Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2020/1237 E. 2022/2017 K. 30.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA BAM … HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
… HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO :
KARAR NO :

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 22/01/2020
NUMARASI : … Esas … Karar

İSTİNAF EDEN DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …

DAVALI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVA : Alacak

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 30/11/2022
YAZIM TARİHİ : 05/12/2022
Davacı tarafından davalı aleyhine Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile açılan alacak davasında 22/01/2020 tarihinde tesis edilen karara karşı davacının istinaf kanun yoluna başvurması üzerine üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendiğinde;
DAVA::Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Ocak 2008- Aralık 2008 dönemleri arasında sistem kullanım ihlallerine ilişkin olarak kesilen 2008 yılına ait 29.01.2013 tarih ve … nolu 142.779,43-TL, … nolu 63.028,70-TL, … nolu 16.260,87-TL, … nolu 9.149,30-TL, … nolu 12.199,06-TL, … nolu 29.333,32-TL, … nolu 18.400,01-TL, … nolu 215.170,72-TL, … nolu 68.747,88-TL, … nolu 56.929,17-TL, … nolu 75.424,97-TL ve … nolu 72.138,14-TL olmak üzere toplamı 779.561,57-TL tutarındaki 12 adet sistem kullanım ceza faturası düzenlenerek davalı şirket olan …’a gönderildiğini, söz konusu faturalar 14.02.2013 tarihinde davalı şirkete tebliğ edilmesine rağmen davalı şirket fatura bedellerini yasal süresi içerisinde ödemediğini, iletim sistemini kullanmakta olan kullanıcılara, Yöntem Bildirimi ile getirilen yükümlülükler ve bu yükümlülüklerin yerine getirilmemesi hallerinde uygulanacak cezai işlemler, iletim sisteminde arz güvenilirliği ve sistemin kalitesinin sağlanması amacıyla getirilmiş olan yükümlülükler ve cezai işlemler olduğunu belirterek alacaklarının 01.03.2018 tarihinden itibaren 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkındaki Kanunun 51. Maddesine göre hesaplanacak gecikme zammı ve gecikme zammı KDV’si ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; özelleştirme öncesi dönemde dağıtım şirketleri lie … arasında sistem kullanım anlaşması imzalanmadığını, ancak müvekkili şirket iletim sistemini kullanmaya başladığı andan itibaren müşteri haline gelmiş ve taraflar arasında fiili sözleşme ilişkisi kurulduğunu, davacı … ile müvekkili şirket arasında imzalanan sistem kullanım anlaşması ise Elektrik Piyasası Kanunu uyarınca imzalanarak 26.05.2010 tarihinde yürürlüğe girdiğini, taraflar arasındaki ilişkiyi her yönüyle düzenleyen metin ise 26.05.2010 tarihinde yürürlüğe giren Sistem Kullanım anlaşması olduğunu, Sistem Kullanım Anlaşması’nın 10. Maddesi uyarınca cezai yaptırım gerektirir ihlalin varlığı halinde davacı … tarafından bu durumun öncelikle müvekkili şirkete ihtar edilmesi, ihtara rağmen ihlal giderilmezse ceza yaptırım uygulanması gerektiğini, ancak … tarafından ocak 2008 aralık 20008 arası iddia edilen ihlale ilişkin faturalar öncesinde hiçbir uyarı , bildirim yapılmaksızın ihlalin üzerinden 5 yıl geçmesinin ardından fatura kesilerek müvekkili şirkete tebliğ edildiğini, müvekkili şirkete 5 yıl sonra hiçbir ihtar yapılmadan kesilen fatura Sistem Kullanım Anlaşması’nın 10. Maddesinde aykırı olmakla birlikte ve Ocak 2008 Aralık 2008 dönemi arası sessiz kalınması ve iddia edilen ihlalin giderilmesine yönelik müvekkili şirkete hiçbir bildirim yapılmadan beklenilmesi, beş yıl sonra doğrudan fatura kesilmesi taraflar arasındaki ticari ilişki dikkate alındığında Türk Borçlar Kanunu ve Türk Ticaret Kanunu hükümlerine ve dürüstlük kuralına açık aykırılık teşkil ettiğini, dikkate alınması gereken bir diğer hususun ise ihlal iddiasında bulunan davalının dönemlik olarak uygulamadığı cezaları yıllar sonra geri dönük uygulamak istemesi olduğunu, söz konusu durumun mevzuata aykırı olduğunu, 5 yıl boyunca sistem kullanım cezası uygulamayan davalının beş yıl sonra geriye doğru ceza uygulaması dürüstlük kuralına aykırı olduğunu, sistem kullanım cezaları ifaya ekli ceza şart niteliğinde olduğunu, asıl borcun ödenmesiyle cezai şart talep etme hakkı sona erdiğini, sistem kullanım anlaşmasındaki ceza hükümleri genel işlem koşulu niteliğinde olduğunu, yine davacı taraf da cezanın esasına ilişkin hiçbir delil sunmadığını, hiçbir açıklamada bulunmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “….Bilirkişi raporlarında ve emsal Yargıtay kararlarında belirtildiği ve mahkememizce de benimsendiği gibi dava konusu faturalar 2008 yılına ilişkindirler ve 2013 yılında düzenlenmişler olup davalı şirket 2009 yılında özelleştirilmiş ve 26/05/2010 tarihinde taraflar arasında sistem kullanım anlaşması ilk kez imzalanmış olduğundan, davacı tarafından davalıya reaktif tüketim miktarının uygun hale getirilmesi uyarısı yapılmadan ve ve bu konuda davalıya yeterli bir süre verilmeden ceza verilmesi hukuka uygun görülmemiştir. Davacının dava konusu ettiği dönemde taraflar arasında ceza verileceğine ilişkin bir anlaşma hükmü olmadığından 4 yılı aşkın süre sonra ve davacının uzun süre sessiz kalarak cezanın artmasına kendi hareketiyle sebebiyet verdiği ve düzenlediği faturalardan dolayı davalıdan bir hak iddiasında bulunmasının hukuka ve hakkaniyete uygun olmadığı ve Bildirimin tek taraflı olarak düzenlemiş olmasının davacıya bir hak bahşetmeyeceği hususları anlaşıldığından davacının davasının reddine ilişkin aşağıdaki hükmün kurulması gerekmiştir.” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; sistem kullanımı anlaşması imzalamamış olan kullanıcıların yarattığı ihlal hallerinde gerekli yaptırımların uygulanabilmesini hüküm altına alan Yöntem Bildiriminin 1.5 maddesinde “İletim sistemine doğrudan bağlı tüketiciler ve dağıtım lisansına sahip tüzel kişilerin, iletim sisteminin her bir ölçüm noktasında çekecekleri endüktif reaktif enerjinin/verecekleri kapasitif reaktif enerjinin, aktif enerjiye oranının ilgili mevzuata uygun olmaması” şeklinde tanımlanan ihlalle ilgili olarak kesilen sistem kullanım ceza faturaları olduğunu, davalı şirket ile müvekkili kurum arasında imzalanmış bir sistem kullanım anlaşması bulunmadığı dönemde dava konusu ceza faturası, iletim sistemi kullanım ve sistem işletim tarifelerini hesaplama yöntem bildirimin 1.5 maddesine göre düzenlendiğini, ayrıca yasalara ve mevzuata uygun olan Yöntem Bildirimine göre teşekküllerinin uyarı yükümlülüğü olmadığını, bu nedenle uyuşmazlığın sistem kullanım anlaşmasına göre değil, yöntem bildirimi hükümlerine göre çözüme kavuşturulması gerektiğini, sistem kullanım anlaşmalarını imzalamayan kullanıcıların yarattığı ihlal hallerinde gerekli yaptırımların uygulanabilmesini hüküm altına alan Yöntem Bildiriminin 1.5 maddesindeki cezai hükümlerin de hukuka uygun olduğunu, hükme esas alınan bilirkişi raporlarında, bahsi geçen 08.02.2007 tarihli belgeyi yanlış yorumlayarak sistem kullanım anlaşmasından önceki dönemdeki ceza faturalarından davacının sorumlu olmadığının ifade edildiğini, oysa davalı şirketin gerek