Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2020/1742 E. 2021/2043 K. 19.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM 6. HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : **********
KARAR NO : **********

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : **********
ÜYE : **********
ÜYE : **********
KATİP : **********

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA ASLİYE *. TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : **********
NUMARASI : ********** Esas ********** Karar

DAVACILAR : 1- **********
2- **********
3- **********
VEKİLİ : Av. **********

İSTİNAF EDEN
DAVALILAR :1- **********
2- **********
VEKİLLERİ :Av.**********
DAVA ; Alacak

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : **********
YAZIM TARİHİ : **********

Davacı tarafından davalılar aleyhine Konya *. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ********** Esas sayılı dosyası ile açılan alacak davasında ********** tarihinde tesis edilen karara karşı davalıların istinaf kanun yoluna başvurması üzerine dava dosyasının dairemize geldiği anlaşılmakla üye hakimin görüşleri alındıktan sonra, dosya incelendiğinde;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ********** vasisi olduğu **********’nın yurt dışına çalışmak için gurbetçi olarak giden ve zor koşullarda, dişinden tırnağından artırarak biriktirdiği kazancının hem ülkesinde değerlendirilmesi hem de istediği zaman geri alabileceği kârlı bir yatırıma dönüştürmek için davalılara, bir belge karşılığında ödeme yaptığını, müvekkilinin vasisi olduğu ********** ödediği rakam karşılığında kendisinin davalı şirketlere ortak olarak kaydedildiğini çok sonradan öğrendiğini, davalıların halen talep edilen alacak yönünden **********’nın parasını ödemediklerini, **********’ya ödenmeyen alacak bizzat davalılar tarafından verilen SPK kayıtlarında yer aldığını, para tahsil edilme anında ve sonrasında defalarca bizzat davalı şirket temsilcileri tarafından parasını her istediği an geri alabileceği ve yüksek oranda kar edebileceği taahhüdünde bulunulması karşılığında kendi insanı olmasının verdiği güven ve samimiyetle ülkesine yatırım yaptığını düşünerek parasını davalılara belgelere karşılığında verdiğini,**********’nın yurdundan uzak olması özlemi ile dini duygularını sömüren davalıların aynı yöntemle binlerce gurbetçiden nakit para topladıklarını,**********’nın bir süre sonra ihtiyacı nedeniyle ödediği parasını talep ettiğini ancak her defasında sonraki bir tarihte ödeneceği sözü verildiğini ancak bu tarihe kadar bir türlü ödenmediğini, kanunlara aykırı ve planlı bir faaliyet sonucu tahsil edilen paranın geri alınabilmesi için alacağının cüzzi bir kısmı için Konya *. Asliye Ticaret Mahkemesinin ********** Esas sayılı dosyası ile dava açtığını ancak davanın, alacağın ispatlanamamış olması nedeniyle reddine karar verildiğini, işbu davanın alacağın kalan kısmı ile ilgili olup müvekkilinin vasisi olduğu**********’nın alacağını kanıtlayan yeni delillerin ortaya çıktığını, bu deliller ile kapsamlı bir bilirkişi incelemesi yapılmak sureti ile gerçek durumun ortaya çıkma imkanının doğduğundan bahisle davalıların aldıkları ve haksız olarak ellerinde tuttukları ortaklık kaydı dışında fazladan alınan 48.000,00 Euro’nun fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla ödendiği tarihten itibaren işleyecek ticari faizi ile müşterek ve müteselsilen davalılardan alınarak müvekkiline ödenmesine, yargılama masrafları ile avukatlık ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı ********** ve davalı ********** vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının ********** tarihinde Konya *. Asliye Ticaret Mahkemesinin ********** Esas sayılı dosyası ile dava açtığı ve yerel mahkemece ********** tarihinde ********** Karar sayılı kararı ile ispatlanamayan davanın reddine karar verildiğini, davacının kararı temyiz etmesi üzerine red kararının Yargıtay tarafından onanması üzerine müvekkilleri lehine kesinleştiğini, iş bu davanın kesin hüküm nedeni ile reddinin gerektiğini, yine davacının Konya *.