Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2020/170 E. 2022/1092 K. 23.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA BAM … HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
… HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/09/2019
NUMARASI : … Esas … Karar

İSTİNAF EDEN DAVACI : … – (T.C Kimlik No: … )
VEKİLİ : Av. …

DAVALI : … – (T.C Kimlik No: … )
VEKİLLERİ : Av. … & Av. … – …
DAVA : İtirazın İptali

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 23/06/2022
YAZIM TARİHİ : 27/06/2022
Davacı tarafından davalı aleyhine Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile açılan itirazın iptali davasında 12/09/2019 tarihinde tesis edilen karara karşı davacının istinaf kanun yoluna başvurması üzerine üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendiğinde;
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının davacıya olan borcuna karşılık … Bankası … Şubesinin 12/05/2017 keşide tarihli 173.000,00 TL miktarlı çek ile aynı şubeye ait 12/06/2017 keşide tarihli 173.000,00 TL miktarlı çeki keşide ederek verdiğini, çeklerin karşılıksız çıktığını, davalının çeklerin bedellerini ödeyeceğini belirterek müvekkilini oyaladığını, ancak davalının borcunu ödememesi üzerine 12/06/2017 keşide tarihli çek hakkında icra takibi ile çek bedelinin tahsil edildiğini, 12/05/2017 tarih ve 173.000,00 TL bedelli çek hakkında da Konya … İcra Müdürlüğü’nün … E., sayılı dosyası ile icra takibi başlattıklarını, ancak davalının kötü niyetli olarak borca itirazı üzerine takibin durduğunu beyan ederek davalının itirazının iptali ile takibin devamına, davalının asıl alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkumiyetine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu çekin ödeme gününde, parayı vadesinde ödeyemeyeceklerini beyan etmeleri üzerine, davacının çeki süresinde bankaya ibraz etmediğini, bunun üzerine karşılıklı güvene dayalı olarak meblağı aynı olan 12/06/2017 tarihli çeki düzenleyerek davacıya verdiklerini, her iki çekin aynı alacaktan dolayı düzenlendiğini, 12/06/2017 tarihli çekin taraflarınca ödendiğini, davanın kambiyo hukukuna dayalı olarak müracaat hakkı yitirilmiş olan 12/05/2017 tarihli ilk çeke dayalı olarak yapılan genel haciz yolu ile ilamsız takibe itiraz nedeni ile görüldüğünü, takip konusu alacağın gerçek bir alacak olmadığını, davacının iddialarının asılsız olduğunu beyan ederek davanın reddini ve %20’den az olmamak üzere tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Dava, süresinde ibraz edilmeyen çeklere dayalı alacağın tahsiline yönelik icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. Süresinde ibraz edilmeyen çeklerle ilgili kambiyo hukukundan kaynaklanan haklar yitirilmiş olsa dahi, taraflar arasında temel ilişki bulunması halinde alacaklı böyle bir çeke yazılı delil başlangıcı olarak dayanıp alacağını tanık dahil her türlü delille kanıtlayabilir. 6102 sayılı TTK’nın 732. maddesi (TTK 644.md) uyarınca sebepsiz zenginleşme hukuki sebebine dayanarak keşideciye başvurabilir. Davacı, davalı ile aralarında temel ilişki bulunduğunu ileri sürmüştür beyan dilekçelerinde (26.03.2018 tarihli davacının dilekçesinde dava konusu çeklerin birlikte çalıştığı amcasının arazi satımdan dolayı aldığı kendisine verildiği beyanı ve davalının cevap dilekçesinde davacıya sadece 173.000,00 TL borcu olduğuna dair beyanı), bu durumda hukuki tavsifin mahkemeye ait olması nedeniyle davacının sebepsiz zenginleşme hukuki sebebine bağlı olmadığı temel ilişki kapsamında değerlendirme yapılması gerektiği anlaşılmıştır. Bu durumda ispat yükü davacıya düştüğü açıktır. Dosyada tanık beyanları değerlendirildiğinde davacı tanığı … davacı lehine, … ise davalı lehine tanıklıkta bulunmuştur. Taraflar arasında yapılan 24.01.2015 tarihli sözleşmeye göre davalının ve dava dışı…’in içinde bulunduğu kişilerin 102.274,02 m2’lik yeri satın aldıkları ve hisse oranlarının belirtildiği görülmüştür. Davacı taraf dava konusu iki çekin dava dışı …’in 102.274,02 m2 lik yerdeki %11,734 m2’lik payının devri için verildiğini belirtmiştir. Ve bedelin komisyon düşüldükten sonra 346.000,00 TL olduğunu