Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C. KONYA BAM 6. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: …/… – …/…
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : …/…
KARAR NO : …/….
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
BAŞKAN : … … (….)
ÜYE : …. …. (….)
ÜYE : …. …. (…)
KATİP : … …. (….)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA ASLİYE. . TİCARET MAHKEMESİ
EK KARAR TARİHİ : 05/03/2020
NUMARASI : …/… Esas – …/… Karar
İSTİNAF EDEN DAVACI : … Bankası Anonim Şirketi
VEKİLİ : Av. … -…
DAVALI : … – (T.C. Kimlik No:…)
VEKİLİ : Av….
DAVANIN KONUSU : Alacak (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan Sebepsiz İktisab Nedeniyle)
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 10/09/2020
YAZIM TARİHİ : 24/09/2020
Davacı tarafından davalı aleyhine Konya Asliye … Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile açılan alacak (kambiyo senetlerinden kaynaklanan sebepsiz iktisap nedeniyle) davasında 05/03/2020 tarihinde tesis edilen davanın açılmamış sayılmasına ilişkin ek karara karşı davacının istinaf kanun yoluna başvurması üzerine, üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendiğinde;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil bankanın bonolara dayalı olarak davalı borçludan alacaklı olduğunu, söz konusu alacakla ilgili olarak 01/03/2019 tarihinde arabuluculuk başvurusunda bulunulduğunu, görüşmeler sonucunda anlaşılamaması sebebiyle arabuluculuk son tutanağının düzenlendiğini, bonoların vadelerinin geçmiş olmasına rağmen ödenmediğinden toplam 13.400,00 TL bono bedelinin 3905 sayılı kanunun 2/2 maddesinde belirtilen oranda faizi ve % 0,3 oranında komisyonu ve protesto masrafı ile birlikte tahsili için işbu bonaya dayalı alacak davasının açılması zorunluluğu duyulduğunu, bu nedenlerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla dava konusu bonolara dayalı alacak davasının kabulü ile toplam bono tutarı 13.400,00 TL’nin bono bedellerinin vade tarihlerinden tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu senetlerin nama yazılı olduğunu, bu nedenle soyutluk ilkesi dahilinde olmayıp illi senetlerden olduğunu, müvekkilinin … Mühendislik Proje İnşaat Turizm Sanayi Limited Şirketi arasında devremülk sözleşmesi imzalandığını, lehtarı bu şirket olan senetler düzenlendiğini, devremülk sözleşmesinin adi yazılı olarak yapıldığından geçersiz olduğunu, müvekkilinin 06/05/2015 tarihinde cayarak fesih sözleşmesi imzaladıklarını, dava dışı şirketin sözleşmeye uymadığını, senetlerin müvekkiline teslim etmeyip bankaya tevdi ettiğini, 6502 Sayılı Yasanın 4/5 maddesi gereğince bonoların ciro edilemeyeceğini, ancak temlik hükümleri doğrultusunda devredilebileceğini, senet hamilinin iyi niyet savunmasında bulunamayacağını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; 16/05/2019 tarihli karar ile TTK’nun 4. ve 5. maddeleri gereğince göreve ilişkin dava şartı yokluğu nedeni ile davanın usulden reddine karar verildiği, söz konusu kararın davacı vekiline 28/06/2019 tarihinde, davalıya ise 29/06/2019 tarihinde tebliğ edildiği; tarafların istinaf kanun yoluna başvurulmaması üzerine kararın 16/07/2019 tarihinde kesinleştiği, kararın kesinleşme tarihinden itibaren yasal iki haftalık süre içerisinde tarafların dosyanın yetkili mahkemeye gönderilmesi taleplerinin olmadığı gerekçesiyle HMK’nun 20. maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına ilişkin ek karar verildiği anlaşılmıştır.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesi kararının davanın esası hakkında bir hüküm içermeyip usul yönünden verilmiş bir red kararı olduğunu, davanın haklılığı / haksızlığı yönünde bir sonuç ortaya koymadığını, davalının davanın açılmasına sebebiyet verdiğini, bu nedenle arabuluculuk görüşmelerinden dolayı hazine tarafından yapılan 1.320,00 TL yargılama giderinden davalının sorumlu tutulması gerekirken davacının sorumlu tutulmasının yasaya aykırı olduğundan ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, arabuluculuk ücreti yargılama giderinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; HMK 20.maddesi uyarınca davanın açılmamış sayılmasına ilişkin ek karar sebebiyle yargılama giderlerine ilişkindir.
