Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2020/1259 E. 2022/2016 K. 30.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM … HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: … – …
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
…. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … ( …)
ÜYE : … ( …)
ÜYE : … ( …)
KATİP : … ( …)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 04/12/2019
NUMARASI : … Esas … Karar

DAVACI : ….
VEKİLİ : Av. …

İSTİNAF EDEN DAVALI : …
VEKİLİ : Av. …

İSTİNAF EDEN
FERİ MÜDAHALE
TALEBİNDE
BULUNAN
İHBAR OLUNAN : …
VEKİLİ : Av. …
DAVA : Alacak (Ticari Satıma Konu Malın İadesi)

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 30/11/2022
YAZIM TARİHİ : 05/12/2022
Davacı tarafından, davalı aleyhine Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile açılan alacak davasında 04/12/2019 tarihinde tesis edilen karara karşı davalı ve ihbar olunan …’nin istinaf kanun yoluna başvurmaları üzerine, üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendiğinde;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil şirketin 31.03.2017 tarihinde … Şti’den … marka, …model, beyaz renk, … şasi numaralı SIFIR aracı satın aldığını, ancak 0 (sıfır) km olarak alınan aracın alınmasından yaklaşık 10 ay sonra arıza vermeye başladığını, aralıklarla tamir ve bakıma götürülmek zorunda kalındığını, halen de arızaları devam eden araçla bu kadar sık problem yaşanması sebebiyle aracın misli ile değiştirilmesi talebi ile ilgili olarak 04.09.2018 tarihinde … nolu numaradan müşteri temsilcisi … isimli bir bayan ile görüşüldüğünü, akabinde müvekkilinin malın değiştirilmesi talebinin yerine getirilemeyeceği cevabının … nolu telefon numarasından arayan … Genel Müdürlük yetkilisi … isimli bey tarafından bildirildiğini, telefon görüşmelerinden de bir netice alınmaması sonucu müvekkilinin kanuni seçimlik hakkını kullanmak istediğini belirtir ihtarnamelerin davalılara gönderilerek aracın ayıpsız misli ile değiştirilmesinin talep edildiğini, malın ayıpsız misli ile değiştirilmesi talebinin de kanuni süreler içerisinde yerine getirilmediğini, araçla ilgili problemlerin otomobilin 15.000 km bakımı yetkili servise yaptırıldıktan sonra 16.01.2018 tarihinde yolda kalması olduğu, aracın çekici ile yetkili servise götürüldüğünü, yapılan tamirde aracın gaz vermeme problemi ile EPC ikaz uyarısının tamir edildiğini, 08.03.2018 tarihinde ise aracın soğukken EPC ve motor ikazının yandığını, yokuşlarda frene basıldığında ses çıkardığını, aracın stop edilip tekrar çalıştırıldığında kontağın basmadığını ve frenin sertleştiğini, ilk çalıştırmada aşırı titreme ve ses yapması şikayetleriyle götürülen yetkili servis tarafından motor kablo tesisatının değiştirildiğini, dördüncü kez ise 05.06.2018 tarihinde 30.000 km bakımı ve şikayetler sebebiyle aracın tekrar servise götürüldüğünü, vites topuzunun değiştirilmesi dışındaki şanzımandan, arabanın altından ses geldiğini, aynalardan da aynı şekilde ses gelmesi şikayetlerine herhangi bir kalıcı çözüm bulunamadığını, 10.07.2018 tarihindeki servis bakımında ön balata değişimi yapılan araçta halen DSG şanzımanından özellikle D1 ve D2 konumunda iken ses geldiğini, arabanın 2’den 1’e geçerken, özellikle dur kalk yaptıktan sonra seslerin gelmesi ve aracın titreyerek kalktığını, R’de iken aynı sesleri frene basana kadar çıkardığını, özellikle tümseklerden geçiş esnasında ön takımdan ses geldiğini, sağa ve sola dönüşlerde kasması ve ses yapması şikayetlerinin devam ettiğini, sıfır kilometre alınan bir araçta bu kadar arızanın var olması hayatın olağan akışıyla ya da teknolojik aletler kullanmanın verdiği