Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2020/1115 E. 2022/1843 K. 02.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM … HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: … – …
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
… HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : …
ÜYE : …
ÜYE : …
KATİP : …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 31/10/2019
NUMARASI : … Esas … Karar

İSTİNAF EDEN DAVACI : …
VEKİLİ : Av. … – …

DAVALI : …
VEKİLLERİ : Av. … & Av. …

DAVA : İtirazın İptali

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 02/11/2022
YAZIM TARİHİ : 04/11/2022
Davacı tarafından davalı aleyhine Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi”nin … Esas sayılı dosyası ile açılan itirazın iptali davasında 31/10/2019 tarihinde tesis edilen karara karşı davacının istinaf kanun yoluna başvurması üzerine üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendiğinde;
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; bankalarının … Bölge Müdürlüğü’nün temizlik işlerini yürütmekte olan … Şti firması nezdinde çalışmakta olan …’ın 05/02/2003 tarihinde anılan firmada çalışmaya başladığını ve 04/03/2011 tarihinde işten ayrıldığını; … Bölge Müdürlüğü’nün temizlik işlerinin anılan firmaya ihale suretiyle verildiğini ve sözleşmeler imzalandığını; davalı şirkette çalışmış olan … isimli işçi tarafından iş akdinin tek taraflı olarak feshedildiğinden bahisle kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla mesai ve yıllık izin ücreti alacaklarının tahsili amacıyla yüklenici … Şti ve bankaları aleyhine Konya … İş Mahkemesinin … Esasına kayden açılan davada davanın kısmen kabulüne karar verildiğini; söz konusu kararın bankalarınca temyiz edildiğini, ancak Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin 03/05/2016 tarihli kararıyla onanarak kesinleştiğini; kararda hükmedilen alacak, faizi, yargılama gideri ve vekalet ücretinden oluşan toplam 20.821,38 TL’nin ödenmesi istemiyle alacaklı vekili tarafından Bankaları aleyhine Konya … İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyası ile icra takibine geçildiğini; söz konusu ücretlerin ödenmesi hususunda alınan olurlar sonrasında ilk aşamada 20.821,38 TL. ve daha sonra gönderilen bakiye borç muhtırası üzerine 3.595,58 TL.’nin icra dosyasına ödendiğini; ayrıca anılan dava nedeniyle 1.860,25 TL. yargılama gideri yapıldığını; davalının sorumluluğunda bulunan söz konusu tutarların işlemiş 1.267,65 TL. faiziyle birlikte toplam 27.544,86 TL.’nin tahsili amacıyla Ankara … İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyası ile icra takibi başlatılmışsa da gönderilen ödeme emrine davalı borçlunun yaptığı itiraz neticesinde takibin durdurulmasına karar verildiğini; davalı firmanın işçisine bankalarınca ödenen alacaklar konusunda davalı alt işveren sıfatıyla sorumlu olduğundan ödenen miktarın gerek Borçlar Kanunu hükümleri ve gerekse sözleşme hükümleri gereğince rücuan tahsili amacıyla işbu davanın açılması zaruretinin hasıl olduğunu beyan ederek Ankara … İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali ile davalının % 40 oranında icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın yetkisiz mahkemede açıldığını; davacının rücuen tahsilini talep ettiği tazminatın Konya Mahkemesince hüküm altına alındığını ve taraflar arasındaki sözleşmede de ihtilaf halinde Konya Mahkemeleri’nin yetkili olduğunun belirtildiğini; bu nedenle öncelikle davanın yetkisizlik nedeniyle usulden reddine karar verilmesi gerektiğini; dava dışı işçinin davacı kuruma ait işyerinde çalıştığını, bu nedenle söz konusu tazminatlardan davacı kurumun sorumlu olduğunu; taraflar arasında düzenlenen sözleşmede işçilerin iş akitlerinden doğacak tazminat ve işçilik alacaklarından hangi tarafın ne