Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2020/1278 E. 2022/1153 K. 05.07.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA BAM … HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
… HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO :
KARAR NO :

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/02/2020
NUMARASI : … Esas – … Karar

İSTİNAF EDEN DAVACI : … – (T.C. Kimlik No: …)
VEKİLİ : Av. … –

DAVALI :
VEKİLİ : Av. …
DAVA : Kooperatif Üyeliğinin Tesbiti

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 05/07/2022
YAZIM TARİHİ : 06/07/2022
Taraflar arasında görülen davada Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas – … Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içerisinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten ve üye hakimin görüşleri alındıktan sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
DAVA: Davacı vekili, müvekkilinin daire sahibi olmak için …. ile 15/03/2005 tarihli sözleşme imzaladığını, müvekkilinin davalı kooperatife peşin ödemeli ortak olduğunu, düzenlenen yetki belgesi doğrultusunda ….’nin müvekkiline daire hissesini devrettiğini ve müvekkilinin de bu şekilde peşin ödemeli ortak olduğunu, daire hissesi için davalı kooperatife 18.000,00 TL ödediğini, sözleşme uyarınca müvekkilinin davalıya herhangi bir borcunun kalmadığını, ancak, 27/01/2019 tarihli genel kurul kararı ile müvekkilinin aidat borcunun bulunduğu gerekçesiyle müvekkili aleyhine takip başlatıldığını, söz konusu icra takibinin haksız olduğunu, müvekkilinin peşin ödemeli üye olduğunu ileri sürerek, müvekkilinin davalı kooperatifin 15/03/2005 tarihinden itibaren peşin ödemeli ortağı olduğunun tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP: Davalı vekili, kooperatifin ortaklarının hakları ve külfetlerinin bulunduğunu, davacının müvekkili kooperatifin ortağı olup olmadığını her zaman öğrenebileceğini, gerektiğinde denetim mekanizmalarına başvuruda bulunabileceğini, tamamen kötüniyetli olarak hareket ettiğini, davalının müvekkili kooperatifin bir adet küçük mesken statülü ortağı olduğunu, ortaklıktan çıkartılmadığını savunarak, davacının müvekkili kooperatifin bir adet küçük konut statülü ortağı olduğunun tespitine karar verilmesini talep etmiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, “… Dava, peşin bedelli üyeliğin tesbiti davasıdır.
TTK’nın 5/A. Maddesine göre; Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır
Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A. Maddesine göre;(1) İlgili kanunlarda arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiş ise arabuluculuk sürecine aşağıdaki hükümler uygulanır.(2) Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.
Eldeki davanın peşin bedelli kooperatif üyeliğinin tespiti davası olduğu, davacının kooepratif tarafından çıkarılacak aidat vb gibi borçlardan kurtulma iradesi ile muhtemel menfi tespit davası öncesi işbu davasını ikame ettiği düşünüldüğünde kanunda tanımını bulan konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri için getirilen düzenlemenin şartlarını ihtiva ettiği bu bakımdan dava şartı arabuluculuk kapsamında dava açılmadan arabulucuya başvurulmasının dava şartı olduğu, ancak arabulucuya başvurulmadan davanın açıldığı anlaşıldığından davanın usulden reddine…” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili, davanın tespit davası olması nedeniyle arabuluculuk dava şartı kapsamında olmadığını ileri sürerek, mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, davacının peşin ödemeli kooperatif ortağı olduğunun tespiti istemine ilişkin olup, mahkemece yukarıda özetlendiği şekilde karar verilmiştir.
İstinaf incelemesi HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve re’sen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır.
18/12/2018 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 7155 sayılı Kanun’un 20. maddesi ile 6102 sayılı TTK’na eklenen 5/A maddesinde ” Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır. Arabulucu, yapılan başvuruyu görevlendirildiği tarihten itibaren altı hafta içinde sonuçlandırır. Bu süre zorunlu hâllerde arabulucu tarafından en fazla iki hafta uzatılabilir.” hükmü düzenlenmiştir.
Ayrıca, 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’na “Dava Şartı Olarak Arabuluculuk” başlığı ile 18/A maddesi eklenmiş olup, 6325 sayılı Yasa’nın 18/A maddesinin 2. fıkrasında da “Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.” düzenlemesi bulunmaktadır.
Yukarıda belirtilen yasal düzenlemeler uyarınca, 01/01/2019 tarihinden sonra konusu bir miktar paranın ödenmesi talebi ile açılan ticari davalarda, dava açılmadan önce uyuşmazlıkla ilgili arabulucuya başvurup anlaşılamaması halinde son tutanağın aslının veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğinin dava dilekçesine eklenmesi zorunludur. Arabulucuya başvurulmadan doğrudan dava açıldığının anlaşılması halinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilecektir.
Bu itibarla, somut uyuşmazlık konusunun bir miktar paranın ödenmesine ilişkin olmadığı kaldı ki, davanın menfi tespit davası olarak kabulü halinde dahi, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 27.05.2021 tarih, 2020/6050 E- 2021/4519 K, 13.04.2021 tarih, 2020/6032 E-2021/3614 K, 20.04.2021 tarih, 2020/6031 E-2021/3835 K. saylı ilamlarında da belirtildiği üzere, menfi tespit davalarının arabuluculuk dava şartına tabi tutulmadığı nazara alınarak işin esasının incelenmesi gerekirken mahkemece yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmediğinden, davacı vekilinin istinaf isteminin kabulü ile HMK’nın 353/1.a.4 maddesi gereğince kararın kaldırılmasına dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davacı vekilinin istinaf talebinin KABULÜ ile, Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 25/02/2020 tarih, … Esas- … Karar sayılı KARARININ KALDIRILMASINA,
2- Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-a maddesi gereğince dosyanın ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3- İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yatırılan 54,40 TL istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine,
4- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
5- İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
6- Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/4 maddesi gereğince kararın tebliğ işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 05/07/2022 tarihinde oybirliği ile HMK’nın 353/1-a maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.

Başkan … Üye … Üye … Katip …
e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır

R.T