küçük problemlerle açıklanması mümkün olamayacağını, davalılara ihtarname yolu ile misli ile değiştirilmesi talebinin bildirilmesinin akabinde arızaların bilirkişi marifetiyle tespiti için Konya … Sulh Hukuk Mahkemesine başvurulduğunu, … Değişik İş sayılı delil tespiti konulu dosya sonucunda araçta gizli ayıp olduğu ve ayıbın müvekkil şirketin araçtan beklediği faydaları önemli ölçüde azaltan derecede ağır olduğunun ispatlandığını, müvekkilinin araçtan beklediği faydayı önemli ölçüde azaltan ayıbın başında aracın şanzımanındaki büyük arızanın olduğunu, Yargıtay’ın bu husustaki bir kararında şanzımandaki problemin alıcının seçimlik hakkını kullanması için yeterli olduğu belirtildiğini, gönderilen ihtarnameye cevap süresi içerisinde iken aracın 45.000 km bakım zamanının geldiğini, müvekkili şirketin üzerine düşen özen yükümlülüğüne uygun davranma borcu altında aracı 45.000 km bakımı için yetkili servise götürdüğünü, 45.000 km bakımında da aracın pek çok pahalı parçalarının değiştirildiğini, aracın satılmasının gündeme gelmesinde ise yapılan bu pahalı değişikliklerin aracın değerinde ciddi düşüş yapacağının da açık olduğu, arızalar ve mevcut durum sonucunda aracın kullanım amacı bakımından değerenin azaldığını müvekkilinin beklediği faydaları önemli ölçüde azalttığının ispatlandığı, bu nedenle müvekkili şirketin misli ile değiştirme talebinde bulunmuş olmasına rağmen bu talebin yerine getirilmediğini, bu nedenle davanın açılmasının zorunlu hale geldiğini, açılan davanın kabulü ile yapılan yargılama gideri ve ücreti vekaletin de davalı yana hükmedilmesini talep ettikleri görülmüştür.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafından yaptırılan tespiti kabul etmediklerini, satıma konu araçta olduğu iddia edilen ayıpları kabul etmediklerini, aracın davacıya teslimden itibaren 2 yıla yakın bir zamanda arıza verdiği, bu nedenle de ayıplı olduğu iddiasını kabul etmediklerini, aracın ayıplı olmadığını ve araçta daha sonra meydana gelen ve kullanıcı hatası diye tabir edilen arızalardan müvekkilinin sorumlu olmadığını, davacı tarafından servise getirilen aracın parçalarının garanti kapsamında değiştirildiğini ve araçta herhangi bir şikayet kalmadığını, bu halde açılan kötü niyetli davayı kabul etmediklerini, tespit bilirkişi raporunu da kabul etmediklerini, raporun bu anlamda yeterli bir rapor olmadığını, tespit konusu hakkın davacı yanın ihbar külfetini süresinde yerine getirmemesi nedeniyle zamanaşımına uğradığını, aracın onarım hakkının kullanılması nedeniyle artık misli ile değişiminin söz konusu olmayacağını, bu nedenle de davanın reddinin gerektiğini, aracın değeri dikkate alınması nedeniyle bedelinin iadesi veyahut ayıpsız misli ile değişiminin söz konusu olmayacağı, bu durumda ancak satış bedelinden tenzilat uygulanabileceğini, açılan davanın reddi ile yapılar yargılama giderleri ve ücreti vekaletin de davalı yana hükmedilmesini talep ettikleri görülmektedir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “….dosyada mevcut 10/06/2019 tarihli bilirkişi …’ın raporunda da; Mevcut aracın alındığı (trafiğe çıkış tarihi) 10/04/2017 den itibaren araçta meydana gelen arızanın 16/01/2018 tarihinden itibaren başladığı ve halen de devam etmekte olduğu, her iki servisin sunmuş olduğu ekstralarda görülmektedir. ( … ve …yetkili servisleri arasından ayıpların bir kısmının giderildiği, bir kısmının devam ettiği), mevcut aracın 15.000 km./ 30.000 km./ 45.000 km./ 60.000 km. Periyodik bakımlarının yetkili servisler tarafından yapılmış olduğu (dosyaya sunulan ekstralardan tespit edilmiştir) yol testinde D1 ve D2 viteslerde bir birine geçerken ( 1. Vitesten 