ve iki çekin toplamının buna ait olduğunu belirtmiştir. Davalı ise yere ait bedelin sadece 173.000,00 TL olduğunu söylemektedir. Davacı tanığı … 300 bin tl ödeme yaptığını belirtmiştir. Kendisinin de hissesi olduğundan ödenen para hissesine bölündüğünde m2 değeri 2015 yılında 15 TL civarında olduğu, diğer tanık … ise m2 bedelinin 12 liradan alındığını belirtmiştir. Mahhememizce yapılan değerlendirmede 2015 yılındaki alıma göre ortakların taşınmazı üçüncü kişinin komisyon bedelleri olduğu basit olduğundan m2’sini 12-15 arası aldığı görülmüştür. Dava konusu çekler ise, 2017 yılında verildiği görülmüştür. Aradan iki yıl geçtiği anlaşılmıştır. Satılması planan …’e ait %11,734 m2’lik payının 340.000 TL’ye ve ayrıca komisyon bedeli eklendiğinde (davacının 26.03.2018 tarihli dilekçesinde komisyon bedeli 96.000,00 TL belirtmiştir) m2’sinin 36,00 TL civarında olduğu, 173.000,00 TL pay bedeli olarak düşünüldüğünde m2 bedelinin 14,00 TL civarında olduğu davacının iddia ettiği 340 bin TL’lik fiyatın aradan geçen 2-3 yıl süre içerisinde taşınmazın iki katından fazlaya yükselmesi makul görülmediğinden eşit nitelikteki tanık beyanı ve mahkememizce açıklamaları uyarınca çekin aynı alacak için verildiği kabulü gerekeceğinden davanın reddine karar verilmiştir.” gerekçesiyle davacının davasının reddine, tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalı tarafından temel ilişkinin kabul edildiğini, ancak temel ilişkiye dayalı olarak verilen çekleri de kabul etmesine rağmen, 12.05.2017 tarihli çekin ödenmemesi nedeniyle 12.06.2017 tarihli çeki keşide ederek müvekkilinin amcası …’e verdiğini ve borcun yenilendiğini beyan ederek iyi ayrı çekten dolayı değil, sadece tek çekten dolayı borçlu olduğunu iddia ettiğini ve 12.05.2017 keşide tarihli çekten dolayı borçlu olmadığını ileri sürdüğünü, borcun yenilendiğini ileri süren davalı taraf bu iddiasını ispatlaması gerektiğini, borcun yenilendiğine dair mevcut bir yenileme sözleşmesi olmadığını, dava konusu çek davacı elinde olduğunu, bu dava konusu çek bedelinin ödenmediğine karine teşkil edeceğini, dava konusu çek bedelinin ödendiğinin ispat yükü davalıda olduğunu, yerel mahkeme dava dilekçesinde deliller kısmında her türlü delil belirlemesi yapmalarına rağmen keşif ve yemin delili değerlendirmediğini, mahkeme tanık beyanlarını değerlendirirken, tanık …’ın davacı lehine, tanık …’nın da davalı lehine beyanda bulunduklarını ve eşit nitelikte olduğunu belirttiğini, mahkeme tarafından varsayımlardan hareketle sonuca ulaşılması hukuken hatalı olduğunu, taraflar arasındaki temel ilişkinin her iki tarafın da hissedarı olduğu bir tarla üzerindeki hissesini müvekkilinin davalı tarafa satması olduğunu, bu somut olay da her iki tarafça kabul edildiğini, hisse satışına karşılık iki adet çek keşide edilerek müvekkiline verildiğini, …’ın ifadesinde miktarları da belirtilerek dile getirildiğini, tanık …’nin ifadesinde de, “ … bana iki çek aldığını söyledi ve çekleri bana gösterdi” şeklinde dile getirdiğini, dolayısıyla, her iki çekin aynı anda birlikte verildiği, net olarak ortaya konduğunu, 02,06.2017 keşide tarihli çekin 12.05.2017 tarihli çekin karşılıksız çıkması üzerine yenilenerek verildiğine dair hiçbir delil(yazılı-sözlü) olmaması nedeniyle yerel mahkeme kararının eksik inceleme neticesinde verildiğini, bu nedenlerle ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; itirazın iptali istemine ilişkindir.
İstinaf incelemesi HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve resen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır.
