Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2020/1609 E. 2022/1993 K. 28.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA BAM … HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
… HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 03/03/2020
NUMARASI : … Esas … Karar

İSTİNAF EDEN DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …

İSTİNAF EDEN DAVALI : …
VEKİLİ : Av. … – …
DAVA : Menfi Tespit

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 28/11/2022
YAZIM TARİHİ : 05/12/2022
Davacı tarafından, davalı aleyhine Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … sayılı dosyası ile açılan menfi tespit davasında 03/03/2020 tarihinde tesis edilen davanın karar verilmesine yer olmadığına ilişkin karara karşı tarafların istinaf kanun yoluna başvurması üzerine, üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendi;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı bankanın … Şubesinden genel kredi sözleşmesi imzalayarak krediler kullandığını, kullandığı kredileri ödeyemediği için davalı bankanın Konya … İcra Müdürlüğü … esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi yaptığını, icra takibinin müvekkil şirket yönünden kesinleştiğini, diğer borçlu …’ ın icra takibine itiraz ederek takibin kendisi yönünden durdurulmasını sağladığını, davalı bankanın Konya … Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyası ile itirazın iptali davası açtığını bu dosyanın derdest olduğunu, … nolu krediden kaynaklı 106.173,00 TL’lik alacağını davalı bankanın Konya … İcra Müd. … esas sayılı dosyasından icra takibi ile müvekkil şirketten talep ettiğini, dosyanın müvekkil şirket yönünden kesinleştiğini, Koya … İcra Müd. … esas sayılı dosyasından icra takibine geçilen … nolu krediden bölünerek farklı kredi numarası ile … nolu, … nolu ve … nolu kredilerden kaynaklı Konya … İcra Müdürlüğü … esas sayılı dosyasından icra takibine geçildiğini, dosyaları incelendiğinde alacağın aynı alacak olduğunun ortaya çıkacağını, davalı bankanın kötü niyetli olarak müvekkilin bilgisi dışında yasalara aykırı olarak hesaptan para çek hesaba para yatır uygulaması ile kredilerin numaralarını değiştirerek müvekkilden aynı alacak için farklı kredi numaraları ile iki ayrı icra takibi başlatarak müvekkilden fazla para talep ettiğini, Konya … İcra Müd. … esas sayılı dosyasından … nolu, … nolu ve … nolu kredilerden kaynaklı 106.173,00 TL borçlu olmadığının tespitine, kötü niyetli olarak yapılan icra takibinde müvekkil lehine % 20 aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı … Şti. ile müvekkil banka … Şubesi arasında akdedilen kredi sözleşmeleri uyarınca adı geçene kredi açılıp kullandırıldığını, … risk nolu kredinin bu kredilerden yalnızca biri olduğunu, … nolu riskin adatlı kredi olduğunu, adatlı kredi ödenmediğinde kredinin yapısı gereği sistem tarafından otomatik olarak BCH kredisine dönüştüğünü, dönüşürken ise öncelikle hesaba para yatır daha sonra ise hesaptan para çek şeklinde muhasebe hesabına yansıdığını, kredi için yapılan hesaplamada 21.12.2015 tarihinde 26.700.-TL ve 31.12.2015 tarihinde 46.173.-TL tahsilat olduğu gösterilerek kalan ana para bakiye 33.300.-TL olarak hesaplandığını, … Şubesinden edinilen bilgiye göre; … nolu riskin anaparasından 21.12.2015 tarihinde 26.700.-TL dönüşüm yapılarak aynı tutar üzerinden … nolu risk ile adatlı kredinin bir kısmı son bulduğunu, … nolu riskin kalan anaparasından 31.12.2015 tarihinde 46.173.-TL dönüşüm yapılarak aynı tutar üzerinden … nolu risk ile adatlı kredinin bir kısmı daha son bulduğunu, 33.300,00-TL … risk numarasına dönüştüğünü, … nolu riskin ana parası olan 106.173.-TL tutardan herhangi bir tahsilat yapılmadığını, belirtilen tutarların risk numaralarının dönüşümle değiştiğini ve bölündüğünü, söz konusu adatlı kredinin şubece takibe aktarılarak Konya … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyasına kayden kanuni takibe başlandığını, takibe itiraz edilerek takibin durdurulduğunu, Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E. Sayılı dosyasına kayden itirazın iptali davası açıldığını, değişen nuamaraların sehven takibe aktarılmış olup Konya … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyasına kayden mükerrer takip başlatıldığını, akabinde iş bu dosya açıldığını, Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E. Sayılı dosyasında verilecek kararın bu noktada önemli olduğunu, iş bu rapor doğrultusunda kısmen kabül kısmen red kararı verilmesi halinde bölünmeden önceki riskin yani … no.lu riskin tamamen ortadan kalktığına hükmedileceğini, risk numaralarının değiştiği yönünde karar verilir ise davaya konu takipten feragat edilebileceğini, mükerrer takip yapılmasının davacının borçlu bulunmadığını göstermediğini, müvekkil Kurumun iyi niyetli olduğunu, haksız ve mesnetsiz davanın reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince; “… Tüm dosya kapsamı ile davacının davalılar aleyhine Konya … İcra Müdürlüğünün … icra dosyası ve … Esas sayılı icra dosyaları ile icra takibine girişildiği, Konya … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı icra dosyasına davacı banka vekilinin 30/12/2019 havale tarihli dilekçe ile … esas sayılı dosyadan … risk numarası ile takibe konu edilen adatlı kredinin müdürlüğünün iş bu dosyasına konu edilen … nolu, … nolu ve … krediler ile aynı borcu ihtiva ettiğinin ve bu krediler yönünden takipten feragat ettiklerinin bildirildiği, Konya … İcra Müdürlüğünün 10/01/2020 tarihli kararı ile alacaklı bankanın bildirdikleri risk nolu krediler yönünden feragat nedeniyle kısmi olarak işlemden kaldırılmasına karar verildiği görülmüştür.
