilere göre davacının “…” tanımı bulunmadığı, taraflar arasında kurumsal sınırsız bankacılık başvuru formunun olayın gerçekleştiği 18.07.2007 tarihinden çok sonra 05.01.2011 tarihinde imzalandığı, taraflar arasında internet bankacılığı kullanımına ilişkin sözleşme de bulunmadığı,davacının hesabından başka şahıslara havale yapılan 18.950,00 TL’lık tutarın 7.449,95 TL’lık kısmının iade alındığı ve davacının 11.500,05 TL (= 18.950,00 – 7.449,95) alacak tutarının kaldığı, kanaatinin bildirildiği, davacı tarafından cumhuriyet başsavcılığına yapılan şikayet sonucunda dava dışı işiler hakkında iddianame hazırlanarak Konya … Asliye Ceza Mahkemesi’nin … E.sayılı dosyası ile dava açıldığı ve davanın derdest olduğu,
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu, ceza dosyası içeriği nazara alındığında somut olayda taraflara arasında internet bankacılığı kullanımına ilişkin sözleşme bulunmadığı, davalı bankanın davacının kötü niyetini, suç sayılı eylemini veya kusurunu kanıtlamadığı sürece kendisine emanet edilen paradan güven kuruluşu olması nedeniyle sorumlu olacağı, davacının dolandırıcılık eylemine maruz kaldığı, anlaşılmakla, ilk derece mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde herhangi bir isabetsizliğin bulunmadığı kanaatine varıldığından, davalı vekilinin istinaf isteminin HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca esastan reddine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davalının istinaf başvuru talebinin ESASTAN REDDİNE,
2- Alınması gereken 785,56 TL harçtan peşin alınan 196,36 TL harcın mahsubu ile bakiye 589,20 TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
4- İstinafa başvuran davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5- Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/4. maddesi gereğince; kararın tebliği işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
6- Dava dosyasının ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 23/01/2023 tarihinde oy çokluğu ile HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
(muhalif)
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır

M.Y.

MUHALEFET ŞERHİ: Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 266 ve devamı maddelerinde “bilirkişi incelemesi” düzenlenmiş olup, anılan maddede mahkemenin çözümü özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren hallerde, bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verebileceği düzenlenmiştir. Aynı kanunun 282. maddesinde ise hakimin, bilirkişinin oy ve görüşünü serbestçe değerlendirileceğini, işin çözümünde teknik bilgi ve birikimin gerekliliğine inanılarak bilirkişi incelemesi yaptırılmışsa ve verilen raporlar çelişkili ise mahkeme HMK’nın 281. maddesi hükmüne dayalı olarak, yeni sorular düzenlemek suretiyle ek rapor alabileceği gibi duruşmada sözlü olarak açıklamada bulunmasını da resen isteyebilir. Bilirkişi raporları arasındaki çelişki varsa giderilmeden karar veremez. Gerçeğin ortaya çıkması için gerekli görürse yeni görevlendireceği bilirkişi aracılığıyla tekrar inceleme de yaptırabilir. Bilirkişi raporu kural olarak hâkimi bağlamaz. Hakim raporu serbestçe takdir eder (Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 10/10/2016 tarih 2016/3458 E. 2016/13172 K. sayılı ilamı).
Davalı vekilinin Konya … Asliye Ceza Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasında alınan bilirkişi raporunda kendisine izafe edilecek herhangi bir kusurun bulunmadığının belirlendiğini belirttiği, bu dosyada alınan bilirkişi raporunda da “….Davaya konu işlemlerle ilgili olarak davacının suç duyurusunda bulunduğunu ve Konya … Asliye Ceza Mahkemesi’nin … E. sayılı dosyasından olayı gerçekleştiren şüpheliler hakkında ceza davası açıldığını, ceza dosyasından alınan bilirkişi raporunda, hacker olarak tabir edilen şüpheli sanıkların IP numarasını atlatma yaparak müşteki davacının internet bankacılık işlemlerinde kullanmış olduğu bilgisayara sızarak kötü yazılım yerleştirmek suretiyle davacının bilgilerini elde ettikleri ve davaya konu işlemleri gerçekleştirdiklerinin tespit edildiğini, bu tespit nedeniyle müvekkil bankaya izafe edilecek bir kusur bulunmadığını….” hususunun belirlendiği, dosya içinde ceza mahkemesi dosyasının ve bu dosyada alınan bilirkişi raporunun bulunmadığı, bu nedenle ceza mahkemesi dosyası ve bilirkişi raporu getirtilerek raporlar arasında çelişki bulunup bulunmadığının belirlenmesi, çelişki bulunduğu takdirde çelişkinin giderilmesi için bankacı ve bilişim uzmanı bilirkişilerin bulunduğu bilirkişi heyetinden bilirkişi raporları arasındaki çelişkiyi giderecek şekilde rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile karar verilmesi usul ve yasaya uygun bulunmadığından davalının istinaf başvuru talebinin kabulü ile, HMK 353/1.a.6 maddesi gereğince; ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, yukarıda belirtilen şekilde inceleme ve değerlendirme yapıldıktan sonra karar verilmek üzere dava dosyasının ilk derece mahkemesine gönderilmesi gerektiği düşüncesinde olduğumdan sayın çoğunluğun görüşüne katılmıyorum.

Üye …
e-imzalıdır
(muhalif)