Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2020/1287 E. 2021/192 K. 17.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM .. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No:
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
.. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO :
KARAR NO :

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA .. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/02/2020
NUMARASI : Esas Karar

İSTİNAF EDEN
DAVACI :
VEKİLİ :

MÜDAHİLLER
:
VEKİLİ :
:
VEKİLİ :
:
VEKİLİ :
:
VEKİLİ :
:
VEKİLİ :
:
VEKİLİ :
:
VEKİLİ :
:
VEKİLİ :
:
VEKİLİ :
:
VEKİLİ :
:
VEKİLİ
:
VEKİLİ :
:
VEKİLİ :
:
VEKİLİ :
:
:
:
:
:
:
:
:
:
:
:
:
VEKİLİ :
:

DAVA : Konkordato
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 17/02/2021
YAZIM TARİHİ : 17/02/2021
Davacı tarafından Konya Asliye .. Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası ile açılan konkordato davasında 28/02/2020 tarihinde tesis edilen talebin reddine ilişkin karara karşı davacının istinaf kanun yoluna başvurması üzerine, üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendiğinde;
DAVA: Davacı vekili ilk derece mahkemesine sunduğu dava dilekçesinde özetle; 7101 sayılı yasa ile konkordato kurumunun eski hantal yapısından kurtarılarak işler hale getirildiğni, müvekkili …’nin 1994 tarihinden bu yana ticari faaliyetine devam etmekte olduğunu, … Mah. … adresinde mevcut oldup, plastik PVC’den kapı imalatı, pencere sistemleri imalatı ve montajlarını yaptığını, ayrıca inşaat yapım işi faaliyetleriyle uğraştığını, 3000 m2 kapalı, 3000 m2 açık alanda, 65 çalışanı ile toplamda 2 üretim hattının faaliyetine devam ettiğini, şirketin 31/01/2019 tarihi itibariyle sermayesinin 5.500.000,00 TL olup tamamının ödendiğini, şirketin %90 hisseli ortağının …, %10 hisseli ortağının ise …. olduğunu, müvekkili şirketin kapasitesi ile sektördeki en büyük 3 firmadan biri olduğunu, şirketin kuruluşundan bugüne kadar iştigal konusu olan faaliyet alanlarındaki çalışmasına öz sermeyesi ve bankalardan aldığı krediler ile devam ettirdiğini, 2016 yılında meydana gelen hain darbe girişimi sonrasında, ülke genelinde ekonominin tıkandığını, ödeme dengesinin bozulduğunu, 2018 yılında yaşanan dövizde dalgalanma ve emtiya fiyatlarındaki artışların şirketlerini olumsuz etkilediğini, süreç sonunda şirket satışlarıyla kredi maliyetlerinin birbirini karşılamadığından ekonomik durumun içinden çıkılmaz hale geldiğini, kısa vadeli borçlarını ödeyemediğini, çekleri de ödeyememe riski karşısında icra tehdidi altında bulunduğunu, hali hazırda şirket hakkında icra takibi bulunmadığını, yakın zamanda banka kredilerinin ödenmemesinden kaynaklı faiz yükü ve bu esnada tekrar kredi alınamayacak olması şirketi çalışmaz hale getirdiğini, şirketin iflası halinde ise varlıkların değerinin çok altında satılacağını, sunulan konkordato projesi çerçevesinde faaliyetlerini sürdürmesi ve projenin gerçekleşmesi halinde alacaklıların alacağına tamamen kavuşması sağlanarak şirket faaliyetlerininde devam edeceğini, şirket ortaklar kurulunun 31/01/2019 tarihinde oy birliği ile konkordato talebinde bulunmaya karar verdiklerini ve konkordato ön projesi hazırladıklarını, projede borçların 2 yılda ödenmesi hedeflendiğini, projenin hazırlanmasında 31/01/2019 tarihli bilanço ve finansal tablonun esas alındığını, şirketin rehinle temin edilmiş banka alacaklarının taşınmazların değeri ile karşılanabilecek durumda olduğunu ve mühlet içerisinde bankalarla anlaşarak, harici satışlarla elde edilen bedellerin doğrudan bankaya ödenmesinin planlandığını, 6183 sayılı yasa kapsamındaki borçlar ile işçi