miktarda sorumlu olduğu hususunda bir düzenleme bulunmadığını; Yargıtay kararlarına göre sözleşmede yüklenicinin sorumluluğuna ilişkin hüküm bulunmaması halinde alt işveren şirketin surumluluğunun dava dışı işçinin alt işveren şirkette çalıştığı döneme isabet eden miktarın yarısı kadar olacağını; sözleşmede hüküm bulunduğu durumlara ilişkin yargıtay kararı uyarınca asıl işverenle alt işverenin birlikte sorumluğunun olacağı ve sözleşme uyarınca çözümlenmesi gerektiğinin belirlendiğini; taraflar arasındaki sözleşmede kıdem ve ihbar tazminatından ve diğer işçilik alacaklarından sorumluluğa ilişkin herhangi bir hüküm bulunmadığını;11/09/2014 tarihinde çıkan yasa ile taşeron şirketlerin sorumluluğunun tamamen sona erdiğini beyan ederek davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “….dava dışı …’ın 05/02/2003 – 04/03/2011 tarihleri arasında davalı alt işverene bağlı olarak davacı asıl işverene ait işyerinde çalıştığı; söz konusu çalışma dönemine ilişkin olarak işçilik alacaklarının tahsili için davacı ve davalı işverenlere karşı Konya … İş Mahkemesi’nin … Esas sayılı davasını açtığı ve yapılan yargılama sonucunda 13/11/29014 tarih ve … sayılı kararla davanın kısmen kabulü ile 8.287,00 TL. kıdem tazminatı, 1.914,00 TL. ihbar tazminatı, 1.380,00 TL. yıllık izin alacağı, 773,87 TL. fazla çalışma alacağı ile 625,51 TL. karar ve ilam harcı, 1.500,00 TL. vekalet ücreti ve 765,93 TL. yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verildiği; davacı (anılan dosyada davalı) … Bankası tarafından temyiz edilen söz konusu kararın Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin 03/05/2016 tarih ve … Esas – … Karar sayılı ilamıyla onanarak kesinleştiği; söz konusu hükmün davacı işçi tarafından Konya … İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyası ile icra takibine konu edilmesi üzerine davacı (anılan dosyada borçlu) … Bankası tarafından ilk aşamada 20.821,38 TL. ve daha sonra 3.595,58 TL. olmak üzere toplam 24.416,16 TL. ödeme yapıldığı; davacının söz konusu tazminatlardan alt işveren olarak davalının sorumlu bulunduğu iddiasıyla söz konusu icra dosyasına yaptığı 24.416,16 TL. ödeme ile birlikte Konya … İş Mahkemesi’nin … Esas sayılı davası nedeniyle yaptığı 1.860,25 TL. yargılama gideri ve yapılan ödemeye ilişkin takip tarihine kadar işlemiş 1.267,65 TL. faiz olmak üzere toplam 27.544,86 TL.’nin tahsili amacıyla Ankara … İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyası ile alt işveren konumundaki davalı … ŞTİ. aleyhine icra takibinde bulunduğu; davalı borçlunun itirazı nedeniyle takibin durdurulmasına karar verildiği ve söz konusu itirazın iptali amacıyla eldeki davanın açılmış bulunduğu; 4857 sayılı İş Kanunu uyarınca işçilik alacaklarından asıl ve alt işverenlerin işçiye karşı müştereken ve müteselsilen sorumlu oldukları; taraflar arasındaki hizmet alım sözleşmeleri ve temizlik işlerine ilişkin teknik şartnamelerde, çalışanların uğrayacakları iş kazalarından doğacak hukuki sorumluluğun yükleniciye (alt işverene) ait olduğu düzenlenmiş olmakla birlikte çalışanların işçilik haklarından hangi tarafın sorumlu olduğuna dair herhangi bir hüküm bulunmadığı; her ne kadar davacı tarafça hizmet alım sözleşmesinin 38. maddesiyle bu sorumluluğun alt işveren davalıda olduğu iddia edilmişse de anılan maddenin nihai sorumluluk hususunda herhangi bir hüküm içermediği; bu durumda işçinin alt işverene bağlı olarak çalıştığı döneme ilişkin kıdem ve ihbar tazminatları, yıllık ücretli izin ve fazla mesai alacakları gibi işçilik haklarından ve bunlara ilişkin yargılama giderlerinden asıl işveren olan davacı ile alt işveren durumundaki davalının birlikte ve yarı yarıya sorumlu oldukları anlaşılmakla davanın kısmen kabulü ile bu oranda itirazın iptaline, fazlaya ilişkin