Davanın Konya …Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile açıldığı, Konya …Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 23/10/2018 tarih, … Esas- …Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verildiği, kararın davalı tarafından istinaf edilmesi üzerine dairemizin 10/01/2019 tarih, … Esas- … Karar sayılı kararı ile.: ‘Dava, 6102 sayılı TTK’nun 732. maddesine dayalı sebepsiz zenginleşmeden doğan alacak istemine ilişkin olup, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. Ancak, gerek 6762 sayılı TTK’da, gerekse de, 01/07/2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı TTK’nun 4. maddesinde, Ticaret Kanunu’nda öngörülen hususlardan doğan hukuk davalarının ticari dava olduğu düzenlenmiştir. Dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK’nun 6335 sayılı Kanun ile değiştirilen 5. maddesi uyarınca asliye hukuk mahkemeleri ile asliye ticaret mahkemeleri arasındaki ilişki, iş bölümü ilişkisi olmaktan çıkarılarak görev ilişkisi haline getirildiğinden, dava şartı olan görev hususunun kamu düzenine ilişkin olup, yargılamanın her aşamasında re’sen göz önünde bulundurulması gerektiğinden mahkemece işbu davanın mutlak ticari dava olması nedeniyle davaya bakma görevinin ticaret mahkemesine ait olduğu nazara alınmaksızın işin esasına girilerek yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamıştır.(Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’ nin 2015/11852 Esas, 2016/8837 Karar sayılı ilamı, Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’ nin 2014/19001 Esas, 2015/8544 Karar sayılı ilamı, Yargıtay 20. Hukuk Dairesi’ nin 2015/4897 Esas, 2015/11805 Karar sayılı ilamı)6100 Sayılı HMK. 114/(1)-c maddesi uyarınca mahkemenin görevli olması dava şartlarındandır. HMK. 115/2. hükmü gereği; Mahkemece dava şartı noksanlığının tespit edilmesi halinde, davanın usulden reddine karar vermek gerekir. Bu durumda mahkemece açıklanan hususlar çerçevesinde karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru görülmediğinden, 6100 Sayılı HMK. 353/(1)-a.3 maddesi uyarınca görev konusunda bir karar verilmek ve HMK’nun 20.maddesindeki yasal prosedür uygulanmak suretiyle, dosyanın görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesine ilişkin işlemlerin yapılması için dosyanın mahkemesine gönderilmesine duruşma yapılmaksızın kesin olarak karar vermek gerekmiştir.” gerekçesiyle kararın kaldırılmasına karar verildiği, kaldırma kararından sonra Konya …Asliye Hukuk Mahkemesi’nce davanın görevsizlik nedeniyle usulden reddine karar verildiği, kararın kesinleşmesi ve davacı vekilinin talep etmesi üzerine dosyanın görevli Konya Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderildiği ve Konya ….Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sırasını aldığı ve mahkemece yapılan yargılama sonucunda davanın sebepsiz zenginleşme hukuki sebebine bağlı olmadığı temel ilişki kapsamında değerlendirme yapılması gerektiği kabul edilerek taraflar arasındaki temel ilişki değerlendirilerek karar verildiği anlaşılmıştır.
Halbuki dairemizce Konya …Asliye Hukuk Mahkemesi kararı, davanın 6102 sayılı TTK’nın 732. maddesine dayalı sebepsiz zenginleşmeden doğan alacak istemine ilişkin olduğu, TTK’da öngörülen hususlardan doğan hukuk davalarının mutlak ticari dava olduğu, davaya asliye ticaret mahkemesinin bakması gerektiği gerekçesiyle asliye hukuk mahkemesi davada görevsiz olduğu için kaldırılmıştır. Bu sebeple asliye ticaret mahkemesince de TTK’nın 732. maddesine düzenlenen sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre delillerin değerlendirilmesi ve karar verilmesi gerekirken taraflar arasındaki temel ilişki yönünden delillerin değerlendirilip karar verilmesi yerinde olmadığından davacının istinaf başvuru talebinin kabulü ile HMK’nın 353/1.a.6 maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın mahkemesine gönderilmesine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının istinaf talebinin KABULÜ ile Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 12/09/2019 tarih … Esas … Karar sayılı KARARININ KALDIRILMASINA,
2-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-a maddesi gereğince dosyanın ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yatırılan 44,40 TL istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
5-İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
6-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/4. maddesi gereğince; kararın tebliğ işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 23/06/2022 tarihinde oybirliği ile HMK’nın 353/1-a maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.

Başkan … Üye … Üye … Katip … e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır

A.Ç