Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2020/1498 E. 2020/1205 K. 10.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM 6. HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO :…
KARAR NO : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA ASLİYE … TİCARET MAHKEMESİ
ARA KARAR TARİHİ : 30/03/2020
NUMARASI : … Esas

İSTİNAF EDEN DAVACI : … – (T.C. Kimlik No: …)
VEKİLİ : Av. … – …
DAVALI : …
VEKİLİ : Av. … -…
DAVA : Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 10/09/2020
YAZIM TARİHİ : 14/09/2020
Davacı tarafından davalı aleyhine Konya Asliye … Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile açılan genel kurul kararının iptali istemli dava da 30/03/2020 tarihinde tesis edilen ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin ara karara karşı davacının istinaf kanun yoluna başvurması üzerine, üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendiğinde;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirketin 09/12/2019 tarihinde yaptığı 2018 yılına ait Olağan Genel Kurul Toplantısının TTK’nın 447. maddesine göre butlan olduğunu ve 445. maddesine göre genel kurulda alınan kararların iptaline, 449. maddesine göre yürütmesinin durdurulmasına, HMK 389. maddesine göre ihtiyati tedbir kararı verilmesi ile …’ün genel kurula oy kullanması için Toghrul İsmayilov’a devrettiği 450 adet hissenin iyiniyet ilkelerine aykırı olması ve muvazaalı olması nedeniyle geçersizliğine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; genel kurul toplantısına çağırının ve alınan kararların Kanuna, esas sözleşmeye ve dürüstlük kuralına uygun olduğunu, şirketlerin halka kapalı şirket olduğunu, şirketin kuruluş ve ortaklık yapısına bakıldığında uzun dönem şirketlerin aile şirketi olduğunu, doktrin ve yargı uygulaması bakımından kötüniyetli açılan genel kurul kararlarının iptalinin davanın reddinin gerektirdiğini, davacının iptalini talep ettiği genel kurul kararlarını usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunu, toplantının davacının talebi ile bakanlık temsilcisi nezaretinde gerçekleştirildiğini, davacıya istediği zaman hem genel kurul toplantısı sürecinde hem de bu süreç dışında gerekli bilgilerin verildiğini, ancak TTK hükümlerine göre ortağın bilgi alma hakkının sınırlı olduğunu ve müvekkili şirketlerin de bu sınırlara uygun davrandığını, davacının muvazaalı oy devri iddiası yersiz olduğunu, yönetim kurulunun hasım gösterilmesi usul hukukuna aykırı olduğunu beyan ederek davacının davasının reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ ARA KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince yapılan değerlendirme sonucunda; “… dava konusu genel kurul kararlarının uygulanması ile mevcut durumda meydana getirebileceği değişikliklerin, davacının hangi hak veya haklarının elde edilmesini önemli ölçüde zorlaştıracağı veya imkansız hale getireceği veyahut gecikme nedeniyle bir sakınca veya ciddi bir zarar doğacağından endişe edilmesi gibi bir durumun olacağı hususlarında mahkememize bir kanaat gelmediğinden ve ileride davanın kabulü halinde genel kurul öncesi hale dönülmesinin ve davacı veya diğer ortakların bir hak kayıpları varsa bunun telafi edilecek olmasının yasa gereği olması, mahkemelerin yerindelik denetime yapamaması nedenleriyle genel kurul kararlarının tedbir yoluyla yürütmelerinin geri bırakılması talebinin reddine…” karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; TTK’nın 449. Maddesi uyarınca genel kurul kararlarının yürütülmesinin geri bırakılmasına karar verilmesi gerekirken talebin salt ihtiyati tedbir olarak nitelendirilerek reddedilmesinin yasal olmadığını, genel kurulda alınan kararların yürütülmesinin durdurulması halinde şirket yönetim kurulu görev başında olması nedeniyle şirket faaliyetlerinde herhangi bir aksama olmayacağını beyan ederek yerel mahkeme kararının kaldırılmasına ve talepleri doğrultusunda karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; genel kurulda alınan kararların yürütmesinin durdurulmasına yönündeki tedbir talebinin reddine dair ara karara ilişkindir.
İstinaf incelemesi HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve resen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır.
Geçici hukuki korumalardan olan İhtiyati tedbir, 6100 sayılı HMK’da 389 vd. maddelerinde düzenlenmiştir.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 389.maddesinde;”Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.
Birinci fıkra hükmü niteliğine uygun düştüğü ölçüde çekişmesiz yargı işlerinde de uygulanır” hükmüyle ihtiyati tedbir müessesesi açıklanmıştır.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 390.maddesinde;”İhtiyati tedbir, dava açılmadan önce, esas hakkında görevli ve yetkili olan mahkemeden; dava açıldıktan sonra ise ancak asıl davanın görüldüğü mahkemeden talep edilir.
(2)Talep edenin haklarının derhâl korunmasında zorunluluk bulunan hâllerde, hâkim karşı tarafı dinlemeden de tedbire karar verebilir.
(3)Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır.” şeklinde ihtiyati tedbirin şartları, 3.fıkrada ihtiyati tedbir talep eden tarafın, “davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorunda” olduğunu hükme bağlamaktadır.
İptali ve yürütmesinin durdurulması talep edilen genel kurul kararları gündeme madde eklenmesine ilişkin talebin reddine, faaliyet raporuna, bilanço ve gelir tablosunun onaylanmasına ve yönetim kurulu üyesi …’ün ibrasına ilişkin olduğu, iddia, savunma ve dosya kapsamında mevcut deliller değerlendirildiğinde, genel kurul kararının yürürlüğünün durdurulması yönünden mevcut veya yakın bir tehlikenin varlığı konusunda yaklaşık kanaat oluşturacak delil sunulmadığı, ihtiyati tedbir kararı verilmemesi halinde davacının haklarını elde etmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceği, tedbir kararı verilmemesi halinde ciddi bir zararın doğacağına dair emarelerin bulunmadığı, zarar ihtimali mevcut olsa dahi davanın kabulü halinde olası iptal kararıyla birlikte giderilebileceği, taraf menfaatleri de gözetildiğinde ihtiyati tedbir koşullarının oluşmadığı, ilk derece mahkemesince talebin reddine ilişkin verilen ara kararda bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşıldığından ihtiyati tedbir talep eden davacının istinaf talebinin HMK’nın 353/1.b.1 maddesi gereğince esastan reddine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davacının istinaf talebinin ESASTAN REDDİNE,
2- Alınan harç yeterli olduğundan yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
4- İstinafa başvuran davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/3.maddesi gereğince; kararın tebliği işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
6- Dava dosyasının ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 10/09/2020 tarihinde oybirliği ile HMK’nın 362/1.f maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır