Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2020/1254 E. 2023/307 K. 15.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA BAM … HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: … – …
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
… HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … ( …)
ÜYE : … ( …)
ÜYE : … ( …)
KATİP : … ( …)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
(ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ SIFATIYLA)
TARİHİ : 12/03/2020
NUMARASI : … Esas … Karar

İSTİNAF EDEN DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …

DAVALI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVA : İtirazın İptali

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 15/02/2023
YAZIM TARİHİ : 16/02/2023
Davacı tarafından davalı aleyhine Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi(Asliye Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla)’nin … Esas sayılı dosyası ile açılan itirazın iptali davasında 12/03/2020 tarihinde tesis edilen karara karşı davacının istinaf kanun yoluna başvurması üzerine, üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendiğinde;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirket ile davalı şirket arasında 17/03/2015 tarihinde Lisansız Elektrik üreticileri için dağıtım sistem kullanım anlaşması imzalandığını, davacı şirketin … ve … tesisat numaraları ile davalı şirkete lisansız güneş enerji santralleri bünyesinde üretmiş olduğu elektriği satmakta olduğunu, … ve … tesisat numaralı tesisatlar için 115.874,02 TL. ve 109.875,84 TL.lik lisansız elektrik üretim ve limit aşımı elektrik üretim bedeli faturası düzenlendiğini, dava konusu 2 adet faturanın 22.08.2017 tarihinde Bakırköy … Noter aracılığıyla davacı şirket vekili tarafından davalı şirkete ihtarname ile gönderilmiş, davalı şirketin 29/07/2017 tarihinde Konya … Noter aracılığıyla davacı şirketin göndermiş olduğu faturalara itiraz ettiğini beyan etmiş, davacı şirket vekili taraflından Bakırköy … Noter aracılığıyla 11/09/2017 tarihinde faturaların ödenmesi için tekrar ihtarname gönderildiğini, bu faturaların ödenmemesi üzerine Konya … İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosya numarası ile 266.278,63 TL.lik icra takibi başlatıldığını, davalının takibe yaptığı itiraz üzerine takibin durduğunu ancak, itirazın haksız olduğunu beyan ederek, davalının Konya … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı takibine yaptığı itirazın iptali ile takibin devamına ve davalının % 20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının iddialarının hukuka uygun olmadığını, mevzuat hükümlerinin açık olduğunu, davanın reddi gerektiğini, dağıtım şirketinden alınan verilerine göre 01.07.2017 tarih ve 12.00-13.00 saatleri arasında …’ya ait sayacın demand değerinin 1001,7 kw olduğu ve güç aşımı yapıldığının tespit edildiğini, davalı tarafından güç aşımı yapıldığı ve bu durumda ilgili aya ilişkin üretilen enerji bedelinin talep edilemeyeceği bilinmesine rağmen, … tarih ve … sıra nolu fatura ile … tarih ve … sıra nolu fatura tanzim edildiği ve müvekkili şirkete tebliğ edilerek mevzuata aykırı olarak ödeme talep edildiğini, görevli tedarik şirketi olarak görev yapmakta olan müvekkili şirket tarafından … tarih ve … sayılı kurul kararı gereğince söz konusu fatura ile ilgili olarak davalıya ödeme yapılmadığını, kurul kararında da belirtildiği üzere sisteme verilen enerji …’e bedelsiz katkı olarak dikkate alınacağını, müvekkili şirket görevli tedarik şirketi olarak iş ve işlemlerini yürürlükteki Kanunlar ve Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu mevzuatı çerçevesinde yürüttüğünü, müvekkili şirket faturanın ödemesi veyahut ödenmemesi gibi konularda karar mercii olmayıp, … tarafından belirlenen mevzuatı uygulamakla yükümlü olduğunu, …tarafından … tarih ve … sayılı kurul kararı ile lisanssız elektrik enerjisi üreten tesislerin güç aşımı yaptığı durumlarda uygulanacak iş ve işlemler belirlendiğini, müvekkili şirket kurum tarafından yürürlüğe konulan mevzuatı uygulamak zorunda olduğunu, aksi halde Elektrik Piyasası Kanunu’nun 16.ncı maddesi gereği idari yaptırımlara tabi olduğunu beyan ederek davanın reddi ile davacının %20 den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “….genel anlamı ile davanın teknik bir dava olup, taraflar arasında yapılan sözleşmeye uyulup uyulmadığı ve sözleşme hükümlerinin geçerli olup olmadığı üzerinde toplanmıştır. Davacı tarafın iddiası, taraflar arasında yapılan sözleşmeye istinaden verilmiş olan veya iletilmiş olan enerjinin bedelinin davalı taraftan tahsil edilmesi için yapılan icra takibine yönelik itirazın kaldırılması davasıdır. Davalı taraf ise, söz konusu enerjinin kurum tarafından alınması konusunda herhangi bir itirazlarının olmadığı, ancak ilgili yasa maddeleri gereğince güç aşımı nedeniyle fazlaca verilen enerjinin bedelinin kurumca ödenmeyeceği, davaya konu bedeli bu söz konusu güç aşımından kaynaklandığı dolayısıyla bu bedelin kendilerinin ödeme zorunluluğu olmadığı savunmasını yapmışlardır. Mahkememizce Yapılan uzmanlık görüşü ihtiva eden dosya genel itibariyle, teknik verilerin incelenmesi talep edilmiş, bilirkişilerce taraflar arasında güç aşımı olduğunu mahkememize beyan etmişlerdir. Söz konusu ihlalin işlendiği dönemde uygulanan mevzuata göre davacının davasının reddine karar vermek gerekmiştir. Ancak dosya safahatında davacının kötü niyetli olarak nitelendirilemeyeceğinden icra inkar tazminatının hükmedilmesine yer olmadığına karar vermek ve oluşan vicdani kanaat ile aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” gerekçesiyle davacının davasının reddine, ispatlanmayan kötüniyet nedeniyle kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı arasında “Lisansız Elektrik Üreticileri için Dağıtım Sistemine Bağlantı Anlaşması” yapıldığını, anlaşmaya göre müvekkili tarafından sisteme enerji verildiğini, Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu’nun … gün ve … sayılı kararı ile hukuki dayanaktan yoksun olarak kurulu güçte limit aşımı nedeniyle üretilen tüm enerjinin bedelsiz olarak sisteme verildiğinin kabulü ile üretilen enerjinin bedelinin ödenmemesine yol açılmasına yönelik yaptırım uygulanmasına ilişkin karar aldığının beyan edildiğini, söz konusu idari işlemin uygulanması halinde telafisi güç veya imkansız zararların doğması nedeniyle davalının gerekli yasal başvuruları yapması, gerekli davaları açmasının zorunlu olduğunu, davalı ile aralarında anlaşma kapsamı dışında bir yaptırım söz konusu olmadığını, sözleşmenin 16. Maddesinde “cezai şart” başlığı altında yapılan açıklamada her bir ihmalin veya ihlalin karşılığının ne olduğunun çok açık olarak belirtildiğini, üretim tesisi ile ilgili iş ve işlemler tamamlanarak Bağlantı Anlaşmasına Çağrı Mektubu’nda yer alan 1 MW ve altında bir değere ulaşılana dek üretim tesisinde üretilen enerjinin görevli tedarik şirketi tarafından üretilerek sisteme verilmiş olduğu kabul edilerek bu enerji ile ilgili olarak piyasa işletmecisi ve görevli tedarik şirketi tarafından herhangi bir ödeme yapılmamasına, bu kapsamda sisteme verilen enerjinin ise …’ e bedelsiz katkı olarak dikkate alınmasına, karar verilmiştir “ dendiğini, davalı bunu gerekçe gösterdiğini, ancak, davalı tarafından alınan bu karara karşı yasal yollara başvurmaması kendisini bağlayacağını, çünkü, müvekkilinin davalı ile bağlantı anlaşmalarının mevcut bulunduğunu, aralarındaki hukuki ilişkiyi de bağlantı anlaşması düzenleyeceğini, arz edilen üzere bağlantı anlaşması …tarafından çıkartılan sözleşmeye uygun yapıldığını, müvekkili şirket tarafından … tarih ve … seri nolu faturaları incelendiğinde mahkemenin davayı sadece yönetmelik hükümlerine göre değerlendirdiğini, halbuki taraflar arasında yapılan sözleşmede bu durumlarda uygulanacak yaptırımların belli olduğunu, bunun dışında tarafların sözleşmede belirledikleri hükme göre 13. ve 17. madde kapsamında yapılan açıklamalarda çok açık olarak belirlendiğini, mahkemenin taraflar arasındaki sözleşme hükmünü esas alması gerekirken sadece yönetmelik hükmüne dayandırıldığını, kararın yerinde olmadığını, nitekim söz konusu yönetmelikte yapılan değişiklik kapsamına göre de değerlendirme yapılmadığını, mahkemenin gerekçesinin doğru olmadığını, bu nedenle bilirkişilerden sözleşme kapsamına göre de alternatif hesaplama yapılması gerekirken yapılmamasının usul hatası olduğunu belirterek ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılarak davalarının kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava faturadan kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla girişilen icra takibine vaki itirazın iptali talebine ilişkindir.
İstinaf incelemesi HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve resen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır.

Davacı taraf, elektrik üretim bedeli için düzenlenen … tarihli faturaların ödenmediğini ileri sürerek itirazın iptalini talep etmekte, davalı taraf ise davacının bağlantı noktasına anlaşma gücü üzerinde elektrik verdiğini, 24.06.2017 tarih ve 33106 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun 22.06.2017 tarih ve 7150-3 sayılı Kurul Kararı gereğince bağlantı noktasına anlaşma gücü üzerinde elektrik verilmesi halinde herhangi bir ödeme yapılamayacağını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmektedir.
Taraflar arasında imzalanan ”Lisanssız Elektrik Üreticileri İçin Dağıtım Sistemine Bağlantı Anlaşması” başlıklı sözleşmenin 23. maddesinde “Bu anlaşmanın yürürlük tarihinden sonraki mevzuat değişiklikleri tarafları bağlar. Bu anlaşma hükümleri mevzuat hükümlerine uymama gerekçesi olarak ileri sürülemez” denilmiştir. Taraflar elektrik piyasasında faaliyet göstermekte olup elektrik piyasasını düzenlemek ve denetlemekle görevli olan EPDK’nın düzenleyici işlem niteliğindeki kararları iptal edilmediği sürece her iki tarafı da bağlayıcı niteliktedir. UYAP üzerinden yapılan araştırmada … tarafından alınan Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun 22.06.2017 tarih ve 7150-3 sayılı Kurul Kararı’nın iptali için Danıştay …. Dairesi’nin … Esas, … Karar sayılı dosyası ile dava açıldığı, açılan davanın “Kurul’un lisans alma zorunluluğu bulunan bu tesislerin faaliyetini lisans alıncaya kadar durdurma yetkisinin bulunduğu dikkate alındığında, ilgili şirketleri Kanuna uymaya zorlama amacıyla 1 MW’tan fazla elektrik üretilmesi hâlinde bu üretimin 6446 sayılı Kanun’un 14. maddesinin üçüncü fıkrası kapsamında kabul edilmeyerek ödeme yapılmaması ve bu elektriğin …’e bedelsiz katkı olarak verilmesine yönelik düzenlemenin ölçülülük ilkesine aykırı olmadığı sonucuna ulaşılmaktadır.Bu itibarla, Kurul’un elektrik piyasasını düzenleme yetkisi çerçevesinde lisanssız elektrik üretim şirketlerine ait tesislerin 6446 sayılı Kanuna uygun olarak faaliyetlerini sürdürmeleri, aksi hâlde 6446 sayılı Kanun’un 14. maddesinin üçüncü fıkrası kapsamında alım yapılamayacağını açıklama ve uyarma mahiyetinde olan dava konusu Kurul kararında hukuka aykırılık bulunmamaktadır” gerekçesiyle reddine karar verildiği, karara karşı temyiz yoluna başvurulduğu, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun … Esas, … Karar sayılı kararı ile temyiz talebinin reddine karar verildiği anlaşılmıştır. Taraflar arasında düzenlenen sözleşmenin … maddesinde bağlantı noktasına anlaşma gücü üzerinde elektrik verilmesi hali için anlaşma gücünü aşan kısım için (kW) ilgili takvim yılının en yüksek sistem kullanım fiyatı üzerinden hesaplanan bedelin dört misli olarak hesaplanacak cezanın uygulanacağı belirtilmişse de yukarıda açıklandığı üzere … kararları tarafları bağlayıcı olduğundan sözleşmede belirtilen cezai şarta ilişkin hüküm, … kararının uygulanma zorunluluğunu ortadan kaldırmaz. Bu nedenle mahkemece davanın reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı herhangi br yön bulunmadığı kanaatine varıldığından davacının yerinde görülmeyen istinaf başvuru talebinin esastan reddine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının istinaf başvuru talebinin ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 179,90 TL harçtan peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 125,50 TL karar ve ilam harcının davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
4-İstinafa başvuran davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/4. maddesi gereğince; kararın tebliği işlemlerinin dairemiz tarafından yapılmasına,
6-Kararın temyiz edilmeden kesinleşmesi halinde; dava dosyasının ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda verilen kararın HMK’nın 361/1 maddesi gereğince; taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde dairemize, temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi’ne veya ilk derece mahkemesine verilecek dilekçe ile temyiz kanun yoluna başvurma talebinde bulunulabileceğine 15/02/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır

A.Ç