2. Vitese geçerken ve 2. Vitesten 1. Vitese geçerken) aracın motorunun elektirk sisteminin değiştirildiği metakronik sistem direk olarak şanzımanı beyin kısmına etki ettiği için kavruma ve DSG deki arızanın bu olabileceği, mevcut sıfır km. Olarak alınan araçta birden fazla arızaların meydana geldiği, şanzıman (DSG vitesin beyninin bulunduğu mekatronik sisteminde arıza olduğu kuvvetli ihtimal çünkü bu meydana gelen arızaların sürücü hatasından olmayıp üretim hatasından ileri geldiği mevcut aracın birebir değiştirilmesinin uygun olacağının bildirildiği görülmüş, mahkememiz keşfinde dinlenilen tanıklar … ve …’ın beyanlarında ise aracın gazına bastıkları zaman aracın gazına basılmadığı, aracın bir alt geçitte çekmediği, yokuşta kalacağını düşündükleri ve nitekim aracın yolda kaldığı ve çekici çağırdıkları, aracın motorunun kelebeğinin arıza yaptığını ve yenisi ile değiştirileceğinin söylendiği, daha sonrasında ise yetkili servisteki bir görevli ile aracın bir sıkıntısı olmadığı, aracın değiştirilmesinin mümkün olmayacağı, daha sonra arcın tekrar sorun yaşatması üzerine motor aksamında bir sıkıntı var 10-15 gün içerisinde düzeltileceği bilgisi verildiği, yine aracın bu süreçte tümseklerden geçerken gıcırdadığı, vites geçişlerinde araçtan bir şıkırtı sesi duydukları, bu sesin çocuğunlukla 1 ve 2. Viteslerde duyulduğu, aracın rölantide çalışırken 1500-2000 devir arasına geldiğinde motorunda zırılmada sesi geldiği, buna rağmen DSG şanzımanı komple değiştirdiklerini ancak yine de sorunların devam ettiği, aracın seyir halinde iken P konum arıza uyarısı verdiği, daha sonrasında bagaj amortisörünün arızalandığı, aracın vites mekanizmasının değiştiğini beyan ettikleri görülmüştür, sıfır araç alan bir kişinin sıfır araç almasından maksat; problemsiz konforlu bir araç kullanmaktır, somut olayda süreklilik arz eden servise gitme durumu mevcut olduğu anlaşıldığından sıfır araç almadaki maksadın da gerçekleşmediği sabit olduğundan davalının davasının kabulüne, davacıya satışı yapılan … marka, … model, beyaz renk, …şasi numaralı aracın aynı özelliklere sahip ayıpsız misli ile değiştirilmesine, davaya konu mezkur aracın birlikte ifa kuralı gereğince davalıya iadesine karar verilerek oluşan vicdani kanaate göre aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.” gerekçesiyle davanın kabulüne, davacıya satışı yapılan … marka, … model, beyaz renk, … şasi numaralı aracın aynı özelliklere sahip ayıpsız misli ile değiştirilmesine, davaya konu mezkur aracın birlikte ifa kuralı gereğince davalıya iadesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı … vekili istinaf dilekçesinde özetle; taraflarınca hazır bulunulmadan tek taraflı iddialar ile yapılan ve dosyaya sunulan Konya ….Sulh Hukuk Mahkemesi’nin … D.İş Esas sayılı dosyasında alınan bilirkişi raporu ile tespit talebinin kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, verilen bu kararın kabulünün mümkün olmadığını, davacı tarafın ihbar süresi içerisinde iddia edilen ayıbı müvekkili şirkete bildirmeyerek olası haklarının zamanaşımına uğradığını, müvekkili şirketin hizmetlerinde müşterilerinin kendi kusurundan kaynaklanmayan sorunların dahi hizmetlerinde yardımcı olduklarını, eksiksiz teslim alınan ve sorunsuz şekilde kullanılan aracın 2 yıla yakın bir zamanda arıza verdiği ve bu nedenle de ayıplı olduğu iddiasının kabul edilebilir olmadığını, bilirkişi raporunda iddia olunan arızaların sebebini tam ve eksiksiz olarak tespit edemediğini, araçtaki arızaların ne olduğunu ortaya koyamadığını beyan ederek kararın istinaf incelemesi sonucu kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Feri Müdahale talebinde bulunan ihbar olunan … A.Ş vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemenin taraflar arasındaki uyuşmazlığın hukuki nitelendirmesini dahi yanlış yaptığı iş bu kararda gerek usul gerekse esas açısından fahiş hatalar bulunduğunu, tarafları tacir olan huzurdaki uyuşmazlığa TKHK hükümlerinin uygulanamayacağını, davaya konu araç davacı şirket adına kayıtlı olup ticari amaçla kullanılan bir araç olduğunu, ayıbı kabul anlamına gelmemek kaydıyla davacı TTK’da düzenlenen ayıp ihbar sürelerine uymadan ikame ettiği davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, usule ilişkin itirazları saklı kalmak kaydıyla yerel mahkemece hükme esas alınan rapora itirazlarının incelenmediğini, araçta üretimden kaynaklı hata olarak nitelendirilebilecek bir sorun bulunmadığını, ücretsiz onarım hakkını kullanan davacının bu haktan dönerek diğer seçimlik haklarından birini kullanmasının hukuka aykırı olduğunu, iddia edilen ayıbın varlığı bir an için kabul edilecek olsa dahi bu ayıbın aracın misli ile değiştirilmesini gerektirecek bir ayıp olmadığını, araçta kullanımdan kaynaklanan arıza ve hasarların oluşturduğu değer kaybı ve araç üzerinde takyidat bulunup bulunmadığı araştırılmadan ayıpsız misli ile değişim kararı verilmesinin hukuka aykırı olduğunu beyan ederek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava; ayıp nedeniyle aracın misli ile değiştirilmesi talebine ilişkindir.
İstinaf incelemesi HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve resen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır.
Feri müdahale talebinde bulunan ihbar olunan şirketin feri müdahale talebi ile ilgili ilk derece mahkemesince olumlu olumsuz bir karar verilmediği, bu sebeple istinaf talebinde bulunmasında hukuki yararı olduğu kanaatine varılmıştır.
Öncelikle ilk derece mahkemesince uyuşmazlığa 6502 sayılı TKHK hükümlerinin uygulanması gerektiği belirtilmiş ise de tarafların tacir olduğu ve ticari işletmeleriyle ilgili olan uyuşmazlıkta TTK ve TBK hükümleri uygulanması gerekmektedir. İlk derece mahkemesinin 6502 sayılı Kanun hükümlerini uygulaması yerinde değildir.
Ticari satış ve mal değişimi başlıklı 6102 sayılı TTK. 23/1 maddesinde; özel hükümler saklı kalmak şartıyla, tacirler arasındaki satış ve mal değişimlerinde TBK. satış sözleşmesi ile mal değişim sözleşmesine ilişkin hükümlerin uygulanacağı buna göre malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı iki gün içinde durumu satıcıya ihbar etmesi gerektiği, açıkça belli değilse alıcının malı teslim aldıktan sonra sekiz gün içinde inceleyip veya incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını korumak için durumu bu süre içinde satıcıya ihbarla yükümlü olacağı, diğer durumlarda, TBK. 223. maddesinin ikinci fıkrasının uygulanacağı düzenlenmiştir.
6098 sayılı TBK. ayıba karşı tekeffülü düzenleyen 219. maddesine göre “Satıcı, alıcıya karşı herhangi bir surette bildirdiği niteliklerin satılanda bulunmaması sebebiyle sorumlu olduğu gibi, nitelik veya niteliği etkileyen niceliğine aykırı olan, kullanım amacı bakımından değerini ve alıcının ondan beklediği faydaları ortadan kaldıran veya önemli ölçüde azaltan maddi, hukuki ya da ekonomik ayıpların bulunmasından da sorumlu olur. Satıcı, bu ayıpların varlığını bilmese bile onlardan sorumludur.” düzenlemesi mevcuttur.
6098 sayılı TBK. 222. maddesinde ise; satıcının, satış sözleşmesinin kurulduğu sırada alıcı tarafından bilinen ayıplardan sorumlu olmayacağı, satıcının, alıcının satılanı yeterince gözden geçirmekle görebileceği ayıplardan da, ancak böyle bir ayıbın bulunmadığını ayrıca üstlenmişse sorumlu olacağı düzenlenmiştir.