alacaklarının da mühlet içerisinde ödeneceğini, projede ana para alacaklarının tamamının faizsiz olarak ödenmesi teklif edildiğini, bu nedenle ödemenin iflas garamet payından çok daha fazla olacağını, ödemelerin üçer aylık taksitler halinde 2 yılda tamamlanacağını, konkordato mühleti içeresinde konkordatoya tabi alacaklara ödeme yapılmayacağından sermaye birikimi sağlanacağını ve geçmiş dönemlerden kalan alacakların tahsil edilerek toplanan parayla emtiya alınacağını, Şubat 2019, Ocak 2021 tarihi aralığında 2.221.132,37 TL kar elde edilerek öz sermaye sağlanacağının görüldüğünü, brüt kar marjının %20 olduğunu, tahmini 5.400.000,00 TL nakit akışı sağlanacağını, şirket ortağı ve ilişkili kişilere ait taşınmaz satışından oluşacak nakit girişinin 1.150.000,00 TL olarak planlandığını, konkordato tekliflerinin alacaklıları zarara uğratma kastından ari olduğunu bildirerek tedbir taleplerini de içerir dilekçe sundukları ve dilekçe ekine ilgili bilgi ve belgeleri ekledikleri görülmüştür.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde; 2004 sayılı yasanın 285, 292, 293/3 maddelerinden bahisle, hükme esas alınan 06/02/2020 tarihli rapora göre, davacı şirketin borca batık olmadığı, ancak ön projede yer alan öngörünün %99 oranında gerçekleşmediği, ticari faaliyetlerinin sürekli zarara ve şirket mal varlığının azalmasına sebebiyet verdiği, proje makul olmadığı, gerçekleşme ve uygulama ihtimalinin bulunmaması nedeniyle başarıya ulaşamayacağının belirtildiği, raporun davacıya tebliğ edildiği, son duruşmada davacı taraf ve müdahil alacaklılar ile konkordato komiseri davet edildiği, rapora yönelik itirazların dayanıksız ve soyut görüldüğü, bu nedenle İİK’nın 292/1-b maddesi gereğince davacıya verilen kesin mühletin kaldırılarak davanın reddine karar verilmesi gerektiği, bu durumda şirket yönünden borca batık olmamasına rağmen, ayrıca iflas kararı da gerekip gerekmediği yönünde de inceleme yapılarak, Yargıtay ve bölge adliye mahkemelerinin örnek içtihatları doğrultusunda konkordato isteyen şirketin talebinin kabul edilmemesi ve kesin mühletin kaldırılması halinde borca batık olmasa dahi iflasa tabi davacı şirket yönünden iflas kararı verilmesinin zorunlu olduğu kanaat ve gerekçeleriyle neticeten; davacı şirketin konkordato talebinin reddine, 01/03/2019 tarihli ve … Esas sayılı kararı ile verilen bütün tedbirlerin kararın kesinleşmesi beklenmeksizin derhal kaldırılmasına, 17/05/2019 tarihli duruşmada verilen kesin mühlet ve bütün tedbirlerin kararın kesinleşmesi beklenmeksizin derhal kaldırılmasına, …’nün … nolu siciline kayıtlı davacı …’nin İİK 292/1-a ve b maddesi gereğince iflasına, 28/02/2020 günü saat 10:26 itibariyle iflasının açılmasına, karar verilerek ilan ve sair ilişkin feri hükümlere de hükmettiği görülmüştür.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; konkordato taleplerinin reddine ve müvekkili şirketin iflasına dair verilen kararın usul ve yasaya aykırı olup, fahiş derecede hatalı olduğunu, karara dayanak teşkil eden 06/02/2020 tarihli komiser raporunda davacı şirketin borca batık olmadığı, ancak ön projede yer alan öngörünün %99 oranında gerçekleşmediği, ticari faaliyetlerin sürekli zarara ve şirket mal varlığının azalmasına sebebiyet verdiği yönündeki rapora itiraz etmelerine rağmen, itirazlarının mahkemece dayanaksız ve soyut bulunduğu, taraflarınca yeni bir konkordato projesinin hazırlandığı, komisere ve mahkemeye verildiği, fakat bu raporun hiç irdelenmediği, 17/01/2020 tarihli son rapordan önceki komiser raporunda şirket faaliyetlerinin devam ettiği, kesin mühleti kesintiye uğratacak bir faaliyetin tespit