sistem kullanım anlaşmasından önceki döneme ait faturalardan gerekse de sistem kullanım anlaşmasının imzalanmasından sonraki dönemlere ait faturaların tamamından sorumlu olduğunun açık olduğunu, faturaya 8 gün içerisinde itiraz edilmemesi halinde faturanın kabul edildiğini sonucuna varılması gerektiğini, davalı tarafından fatura içeriğine süresi içerisinde itiraz edilmeyerek, faturanın içeriği kesinleştiğini, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 146. Maddesi ” Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, her alacak on yıllık zamanaşımına tabidir.” hükmü uyarınca söz konusu sistem kullanım ceza faturalarının düzenlendiğini, bu bakımdan kendisine tanınan 10 yıllık yasal süre içerisinde hakkını kullanan teşekküllerinin, yasaya aykırı hareket etmesi gibi bir durum söz konusu olmadığını, bu nedenlerle ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılarak davalarının kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; uygulanan cezai şart nedeniyle davacı tarafça düzenlenen faturaların tahsili istemine ilişkindir.
İstinaf incelemesi HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve resen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır.
02/12/2020 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan, 25/11/2020 tarihli 7257 sayılı Kanunun 33. maddesi ile, 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanununun 8 inci maddesinin ikinci fıkrasına (ç) bendinden sonra gelmek üzere (d) bendi eklenmiş, buna göre “İletim sisteminin normal işletme koşulları içerisinde işletilmesi ile işletme güvenliği ve bütünlüğü üzerinde risk oluşturan durumlara ilişkin olarak bağlantı ve sistem kullanım anlaşmalarında düzenlenen sistem kullanım ihlallerinin takibini yapmak, ihlal durumu tespit edilen tüzel kişilere sistem kullanım anlaşmasında düzenlenen cezai şartları ve diğer yaptırımları uygulamak” …’ın görev ve yükümlülükleri arasında gösterildikten sonra 6446 sayılı Kanun’a ek madde 3 ile “8 inci maddenin ikinci fıkrasının (d) bendinin uygulamasından kaynaklanan uyuşmazlıklar idari yargıda görülür.” hükmü eklenmiş, 46. madde ile de Kanunun yayımı tarihinde yürürlüğe gireceği düzenlenmiştir.
6100 sayılı HMK’nın 114.maddesinde dava şartları düzenlenmiş olup, aynı yasanın 114/1-b maddesi gereğince yargı yolunun caiz olması dava şartı olup, yine aynı yasanın 115.maddesi uyarınca da mahkemece dava şartlarının mevcut olup olmadığının davanın her aşamasında resen gözetilmesi gerektiğinden yukarıda belirtilen yasal düzenleme karşısında yargı yolunun caiz olup olmadığı husunda bir değerlendirme yapılmak üzere davacının istinaf talebinin resen kabulü ile HMK’nın 353/1.a.6 maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın mahkemesine gönderilmesine, kararın kaldırma sebebine göre davacının istinaf sebeplerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının istinaf talebinin KABULÜ ile Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 22/01/2020 tarih … Esas … Karar sayılı KARARININ KALDIRILMASINA,
2-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-a maddesi gereğince dosyanın ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yatırılan 54,40 TL istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
5-İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
6-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/4. maddesi gereğince; kararın tebliğ işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 30/11/2022 tarihinde oybirliği ile HMK’nın 353/1-a maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır

A.Ç