6098 sayılı TBK. 223/2 madde hükmünde ise alıcının gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal etmesi halinde, satılanı kabul etmiş sayılacağı. Ancak, satılanda olağan bir gözden geçirmeyle ortaya çıkarılamayacak bir ayıp bulunması hâlinde, bu hükmün uygulanmayacağı, bu tür bir ayıbın bulunduğu sonradan anlaşılırsa, hemen satıcıya bildirilmesi gerektiği; bildirilmezse satılan bu ayıpla birlikte kabul edilmiş sayılacağı düzenlenmiştir.
Aynı kanunun ayıp durumunda ise alıcının seçimlik hakları 227. maddesinde düzenlenmiştir. Madde hükmüne göre ”Satıcının satılanın ayıplarından sorumlu olduğu hâllerde alıcı, aşağıdaki seçimlik haklardan birini kullanabilir:
1. Satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme.
2. Satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinde indirim isteme.
3. Aşırı bir masrafı gerektirmediği takdirde, bütün masrafları satıcıya ait olmak üzere satılanın ücretsiz onarılmasını isteme.
4. İmkân varsa, satılanın ayıpsız bir benzeri ile değiştirilmesini isteme.
Alıcının genel hükümlere göre tazminat isteme hakkı saklıdır.
Satıcı, alıcıya aynı malın ayıpsız bir benzerini hemen vererek ve uğradığı zararın tamamını gidererek seçimlik haklarını kullanmasını önleyebilir.
Alıcının, sözleşmeden dönme hakkını kullanması hâlinde, durum bunu haklı göstermiyorsa hâkim, satılanın onarılmasına veya satış bedelinin indirilmesine karar verebilir. Satılanın değerindeki eksiklik satış bedeline çok yakın ise alıcı, ancak sözleşmeden dönme veya satılanın ayıpsız bir benzeriyle değiştirilmesini isteme haklarından birini kullanabilir.”
6098 Sayılı TBK’nun 231. maddesinde “Satıcı daha uzun bir süre için üstlenmiş olmadıkça, satılanın ayıbından doğan sorumluluğa ilişkin her türlü dava, satılandaki ayıp daha sonra ortaya çıksa bile, satılanın alıcıya devrinden başlayarak iki yıl geçmekle zamanaşımına uğrar. Alıcının satılanın kendisine devrinden başlayarak iki yıl içinde bildirdiği ayıptan doğan def’i hakkı, bu sürenin geçmiş olmasıyla ortadan kalkmaz. Satıcı, satılanı ayıplı olarak devretmekte ağır kusurlu ise, iki yıllık zamanaşımı süresinden yararlanamaz.” hükümleri yer almaktadır.
Davacı tarafından dava açmadan önce 08/10/2018 tarihinde delil tespiti talebinde bulunulduğu, değişik dosyasına makine mühendisi tarafından bilirkişi raporunun sunulduğu, raporda aracın otomatik şanzımanındaki 1. vitesten 2.vitese geçişlerideki ”küt” ses arızasının , devre göre vites geçişlerini sağlayan şanzıman beyninden kaynaklanabileceği, kalkışlardaki titreşim arızasının kavrama grubundan kaynaklandığı, kavrama grubunun arızalı olduğu, şanzıman ve kavrama grubundaki arızaların kullanımından kaynaklı olmadığı, arızaların yetkili servis tarafından yapılan ayarlarca giderilemediği, araçtaki bu arızaların aracın garanti süresi içerisinde meydana geldiği , belirli bir süre kullanım sonucunda ortaya çıkabilecek mahiyette ve gizli ayıp niteliğinde olduğu bildirilmiştir.
Davacının delil tespiti için başvurduktan sonra 19/10/2018 ve 30/01/2019 tarihlerinde tekrar aracı servise götürdüğü ve aracın şanzımanının ve vites mekanizmasının garanti kapsamında değiştirildiği anlaşılmıştır.
Yargılama esnasında başka bir makine mühendisi bilirkişiden alınan raporda; aracın trafiğe çıkış tarihi olan 10/04/2017 tarihinden itibaren araçta arızaların 16/01/2018 tarihinden itibaren başladığı ve halen de devam etmekte olduğunun servis raporlarında görüldüğünü, servisler tarafından ayıpların bir kısmının giderildiği, bir kısmının ise devam ettiği, yol testinde D1 ve D2 viteslerde birbirine geçerken aracın motor elektrik sisteminin değiştirildiği metakronik sistemin direk olarak şanzımanın beyin kısmına etki ettiği için kavrama ve DSG’deki arızanın bu olabileceği, şanzımanın vites beyninin bulunduğu metakronik sistemde arıza olduğunun kuvvetli ihtimal olduğu, bu arızaların sürücü hatasından olmayıp üretim hatasından ileri geldiği bildirilmiştir.