edilmediği, alacaklılar ve alacak bildirimlerinin tamamlandığı, alacaklılar toplantısı planlanmasının mühlet içinde yapılacağının belirtilmesine rağmen son raporda belirtilen hususlara değinilmediği, alacaklıların tamamına yakını ile anlaşma sağlandığı, oranın tutturulduğu ve duruşmadan sonra alacaklılar toplantısının yapılması beklenmeye başlanmışken duruşmadan 1 gün önce verilen son raporda şirketin borca batık olmadığı, 4.359.304,56 TL varlık fazlasının bulunduğu, fakat ticari karın gerçekleşmediği, mühlet içerisinde faaliyetin zararla sonuçlandığının rapor edildiği, komiserin şirket müdürüyle hiç görüşme yapmadığı, şirketin işleyişi ve durumuyla ilgili bilgiye sahip olmaksızın kağıt üzerinden rapor hazırlayarak dosyaya sunduğu, alacaklılar toplantısını yapmaktan kaçındığı, bilanço da zarar görülmesinin konkordatonun başarıya ulaşmayacağı sonucunu doğurmayacağı, komiserin yanlış değerlendirmelerde bulunduğunun ve hukuki bilgisinin bulunmadığının, şirketin işleyişiyle alakadar olmadığının ve tecrübe yetersizliğinin rapordan açıkça anlaşıldığını, mahkemenin de rapora dayanarak karar vermesinin yersiz olduğunu, sonuçları algılanmaksızın karar verildiğini, iflas halinde şirket varlıklarının değerinin %75’i altında satılacağından borçların ödenemez hale geleceğini, işlerin bitirilememesi nedeniyle alacakların tahsilinin de mümkün olmayacağını, malzemelerin zayi olup personelin de zor durumda kalacağını, 2020 yılında ticari hayatın değişmeye başladığını, Ocak ayında yapılan ciro, elde edilen net kar, bağlanan işler, ekonominin ve inşaat sektörünün düzlüğe çıkmaya başlaması ve faiz oranlarındaki indirimde göz önüne alındığında, projedeki hedefi yakalamanın mümkün olduğunu, şu an varlıklarının borçlarından %35 fazla olduğunu, daha önceki raporlarda faaliyetin devam ettiği ve usulsüzlük tespit edilmediğinin bildirildiğini, 20 gün içerisinde nelerin değişmesi sonucu projenin başarıya ulaşamayacağı sonucuna varılmasını anlayamadıklarını, borca batık olmayan şirketin iflasına karar verilemeyeceği gerekçeleriyle kararı istinaf ederek kaldırılmasını talep ettikleri görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; adi konkordato istemine ilişkindir.
İstinaf incelemesi HMK 355. Madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve resen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır.
Davacı vekili dava dilekçesinde müvekkili şirketin neden konkordatoya ihtiyaç duyduğundan bahsederek, dilekçelerinde son bilançoya göre hazırladıkları konkordato ön projesini anlattıkları, İİK 286. maddesinde belirtilen lüzumlu evrakları ekledikleri, evrakların içerisinde bulunan vekaletnamenin konkordato yargılaması usulüne uygun olduğu, mahkemece, talep yukarıda belirtilen esaslarına kaydedilerek 01/03/2019 tarihinde bu tarihten itibaren geçerli olmak üzere 3 ay geçici mühlet ve tedbirlerle sair ara kararlarını tensiben verildiği, tensip gereğince aynı tarihli gerekçeli geçici mühlet ara kararı yazılarak aynı gerekçeli ara kararda geçici komiserin de atandığı, şirket mallarına ilişkin makine mühendisi, endüstri mühendisi ve gayrimenkul değerleme uzmanı bilirkişilerden rapor alındığı, konkordato komiseri tarafından 01/03/2019 ve 30/04/2019 geçici mühlet dönemlerine ilişkin rapor sunduğu, 17/05/2019 tarihinde birinci duruşma icra edilerek duruşmaya katılan davacı, komiser ve müdahil vekilleri dinlenerek talep eden şirket hakkında 17/05/2019 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere 1 yıl süreyle konkordato kesin mühlet verilmesine, geçici komiserin konkordato komiseri olarak görevine devamıyla ilgili gerekli ara kararları kurduğu, duruşmadan