talebin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile; davalının Ankara … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takibine yapmış olduğu itirazın 8.046,69 TL. asıl alacak, 415,70 TL. işlemiş faiz ve 846,55 TL. yargılama gideri olmak üzere toplam 9.308,94 TL yönünden iptali ile bu tutar üzerinden takibin devamına, kabul edilen tutar üzerinden %20 oranındaki 1.861,79 TL. icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, reddedilen tutar üzerinden %20 oranındaki 3.647,18 TL. icra inkar tazminatının davacıdan alınarak davalıya verilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; 4857 sayılı İş Kanununun 2 nci maddesinin 6. fıkrasında; “Bir işverenden, işyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin yardımcı işlerinde veya asıl işin bir bölümünde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işlerde iş alan ve bu iş için görevlendirdiği işçilerini sadece bu işyerinde aldığı işte çalıştıran diğer işveren ile iş aldığı işveren arasında kurulan ilişkiye asıl işveren-alt işveren ilişkisi dendiğini, Bu ilişkide asıl işveren, alt işverenin işçilerine karşı o işyeri ile ilgili olarak bu Kanundan, iş sözleşmesinden veya alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden doğan yükümlülüklerinden alt işveren ile birlikte sorumludur…” hükmü yer aldığını, anılan madde hükmüne göre alt işveren işçisinin alacaklarından asıl işveren ve alt işveren birlikte sorumlu olduğunu, Yargıtay .. Hukuk Dairesi … E., … K. Sayılı kararında “.. kıdem tazminatı açısından asıl işveren alt işveren ilişkisinin sona ermesinin ardından işyerinden ayrılan alt işveren ile daha sonra aynı işi alan alt işveren arasında hukuki yada fiili bir bağlantı olsun yada olmasın kıdem tazminatı açısından önceki işverenin devir tarihindeki ücret ve kendi dönemi ile sınırlı sorumluluğu, son alt işverenin ise tüm dönemlerden sorumluluğu kabul edilmelidir.” denildiğiini, söz konusu kararda işçiyi çalıştıran firmaların sorumluluğu bakımından kıdem tazminatı alacağı bakımından son alt işveren için tüm dönem üzerinden, daha önce ihaleyi alan firmalar açısından ise kendi dönemleri üzerinden sorumlu olduklarına hükmetmekte olduğunu, bu bağlamda davalı firmanın, … ’ın son alt işvereni olup, bankalarınca ödenen işçilik alacakları ödemesinin tamamından sorumluluğu söz konusu olduğunu, yine mahkemece hukuka aykırı olarak davalı yan lehine icra inkar tazminatına hükmedildiğini, davalı yanın talebi olmamasına rağmen davalı lehine de icra inkar tazminatına hükmedildiğini beyan ederek ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, taraflar arasında imzalanan hizmet alım sözleşmelerinden kaynaklı rücuen tazminat istemli başlatılan ilamsız icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
İstinaf incelemesi HMK 355. Madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve resen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır.
Hizmet alım sözleşmeleri; ihale şartları ile belirlenen işin sözleşmede kararlaştırılan bedel ile yapılmasının üstlenildiği sözleşmelerdir. Bu sözleşme türünde yüklenicinin edimi, hizmetin kendi işçisi ile yerine getirilmesi, işverenin edimi ise sözleşme bedelinin ödenmesidir. Sözleşme kapsamında yapılması gereken iş yüklenici işçisi tarafından yerine getirilecektir. İş akdinin yüklenici ile işçi arasında yapıldığı hususu ihtilaflı değildir. SGK kayıtları da bu hususu doğrulamaktadır. Hizmet alımı tip sözleşmelerinde işverenin, yüklenici tarafından çalıştırılan işçinin ücretinin ödenmesi, sosyal haklarının takibi gibi denetim dışında işçiye karşı bir sorumluluğu yoktur. İşveren ile yüklenicinin İş Kanunu’na göre işçiye karşı müteselsilen sorumlu olmasına rağmen rücu ilişkisinde taraflar arasında imzalanan sözleşmenin uygulanması sözleşme hukukunun en temel ilkelerindendir.