İstinaf incelemesi HMK 355. Madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve resen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır.
Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A maddesi 11.bendi “Taraflardan birinin geçerli bir mazeret göstermeksizin ilk toplantıya katılmaması sebebiyle arabuluculuk faaliyetinin sona ermesi durumunda toplantıya katılmayan taraf, son tutanakta belirtilir ve bu taraf davada kısmen veya tamamen haklı çıksa bile yargılama giderinin tamamından sorumlu tutulur. Ayrıca bu taraf lehine vekâlet ücretine hükmedilmez. Her iki tarafın da ilk toplantıya katılmaması sebebiyle sona eren arabuluculuk faaliyeti üzerine açılacak davalarda tarafların yaptıkları yargılama giderleri kendi üzerlerinde bırakılır.” 12.bendi “Tarafların arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaları hâlinde, arabuluculuk ücreti, Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesinin eki Arabuluculuk Ücret Tarifesinin İkinci Kısmına göre aksi kararlaştırılmadıkça taraflarca eşit şekilde karşılanır. Bu durumda ücret, Tarifenin Birinci Kısmında belirlenen iki saatlik ücret tutarından az olamaz.” 13.bendi “Arabuluculuk faaliyeti sonunda taraflara ulaşılamaması, taraflar katılmadığı için görüşme yapılamaması veya iki saatten az süren görüşmeler sonunda tarafların anlaşamamaları hâllerinde, iki saatlik ücret tutarı Tarifenin Birinci Kısmına göre Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenir. İki saatten fazla süren görüşmeler sonunda tarafların anlaşamamaları hâlinde ise iki saati aşan kısma ilişkin ücret aksi kararlaştırılmadıkça taraflarca eşit şekilde uyuşmazlığın konusu dikkate alınarak Tarifenin Birinci Kısmına göre karşılanır. Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen ve taraflarca karşılanan arabuluculuk ücreti, yargılama giderlerinden sayılır.” şeklinde düzenlenmiştir.
Somut olayda; hukuk uyuşmazlıklarında dava şartı arabuluculuk son tutanağı kapsamına göre tarafların toplantı gün ve saatinde arabuluculuk ofisine geldikleri, yapılan müzakereler, alternatif çözüm önerileri ve tekliflerde anlaşma sağlanamadığından taraflar arasında müzakereler sonucunda anlaşamadıklarına dair son tutanak düzenlendiği anlaşılmıştır.
İlk derece mahkemesince 16/05/2019 tarihli davanın görev yönünden usulden reddine ilişkin kararın istinaf edilmeksizin 16/07/2019 tarihinde kesinleştiği, HMK 20.maddesi uyarınca yasal iki haftalık süre içerisinde tarafların dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmediklerinden davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği, HMK 331(2) madde ve bendi uyarınca davaya başka bir mahkeme devam edilmemesi sebebiyle yargılama giderlerinden davacının sorumlu olması, 6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A maddesi 11.bendi uyarınca davalının arabuluculuk ilk toplantısına katılması, Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen arabuluculuk ücretinin de yargılama giderlerinden olması nedeniyle ilk derece mahkemesince verilen davanın açılmamış sayılmasına ilişkin ek kararında Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan arabuluculuk ücretinden davacının sorumlu kabul edilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığından davacının istinaf başvurusunun HMK 353/1.b.1 maddesi gereğince esastan reddi gerektiği sonuç ve kanaatiyle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davacının istinaf talebinin ESASTAN REDDİNE,
2- Alınan harç yeterli olduğundan yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
4- İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/3.maddesi gereğince; kararın tebliği işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
6- Dava dosyasının ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 10/09/2020 tarihinde oybirliği ile HMK’nın 362/1.a maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.
Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır