Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2020/1234 E. 2020/1361 K. 05.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM .. HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
.. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO :
KARAR NO :

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA ASLİYE .. TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/10/2019
NUMARASI : Esas – Karar

DAVACI : … – (T.C. Kimlik No:…)

İSTİNAF EDEN DAVALI :
VEKİLİ : Av. … –
DAVA : Menfi Tespit

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 05/11/2020
YAZIM TARİHİ : 09/11/2020
Davacı tarafından, davalı aleyhine Konya Asliye .. Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile açılan menfi tespit davasında 25/10/2019 tarihinde tesis edilen davanın usulden reddi kararına karşı davalının istinaf kanun yoluna başvurması üzerine, üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendiğinde;
DAVA: Davacı dava dilekçesinde özetle; 1843 sayılı Yarma Tarım Kredi Kooperatifinin … nolu üyesi olduğunu; kredi borcu bulunduğundan bahisle Konya .. İcra Müdürlüğünün …. ve … esas sayılı dosyaları ile kendisi ve kefilleri aleyhine icra takibi başlatıldığını; ancak kendisinin aldığı kredileri ödediğini; takip konusu senetlerden dolayı herhangi bir borcunun bulunmadığını beyanla borçlu olmadığının tespiti ile hakkında açılan icra takiplerinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; Arabuluculuk son tutanağına dair eksikliğin giderilmesi ihtarını içerir tensip tutanağı ekli ihtaratlı davetiye davacıya 16/10/2019 tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş; ancak verilen kesin süre içerisinde söz konusu eksikliğin giderilmediği; davacının 07/11/2019 tarihinde, dava tarihinden sonra yapılan başvuru üzerine düzenlenmiş 06/11/2019 tarihli arabuluculuk son tutanak aslını ibraz ettiği görülmüştür.
Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Talebin Başlatılması Usulü Hakkındaki 09/12/2018 tarih ve 7155 Sayılı Kanun’un 20. maddesi ile 13/1/2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5 inci maddesinden sonra gelmek üzere kanuna eklenen “Dava Şartı Olarak Arabuluculuk” başlıklı 5/A maddesinin 1. fıkrasına göre; “Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.”
Aynı kanunun 23. maddesi ile 6325 sayılı Kanuna Dördüncü Bölümden sonra gelmek üzere eklenen “Dava Şartı Olarak Arabuluculuk” başlıklı 18/A maddesine göre… Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.” gerekçesiyle davanın dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; 02/01/2020 tarih ve 30996 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Avukatlık Asgari Ücret tarifesinin 7. Maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi tarafından davanın usulden reddine karar verilmesine rağmen davalı lehine vekalet ücretine karar verilmediğini, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava; davalı kooperatif tarafından davacı kooperatif ortağı hakkında yapılan icra takipleri sebebiyle tarım kredi kooperatifi ortağı tarafından davalı kooperatif aleyhine açılan menfi tespit talebine ilişkindir.
İstinaf incelemesi HMK 355. Madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve resen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır.
Dava şartı olarak arabuluculuğa ilişkin 6325 Sayılı Kanunun 18/A Maddesi: “(1) İlgili kanunlarda arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiş ise arabuluculuk sürecine aşağıdaki hükümler uygulanır. (2) Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.” şeklinde düzenlenmiştir.
“Türk Ticaret Kanununun 5/A- maddesinde (Ek madde:6/12/2018-7155 S.K./20. Md); “(1) Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır. ” düzenlemesi bulunmaktadır.
Söz konusu düzenlemede dava şartı olarak getirilen arabuluculuk tamamlanabilir bir dava şartı olmayıp, dava açılmadan önce tarafların başvurup tüketmesi gereken usulü bir yoldur.
Ticari uyuşmazlıklarla ilgili açılan davalarda 01.01.2019 tarihinden itibaren arabuluculuk dava şartı haline gelmiş olup, 6325 Sayılı Kanunun 18/A-2 Maddesindeki “Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.” düzenlemesi nedeniyle, arabulucuya başvurulmadan dava açıldığı anlaşıldığından davanın usulden reddine karar verilmesinde hukuka aykırılık bulunmamakla birlikte davada kendisini vekil ile temsil ettiren davalı yararına 1136 sayılı Avukatlık Kanunu 5.maddesi uyarınca karar tarihi itibariyle uygulanması gereken A.A.Ü.T. 7/2 ve ikinci kısım ikinci bölüm uyarınca davalı vekilinin çalışması karşılığı vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken davalı tarafa sehven tebligat yapıldığı gerekçesiyle vekalet ücreti tayin olunmamasında hukuka uygunluk bulunmadığı sonuç ve kanaatiyle davalının istinaf talebinin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, HMK’nın 353/1.b.2.maddesi gereğince yeniden karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatiyle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A) Davalının istinaf talebinin KABULÜ ile; Konya Asliye .. Ticaret Mahkemesi’nin 25/10/2019 tarih … Esas – … Karar sayılı KARARIN KALDIRILMASINA,
1- İstinaf başvurusunda bulunan davalı tarafından yatırılan 54,40 TL istinaf karar harcının talep halinde davalıya iadesine,
2- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
B) Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b.2 maddesi gereğince davacı talebi ile ilgili YENİDEN HÜKÜM KURULMASINA,
1-Davanın dava şartı yokluğu nedeniyle USULDEN REDDİNE;
2-Dava açılırken yatırılan 315,30 TL harçtan alınması gereken 54,40 TL harcın mahsubu ile fazla yatırıldığı anlaşılan 260,90 TL harcın talep halinde davacıya iadesine,
3- Davalı davada kendisini vekil sıfatı ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan A.A.Ü.T. gereğince 3.400,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4- Davacının yaptığı yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5- Davalının yaptığı yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6- Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 333 ve HMKGAT’nin 5/1. maddeleri gereğince yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının gider avansını yatıran tarafa iadesine,
C) Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/3.maddesi gereğince kararın ilk derece mahkemesi tarafından tebliğe çıkarılmasına,
D) Dava dosyasının ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 05/11/2020 tarihinde oybirliği ile HMK’nın 362/1.a maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır

E.Y