Alınan bilirkişi raporuna göre davalı tarafından Konya … İcra Müdürlüğü … Esas sayılı dosyasında takibi yapılan … risk nolu, … risk nolu ve … risk nolu kredilerden yönünden takipten feragat edildiğinden bu hususta karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Her ne kadar menfî tespit davalarında kural olarak ispat yükü davalı (alacaklı) tarafa ait ise de, davalının davacı zararına sebebiyet verecek şekilde hareket ettiğinin, yani davalının kötüniyetli olduğunun kanıtlanması gerektiği, bu hususta ispat yükünün davacıda olduğu anlaşılmaktadır.
Ancak somut olayımıza bakıldığında; davacı tarafça bu husus ne dava dilekçesinde ne de taleplerinin yazılı belgeleri ile birlikte bildirilmesi için verilen kesin sürede bildirmesi gereken delillerinde yer almamaktır.
Bu haliyle davacının davalının kötüniyetini (bile bile borçlunun zararına hareket ettiğini) yöntemine uygun delillerle ispat edemediği anlaşıldığından kötüniyet tazminatı isteminin reddine….” karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; her ne kadar yapılan takipler arasında mükerrerlik olsa da alacağın tek olduğunu, kredinin 3 krediye bölündüğünü, bölünmede herhangi bir köüniyet olmadığı gibi bilirkişi raporu ile bölünmenin kredinin türüne bağlı olduğunun bilirkişi ortaya koyduğunu, Konya … ATM’nin … E. Sayılı dosyasında verdiği kararında feragat yönünden bu noktada önemli olduğunu, iş bu rapor doğrultusunda kısmen kabul kısmen ret kararı verilmesi ile kabul kararı verilmesi arasında fark olacağını, bölünmeden önceki riskin yani … nolu riskin tamamen ortadan kalktığına hükmedilmesi halinde iş bu davaya konu takipteki riskler açısından feragat edilmesinin mümkün olmayacağını, iş bu krediden ayrılarak takip yapılan iş bu davaya konu riskler için eldeki takibe ihtiyaç duyulacağını, davacının borcunun bulunduğunu, mükerrer takip yapılmasının davacının borçlu bulunmadığını göstermediğini, dolayısı ile müvekkili kurum aleyhine vekalet ücretine hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, kabul anlamına gelmemek kaydı ile ıslah beyanının feragatten sonra yapılmış olup kabul edilerek vekalet ücretine hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek istinaf talep etmiştir.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkili lehine %20 kötüniyet tazminatının mahkemece reddedilmiş olduğunu, davalı bankanın kötüniyetli olduğunu, müvekkilinden aynı krediden kaynaklı aynı alacak yönünden kredi numaralarını değiştirerek müvekkilinin bilgisi dışında müvekkilinden icra baskısı ile fazla paralar tahsil edilmek istendiğini belirterek kötüniyet tazminatı yönünden istinaf talebinde bulunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava; Konya … İcra Müdürlüğü … E. Sayılı takip dosyasına konu 26.700,00 TL bedelli … nolu, 46.173,00 TL bedelli … nolu ve 33.300,00 TL bedelli … nolu krediler yönünden borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir.
İstinaf incelemesi HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve resen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır.
