Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2020/1801 E. 2021/1482 K. 22.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM 6. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: … – …
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : …
ÜYE : …
ÜYE : …
KATİP : …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA ASLİYE …. TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : …
NUMARASI : … Esas – … Karar

İSTİNAF EDEN DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …

DAVALI : … Holding Anonim Şirketi
VEKİLİ : Av. …
DAVA : Şirket Ortağı Olunmadığının Tespiti ve Alacak

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : …
YAZIM TARİHİ : …
Davacı tarafından davalı aleyhine Konya Asliye … Ticaret Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyası ile açılan şirket ortağı olunmadığının tespiti ve alacak davasında 02/12/209 tarihinde tesis edilen karar verilmesine yer olmadığına ilişkin karara karşı davacının istinaf kanun yoluna başvurması üzerine dava dosyasının dairemize geldiği anlaşılmakla üye hakimin görüşleri alındıktan sonra, dosya incelendiğinde;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının birikimini hem ülkesinde değerlendirilmesi hem de istediği zaman geri alabileceği karlı bir yatırıma dönüştürmek için davalı şirkete belge karşılığında 110.000,00 DM yatırdığını, müvekkilinin defalarca istemesine rağmen yatırdığı parayı geri alamadığını, davalı şirket yetkililerinin Türk Ticaret Kanunu, Bankacılık Kanunu, Sermaye Piyasası ve sair kanun hükümlerini ihlal ettiklerini, bu konuda şirket yetkilileri hakkında ceza davaları açıldığını, bu nedenlerle taraflar arasında geçerli bir ortaklık ilişkisinin kurulmadığının tespiti ile fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla şimdilik davalı tarafa verilen 500,00 Euro’nun dava tarihinden itibaren işleyecek merkez bankası yabancı para cinsi faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının davalı şirkete her hangi bir bedel ödemediğini, davacının hisse senetlerini davalı ile ilgisi bulunmayan üçüncü kişilerden devren iktisap ettiğini, davalı tarafından SPK ya sunulan listelerin tahsilatları değil, “ortaklar arasında hisse devri esnasında ortakların birbirine yaptıkları ödemeleri” gösterdiğini, bu nedenle davacının davalı şirketten alacak talebinde bulunmasının eski TTK 329 ve 405. maddeleri gereğince mümkün olmadığını, davacının hata ve hile iddialarının BK’ nun 31. maddesinde belirtilen bir yıllık hak düşürücü süresinin geçmiş olması nedeniyle dinlenemeyeceğini, davada haksız fiil hükümlerinin uygulanamayacağını, ayrıca BK’ nun 125. maddesine göre davacının taleplerinin zaman aşımına uğradığını, hatta olayda uygulanması mümkün olmayan sebepsiz zenginleşme ile ilgili BK’ nun 66. maddesinde belirtilen on yıllık zaman aşımı sürelerinin de dolduğunu, bu nedenlerle davalı aleyhine ikame edilen davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…7155 Sayılı Kanunun 18/A-2 maddesi gereğince arabuluculuk belge aslı sunulmadığından dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine…” karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkeme kararının usule ve fiili duruma aykırı olduğunu, istenilen belgelerin UYAP üzerinden bulunabileceğini ve sisteme kaydedilmesinin asıl gibi bir hüküm ifade ettiğini beyan ederek yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava; şirket ortağı olunmadığının tespiti ve alacak talebine ilişkindir.
İstinaf incelemesi HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve resen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır.
Davaya son veren taraf işlemleri olan feragat, kabul ve sulh, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 307 ilâ 315. maddeleri arasında düzenlenmiştir. Tasarruf ilkesinin bir sonucu olarak davaya son veren taraf işlemleri hüküm kesinleşinceye kadar yapılabilir. Bir başka ifade ile taraflar davayı kabul ederek ya da davadan feragat ederek veya sulh sözleşmesi yaparak yargılamanın her aşamasında ve hatta kanun yollarında herhangi bir hükme gerek kalmaksızın davayı sona erdirebilirler. Ancak bu işlemler vekil tarafından yapılacaksa vekilin vekâletnamesinde özel yetkinin bulunması gerekir (HMK m. 74).
Davadan feragat, davayı kabul ve sulh, içerikleri itibariyle birer maddi hukuk işlemi olmakla birlikte, yapılış şekli itibariyle birer usulü işlemdir. Bu nedenle söz konusu işlemler bir taraftan maddi hukuk anlamında uygulama imkânı bulan iradeyi bozan hâllere dayanılarak iptal edilebilirken, diğer taraftan kesin hüküm gibi sonuç doğurmaktadır.
Davadan feragat, davacının talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir (HMK m. 307). Davadan feragat eden davacı, bununla dava dilekçesinin talep sonucu bölümünde istemiş olduğu haktan kısmen veya tamamen vazgeçer. Feragat, davayı kesin olarak sonuçlandıran bir hukuki neden olup, yapıldığı anda kesin hükmün sonuçlarını doğurur.
Davacı vekilince verilen 10/06/2021 tarihli dilekçenin, davadan feragat niteliğinde olduğu, HMK’nın 310. maddesi gereğince karar kesinleşinceye kadar davadan feragat mümkün olduğundan ve dairemizce henüz davacının istinafı esastan incelenip karara bağlanmadığından; davacının feragat beyanı nazara alınarak ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması ve HMK’nın 353/1.b.2 maddesi gereğince yeniden hüküm kurularak feragat nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatiyle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A) Davacının davadan feragat beyanı nazara alınarak istinaf talebine ilişkin dilekçesinin reddine,
– Davacı tarafından yatırılan 54,40 TL istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
– İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
– İstinaf kanun yoluna başvuru sırasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,

B) Davacının davadan feragat beyanı nazara alınarak, Konya Asliye … Ticaret Mahkemesi’nin 02/12/2019 tarih, … Esas … Karar sayılı KARARININ KALDIRILMASINA,
C) Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1.b.2 maddesi gereğince davacı talebi ile ilgili YENİDEN HÜKÜM KURULMASINA,
1- Davanın feragat sebebi ile reddine,
2- Alınması gereken 59,30 TL harçtan peşin alınan 54,52 TL harcın mahsubu ile bakiye 4,78 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3- Davalı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan A.A.Ü.T gereğince belirlenen 384,66 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4- Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5- Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6- Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 333 ve HMKGAT’nin 5/1. maddeleri gereğince yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının gider avansını yatıran tarafa iadesine
D) Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/3.maddesi gereğince kararın dairemiz tarafından tebliğe çıkarılmasına,
E) Dava dosyasının temyiz edilmeden kesinleşmesi halinde ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda verilen kararın HMK’nın 361/1 maddesi gereğince; taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde dairemize, temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi’ne veya ilk derece mahkemesine verilecek dilekçe ile temyiz kanun yoluna başvurma talebinde bulunulabileceğine … tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan … Üye … Üye … Katip …
e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır

A.G