İşçilik alacakları işveren tarafından ödenen işçinin; yüklenici işçisi olması, sözleşme ücretine işçinin ücret ve sosyal haklarının dahil olması, işverenin işçilik alacaklarından sorumlu olacağına dair sözleşmede bir hüküm bulunmaması hususları nazara alındığında davacı işverenin işçiyi çalıştıran yüklenicilerden ödediği bedeli ve ferilerinin tamamını talep etme hakkı bulunduğunun kabulü gerekir.
Hizmet alım ihaleleri aynı yüklenici tarafından alındığı gibi, değişik yükleniciler tarafından da alınabilmektedir. Bu halde işyeri devri suretiyle işçiler yeni yükleniciye devredildiği için hizmet akitleri kesintiye uğramadan devam etmekte ve işçilik alacakları da bu doğrultuda hesaplanmaktadır.
İşçiye ödenen kıdem tazminatı iş sözleşmesinin feshedildiği tarihteki giydirilmiş ücret üzerinden hesaplanmakta olup bu kıdem tazminatının tamamından işçiyi çalıştırdıkları dönemle orantılı olarak yükleniciler işverene karşı sorumludurlar.
Yıllık izinler kullanılmadığı taktirde iş sözleşmesinin feshi ile ücrete dönüşmektedir. Sözleşmeyi feshedenin son yüklenici olduğu ve yıllık izinlerinde bu fesih ile ücrete dönüştüğü gözönüne alındığında yıllık izin ücretinden son yüklenici sorumlu olacaktır.
İhbar tazminatından son işveren sorumludur. Bunların dışında hafta tatil ücreti, ücret alacağı, fazla mesai ücreti gibi işçiye ödenen tazminatlardan yükleniciler işverene karşı işçiyi çalıştırdıkları dönemle sınırlı olarak sorumlu olacaklardır.
İşveren tarafından bu ödemelerin feri mahiyetinde yapılan ödemeler de aynı esasla yüklenicilerden tahsil edilebilecektir.
Yükleniciler aleyhine açılan rücu davalarında ayrı sözleşmelerle hizmet ifa eden yükleniciler mecburi dava arkadaşı olmadığı gibi borçtan müteselsilen sorumlu olacaklarına ilişkin kanun hükmü veya sözleşme bulunmamaktadır. Bu nedenle alacak davalarında her davalı aleyhine ayrı tahsil hükmü kurulmalıdır. Davanın itirazın iptali şeklinde açılmış olması durumunda ise takibin hangi davalı açısından hangi miktarla devam edeceği ayrı ayrı belirlenmelidir. (Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 14/12/2020 tarih 2019/2265 Esas 2020/4279 Karar, 29/06/2020 tarih 2019/1436 Esas 2020/2329 Karar ve 21/12/2020 tarih 2019/2279 Esas 2020/4436 Karar sayılı ilamları)
Somut olayda, ilk derece mahkemesince tarafların yarı yarıya sorumlu oldukları kabul edilmiş ise de davacının işçilik alacaklarından sorumlu olacağına dair sözleşmelerde bir hüküm bulunmadığından yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda son yüklenici olan davalının kıdem tazminatı, fazla çalışma ücreti ve bunlara ilişkin ferilerden kendi dönemiyle sınırlı olmak üzere tam sorumluluk esasına göre sorumlu olacağı, ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti ve bunlara ilişkin ferilerin ise tamamından kendi başına sorumlu olacağı bu sebeple yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda bilirkişiden ek rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinden, ayrıca davalının talebi olmamasına rağmen davalı lehine icra inkar (kötüniyet) tazminatına hükmedilmesi de yerinde olmadığından davacının istinaf başvuru talebinin kabulü ile HMK’nın 353/1.a.6 maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın mahkemesine gönderilmesine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının istinaf başvuru talebinin KABULÜ ile Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 31/10/2019 tarih … Esas … Karar sayılı KARARININ KALDIRILMASINA,
2-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-a maddesi gereğince dosyanın ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yatırılan 54,40 TL istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
5-İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
6-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/4. maddesi gereğince; kararın tebliğ işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 02/11/2022 tarihinde oybirliği ile HMK’nın 353/1-a maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır

A.Ç