Mahkemece Bankacı bilirkişiden alınan 02/01/2020 tarihli rapor ile Konya … İcra Müdürlüğü … E. Sayılı dosyasında mükerrer takibe konu edilen yukarıda belirtilen 3 adet kredi ile ilgili olarak 106.188,02 TL ana para, 4.308,70 TL işlemiş akdi faiz, 6.274,88 TL temerrüt faizi ve 529,14 TL BSMV olmak üzere toplam 117.300,74 TL tutar yönünden davacı şirketin borçlu olmadığının tespitinin yapıldığı, alacaklı banka tarafından 26/12/2019 tarihli Feragat dilekçesi ile uyuşmazlık konusu kredi alacakları yönünden Konya … İcra Müdürlüğü … E. Sayılı takip dosyasına feragat edildiğinin bildirildiği, feragat beyanının icra müdürlüğünce 30/12/2019 tarihinde havalesi yapılarak, dosyaya dahil edildiği ancak tensip tutanağının 10/01/2020 tarihinde oluşturulduğu, davacı şirket vekilince davanın, bilirkişi raporunda tespit edilen 117.300,74 TL yönünden borçlu olunmadığının tespiti hususunda 08/01/2020 tarihide ıslah edildiği, mahkemece, Konya … İcra Müdürlüğü … E. Sayılı takip dosyasına konu … nolu, … nolu ve … nolu krediler yönünden alacaklı bankaca takipten Feragat edildiğinden, “bu hususta karar verilmesine yer olamadığına”, 15.093,57 TL vekalet ücretinin davalı bankadan alınarak davacıya verilmesine, davacının şartları oluşmayan kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verildiği, ilk derece mahkemesi kararına karşı, davalı banka vekilince, Konya … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyası ile yapılan takipte borçlunun itirazı üzerine Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E. Sayılı dosyası ile açılan itirazın iptali davasına konu kredilerin numaraları sehven takibe aktarıldığı, bu nedenle Konya … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyası ile mükerrer takip yapıldığı, takipler arsından mükerrerlik olsa da tek alacak olduğu, itirazın iptali davasında kısmen red kararı verildiği, dava açıldığında mevcut bir itirazın iptali davasının konusunu teşkil eden işlem hakkında menfi tespit davası açılmasında hukuki yarar bulunmadığı, dolayısıyla aleyhlerine vekalet ücretine hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu, sebebine dayalı olarak, davacı vekilince alacaklı bankanın takip yapmakta kötüniyetli olduğu, kötüniyet tazminatı talepleri hakkında verilen red kararının doğru olmadığı, sebebine dayalı olarak istinaf başvurusunda bulunduğu görülmüştür.
Davalı vekilinin istinaf talebi yönünden yapılan değerlendirmede:
Menfi Tespite konu alacağa ilişkin Konya Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı itirazın iptali dava dosyasının 12/05/2017 tarihinde açıldığı, mahkemenin 09/10/2019 tarihinde verdiği kararda dosya davalılarından, dosyamız davacısı … Ltd.Şti hakkındaki davanın süresinde yapılmış bir borca itiraz olmadığından dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verildiği, yine davalı bankanın alacaklısı oluğu Konya … İcra Müdürlüğü’nün … E.sayılı dosyasında … nolu, … nolu ve … nolu krediler yönünden feragat tarihi dikkate alındığında, davacının eldeki menfi tespit davası açmakta hukuki yararının bulunduğu, davalı tarafça takip dosyasına feragatin iş bu dava tarihinden sonra bildirildiği, karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT’nin 6.maddesi uyarınca, davalı aleyhine dava değeri üzerinden nispi oranda vekalet ücretine hükmedilmesi doğru ise de; eldeki davanın menfi tespit istemine ilişkin olduğu, dava değerinin 106.173,00 TL olarak gösterildiği ve bu miktar üzerinden peşin harcın yatırıldığı, menfi tespit davasında ıslahla dava değerinin artırılmasının mümkün olmaması, ayrıca ıslah tarihinin, davalının icra takip dosyasındaki feragat tarihinden sonra olması nedeniyle, ıslah öncesi dava değeri olan 106.173,00 TL nazara alınarak vekalet ücreti taktir edilmesi gerekirken, mahkemece ıslahla artırılan dava değeri üzerinden davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi doğru olmamıştır. Bu itibarla, HMK’nın 353/1.b.2.maddesi uyarınca davalının bu sebebe dayalı istinaf başvurusunun kabulü ile 106.173,00 TL dava değeri üzerinden davacı yan lehine nispi oranda vekalet ücretine hükmedilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
Davacı vekilinin istinaf talebi yönünden yapılan değerlendirmede:
Dava, İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 72. maddesine dayalı menfi tespit davasıdır. İcra ve İflas Kanunun 72 maddesinin 5.fıkrasına göre; “Borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşılırşa, talebi üzerine, borçlunun dava sebebi ile uğradığı zararın da alacaklıdan tahsiline karar verilir. Takdir edilecek zarar, haksızlığı anlaşılan takip konusu alacağın yüzde yirmisinden aşağı olamaz. ”Kötüniyet tazminatı, takibe girişmekte kötüniyetli bulunduğu borçlu tarafından açıkça kanıtlanmış olan ya da öyle olduğu ayrıca kanıtlanmasına gerek bulunmaksızın dosya kapsamından açıkça anlaşılabilen alacaklıya yönelik bir yaptırım niteliğindedir. Anılan yasa hükmüne göre, alacaklının anılan tazminata mahkum edilebilmesi, açıkça, takibin kötüniyetle yapılmış olması koşuluna bağlanmıştır. Hemen belirtmek gerekir ki, alacaklının icra takibini kötüniyetli olarak yaptığı hususu, borçlu tarafından kanıtlanmalıdır. Öğretiye ve Yargıtay uygulamasına göre, alacağının bulunmadığını bildiği veya bilmesi gereken bir durumda olduğu halde, icra takibine girişen alacaklı, kötüniyetli kabul edilir. Açıklanan bu yasal durum ve ilke çerçevesinde somut olay değerlendirildiğinde davacı, davalının icra takibinde kötüniyetli olduğunu yasal delillerle kanıtlayamamış olup, dosya içeriğinde de kötüniyetin varlığını açıkça ortaya koyacak bir yöne rastlanmadığından, ilk derece mahkemesinin kötüniyet tazminatı talebinin reddine dair verdiği kararın yerinde olduğundan davacının istinaf talebinin esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
Anlatılan nedenlerle davacının istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereği esas yönünden reddine; davalının istinaf talebinin kabulü ile; ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, HMK’nın 353/1.b.2. maddesi gereğince davacı taraf lehine hükmedilen vekalet ücreti yönünden yeniden karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatiyle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A) Davacının istinaf başvuru talebinin ESASTAN REDDİNE,
1-Alınması gereken 80,70 TL harçtan peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 26,30 TL karar
2-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
B) Davalının istinaf talebinin KABULÜ ile; Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 03/03/2020 tarih … Esas – … Karar sayılı ilamının KALDIRILMASINA,
1-İstinaf başvurusunda bulunan davalı 6219 Sayılı Kanun’un geçici 5. maddesi uyarınca harçtan muaf olduğundan tarafından, davalı tarafından yatırılan 54,40 TL istinaf karar harcının talep halinde davalıya iadesine,
2-İstinaf başvurusunda bulunan davalı tarafından yatırılan 148,60 TL istinaf yoluna başvuru harcı ile 11,00 TL posta ve tebligat gideri olmak üzere toplam 159,60 TL istinaf yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
C) İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından taraflara ücreti vekalet taktirine yer olmadığına,
D) Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b.2 maddesi gereğince davacı talebi ile ilgili YENİDEN HÜKÜM KURULMASINA,
1-Davalı tarafından Konya … İcra Müdürlüğünün … Esas dosyasında takibi yapılan … risk nolu … risk nolu ve … risk nolu krediler yönünden takipten feragat edildiğinden bu hususta KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Davacının kötüniyet tazminatının REDDİNE,
3-Davalı 6219 Sayılı Kanun’un geçici 5. maddesi uyarınca harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,
4- Davacı tarafından peşin ve ıslah ile yatırılan toplam 2.003,21 TL karar harcının davacıya iadesine,
5-Davacı davada kendisini vekil sıfatı ile temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T gereğince 14.036,44 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 35,90 TL başvurma ücreti, 455,50 TL bilirkişi ücreti ile 74,50 TL posta ve tebligat gideri olmak üzere toplam 530,00 TL yargılama giderlerinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
8-HMK’nın 333 ve HMKGAT’nin 5/1. maddeleri gereğince yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının gider avansını yatıran tarafa iadesine,
E) Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/4. maddesi gereğince; kararın tebliği işlemlerinin dairemiz tarafından yapılmasına,
F) Kararın temyiz edilmeden kesinleşmesi halinde; dava dosyasının ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda verilen kararın HMK’nın 361/1 maddesi gereğince; taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde dairemize, temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi’ne veya ilk derece mahkemesine verilecek dilekçe ile temyiz kanun yoluna başvurma talebinde bulunulabileceğine 28/11/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır

M.Y.