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ********** Esas sayılı dosyasında ikame etmiş olduğu davanın üzerinden 7 yıl ikame edilen işbu davanın zamanaşımı yönünden reddinin gerektiğini, dava dilekçesine ekli olarak sunulan belgeleri kabul etmediklerini, davalı yönünden belgelerin bağlayıcı olmadığını, TTK nun 329 ve 405. maddeleri gereğince şirket ortaklarının hisse bedellerini şirketten geri istemesinin ve şirketin kendi paylarını geri almasının mümkün olmadığını, davacı tarafın müvekkili şirkete veya şirketlere her an geri alabileceği garantisi ile para verdiğine ilişkin iddianın gerçek olmadığını, müvekkili şirket veya şirketlerin davacı taraftan para almadığını, müvekkili şirketin bankacılık mevzuatına dayanarak herhangi bir mevduat toplamadığı gibi bunun da mümkün olmadığını, aynı şekilde müvekkillerinin SPK, TTK ve BK hükümlerini de ihlal etmediğinden bahisle müvekkilleri aleylerinde ikame edilen davanın hakdüşürücü süre, zamanaşımı ve esastan davanın reddine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “Davacıların, ortaklık kaydı dışında ödenen 48.000,00 Euro’nun ödendiği tarih itibariyle işleyecek ticari faizi ile tahsilini talep ettiği, davacının talebinin (48.000,00 Euro x 2,2930)= 110.064,00 TL olduğu, dava tarihi itibariyle davacılar miras bırakanı **********’nın davalı şirketten; 76.969,43 TL bakiye alacağının bulunduğu, davanın kısmen kabul kısmen reddi ile; 76.969,43 TL’nin temerrüt tarihi olan ********** tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı müteveffa **********’nın Mersin **.Noterliği’nin ********** tarih ve ********** Yevmiye nolu Mirasçılık Belgesindeki hisseleri oranında mirasçılarına verilmesine, davacının fazlaya ilişkin talebinin ise reddine karar vermek gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabul kısmen reddi ile; 76.969,43 TL’nin temerrüt tarihi olan ********** tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı müteveffa **********’nın Mersin **.Noterliği’nin ********** tarih ve ********** Yevmiye nolu Mirasçılık Belgesindeki hisseleri oranında mirasçılarına verilmesine, davacının-(mirasçılarının) fazlaya ilişkin talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; İşbu davanın kesin hükümden reddedilmesi gerektiğini, dosya kapsamındaki belgelere ve SPK listelerine göre davacının şirket ortağı olduğunu bu nedenle ihtilaf 7194 sayılı yasanın 41. Madde kapsamına girdiğinden, resmi gazetede 07.12.2019 tarihinde yayınlanarak yürürlüğe giren 7194 SK’nun 41. Maddesi uyarınca, yerel mahkemenin kararı kaldırılarak davada karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesini aksi takdirde davanın reddine karar verilmesini talep ettiklerini, yerel mahkemece davacının yedinde bulunduğu iddia edilen hisse senetlerinin davalı şirkete iadesine karar verilmemesinin de hukuka aykırı olduğunu, davalı gerçek kişiler hakkında ispatlanamayan davanın hem esastan hem de zamanaşımından reddi gerektiğini, yerel mahkeme yemin delilini kullanma haklarını engellediği gibi isticvap istemlerini de usul ve yasaya aykırı bir şekilde red ettiğini, yerel mahkemece, dava tarihindeki yabancı paranın değeri üzerinden zarar hesabı yapılmasının da hatalı olduğunu, yerel mahkeme hisse senetlerinin nominal bedellerinin hesabını ve mahsubunu yanlış yaptığını bu nedenlerle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; davalı şirkete kar payı alınması maksadıyla verilen paranın iadesi istemine ilişkindir.
İstinaf incelemesi; Kamu düzenini ilgilendiren konularda resen, diğer yönlerden HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılmıştır.
Davaya konu ********** İnşaat Tarım ve Sanayi İşletmeleri Ticaret A.Ş’nin ünvanının ********** Sanayi Ticaret ve Yatırım Holding A.Ş. olarak değiştirildiği, bilahare ********** Holding A.Ş.’ye devredilmesi suretiyle birleştirilmesine ve tasfiyesiz infisahına karar verildiği ve unvanının ********** Holding A.Ş. olarak değiştiği dosya kapsamından anlaşıldığı,
İlk derece mahkemesince delillerin esastan değerlendirilmesinden sonra dairemizce henüz istinaf sebepleri esastan incelenmeden; 7194 sayılı yasanın 41. maddesiyle; 3332 sayılı yasaya “********** tarihine kadar, pay sahibi sayısı nedeniyle payları halka arz olunmuş sayılan ve payları borsada işlem gören anonim ortaklıklar tarafından doğrudan veya dolaylı olarak nominal ya da primli değer üzerinden pay veya pay adı altında satışı yapılmış olan her türlü araç, 6/12/2012 tarihli ve 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanununun kaydileştirmeye ilişkin şartlarına tabi olmaksızın 29/6/1956 tarihli ve 6762 sayılı mülga Türk Ticaret Kanunu ile 13/1/2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında pay addolunur, bu ortaklıklara yapılan ödemeler pay karşılığı yapılmış kabul edilir ve ortaklık ilişkisi kurulmuş sayılır. Bu payların kaydileştirilmemiş olması ortaklık haklarına halel getirmeyeceği gibi ortaklık ilişkisinin kurulmadığı da iddia edilemez.
Birinci fıkra kapsamında kurulmuş olan ortaklık ilişkileri hakkında; geçerli bir ortaklık ilişkisi bulunmadığı veya primli pay satışı yapıldığı ileri sürülerek sebepsiz zenginleşme, haksız fiil, sözleşme öncesi görüşmelere aykırılık veya sözleşmeye aykırılık nedenlerine dayalı olarak açılan ve kanun yolu incelemesindekiler dahil görülmekte olan menfi tespit, tazminat veya alacak davalarında, karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilir ve yargılama gideri ile maktu vekalet ücreti ortaklık üzerinde bırakılır.” şeklinde Geçici 4. madde eklenmiştir.
Sermaye Piyasası Kanunu
Madde 16 “(1) (Değişik birinci cümle: 28/11/2017-7061/109 md.) Payları borsada işlem gören ortaklıklar ile kitle fonlaması suretiyle halktan para toplayan ortaklıklar hariç olmak üzere pay sahibi sayısı beş yüzü aşan anonim ortaklıkların payları halka arz olunmuş sayılır. Bu ortaklıklar halka açık ortaklık hükümlerine de tabi olurlar. (2) Payları borsada işlem görmeyen anonim ortaklıklar, halka açık ortaklık statüsünü kazandıktan sonra en geç iki yıl içinde paylarının işlem görmesi için borsaya başvurmak zorundadırlar. Aksi durumda, Kurul, bu payların borsada işlem görmesi veya ortaklığın halka açık ortaklık statüsünden çıkarılması için, ortaklığın talebini aramaksızın gerekli kararları alır. (3)(Ek: 28/11/2017-7061/109 md.) (Değişik Cümle: 27/12/2018-7159/8 md.)….”
Öncelikle; yasal düzenlemenin taraflar arasındaki hukuki ilişkiyi kapsayıp kapsamadığı ve davalı şirketin yasal düzenlemede belirtilen şirketlerden olup olmadığı yönünden delillerin değerlendirilmesi gerekmektedir.
Davalı şirketin yasal düzenlemede verilen ********** tarihinden önce, BIST (İMKB) yönetim kurulunun 23/10/2012 tarihli toplantısında ortaklığın paylarının halka arz edilmeksizin 2.ulusal pazarda ********** tarihinden itibaren işlem görmesine karar verildiği ve ********** tarihinden itibaren işlem görmeye başladığı mevcut delillerden anlaşılmaktadır.
Somut olayda; davacıların murisinin yatırım maksadı ile davalı şirkete para verdiğini, verilen para karşılığında kendisine “ortaklık durum belgesi” ve hisse senetleri verildiğini istenmesine rağmen parasının iade edilmediğini verdiği paranın faizi ile tahsilini, davalı tarafın ise; davacılar murisi tarafından davalı şirkete para verilmişse; şirkete ortak olmak maksadıyla verildiğini, kendisine verdiği para karşılığında nominal bedelli hisse senedi verildiğini, davacılar murisinin şirket pay sahibi olarak şirket kayıtlarına kaydedildiğini Anonim şirket olan davalının 6762 sayılı TK’nın 329 ve 405. maddelerindeki düzenleme gereğince kendi hisselerini temellük etmesinin ve bunun sonucu olarak yatırılan paranın iadesinin mümkün olmadığını aksinin kabulü durumunda ise; davanın süresinde açılmadığını, alacağın zamanaşımına uğradığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Yukarıda yapılan açıklama ve tespitler nazara alındığında; 7194 sayılı yasanın 41. maddesiyle, 3332 sayılı yasanın geçici 4. maddesinde getirilen düzenlemenin davacı ile aynı konumda olan kişiler ile bu kanunda belirtilen şirketler arasında bu kanunda belirtilen uyuşmazlıkları gidermeye yönelik özel bir düzenleme olduğu, bu nedenle taraflar arasındaki uyuşmazlık bu kanun kapsamında kaldığında usul ve esas yönünden değerlendirilme yapılmadan bu kanuna göre uyuşmazlığın çözülmesi gerektiği, taraflar arasında görülmekte olan davanın 05/12/2019 tarihinde 3332 sayılı yasaya eklenen geçici 4. madde kapsamında olduğu, 743 sayılı MK. 48 (4721 sayılı TMK 50. maddesi), 6762 sayılı TK 7 ve 321 (6102 Sayılı Yasanın 7/1 ve 371/5. maddeleri) ile 818 sayılı BK 145 (6098 sayılı TBK’nın 166/2. maddesi) maddelerindeki düzenlemeler ve davalı gerçek kişi hakkında sadece davalı şirket yöneticisi olması sıfatıyla şirket ile birlikte müştereken / müteselsilen sorumlu olduğuna ilişkin iddia gözönünde bulundurulmak suretiyle 7194 sayılı yasanın 41. Maddesiyle 3332 sayılı yasaya eklenen geçici 4. maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak HMK’nın 353/1.b.2 maddesi gereğince açılan dava ile ilgili karar verilmesine yer olmadığına, yargılama giderlerinin davalı şirket üzerinde bırakılmasına, davacılar lehine davalı şirket aleyhine karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan asgari ücret tarifesi gereğince maktu ücret-i vekalet taktirine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A) Yasal düzenleme gereğince davalıların istinaf taleplerinin KABULÜNE; Konya Asliye *. Ticaret Mahkemesi’nin ********** tarih ********** Esas ********** Karar sayılı KARARININ KALDIRILMASINA,
1-İstinaf talebinde bulunan davalılar tarafından yatırılan 1.315,00 TL nispi istinaf karar harcının talep halinde yatıran davalıya iadesine,
2-İstinaf kanun yoluna başvuru sırasında yapılan yargılama giderlerinin davalı şirket üzerinde bırakılmasına,
3-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
B) Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1.b.2 maddesi gereğince davacı talebi ile ilgili YENİDEN HÜKÜM KURULMASINA,
1-Açılan dava ile ilgili karar verilmesine yer olmadığına,
2-Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 3.688,74 TL peşin harçtan alınması gereken 59,30 TL harcın mahsubu ile fazla yatırıldığı anlaşılan 3.629,44 TL harcın talep halinde **********’nın Mersin **.Noterliği’nin ********** tarih ve ********** yevmiye nolu mirasçılık belgesindeki hisseleri oranında davacılara iadesine,
3-Davacılar tarafından yapılan 35,90 TL başvurma harcı, 59,30 maktu karar harcı, 800,00 TL bilirkişi ücreti, 167,50 TL posta ve tebligat gideri olmak üzere toplam 1.062,70 TL yargılama giderinin davalı şirketten alınarak **********’nın Mersin **.Noterliği’nin ********** tarih ve ********** yevmiye nolu mirasçılık belgesindeki hisseleri oranında davacılara verilmesine,
4-Davacılar davada kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan A.A.Ü.T gereğince 4.080,00 TL maktu ücreti vekaletin davalı şirketten alınarak **********’nın Mersin **.Noterliği’nin ********** tarih ve ********** yevmiye nolu mirasçılık belgesindeki hisseleri oranında davacılara verilmesine,
5-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 333 ve HMKGAT’nin 5/1. maddeleri gereğince yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleşince gider avansını yatıran tarafa iadesine,
C)İlk derece mahkemesince davalılardan tahsiline karar verilen bakiye karar harcı ile ilgili harç tahsil müzekkeresi düzenlenmiş ise; müzekkerenin bila infaz iadesinin istenmesine, iade işleminin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
D)Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/4. maddesi gereğince; kararın tebliği işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
E)Dava dosyasının ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ********** tarihinde oybirliği ile HMK’nın 362/1.a maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.

Başkan ********** Üye********** Üye ********** Katip **********