sonra komiserin kesin mühlet 1, 2, 3 ve 4. raporunu sunduğu, raporlarında özetle davacı şirketin iştigaline ve imalatına devam ettiği, kesin mühleti kesintiye uğratacak faaliyet tespit edilemediği yönünde bilgi sunduğu, 06/02/2020 havale tarihli kesin mühlet raporunda ise davacı şirketin hali hazırda 4.359.304,56 TL varlık fazlası hesaplandığı ve şirketin borca batık olmadığı, öngörünün %99 oranında gerçekleşmediği ve ticari faaliyetlerinin zararla sonuçlandığı, zararın da varlık fazlası tutarında azalmaya sebep olduğu, konkordato projesinin makul olmadığı gibi uygulama imkanının da bulunmadığı, davacı şirket ve alacaklılar yönünden projenin uygulanmasının yararlı olmayacağı ve başarıya ulaşmayacağının anlaşıldığı yönünde rapor sunduğu, 28/02/2020 tarihli 3. ve son celse de ise müdahil vekilleri ile davacı vekili dinlendiği, davacı vekilinin rapora itiraz ettiği, konkordato komiseri de dinlenerek son raporunu tekrar ettiği, mahkemece sözlü yargılamaya geçilerek katılanları dinleyip davanın reddine ve şirketin iflasına karar verdiği, verilen kararın yukarıda özetlendiği şekilde davacı vekili tarafından istinaf edildiği görülmüştür.
İcra İflas Kanunu’nun 292. maddesinde iflasa tabi borçlu bakımından kesin mühletin verilmesi halinde;
– Borçlunun mal varlığının korunması için iflasın açılması gerektiğinde,
– Konkordatonun başarıya ulaşamayacağının anlaşılması,
– Borçlunun 297. maddeye aykırı davranması veya komiser talimatlarına uyulmaması,
– Alacaklılarını zarara uğratma amacıyla hareket etmesi ve
– Borca batık olduğu anlaşılan sermaye şirketi veya kooperatifin konkordato talebinden feragat etmesi halinde, komiserin yazılı raporu üzerine mahkemece kesin mühletin kaldırılarak konkordato talebinin reddine ve borçlunun resen iflasına karar verileceği hüküm altına almıştır. Ancak, iflasa karar verilebilmesi için aynı maddenin son fıkrası gereğince, iflas kararı verilmeden önce, borçlu ve varsa konkordato talep eden alacaklı ve alacaklılar kurulunu duruşmaya davet ederek dinlenmesi gerektiğini de hüküm altına almıştır. Somut olayda konkordato talep eden borçlu şirketin yetkili temsilcisinin duruşmaya çağrılmadığı ve dinlenmediği sabit olmasına rağmen iflas kararı verilerek, İİK 292 son fıkrasına muhalefet edilmesinin usul ve yasaya uygun olmadığı, Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 25/11/2020 tarih, 2020/877 Esas ve 2020/3824 Karar sayılı içtihadının da bu yönde olduğu anlaşıldığından, davacının istinaf talebinin kabulü ile HMK 353/1-a.6 maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, dava dosyasının yukarıda belirtildiği şekilde inceleme ve değerlendirme yapılması için ilk derece mahkemesine gönderilmesine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davacının istinaf talebinin KABULÜ ile; Konya Asliye .. Ticaret Mahkemesi’nin 28/02/2020 tarih …. Esas … Karar sayılı KARARININ KALDIRILMASINA,
2- Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-a maddesi gereğince dosyanın ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3- İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yatırılan 54,40 TL istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine,
4- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
5- İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
6- Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/3 maddesi gereğince; kararın tebliğ işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 17/02/2021 tarihinde oybirliği ile HMK’nın 353/1-a maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.

Başkan
e-imzalıdır

Üye
e-imzalıdır

Üye
e-imzalıdır

Katip
e-imzalıdır

M.Ç.