Dosyadaki tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde, dava konusu aracın 31/03/2017 tarihinde sıfır kilometrede satın alındığı, yaklaşık 10 ay sonra garanti süresi içerisinde ilk arızasını verdiği, daha sonra da arızalar verdiği, uzun olmayan aralıklarla toplam 5 kez garanti süresi içerisinde arızadan dolayı servise götürüldüğü, servise başvurmanın ayıp ihbarı niteliğinde olduğu, aracın elektrik tesisatı, şanzımanı ve vites mekanizmasının servis tarafından değiştirildiği halde vites geçişlerinde ses gelmeye devam ettiği, araçtaki sorunun giderilemediği, davacının misli ile değişim talep edebileceği, aracın gizli ayıplı olduğu, araçtaki ayıbın niteliği, aracın yaşı, yaptığı kilometre dikkate alındığında misli ile değişimini talep etmenin hakkaniyete aykırı olmadığı, bu sebeple ilk derece mahkemesi kararının sonuç itibariyle yerinde olduğu, ancak 6502 sayılı Yasanın uygulanması gerektiği yönündeki gerekçe nedeniyle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak HMK’nın 353/1.b.2 maddesi gereğince yeniden karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatiyle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A)Davalı …. ve feri müdahale talebinde bulunan ihbar olunan ….’nin istinaf taleplerinin KABULÜ ile; Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 04/12/2019 tarih … Esas – … Karar sayılı KARARININ KALDIRILMASINA,
1-İstinaf başvurusunda bulunan davalı tarafından yatırılan 1.536,98 TL istinaf karar harcının talep halinde davalıya iadesine,
2-İstinaf başvurusunda bulunan davalı tarafından yatırılan 148,60 TL istinaf yoluna başvuru harcı ile 16,6‬0 TL e-tebligat gideri olmak üzere toplam 165,2‬0 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
3-İstinaf başvurusunda bulunan feri müdahale talebinde bulunan ihbar olunan tarafından yatırılan 148,60 TL istinaf yoluna başvuru harcı ile 1.536,98 TL istinaf karar harcının talep halinde kendisine iadesine,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından taraflara ücreti vekalet taktirine yer olmadığına,
B) Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b.2 maddesi gereğince davacı talebi ile ilgili YENİDEN HÜKÜM KURULMASINA,
1-Davanın KABULÜNE,
-Davacıya satışı yapılan … marka, … model, beyaz renk, … şasi numaralı aracın aynı özelliklere sahip ayıpsız misli ile DEĞİŞTİRİLMESİNE, davaya konu mezkur aracın birlikte ifa kuralı gereğince davalıya takyidatsız olarak İADESİNE,
2-Alınması gereken 6.147,90 TL harçtan peşin alınan 1.536,98 TL harcın mahsubu ile bakiye 4.610,92‬ TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan 35,90 TL başvurma harcı, 1.536,98 TL peşin harç, 5,20 TL vekalet harcı, 500,00 TL bilirkişi ücreti, 200,00 TL posta ve tebligat gideri olmak üzere toplam 2.278,08 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T gereğince 12.500,00 TL ücret-i vekaletin davalıdan alınarak davacıya verilmesine

5-HMK’nın 333 ve HMKGAT’nin 5/1. maddeleri gereğince yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının gider avansını yatıran tarafa iadesine
6-Konya … İcra Dairesinin … Esas sayılı icra dosyası üzerinden tehiri icra talebi ile ilgili İİK’nın 36/5 maddesi gereğince yatırılan teminatın yatırana iadesine,
C)İlk derece mahkemesince yazılan 08/06/2020 tarihli harç tahsil müzekkeresinin bila infaz iadesinin istenmesine, iade işleminin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
D) Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/4. maddesi gereğince kararın ilk derece mahkemesi tarafından tebliğe çıkarılmasına,
E) Dava dosyasının ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 30/11/2022 tarihinde oybirliği ile HMK’nun 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır

A.Ç